Kimileri tarihi olayları yaparlar, kimileri de yazarlar. Yazmak da yapmak kadar önemlidir. Tarihi bir olayı hem yapmak, hem de yazmak ise çok nadir görülmüştür. İşte bu nadir olaylardan biri 26 Kasım 2005 tarihinde İstanbul'da Lütfi Kırdar Kongre Sarayı'nda ve 27 Kasım 2005 tarihinde Cevahir Otel Oditoryum'unda gerçekleşti. Bunu Türk milletine ve yoksullukla pençeleşen mazlum milletlere yaşatan BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş oldu. O, bugüne kadar bilim diye okutulan ekonomi teorilerini sorguladı, yargıladı ve herkesin anlayacağı bir dille, onlar hakkında hükmünü verdi. Sadece bunu yapmakla da kalmadı, milletimizin ahlak, kültür ve medeniyetinden kaynaklanan "Milli Ekonomi Modeli"ni de ortaya koydu. Her haliyle milli bir modelDahası, yerli-yabancı birçok bilim adamının tartışmasına, görüş ve düşüncelerini beyan etmesine de imkan tanıdı. Bu maksatla, 26-27 Kasım 2005 tarihleri arasında "Uluslararası Milli Ekonomi Modeli Kongresi"ni düzenledi. Kongreye katılan bilim adamlarının ortak görüşü şu oldu: Milli Ekonomi Modeli, gerçekten her haliyle millidir ve insanlığı sömürüden, açlık ve sefaletten kurtaracak yegane tezdir. Bilindiği gibi bir bilime, ilk önce tanımından ve konusundan başlanır. Prof. Dr. Haydar Baş da öyle yaptı. Milli Ekonomi Modeli'ni, Batılıların yaptığı tanımın tam zıddıyla tanımladı. Tanım aynen şöyle: "Milli Ekonomi Modeli, insanın sınırlı ihtiyaçlarını, sınırsız kaynaklardan karşılanması ilmidir" (s.37). Prof. Baş insanı temel alıyorTanımı yanlış yapılan ekonomi biliminin konusu nedir? Tabii ki insan. Peki, Batılı ekonomistler, insanı doğru tanımlayabilmişler mi? Hayır, onların 'homo-economicus' (ekonomik insan) adını verdikleri ve örnek gösterdikleri insan tipinin en büyük özelliği menfaatini her şeyin üstünde tutmasıdır. Psikologlara göre, böyle bir insan, tedaviye muhtaç bir hastadır. Ne acıdır ki, Batılı ekonomistler, teorilerini bu hasta insan üzerine bina ettiler. Onun için çözüm yerine, sorun ürettiler. Sonra çıkıp "ne yaptıysak olmadı, bir türlü ekonomik sorunlara çare bulamadık" diye yakınmaya başladılar. Elbette bulamazsınız. Çünkü siz, insanı değil, sistemi temel alıyorsunuz. Bundan dolayıdır ki insanlığı perişan ettiniz. Tüm dünyaya umut ışığı yaktıİnsanlığın gelip tıkandığı bu noktada, Prof. Dr. Haydar Baş, bütün dünyayı aydınlatacak bir umut ışığı yaktı. Daha önceki tecrübelerimizden şunu çok iyi biliyoruz ve tahmin ediyoruz. Işıktan kaçan yarasalar, bunu da söndürmeye çalışacaklardır. Ama güneş balçıkla sıvanmaz. Onlar ne kadar uğraşırsa uğraşsın, 'Milli Ekonomi Modeli' milletimizin gündeminde ve gönlünde yeri almıştır. İki gün devam eden "Uluslararası Milli Ekonomi Modeli Kongresi"nin, kalabalıklar tarafından dikkatle izlenmesi, bunun en büyük göstergesidir. Kongreye katılamayanlar için kongrenin televizyonlardan canlı olarak yayınlanması çok yararlı oldu. Öyle ki, kongre, milli maçlarda olduğu gibi heyecanla takip edildi. Milletçe teşekkür borçluyuz...Esasen ekonomi bilimi diye okutulan safsatalar, Batılıların inanç ve ideolojilerinin ürünüdür. Ekonomi bilimi, bir sosyal bilimdir. Sosyal bilimler de inanç ve ideolojilerden ayrı düşünülemez. Maalesef, bu gerçek hep saklanmıştır. Adam Smith, Person Malthus, David Ricardo, Karl Maks, Maynerd Keynes... gibi kimisi Hıristiyan, kimisi de ateist olan bu ekonomistler, insanlığa önder olarak tanıtılmışlardır. Bu kişiler, aynı inancı paylaşanlara önder olabilirler. Fakat diğer inanç sahiplerine ve özellikle de Müslümanlara önder ve örnek olmaları mümkün değildir. İşte, bu terslikleri, yanlışlıkları kalemiyle, sözüyle, özüyle doğrultan başta Prof. Dr. Haydar Baş'a ve kongrede bildiri sunan değerli bilim adamlarına milletçe teşekkür borçluyuz. Sağ olsunlar!