logo
04 MAYIS 2024

PROVOGAZYON

Dubai'den yayın yapan El Arabiya televizyonunun Şam yakınlarında Suriye yönetiminin kimyasal silah kullandığı iddiası inandırıcı bulunmadı. Esad yönetimi iddiaları reddederken, tam da BM heyetinin kimyasal silah incelemesi yaptığı bir günde böyle bir iddi
23.08.2013 00:00:00
RECEP BAHAR / ANALİZABD'nin 2003 yılında Irak'ı işgal etmek için kullandığı "kimyasal silah" senaryosu bir kez daha Suriye için gündeme getirildi. Esad'ı devirmek için üretilen aynı senaryo daha önce Rus uzmanların Suriye'de sahada yaptığı araştırma ile bertaraf edilmişti. Rus uzmanlar, Şam yönetiminin kimyasal silah kullandığı iddialarını yerinde incelemişti ve sarin gazını kullananların isyancılar olduğunu tespit etmişti. Rus uzmanların hazırladığı rapor Rusya Dışişleri Bakanlığı kanalıyla Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'ne sunulmuştu. Ancak Konsey, bugüne kadar bu raporu değerlendirmeye almayı reddetti. Yandaş medya balıklama atladıTürkiye'de hükümet yanlısı medyanın "Şam yakınlarında kimyasal silah kullanıldığı iddiaları"na balıklama atlaması da dikkat çekiyor. Dünkü gazeteler sorgulamadan "Saddam Gibi", "İkinci Halepçe",  "Uyanın", "Esad'ın Halepçe'si", "Dünyanın Durduğu An", "Halepçe Gibi" manşetleri tercih ederken, Batı basını bile olaya temkinli yaklaştı. Amerikan New York Times gazetesinde yer alan haberde "Amatör videolar, acil müdahale ekiplerinin anlattıkları ve olayın tanıklarının söyledikleri dikkate alındığında, kaç kişinin öldüğünü ve gerçekten bu insanların nasıl öldürüldüğünü ifade edebilmek imkânsızdır" denilmesi dikkat çekti. Öte yandan Mısır'daki askeri darbeye karşı takınılan tutum konusunda zıt kutuplarda yer alan AKP Hükümeti ile başta ABD olmak üzere Batı dünyası ile Suudi Arabistan dahil Körfez ülkelerinin "Esad yönetimi kimyasal silah kullandı" iddiası etrafında bir araya gelmeleri de dikkat çekiyor! Suriye yetkilileri ise kimyasal silah kullanıldığı haberini 'jet' bir açıklamayla yalanladı.Fasıkın haberi gibiİddianın kaynağının Dubai'deki El Arabiya televizyonu olması dikkat çekiyor. Küçük Amerika olarak adlandırılan Dubai'den yayın yapan kanal, Esad karşıtı bir söylem kullanıyor. El Arabiya televizyonu ilk olarak Twitter'daki sayfasında Şam yakınlarındaki Guta'da askerler tarafından kimyasal silah kullanılması sonucunda 280 kişinin hayatını kaybettiğini belirtti, ardından bu habere televizyon kanalının internet sitesinde de yer verildi. İnternet sitesindeki haberde saldırının en az 500 kişinin ölümüne neden olduğu öne sürüldü, daha sonra bu rakam 1300'e çıkarıldı. Televizyon kanalının sonraki haberlerine göre saldırı hükümet güçleri tarafından 'karadan karaya' füzelerinin kullanılmasıyla yapılmıştı. İsyancılar adına 'kara propaganda' faaliyeti yürüten El Arabiya televizyonunun daha önce de pek çok 'uydurma' haber yayınladığı bilinen bir gerçek. Kanalın 'kimyasal saldırı' ile ilgili en son haberi 'saçma'  olarak değerlendiriliyor. Zira Suriyeli askerlerinin Şam'ın kırsal kesiminde son isyancı gruplarını sıkıştırdıkları bir ortamda kimyasal silah kullandıkları haberi hiç de gerçekçi ve inandırıcı gözükmüyor. Suriye yönetiminden 'jet' yalanlamaBu iddialara