logo
23 NİSAN 2024

Referandumlu BARIYER

18.02.2005 00:00:00
Fransız Meclisi'nden sonra Fransız Senatosu da Türkiye'nin AB üyeliği için referanduma gidilmesini de öngören anayasa uyum paketini kabul etti. Türkiye'nin AB'ye girip girmeyeceğine artık Fransız halkı karar verecek. Fransız halkının yüzde 80'i Türkiye'nin AB üyeliğine karşı çıkıyor.

-Senato da onayladı

Fransa'da, Adalet Bakanı Dominique Perben tarafından hazırlanan ve Türkiye'nin AB üyeliği için referanduma gidilmesini de öngören anayasa uyum paketi, senatoda yapılan oylamada kabul edildi. Oylamada, 263 "evet", 27 "hayır" oyu çıktı. Mecliste geçen ay yapılan oylamada, milletvekilleri açık farkla uyum paketi lehine oy kullanmışlardı.

-Düzenleme Türkiye için

Anayasa uyum paketinin ikinci bölümü, 2007 yılından sonra AB'nin yeni üyeleri için Fransa'da referandum yapılmasını öngörüyor. Uyum paketine göre, AB ile tam üyelik müzakerelerine 1 Temmuz 2004 tarihinden önce başlayan ülkeler için referanduma gerek görülmeyecek. Bu madde uyarınca, Bulgaristan, Romanya ve Hırvatistan'ın üyeliği konusunda Fransa'da referanduma gidilmeyecek. AB'nin 2007 yılından sonra yeni üye alması halinde referandum yapılmasını gerekli kılan maddenin, Fransa'da Türkiye'nin AB üyeliğine ilişkin tartışma yüzünden hazırlandığı belirtiliyor. Muhterem Hocam, Malum olduğu üzere üç yıldır tarım sektörü arka arkaya sürekli olarak daralıyor. Akdeniz'de narenciye dalında kalıyor, para etmiyor. Buğday 230 bin liradan alındı. Bir önceki sene 450 bin lira idi. Tarım kesiminin, köylünün çok ciddi şekilde zarar ettiğini görüyoruz. Hükümetin devreye koyacağı bir tarım kanunu taslağı var. Orada da tarım envanteri çıkartma adı altında bağdaki, bahçedeki tavuklar, inekler bile vergilendirilecek. Hükümette şöyle bir anlayış hakim. Tarıma tahdit, tarıma yasak getiriliyor. Çok üretmek sanki milletin sırtında bir yükmüş gibi telakki ediliyor. Oysa siz ısrarla "istediğiniz kadar ekeceksiniz. Hatta boş hazine arazilerini de vereceğim. Oraları da ekeceksiniz, biçeceksiniz" diyorsunuz. Peki bu ürünlere nasıl pazar bulacaksınız? Siz nasıl bir tarım politikası hayata geçireceksiniz?

Prof. Dr. Haydar Baş- Dünyada kendi kendine yeten 7 tane ülke var. Bunlardan bir tanesi de Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve arazisi, coğrafyasıdır. Şayet bugün tarım eksi pozisyonuna geçmiş ise bu ana kadar uygulanan tarım politikalarının tamamen yanlış olmasındandır. Yoksa "ülke şartları buna müsait değildir. Ülkenin verimliliği yoktur" gibi düşünceler tamamen yanlıştır. Münbit arazilerimiz var. Ama bu münbit arazilerin sahipleri ve işletmecisi olan tarım kesimini devlet olarak desteklemediğimiz için maalesef ne istenilen ürünü alabiliyoruz ne de kaliteyi elde edebiliyoruz. Ürün elde edilmiş olsa bile vatandaş, yetiştirdiği ürününe pazar bulamadığı için ekip biçtiği araziyi terk etme durumunda kalıyor. Bu da tarım politikalarının yanlışlığından kaynaklanıyor. IMF politikası tarımın önünü kesti. AB politikası tarımın önünü kesti. Türkiye hem IMF hem de AB politikasına endekslendi.

