logo
23 NİSAN 2024

PKK itinin pişmanlık oyunu!..

02.09.2005 00:00:00
KANDİL Dağı'nda ABD'li ve İsrailli efendileriyle birlikte kandil üstüne kandil söndüren bölücü PKK terör çetesine bağlı "yal ehlini" gitarlarıyla birlikte görüntüleyip, "romantik mağdur gençler" diye takdîm ederek manşetlere çeken "Türkiyeli Medya"nın "amiral gemisini" idare eden "Petrusçubaşı" namı ile maruf "kaptanın sırça köşküne" gülle düştü galiba... "Karaman'ın koyunu, sonra çıkar oyunu" demişler... Bakalım bunun altından hangi çapanoğlu çıkacak... Mâlûm gazete, birkaç günden beri, PKK'nın gûya "nedamet getiren" baş canilerinden Şemdin Sakık'ın, filanca kitabının da reklamını yapa yapa; 1993'te, Bingöl'de "devlet yoluna" pusu kuran 300'den fazla katil tarafından kurşuna dizilen "33 Şehit Mehmetçik" olayını, 12 yıl sonra yeniden gündeme getirdi. Bu bir bakıma iyi de oldu. Önce, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin lüzumsuz, mübalağalı şefkatine muhatap olan PKK Celladı Şemdin Sakık, "Merd-i Kıptî şecaât arz ederken sirkatin söyler" misali, bakınız nasıl ötüyor... Bu katliam yapılırken ben bölgede bile değildim. Emri bizzat Öcalan Şam'dan telsizle verdi. Asker otobüsleri tesadüfen pusuya düştü. Bizim leş kargaları, silahsız ve savunmasız sivil askerin üstüne piyangodan ikramiye çıkmış gibi üşüştü. Öcalan önce eylemi yapanları tebrik ve taltif etti, dünyadan da büyük tepki görünce korktu, bu eylemi üzerime yıktı...Okuyan zannedecek ki bu "deyyus-u ekber", PKK'nın baş celladı değil de, puro sabunuyla yıkanmış, bebe şampuanına yatırılmış, en sonunda süt banyosuna batırılmış ve arındırılmış bir insanlık numunesi... İşte bu zavallı "ölüm makinesine", o katliamdan kurtulan Mehmetçik veriyor cevabı... Açıkça ilan ediyorlar ki Şemdin Şakık denilen bu canî, PKK adı verilen kahpe akrebin bizzat zehirli kıskacı!..Sakık yalan söylüyor!İŞTE savunmasız, silahsız her şehit Mehmetçik'e 50 kurşunun sıkıldığı o katliâmdan, mucizevî bir şekilde kurtulan Trabzonlu Osman Partal anlatıyor... Yalan söylüyor. Çünkü ilk otobüsün en ön koltuğunda oturuyordum. Yolumuzu kestiklerinde şoförün kapısını bizzat Sakık açtı. Toprak rengi üniforması vardı üzerinde, aynı renk kasketi ters takmıştı. Omuzundaki tüfeğin namlusu yere bakıyordu. Şoföre, diğer otobüsün nerede olduğunu sordu. Arkada, geliyor cevabını aldı. İki dakika sonra diğer otobüs düştü pusuya. Yani bizi bekliyorlardı... Şemdin Sakık nereli olduğumuzu sorup, Doğulu ve Batılı diye bizi iki gruba ayırdı. Sakık, doğulu olmayan benim de içinde olduğum 34 kişinin eğitim kampına götürülmesini söyledi..Sonrası malûm... Gecenin 3'üne kadar vahşetin kubur kere kuburcası... Koşar adım yürütüşler ve bizzat yılanbaşı Öcalan'ın emrini yerine getirmek üzere, canîlerce tetiklenen ve ölüm kusan silahlar...Bu habere yazılan yorumları; kendisini "Türkiyeli" değil Türk hisseden, doğulusu ve batılısıyla "ortalama" Türk vatandaşlarının duygu ve öfke yüklü satırlarını okudum 1 saat boyunca... O yorumlara yorum ilmekleyen herkesin, savunmasız, korumasız yola çıkarılan Mehmetçiklerimize ah edişlerine, bütün kahpelikleri ve bu kahpeliklere arka çıkanları, hatta "yumuşak" bakanları lanetleyişine şahit oldum... Bir kısım "aydıncık -maymuncuk tezgâhıyla" Türkiye'de halen "vaziyeti idare edenlerin", bu kahpe terör çetesinin uzantılarıyla, hatta bizzat çeteyle ve İmralı Malikanesi'nde besiye çekilen elebaşısıyla dolaylı veya direkt muhatap ediliyor olmalarını ve "söylem birliği tuzağına düşürülmelerini" düşündüm sonra... Gönlümden şu sütuna ne mi döküldü!.. Elbette yazıklar olsun!..