karşı resmi Suriye SANA Devlet Haber Ajansı'nın sitesinde yer alan açıklamada ise "Guta'da kimyasal silahın kullanılmasına dair haberler tamamen yalandır. Bu, BM'nin uluslararası uzmanlarını görevlerini yerine getirmesinden alıkoyma teşebbüsüdür" ifadesine yer verildi. Kimyasal silah iddialarının Şam ve Halep'te Birleşmiş Milletler bünyesinde faaliyette bulunan uluslararası uzmanlar grubunun çalışmalarına başladığı bir zaman kesitinde ortaya atılması da dikkat çekiyor. Gözlemcilere göre, bu tarz haberlerle "BM uzmanlarının kaleme alacağı rapor" etkilenmek isteniyor. BM uzmanları, bu sene Nisan ayında kimyasal silah kullanılmasına dair kanıtların bulunduğu iddia edilen Halep yakınları dahil olmak üzere üç bölgeyi inceleyecek. Suriye topraklarında kimyasal saldırıların yapıldığı bilgileri İngiltere, Fransa, Türkiye, Körfez ülkeleri ve ABD tarafından öne sürülüyor. ABD yetkilileri önceki gün olduğu gibi kanıtlara dayanma ihtiyacı hissetmeden Suriyeli hükümet ordusunu suçluyor.Sarin gazı el işiHalep'te kimyasal silah kullanıldığı iddialarını yerinde inceleyen Rus uzmanları sarin gazı içeren füzelerin el işi olduğunu tespit etmişlerdi. Haziran ayında Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, basın toplantısında konu ile ilgili açıklamada bulunarak, şunları söylemişti: "Uzmanlarımız numuneleri olay yerinden aldı ve Rusya'da bulunan ve Kimyasal Silahları Yasaklama Örgütü'nün sertifikasına sahip laboratuvarda inceledi ve hem füzelerin, hem de sarin gazının el işi olduğunu tespit etti. Aldığımız ek bilgilere göre füzeler ve bu madde, 2013 yılının Şubat ayında bu dönemde Özgür Suriye Ordusu'na bağlı bir grubun kontrol ettiği bölgede üretildi." Öte yandan isyancıların Suriye yönetimini 'zehirli maddeler' kullanmakla defalarca suçlamalarına rağmen bugüne kadar bu iddialarını kanıtlayamadı. Oysa isyancıların böyle maddeler kullandıklarına dair çok sayıdaki delil bulunuyor. Rusya'ya göre 'provokasyon'Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lukaşeviç, "Şam yakınlarında kimyasal silah kullanıldığı yönündeki agresif haber kampanyasının, akıllara provokasyon ve Cenevre 2 Konferansı'nı baltalama fikirlerini getirdiğini" belirtti. Lukaşeviç'in Dışişleri Bakanlığı internet sitesinde yer alan açıklamasında, "Yerel medyanın sanki bir takımda gibi bütün sorumluluğu rejime yükleyen saldırgan haber kampanyasına başlaması akıllara, planlanmış bir provokasyon fikrini getiriyor. Bütün bunlar, BM Güvenlik Konseyi'nin rejim karşıtları lehine harekete geçmesi için gereksinimleri yerine getirmek ve Cenevere 2 Konferansı'nın düzenlenme şansını ortadan kaldırmak için bahane oluşturma çabaları gibi görünüyor" ifadeleri kullanıldı. Kimyasal başlıklı füzelerin, muhaliflerin kontrolündeki bir bölgeden fırlatıldığını savunan Lukaşeviç, silahlı gruplar üzerinde etkili olan herkese kimyasal silahla provokasyon yapmayı sonlandırma çağrısı yaptı.Açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "Son günlerde rejim güçleri, muhaliflere karşı Şam'ın doğusu başta olmak üzere birçok bölgede operasyonlar düzenledi. 