Tarımda yabancılara pazar olduk

Avrupa ve dünyanın güçlü ülkeleri yetiştirdikleri tarım ürünlerine pazar arıyor. Buğday, mısır, yulaf, çay vs yetiştiriyor. "Ben kendi çiftçimin yetiştirdiği ürünlere pazar bulmam lazım" diyor. Türkiye'de az bir nüfus yok, 70 milyon insan var. Türkiye, daha evvel kendine yeten 7 ülkeden birisiydi. Şimdi bu da mı devreye girecek? Evet, bu da devreye girecek? Nasıl girecek? Şeker yasası, tütün yasası çıkması lazım. Tahdit kanunları gelmesi lazım. Vatandaş, tütünden, çaydan, şekerden, pamuktan tamamen uzaklaşsın, toprağını terk etsin ki Türkiye'de Türk milleti benim buğdayıma, mısırıma, çayıma, pamuğuma ihtiyaç duysun. Türkiye yabancı ürünlerin pazarı haline gelsin. Dikkat ederseniz bu mânâda ithal mallarına çok ciddi imkanlar tanınmış ve yabancı şirketler Türkiye'yi en güzel şekilde kendine pazar etmiştir. Yapılması gereken tamamen bunun tersi olmasıdır. Ne olacak? Bir defa ithal mallarını sınırlamak gerekir. Türkiye'de yetişen hiç bir tarım ürününün ithalatına müsaade etmek doğru değildir. Bilakis onun önüne set koymak lazım. Türkiye'nin bu şekildeki ithalata son vermesi gerekiyor. Ki son verdikten sonra kendi topraklarına dönüp bu hususta üretimini desteklesin ve desteklediği üretimi de istenilen seviyeye, noktaya gelsin. Bunun olması için ne yapmak lazım?

Devlet çiftçiyi sübvanse etmeli, ürününe pazar bulmalı

Madde bir, çiftçimizi sübvanse etmemiz, yani devlet desteği ile desteklememiz lazım. İki, cins tohumlar, bazı ülkelerde kendini katleden tohumlar değil, bizim örfümüzde olan tohum cinsini yetiştirerek tarım kesimine, köylümüze vermemiz lazım. Gübresini destek olarak vermemiz lazım. Tarlasını sürecek makinanın yakıtını vermemiz lazım. Çok cüz'i fiyatlarla, maliyet fiyatlarıyla vermemiz lazım. Bunlardan devletin vergi almaması gerektiği gibi önüne de bir engel koymaması lazımdır. Artı vatandaş, ekimini güzelce ifa etti, ürününü yetiştirdi. Devlet, bu yetişen ürüne, "Ben serbest pazar ekonomisine ayak uyduruyorum. Binaenaleyh senin yetiştirdiğin ürününü alamam" demeyecek. Bilakis devlet, altı ay evvelinden, çaydı, şeker pancarıydı neyi ne kadar yetiştiriyorsa en az %50'sini avans olarak çiftçinin eline verecek. Vatandaş bu sıcak parayı eline aldığı zaman diğer %50'sini de kazanma inancı ile işin içine girecek. Malının devlet tarafından pazarlanacağını bildiği için de ekimini yapacak, hasılatını toplayacak. Uygun bir zamanda, uygun bir zeminde teslim edecek. Parasının geriye kalanını da malını teslim ettikten sonra bizzat devletten alacak. Böylece vatandaş pazarlama problemiyle %1 nispetinde dahi karşı karşıya kalmayacak. Bu iş devletin işidir. Bazı işler vardır ki bunu insan fert olarak yapamaz. İşte burada devletin devreye girmesi lazım. Bizim bu konuda çok özel projelerimiz var. Biz sadece kendine yeten değil kendi civarında yaşayan ülkeleri de besleyebilecek bir kabiliyete sahibiz. Bu münasebetle oluşturacağımız para politikamız, tarım politikamız ile ihracatımızı en yakın ülkelerden başlayacak şekilde yapacağız. Ve de onlardan alacağımız siparişle vatandaşa "sen bunu yetiştir" diyerek tarımı tam destekle istenilen seviyeye getireceğiz. Sadece tarım değil hayvancılıkta da böyle olacak. Yeraltı kaynaklarımızın işletilmesinde de böyle olacak. Bunların hepsinin formülü var. Bugüne kadar niçin bu arkadaşlar bunu yapmamışlardır? Böyle bir şey düşünememişlerdir. Bu bir kadro işidir, bir cins kafa işidir, bir program işidir, bir plan işidir, kısaca bir fikir işidir. Bu da elhamdülillah bizim arkadaşlarımızda, bizim etrafımızda vardır. İnsanımız hiç ye'se kapılmasın. "Şu ana kadar olmadı. Bundan sonra da olmayacak" inancına sakın kapılmasın. Tekrar ediyorum; hiç kimse bir karış toprağını satmasın. Bir karış toprağınızın değeri bir sarı altındır. Hiç kimse bunun farkında değil. Hatta ondan da daha kıymetlidir. Bizim arazilerimiz çok kıymetlidir. Onu şu anda elimizden alabilmek için çok ciddi paralar da aktarabilirler. Ama hiç kimse bir karış toprağını elinden çıkarmasın. Biz bunu en fevkalade şekilde değerlendireceğiz. Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın.