Şehit yakınlarına kulak verin! AZİZ gönüldaşlarım, daha önce de yazdığım gibi 30 Ağustos Zafer Bayramı günü saat 15.00'ten itibaren Aydınlar Ocağı Genel Merkezi'nce artık bir gelenek haline getirilen Şehitleri Anma Toplantısı'na katılmak üzere, Edirnekapı Şehitliği'ndeydim.Memnuniyetle ifade etmeliyim ki bu yıl yapılan bu mânâlı anma toplantısına iştirak eden gönüldaşlarımızın sayısı, geçen yıla göre bile en az 5 kat fazla idi. Aydınlar Ocağı Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Erkal ve yönetim kurulu üyelerinin vatansever gayretiyle düzenlenen bu anma törenine İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Eminönü Belediyesi'nin tribün, oturma ve ses düzeni bakımından verdikleri gönüllü desteği elbette zikretmeliyiz. Açık hava mitingine dönüşen bu toplantıda, 4 siyasî partinin il başkanları, milliyetçi muhafazakâr sivil toplum kuruluşlarının yöneticileri ve mensupları ile Ülkü Ocakları'nın ve Nizam-ı Âlem Ocakları'nın şuurlu vatansever gençleri de vardı. Şehit anaları, babaları, eşleri, çocukları ve yakınları ile aziz şehitlerimizin tertemiz, muazzez ruhları da aramızdaydı elbette!..Aydınlar Ocağı Genel Başkanı Mustafa Erkal Hocamızın gerçek bir "aydın" sıfatıyla Türkiye'de "vaziyeti idare edenlere" yaptığı "nazik olduğu kadar sert" üslûblu uyarıları, Şehit Aileleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı ve "Şehit Anası" Şencan Bayramoğlu'nun nezaket çerçeveli vatansever sitemlerini, bu törende aynı zamanda "Şehit Torunu ve Şehit dayısı" sıfatıyla konuşan ve "Tek bayrak ve tek milletten, Türkiyenin bölünmez bütünlüğünden asla taviz verilmeyeceğini" haykıran Eminönü Belediye Başkanı Nevzat Er dostumun vecîz konuşmasını gönül alkışlarıyla destekliyorum. Şehit Anaları Derneği Başkanı Pakize Akbaba'ya gelince... Daha önce hakkında defalarca yazdığım ve acısını paylaştığım "Pakize Ana"nın, bu törendeki konuşmasını, fazlaca medyatik olma hevesli, maalesef haddini aşan ve "şehit anası vakarına yakışmayan" tarzda bulduğumu söyleyebilirim...Her şeye rağmen, Türkiye'nin "idare edicilerinin" terör çetesi uzantılarına gösterdikleri randevu müsamahasını, şehit ailelerinden esirgememelerini ve onları da dinlemelerini, bir defa daha "ihtaren" hatırlatıyorum..  Servet Kabaklı/ Tercüman
İstanbul'da kutlamaların merkezi Taksim Meydanı'ydı
Taksim Cumhuriyet Anıtı'na çelenk sunuldu
Esad, Abhazya Dışişleri Bakanı'na söyleşi verdi
'ABD'yle zaman zaman görüşüyoruz'
Bilim adamından korkutan uyarı
'Sıcaklık 4 ila 6 derece arttı'
Erdoğan buradaki törene katılmadı
Devlet erkanı Anıtkabir'de
Erbil ziyareti Metiner'i heyecanlandırdı
'Erdoğan’ı Kürtsüz bırakma operasyonu'
Havaların ısınmasıyla yine ortaya çıktı
Yılın ilk kene vakası görüldü
Arapça soru sorulunca Türkçesini istedi
Erbaş, Arapça bilmiyor mu?
Barzani'den Erdoğan'a teşekkür
'Zor zamanlarımızda yardım etti'
Milli irade 104 yıl önce hakim oldu
23 Nisan kutlu olsun
8 gün önce intihar etmişti
Mezarını açıp cesedi ateşe verdi!
Yatırım değil dizi tavsiyesi verdi
'İzlemeyen kalmasın'
Yükselirse, işi zor
Biden'ın geleceği petrol fiyatlarına bağlı
Vergileri indirin
Çin'in Ankara Büyükelçisi'nden tuhaf istek
Şampiyonluk yarışında önemli kayıp
Fenerbahçe son dakika penaltısı ile yıkıldı
İstanbul'da kutlamaların merkezi Taksim Meydanı'ydı
Taksim Cumhuriyet Anıtı'na çelenk sunuldu
Esad, Abhazya Dışişleri Bakanı'na söyleşi verdi
'ABD'yle zaman zaman görüşüyoruz'
Bilim adamından korkutan uyarı
'Sıcaklık 4 ila 6 derece arttı'
Erdoğan buradaki törene katılmadı
Devlet erkanı Anıtkabir'de
Erbil ziyareti Metiner'i heyecanlandırdı
'Erdoğan’ı Kürtsüz bırakma operasyonu'
Havaların ısınmasıyla yine ortaya çıktı
Yılın ilk kene vakası görüldü
Arapça soru sorulunca Türkçesini istedi
Erbaş, Arapça bilmiyor mu?
Barzani'den Erdoğan'a teşekkür
'Zor zamanlarımızda yardım etti'
Milli irade 104 yıl önce hakim oldu
23 Nisan kutlu olsun
8 gün önce intihar etmişti
Mezarını açıp cesedi ateşe verdi!
Yatırım değil dizi tavsiyesi verdi
'İzlemeyen kalmasın'
Yükselirse, işi zor
Biden'ın geleceği petrol fiyatlarına bağlı
Vergileri indirin
Çin'in Ankara Büyükelçisi'nden tuhaf istek
Şampiyonluk yarışında önemli kayıp
Fenerbahçe son dakika penaltısı ile yıkıldı