21 Ağustos sabahı muhaliflerin kontrolündeki bölgeden, el yapımı füze fırlatıldı. Moskova, Suriye'de kimyasal silah kullanımının profesyonel ve objektif bir şekilde araştırılması gerektiğini önemli görüyor." Medyadaki fotoğrafların öyküsüSuriye'de Şam açıklarında kimyasal silah kullanıldığına ilişkin iddialara dayanak olarak kullanılan fotoğrafları SNN - Şam News Network (Şam Haber Ağı) ile Arbin Yerel Komitesi çekmiş. İsyancıların propaganda kolu olan bu kuruluşların dünyaya servis ettiği fotoğrafların nerede, nasıl çekildiği bilinmiyor. Özellikle fotoğraflarda çocukların bir araya getirilmesi dikkat çekiyor. Oysa 1988 yılında Saddam'ın Halepçe'de yaptığı kimyasal katliam sonrası çekilen fotoğraflarda açık alanlarda cesetler üst üste yığılmıştı ve korkunç görüntüler ortaya çıkmıştı. Suriye'den gelen fotoğraflarda böyle bir durum yok. Suriye'de fotoğrafların kapalı alanlarda çekilip servis edilmesi dikkat çekiyor. Önceki gün servis edilen Guta fotoğrafları ile ilgili yeni iddiaların gündeme gelmesi de ihtimal dahilinde. 
Vatandaşlara ajanlık hakkında bilgi verildi
MİT'ten videolu 'casusluk' uyarısı
Türkiye'nin ekonomisini Almanya'da anlattı
'Kredi notumuz artıyor, doğru yoldayız'
'Kazan-kazan' pazarlığı mı yapıldı?
'Al paşaları ver anayasayı'
Kılıçdaroğlu ile görüşmede Erdoğan ziyareti de masadaydı
'Görüşmenin önemli kısmını paylaştım'
'Çok ölü var' diyerek mezarlığa ambulans istedi
Pes dedirten çağrılar
Yerlikaya ve yardımcılarının araç ve koruma sayıları azaltıldı
İçişleri Bakanlığından tasarruf açıklaması
Cenazeleri bulunan işçilerin kimlikleri belli oldu
İliç'te iki cenazeye daha ulaşıldı
'Ölünce mezarıma yazılacak bir baba adım yok'
58 yıldır gerçek kimliğini arıyor
Aralarında kanser, MS ve diyabet ilaçları da var
81 ilaç geri ödeme listesine alındı
200 nüfuslu köyden 50 ülkeye ihracat
300 kişiye istihdam sağlıyor
Darısı Süper Lig'de yaşanan olaylara
Olaylı derbide fişekçiye 15 yıl hapis
Şehirde kurulan yağma düzenini açıkladı
Doğal gazını bile belediye ödemiş
7 ilçede 14 kişi gözaltına alındı
'Daltonlar' çetesine operasyon
'Artık sağlığım bu görevi yerine getirmeme izin vermiyor'
Genel başkanlığı bırakıyor
Vatandaşlara ajanlık hakkında bilgi verildi
MİT'ten videolu 'casusluk' uyarısı
Türkiye'nin ekonomisini Almanya'da anlattı
'Kredi notumuz artıyor, doğru yoldayız'
'Kazan-kazan' pazarlığı mı yapıldı?
'Al paşaları ver anayasayı'
Kılıçdaroğlu ile görüşmede Erdoğan ziyareti de masadaydı
'Görüşmenin önemli kısmını paylaştım'
'Çok ölü var' diyerek mezarlığa ambulans istedi
Pes dedirten çağrılar
Yerlikaya ve yardımcılarının araç ve koruma sayıları azaltıldı
İçişleri Bakanlığından tasarruf açıklaması
Cenazeleri bulunan işçilerin kimlikleri belli oldu
İliç'te iki cenazeye daha ulaşıldı
'Ölünce mezarıma yazılacak bir baba adım yok'
58 yıldır gerçek kimliğini arıyor
Aralarında kanser, MS ve diyabet ilaçları da var
81 ilaç geri ödeme listesine alındı
200 nüfuslu köyden 50 ülkeye ihracat
300 kişiye istihdam sağlıyor
Darısı Süper Lig'de yaşanan olaylara
Olaylı derbide fişekçiye 15 yıl hapis
Şehirde kurulan yağma düzenini açıkladı
Doğal gazını bile belediye ödemiş
7 ilçede 14 kişi gözaltına alındı
'Daltonlar' çetesine operasyon
'Artık sağlığım bu görevi yerine getirmeme izin vermiyor'
Genel başkanlığı bırakıyor