IMF'ye ihtiyacımız yok

n Muhterem Hocam, sizin ortaya koyduğunuz bu modelin dışında hiç kimsenin ortaya koyduğu bir model yok. En son İTO'nun yaptığı bazı çalışmalar oldu. IMF'nin tavsiyelerinin Türkiye'de ne kadar yanlış sonuçlar doğurduğu ile ilgili çalışmaları oldu. Hemen her kesimden IMF'nin Türkiye için fayda getirmediği ifade ediliyor. Hatta bir dönem sayın Başbakan da IMF ile ilişkiyi keseceğini söylemişti. Fakat sonuçta stand-by anlaşmasını yine yapıyoruz. Herkes IMF ile ilgili yanlışlıkları ifade ediyor ama sonuçta bakıyoruz IMF ile yine bir ve beraber oluyorlar. Kafalarında bir model yok demiştiniz. Tarım bağlamında bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Prof. Dr. Haydar Baş- IMF'nin talimatıyla tarım mamullerinin envanteri çıkartılıyor. Hatta neye malikseniz bütün bunların envanteri çıkartılıyor. Buradaki nükte şu: Artık bu arkadaşlar bittiler. Ne varsa envanteri çıkartalım ki onun vergisini alayım, diyorlar. Eskiler söyler. İnönü döneminde ahırdaki ineklerin bile vergisi alınırdı. Bugün o döneme doğru gidiyoruz. Ama kesinlikle milletimiz korkmasın, ürkmesin. Her çilenin ardından mutlaka saadetler, mutluluklar gelecektir. Biz de envanter çıkartacağız ama onu desteklemek için, devletin onun arkasında olduğu atmosferini yaşatmak için... Ne kadar fazla yetiştiriyorsa o kadar fazla onun arkasında olduğumuz göstermek için... Aramızda bu fark var; bir. İkincisi, olayın bir başka yönü de şudur: Neden zamanında IMF karşıtı olup da bu arkadaşlar iktidar sahibi olduktan sonra IMF'ye boyun eğiyorlar? Hatta fikir adamları olsun, siyaset adamlarımız olsun eğilmek mecburiyetinde kalıyor. Bunun sebebi de şudur: IMF programlarının karşısında maalesef bugün sadece Türkiye'mizde değil dünyada alternatif bir politika, bir program üreten yok. İşte bizim dik durmamızın tek sebebi alternatif program ve politika üretmemizdir. Diyoruz ki "O değil bu olacak. Bu değil şu olacak." Yani bizim IMF programının karşılığında alternatif bir programımız var. Onu fersah fersah aşacak ve milletimizi tamamen kârlı çıkartacak, milletimizin cebini dolduracak programlar bunlar... Binaenaleyh bunu bildiğimiz, gördüğümüz, yaşadığımız için çekinmeden deklere ediyor ve milletimizle beraber olmanın yollarını ve de atılım yapmanın, ileriye gitmenin inşaallah zamanını bekliyoruz. n