Bilim adamından korkutan açıklama: Akdeniz iklimi karasal iklime doğru ilerliyor

İskenderun Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölüm Başkanı Abdulla Sakallı, bu yıl sıcaklıkların geçtiğimiz yıllara oranla 4 ila 6 derece arttığını belirterek hava sıcaklıklarındaki artışlarla birlikte Akdeniz ikliminin karasal iklime doğru ilerlediğini söyledi.
23.04.2024 11:06:00
İhlas Haber Ajansı
Bilim adamından korkutan açıklama: Akdeniz iklimi karasal iklime doğru ilerliyor
Bilim adamından korkutan açıklama: Akdeniz iklimi karasal iklime doğru ilerliyor
Doğu Akdeniz ve Hatay'da ilkbahar mevsimine girmesiyle sıcaklıklar artmaya başladı. Depremin vurduğu Hatay'da, gündüz saatleri adeta yaz mevsimini aratan sıcaklık varken gece saatlerinde kış mevsimini hissettiren hava durumu yaşanıyor. İskenderun Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölüm Başkanı Abdulla Sakallı, yaşanan hava değişimine ilişkin açıklamalarda bulundu.

İskenderun Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölüm Başkanı Abdulla Sakallı, bu yıl yaklaşık 4 ila 6 derece arasında sıcaklık artışının olduğuna dikkat çekerek Akdeniz ikliminin yavaş yavaş karasal iklime doğru ilerlediğini dile getirdi. Ayrıca iklim değişikliğinin zaman geçtikçe daha da artacağını ifade eden Sakallı, hava kirliliğinin artması ve doğa tahribatına devam edilmesi iklim değişikliğini arttırdığını söyledi.