MİT, vatandaşlara videolu casusluk uyarısı

Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), "Casusluk nedir'" başlığıyla yayınladığı video ile vatandaşları casusluk faaliyetlerine karşı uyardı.
04.05.2024 19:40:00
Anadolu Ajansı
MİT, vatandaşlara videolu casusluk uyarısı
MİT, vatandaşlara videolu casusluk uyarısı

MİT'in internet sitesinde yayınlanan videoda, istihbaratın çok geniş bir hedef kitlesi, çok yönlü çalışma kolları ve çok boyutlu hedefleri bulunduğuna işaret edilerek, "İstihbarat çalışmalarında sıklıkla başvurulan casusluk faaliyetinin küresel bir tanımı yoktur." ifadesi kullanıldı.

Casusluk faaliyetinin "algılama, uygulama ve yargılama" noktasında farklı anlamlara sahip olduğu ve bunun neyin casusluk olarak kabul edildiğine yönelik hukuki farkları ortaya çıkardığı anlatılan videoda, her ülkenin kendi iç hukukunda casusluk faaliyetine yer ayırdığı aktarıldı.

Türkiye'de casusluk faaliyetinin 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda, "Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk" başlığı altında düzenlendiği belirtilen videoda, şu bilgilere yer verildi:

"Hasım veya hasım olması muhtemel istihbarat mensupları, vatandaşlarımızla çeşitli yöntemlerle irtibat kurmaktadır. Ülkemizin menfaatlerini, birliğini, bütünlüğünü ve değerlerini hedef alan hasım istihbarat servisleri, irtibat kurdukları vatandaşlarımızı casus olarak devşirebilmektedir. İstihbarat servisleri, istifade ettikleri casuslardan, açık kaynak bilgilerinden analiz çalışması ya da rapor hazırlamasını isteyebilmektedir. Hedeflerindeki şahısların adres bilgilerini öğrenmelerini, önemli bina veya tesislere ilişkin keşif çalışması yapmalarını talep edebilmektedir."

"Şüpheli hareketlerle karşılaştığınızda hızla emniyet birimlerine haber verin"

Videoda ayrıca hasım istihbarat servislerinin organize suç ve terör örgütlerini de casusluk amacıyla kullanabildiği belirtilerek, vatandaşlara şu uyarılarda bulunuldu:

"Bilinçli ya da bilinçsiz şekilde yabancı ülke istihbarat mensuplarına yardımcı olmanın bir suç olduğu bilinmelidir. Tanımadığımız kişilerin yönelttiği irdeleyici, şüpheli ve hassas içerikli sorulara cevap vermeden önce soruyu soranın kim olduğu sorgulanmalıdır. Şüpheli hareketlerle karşılaşılması durumunda ivedilikle emniyet birimlerine haber verilmelidir.

Vatandaşlarımız 'www.mit.gov.tr'nin ana sayfasında yer alan 'nasıl yardım edebilirsin' kısmından, önemli gördüğü, şüphelendiği veya ihbar etmek istediği hususları paylaşabilmektedir. Toplumumuzun yüksek ahlak değerlerini suistimal ederek ülkemiz aleyhine bilgi toplama arayışına girişen istihbarat uzantılarına imkan tanımamanın bir vatandaşlık görevi olduğu unutulmamalıdır." 

Türkiye'de en çok araç FSM'den geçiyor

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, 'En çok trafik hacmi Fatih Sultan Mehmet Köprüsü ve 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde oluştu. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nde trafik hacmi 240 bin, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde ise 190 bin oldu' dedi
04.05.2024 11:39:00 / Güncelleme: 04.05.2024 11:45:41
İHA
Türkiye'de en çok araç FSM'den geçiyor
Türkiye'de en çok araç FSM'den geçiyor
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Karayolları Genel Müdürlüğü'nün 2023 yılı Trafik Hacim Bilgileri istatistiklerini değerlendirdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde Türkiye Yüzyılı vizyonuyla Türkiye'de ulaşımın tüm modlarında çağ atlatan yatırımlar ve atılımlar yaptıklarını belirten Bakan Uraloğlu, karayollarının, ulaşım yatırımlarının lokomotifi olduğunu söyledi.

Uraloğlu, karayollarında yapılan yüksek standartlı yollarla Türkiye'nin dört bir yanında konforlu ve güvenli ulaşımı sağladıklarının altını çizerek, 'Ülkemizin doğusundan batısına kuzeyinden güneyine yüksek standartlı bölünmüş yollarla bağladık. Vatandaşlarımız artık yolculuklarında karayolunu da tercih ediyor' diye konuştu.

'FSM'de trafik hacmi 240 bin'

Ülke genelinde Karayolları Genel Müdürlüğü sorumluluğundaki yol ağında gerçekleştirilen ölçümlerde trafik hacimlerinin metropol geçişlerinde ve Karadeniz Sahil Yolu gibi bölgesel hizmet veren akslarda artış görüldüğüne dikkati çeken Bakan Uraloğlu, şunları kaydetti:

'En çok trafik hacmi Fatih Sultan Mehmet Köprüsü ve 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde oluştu. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nde trafik hacmi 240 bin, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde ise 190 bin oldu. İstanbul-Tekirdağ Devlet Yolu'nun bazı kesimlerinde Yıllık Ortalama Günlük Trafik (YOGT) miktarı 100 bini aştı. İstanbul-Kocaeli Devlet Yolu'nun çeşitli noktalarında 70 bini aşmaktadır. İstanbul Havalimanı'na bağlantı sağlayan yol kesiminde ise trafik 100 bini geçti.'