Özel'den 'erken seçim' sorusuna yanıt
'Seçmene saygısızlık olur'
İlk maçta gol sesi çıkmadı
Beşiktaş İstanbul'a umutlu döndü
'Ayaküstü olacak iş değil bunlar'
Özel'le görüşeceği tarihi açıkladı
Özel, 10. Cumhurbaşkanı Sezer ile görüştü
'Düzenli aralıklarla ziyaret edeceğiz'
Erdoğan'ın anayasa çağrısına yanıt verdi
'Bir şey uymamak için değiştirilmez'
İsmailağa şeyhi Hasan Kılıç uğurlandı
Erdoğan en ön safta yer aldı
Korhan Berzeg'in yaşadığı köyde flaş gelişme
Ceset parçaları bulundu
Erdoğan'dan 23 Nisan mesajı
Bu kez Atatürk'ü andı
Muhammed Uğur'un hayali gerçek oldu
Mansur Yavaş'tan 23 Nisan jesti
En çarpıcı deprem uyarısı
'Baza ve koltuk altlarını doldurun'
İstanbul'da kutlamaların merkezi Taksim Meydanı'ydı
Taksim Cumhuriyet Anıtı'na çelenk sunuldu
Esad, Abhazya Dışişleri Bakanı'na söyleşi verdi
'ABD'yle zaman zaman görüşüyoruz'
Bilim adamından korkutan uyarı
'Sıcaklık 4 ila 6 derece arttı'
Erdoğan buradaki törene katılmadı
Devlet erkanı Anıtkabir'de
Özel'den 'erken seçim' sorusuna yanıt
'Seçmene saygısızlık olur'
İlk maçta gol sesi çıkmadı
Beşiktaş İstanbul'a umutlu döndü
'Ayaküstü olacak iş değil bunlar'
Özel'le görüşeceği tarihi açıkladı
Özel, 10. Cumhurbaşkanı Sezer ile görüştü
'Düzenli aralıklarla ziyaret edeceğiz'
Erdoğan'ın anayasa çağrısına yanıt verdi
'Bir şey uymamak için değiştirilmez'
İsmailağa şeyhi Hasan Kılıç uğurlandı
Erdoğan en ön safta yer aldı
Korhan Berzeg'in yaşadığı köyde flaş gelişme
Ceset parçaları bulundu
Erdoğan'dan 23 Nisan mesajı
Bu kez Atatürk'ü andı
Muhammed Uğur'un hayali gerçek oldu
Mansur Yavaş'tan 23 Nisan jesti
En çarpıcı deprem uyarısı
'Baza ve koltuk altlarını doldurun'
İstanbul'da kutlamaların merkezi Taksim Meydanı'ydı
Taksim Cumhuriyet Anıtı'na çelenk sunuldu
Esad, Abhazya Dışişleri Bakanı'na söyleşi verdi
'ABD'yle zaman zaman görüşüyoruz'
Bilim adamından korkutan uyarı
'Sıcaklık 4 ila 6 derece arttı'
Erdoğan buradaki törene katılmadı
Devlet erkanı Anıtkabir'de