'Yağış miktarında değişikliğin olmamasına rağmen bu yağışın düşme periyotların da çok büyük değişiklikler var'

Yağış miktarının değişmemesine rağmen yağış periyodunun değiştiğine dikkat çeken Doç. Dr. Abdulla Sakallı, 'Özellikle son 30 yılda sıcaklık artışı, diğer aylara göre ortalamanın bayağı üzerinde seyrediyor. Bu yıl yaklaşık 4 ila 6 derece arasında bir sıcaklık artışı gördük. Bu durum Akdeniz ikliminin yavaş yavaş karasal çölleşen bir iklime doğru ilerliyor. Çünkü bizim en büyük sıkıntımız yağış aralıklarının değişmesi ve yağış rejiminin değişmesidir. Bir yılda buraya düşen yağış miktarında, çok fazla değişiklik yok. Son 30 yılı incelediğimizde global su bütçesini modellediğimiz yayınımıza göre özellikle, İskenderun ve Akdeniz bölgesinde düşen yıllık yağış toplamında herhangi bir değişiklik yok. Bu değişikliğin olmamasına rağmen bu yağışın düşme periyotların da çok büyük değişiklikler var. Yağış periyotlarındaki değişim beraberinde güçlü kurak periyotları doğurmaktadır' dedi.

'İklim değişikliğini etkileyen faktörler artarak devam ediyor'

İklim değişikliğinin çeşitli etmenlere göre artığını belirten Doç. Dr. Abdulla Sakallı, 'İklim değişikliğini etkileyen faktörler artarak devam ediyor. İskenderun ilçesindeki; hava kirliliği , doğanın tahribatı, taş ocaklarının faaliyet göstermesi ve buna benzer etmenlerle iklim değişikliğinin etkilerini daha da artırarak karşımıza çıkaracaktır' ifadelerini kullandı.

Yaşasın 23 Nisan

Türk milletinin gönlünde, onun bağımsızlığının sarsılmaz ifadesi olarak önemli yer tutan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı milletimize ve bütün çocuklara kutlu olsun
23.04.2024 07:00:00
Haber Merkezi
Yaşasın 23 Nisan
Yaşasın 23 Nisan
Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde Türk milleti ve Türk askerleri Kurtuluş Savaşı'nda büyük bir zafer kazandı. Düşmanın topraklarımızdan atılma sürecinde bundan tam 104 yıl önce 23 Nisan 1920'de TBMM Ankara'da açılmıştır.

Düşman askerleri topraklarımızdan çıkarıldığında da cumhuriyet ilan edilmiştir. Mustafa Kemal Atatürk 23 Nisan 1924'te, 23 Nisan'ın bayram olarak kutlanmasına karar vermiştir. 1929 yılında ise 23 Nisan Bayramı'nı çocuklara armağan etmiştir.

23 Nisan, çocukların bayramı olduğu gibi, Türkiye'nin bağımsızlığının da simgesidir. Atatürk, 23 Nisan'ı çocuklara armağan ettikten sonra, uluslararası alanda da çalışmalar yapılmaya devam edilmiş ve 23 Nisan dünya çocuklarının bayramı olarak değer kazanmıştır.

Türkiye'nin bağımsızlığını gösteren 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı yalnızca çocuklar tarafından değil, tüm Türkiye tarafından kutlanmaktadır. Yıllardır türlü eğlencelerle ve coşkuyla kutladığımız bu şenlik, sizin de bildiğiniz gibi, dünyada çocukların sahip olduğu tek bayram. UNESCO, 1979 yılını 'Çocuk Yılı' olarak ilan edince, Türkiye Cumhuriyeti, 23 Nisan bayramını dünya çocuklarıyla kutlamaya karar verdi O yıl kutlamaya 6 ülke katıldı, ama her yıl bu sayı büyüdü ve bütün dünya çocuklarının kutladığı uluslararası bir bayram haline geldi.