'Ankara Havalimanı güzergahını kullanan araç sayısı günde 70 bini buldu'

Yıllık Ortalama Günlük Trafik miktarlarının yüksek olduğu kesimlere dair açıklamalar yapan Bakan Uraloğlu, şöyle konuştu:

'İzmir şehir merkezindeki KGM sorumluluğundaki bazı kesimlerde trafiğin 70 binin üzerine çıktı. Konya şehir geçişindeki kesimlerde trafik 100 bini aşıyor. Ankara-Sincan-Yenikent güzergahındaki bazı kesimlerde 100 binin üzerine çıktı. Ankara Havalimanı'na erişim sağlayan güzergahta bazı kesimlerde ise günlük araç sayısı 70 bini aştı. Ankara-Gölbaşı arasında da her gün 80 bin araç seyahat etti. Ankara'yı Polatlı tarafına bağlayan Ankara-Temelli Yolu'nu da her gün 60 binin üzerinde araç kullandı.'

Uraloğlu, Ankara'nın şehir içi trafiğini rahatlatan önemli yollardan biri olan Eskişehir Çevre Yolu'nda da trafik hacminin günlük 70 binin üzerinde olduğunu vurguladı.

Bakan Uraloğlu, Gaziantep için büyük öneme sahip Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi'ne ulaşım sağlayan yol kesiminde ise günlü trafiğin 70 bini geçtiğini kaydetti.

Samsun Çevre Yolu'nun önemli oranda trafik alan yollarından bir diğeri olduğunu belirten Uraloğlu, Çevre Yolu'nun her gün 60 bin araç tarafından kullanıldığını aktardı. Uraloğlu, Karadeniz Sahil Yolu'nda ise en fazla yoğunlaşan kesimin Trabzon geçişi olduğunu vurgulayarak trafik hacminin 90 bine ulaştığını ifade etti.

Bakan Uraloğlu, yüksek trafik alan yollardan biri olan Antalya-Alanya Yolu'nda da günlük araç hacminin 90 bini bulduğunu vurgulayarak Bursa-Karacabey Yolu'nda 70 bin sınırının da aşıldığını kaydetti.

Uraloğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

'Otoyol kesimlerinde; Çatalca-İzmit güzergahındaki çeşitli noktalarda 100 bin, Mahmutbey-Çamlıca güzergahında 100 bin, Kuzey Marmara Otoyolu'nda çeşitli noktalarda 90 bin, Ankara Çevre Yolu'nun bazı kesimlerinde 100 bin, Bursa Çevre Yolu'nun bazı kesimlerinde 100 bin, İzmir Çevre Yolu'nun bazı kesimlerinde 100 bin, Adana Çevre Yolu'ndaki çeşitli kesimlerde trafik hacminin 90 bine ulaştığı görülüyor. 2003 yılından bu yana ülke genelindeki trafik hacminin yüzde 195 artarak 154,5 milyar taşıt x km değerine ulaştı. Bu sayılar, bu yolları yaparak ne kadar yerinde bir karar verdiğimizin de en büyük kanıtıdır. Bizler hizmet için, vatandaşlarımızın konforu için yol yapmaya, Türkiye'nin yolunu açmaya devam edeceğiz.'

İliç'te iki işçinin daha cansız bedeni bulundu

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, 'Erzincan İliç'te maden sahasında meydana gelen heyelan sonrası iki işçi kardeşimize daha ulaştık' dedi.
04.05.2024 11:35:00 / Güncelleme: 04.05.2024 11:44:49
Anadolu Ajansı
İliç'te iki işçinin daha cansız bedeni bulundu
İliç'te iki işçinin daha cansız bedeni bulundu
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, sosyal medya hesabından Erzincan İliç'te meydana gelen heyelan sonrası hayatını kaybeden işçileri arama çalışmalarının devam ettiğini ve iki işçiye daha ulaşıldığını açıkladı.