TBMM'nin açılması ve ilk hükümetin kurulması


Mustafa Kemal'in Meclis-i Mebusan'ın İstanbul dışında bir yerde toplanması gerektiği düşüncesinde ısrar etmesine rağmen, meclisin İstanbul'da toplanmasını kabul edilmek zorunda kalınmış, Mustafa Kemal'in korktuğu gelişme yaşanarak İstanbul işgal edilmiş ve Meclis-i Mebusan çalışmalarına süresiz ara vermişti.

Bu gelişme millet iradesinin tecelli etmesi imkânını ortadan kaldırmıştı. Dolayısıyla gelişmeler İngilizlerin arzu ettiği yöndeydi. İngilizler Damat Ferit Hükümeti'nin iş başına getirilmesini sağlayarak hazırlayacakları barış şartlarını İstanbul Hükümeti'ne rahatlıkla kabul ettirebilecekleri ortamı oluşturmuşlardı. Bir aksilik halinde Yunan kuvvetleri zaten saldırıya hazır bekletilmekteydi. Ancak Anadolu'ya geçtiği günden itibaren Milli Mücadele hareketini Türk milletine mal etme kararı ile hareket eden Mustafa Kemal boş durmamıştı. Artık

Mustafa Kemal'in millet egemenliğine dayalı yeni bir devlet kurmanın zamanı gelmişti.

Mustafa Kemal ilk adım olarak işe, 19 Mart 1920'de askeri ve sivil yetkililere bir genelge göndermekle başlamıştı. Bu genelge ile durumu yetkililere izah eden Mustafa Kemal, Ankara'da her livadan seçilerek belirlenen beşer temsilcinin bir kurucu meclis oluşturulacağını açıklamıştı. Bu genelgenin yayımlanmasından sonra hızla seçimlere başlanmış ve seçilen üyeler Ankara'ya ulaşmaya çalışmışlardı. Mustafa Kemal 21 Nisan'da ikinci bir genelge daha yayımlayarak, Meclis'in 23 Nisan 1920 Cuma günü çalışmalara başlayacağını açıklamıştı. 23 Nisan günü Ankara'ya ulaşabilen 78 üyenin katılımı ile İlk TBMM resmen, açılmıştı.


Meclis dualarla, hatimlerle açıldı


Mustafa Kemal Paşa'nın Anadolu'daki bütün askerî ve mülkî makamlara gönderdiği genelge ile Meclis'in Cuma namazının ardından dualarla, hatimlerle, salâvatlarla, tekbirlerle ve kurbanlarla açılması emredilmişti.

Genelgenin ikinci maddesi şöyleydi: Meclis'in açılışını cumaya rastlatmakla o günün kutsallığından yararlanılacak; bütün milletvekilleriyle birlikte Hacı Bayram Camii'nde Cuma namazı kılınacak, Kur'an ve salâttan yararlanılacak, namazdan sonra sancağı şerif alınarak Meclis'e gidilecek, toplantıya başlanmadan bir dua okunarak kurbanlar kesilecektir... YENİ MESAJ

Müşteriye ayar veren Patiswiss CEO'su Elif Aslı Yıldız Tunaoğlu istifa etti

Sosyal medya üzerinden küflü çikolataları paylaşan bir tüketiciyi "Karşında dev Migros ve biz varız" ifadeleriyle tehdit eden Patiswiss CEO'su Elif Aslı Yıldız Tunaoğlu görevinden istifa etti.
22.04.2024 14:40:00
Haber Merkezi
Müşteriye ayar veren Patiswiss CEO'su Elif Aslı Yıldız Tunaoğlu istifa etti
Müşteriye ayar veren Patiswiss CEO'su Elif Aslı Yıldız Tunaoğlu istifa etti
Bir sosyal medya kullanıcısının paylaştığı küflü çikolata fotoğraflarına verdiği yanıt ve açıklamalarla gündeme oturan Patiswiss CEO'su Elif Aslı Yıldız Tunaoğlu görevinden istifa etti.

Sosyal medya hesabından paylaşım yapan Tunaoğlu, "Samimi özrümün bir yansıması olarak bugün itibarıyla Yönetim Kurulu Başkanlığı görevimden ayrılıyorum" dedi.

"Savunması yok"

Tunaoğlu şu ifadelerle istifasını açıkladı:

"Her şeyin önüne koyduğum tüketicilerimizden birini, hatalı bir cevapla üzdüm. Özellikle her geçen yıl kadın istihdamını artırmayı, iş hayatındaki eşitliğini savunmayı kendine misyon edinmiş biri olarak hemcinsime vermiş olduğum hatalı cevabın savunması olmayacağını elbette biliyorum. Bu yaptığımın çok yanlış bir davranış olduğunu kabul ediyor, yaşanan bu tatsız hadise nedeniyle başta kendisinden sonrasında da tüm tüketicilerimizden ve değerli kamuoyundan samimi bir şekilde özür diliyorum.

Samimi özrümün bir yansıması olarak bugün itibarıyla Yönetim Kurulu Başkanlığı görevimden ayrılıyorum.

Görev değişikliği yönetim kurulunun kararıyla hızlıca ilan edilecektir."



Ne olmuştu?

Ankara merkezli çikolata fabrikası Patiswiss'in yönetim kurulu başkanı Elif Aslı Yıldız Tunaoğlu, bir sosyal medya kullanıcısının paylaştığı küflü çikolata fotoğraflarına tehditle yanıt vermişti.

Tunaoğlu, sosyal medya kullanıcısına "Karşında dev Migros ve biz varız" şeklinde ifadeler kullanmış, marka karalama davası açacağını da ima etmişti.

Tunaoğlu daha sonra da paylaşımını silmişti.

Tunaoğlu'nun verdiği yanıt sosyal medya tepki çekmişti. Tunaoğlu'nun tepki çeken açıklamalarının ardından Migros ve Carrefour Patiswiss ürünlerini raflardan ve internet sitesinden kaldırmıştı.

51 kişinin öldüğü Furkan Apartmanı'nda kolon kesildiği bilirkişi raporuyla tespit edildi

Gaziantep'in Nizip ilçesinde 6 Şubat depreminde yıkılan ve 51 kişinin ölümüne sebep olan Furkan Apartmanı'nda kolon kesildiği KTÜ bilirkişi raporuyla tespit edildi.
22.04.2024 13:58:00
İhlas Haber Ajansı
51 kişinin öldüğü Furkan Apartmanı'nda kolon kesildiği bilirkişi raporuyla tespit edildi
51 kişinin öldüğü Furkan Apartmanı'nda kolon kesildiği bilirkişi raporuyla tespit edildi
Gaziantep'in Nizip ilçesinde 6 Şubat depreminde yıkılan ve 51 kişinin ölümüne sebep olan Furkan Apartmanı ile ilgili Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) tarafından hazırlanan bilirkişi raporu açıklandı.

Açıklanan rapora göre apartmanın zemin ya da bodrum katında bulunan kolonların kesildiği tespit edildi.

Ana taşıyıcı kolon kesilmiş

Furkan Apartmanı'na ilişkin hazırlanan bilirkişi raporunda, 'Binanın ana taşıyıcı kolonu olan S11 kolonunun kesildiğine, heyete gelen bütün raporlar ve kanıtları ortak bir şekilde değerlendirildiğinde, S11 kolonunun inşa edildiği ve inşa edildikten sonra kullanıcıları tarafından kesildiğine, yan kısımlarında bulunan S3A ve S4A kolonlarının ise kaydırılarak inşa edildiği değerlendirilmiştir' ifadeleri yer aldı.

S4A ve S3A kolonlarının taşıyıcı özelliği yok

KTÜ Bilirkişi raporunda, "Taşıyıcı sistem elemanlarının bazılarının inşasında statik projeye göre kesit ve yerleşim aksı farklılıklarının olduğundan bahsedilmiştir. Beton değerleri ve demir dayanımı standartlara uygun yapıldığı görülmüştür. S4A kolonu ve S3A kolonlarının bina statiğine ve taşıyıcılığına her hangi bir etkisi olmadığı sabit görülmüş binanın yıkımına sebebiyet veren şeyin kesilen kolonlar olduğu görülmüştür' ifadeleri ise dikkat çekti.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.