Bakan Bayraktar yaptığı paylaşımda, 'Erzincan İliç'te maden sahasında meydana gelen heyelanda ilk günden bu yana aralıksız olarak devam eden arama çalışmalarında iki işçi kardeşimize daha ulaştık. Diğer 5 madencimize ulaşmak için de ekiplerimiz 7 gün 24 saat çalışmalarını sürdürüyor. İşçi kardeşlerimize Allah'tan rahmet, kederli ailelerine başsağlığı diliyorum' ifadelerini kullandı.

Cenazeler Ramazan Çimen ve Kenan Öz'e ait

Erzincan Valisi Hamza Aydoğdu, AA muhabirine, ulaşılan cenazelerin Ramazan Çimen ve Kenan Öz'e ait olduğunu belirterek, aileye başsağlığı diledi.

Aydoğdu, bölgedeki çalışmaların aralıksız sürdüğünü ifade etti.

Erzincan'ın İliç ilçesindeki altın madeni sahasında 13 Şubat'ta meydana gelen toprak kaymasında 9 kişi kaybolmuş, işçilerden Uğur Yıldız ve Adnan Keklik'in cenazesine ulaşılmıştı.

Ne olmuştu?

Erzincan İliç'te 13 Şubat'ta Çöpler Altın Madeni sahasında siyanürlü liç yığının göçmesi sonucu toprağın kayması üzerine 9 işçi göçük altında kaldı. Liç yığını altında kalan 9 maden işçisinden 35 yaşındaki Uğur Yıldız'ın cansız bedenine kazadan 53 gün sonra ulaşılmıştı. 

Tuğrul Türkeş'ten Selvi'nin Osman Kavala çıkışına destek: Düşünmek bile istemiyorum ama...

AK Parti Milletvekili Tuğrul Türkeş, Osman Kavala'nın yeniden yargılanma talebini eleştirenlere tepki gösterdi, "Konunun iç hukuk ile çözülmesi ihtimali birilerini rahatsız mı ediyor?" diye sordu.
04.05.2024 07:29:00
Haber Merkezi
Tuğrul Türkeş'ten Selvi'nin Osman Kavala çıkışına destek: Düşünmek bile istemiyorum ama...
Tuğrul Türkeş'ten Selvi'nin Osman Kavala çıkışına destek: Düşünmek bile istemiyorum ama...
AK Parti Ankara Milletvekili Tuğrul Türkeş'in Gezi davasında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum edilen Osman Kavala çıkışı gündem oldu. Türkeş X hesabından yaptığı paylaşımda Kavala'nın avukatlarının yeniden yargılama talep etmesiyle ilgili değerlendirmede bulundu.

Osman Kavala Davası'nın uluslararası arenada Türkiye'yi zor duruma soktuğunu belirten Türkeş, Kavala'nın serbest bırakılması yönünde Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi'nin kaleme aldığı ve MHP cephesinden ağır eleştiriler gelen yazıyı savundu.



Osman Kavala Davası'na vakıf olmayan kişilerin konuya dair görüş bildirdiğini savunan Türkeş ''Düşünmek bile istemiyorum ama; acaba konunun iç hukuk ile çözülmesi ihtimali mi bazı çevreleri rahatsız ediyor?'' sorusunu sordu.

Türkeş'in açıklaması ve konuya dair soruları şöyle: 

'DÜŞÜNMEK BİLE İSTEMİYORUM AMA...'

''Türkiye'nin hem uluslararası alanda hem de iç hukuk açısından önemli bir davası olan ''Osman Kavala'' davasının avukatları, yargılamanın yenilenmesi dilekçesi vermişler.

Malumunuz Osman Kavala 2 yıldır yargılanıyor ve tutuklu. Konu medyada yer aldı.

Bir sürü (hukukçu) ve hukukçu sıfatı taşımayan kişiler davaya vakıf değilken ve en önemlisi dilekçenin tümünü görmeden konunun aleyhine fikir beyan etmeye başladılar.

Ben şahsen merak ediyorum bu kişiler neye dayanarak ve neye karşı çıktılar.

A- Abdulkadir Selvi'nin meseleyi yazmış olmasına mı?

B- Osman Kavala'nın nihayet tahliye olma ihtimalinin yüksek olmasına mı?

C- Türkiye'nin uluslararası arenada haksız ithamlardan kurtulmasına mı?

D- Kendilerinin bunu akıl edememesine mi?

E- Onların oluşturmaya çalıştıkları gri ortamdan sislerin dağılıyor olmasına mı?

F- Düşünmek bile istemiyorum ama; acaba konunun iç hukuk ile çözülmesi ihtimali mi bazı çevreleri rahatsız ediyor?.''

logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.