Çanakkale'de 43 kaçak yakalandı, 3 göçmen kaçakçısı tutuklandı

Çanakkale İl Emniyet Müdürlüğü ekiplerince düzenlenen operasyonda, 43 kaçak göçmen yakalandı, 3 göçmen kaçakçısı tutuklandı.
23.04.2024 21:30:00
İhlas Haber Ajansı
Çanakkale'de 43 kaçak yakalandı, 3 göçmen kaçakçısı tutuklandı
Çanakkale'de 43 kaçak yakalandı, 3 göçmen kaçakçısı tutuklandı
Çanakkale İl Emniyet Müdürlüğü Göçmen Kaçakçılığıyla Mücadele ve Hudut Kapıları Şube Müdürlüğü ekiplerince göçmen kaçakçılığı operasyonu düzenlendi.

2 araçta yapılan aramada Afganistan uyruklu 43 kaçak göçmen yakalandı.

Operasyonda 11 can yeleği ve 30 bin 400 TL ele geçirildi.

Göçmen kaçakçılığından gözaltına alınan H.T., H.Z., M.K. ve E.G. emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi.

Şüphelilerden E.G. adli kontrolle serbest bırakılırken, diğer 3 şüpheli H.T., H.Z. ve M.K. çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı.

Kaçak göçmenler, işlemlerinin ardından Ayvacık Geri Gönderme Merkezi'ne teslim edildi.

Steinmeier, Gaziantep'te depremzedelerle bir araya geldi

Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier, Gaziantep'in Nurdağı ilçesinde depremzedelerle bir araya gelerek resim sergi alanını gezdi.
23.04.2024 20:45:00 / Güncelleme: 23.04.2024 20:49:35
İhlas Haber Ajansı
Steinmeier, Gaziantep'te depremzedelerle bir araya geldi
Steinmeier, Gaziantep'te depremzedelerle bir araya geldi
Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier, Türkiye temaslarının 2. gününde Gaziantep Gazikent İlkokulu'nu ziyaret sonrası 6 Şubat depremlerinde ağır hasar alan Nurdağı ilçesine geçti.

Steinmeier, Nurdağı ilçesinde depremzedelerle bir araya geldi. Steinmeier, Nurdağı'nda konteyner kent içerisinde bulunan deprem sergi alanını ile 23 Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı adlı sergi alanını gezdi.



Steinmeier'e Gaziantep Valisi Kemal Çeber ve Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin de eşlik etti.

BTP Beylikdüzü teşkilatı 23 Nisan'ı kutladı

Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Beylikdüzü İlçe Başkanı Mehmet Aksoy ve ilçe teşkilatı Beylikdüzü Yaşam Vadisi'nde gerçekleştirilen 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamalarına katıldı ve Çanakkale rölyef anıtının önüne BTP çelenkini koydu
23.04.2024 13:04:00 / Güncelleme: 23.04.2024 13:11:04
Ahmet Haydar Tarhanlı
BTP Beylikdüzü teşkilatı 23 Nisan'ı kutladı
BTP Beylikdüzü teşkilatı 23 Nisan'ı kutladı
Yurdun dört bir tarafında büyük bir coşkuyla kutlanan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, İstanbul Beylikdüzü'nde de ilçe portokolü eşliğinde Yaşam Vadisi'nde Çanakkale rölyef anıtının önünde kutlandı.

Törene ilçe kaymakamı, ilçe belediye başkanı, ilçe eğitim müdürü, siyasi parti temsilcileri, Atatürk Düşünce Derneği, Murahip Gaziler Derneği gibi sivil toplum örgütü temsilcileri, ilçede bulunan ilkokul, ortaokul ve liseleri temsilen öğrenciler ve vatandaşlar katıldı.



Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) de İlçe Başkanı Mehmet Aksoy ve ilçe teşkilatı ile birlikte saat 09.00'da BTP çelenkiyle törende yerini aldı.



Tören, Beylikdüzü İlçe Milli Eğitim Müdürü Mustafa Koç'un çelenk koymasıyla başladı. Ardından Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık'ın da çelenk koymasıyda devam etti. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı okundu.

Törene diğer siyasi partilerin çelenk koymasıyla devam edildi.

Çarpıcı deprem uyarısı: Baza ve koltuk altlarını doldurun

İş Güvenliği Uzmanı Halim Oktay Osmanoğlu; deprem öncesi, sırası ve sonrasında yapılacaklarla ilgili açıklamalarda bulundu. Osmanoğlu, 'Baza altlarını dolduralım, toz solumamaya dikkat edelim, gaz patlaması ihtimaline karşı aydınlatma için çakmak kullanmayalım' dedi.
23.04.2024 11:50:00
İhlas Haber Ajansı
Çarpıcı deprem uyarısı: Baza ve koltuk altlarını doldurun
Çarpıcı deprem uyarısı: Baza ve koltuk altlarını doldurun
İş Güvenliği Uzmanı Halim Oktay Osmanoğlu, depremle ilgili açıklamalarda bulundu. Osmanoğlu; deprem öncesi alınması gereken tedbirler, deprem sırasında yapılacaklar ve sonrasında da uyulması gereken kurallar hakkında İhlas Haber Ajansına özel açıklamalarda bulundu.

Osmanoğlu; 'Öncelikle başımızı darbelere karşı korumak için sağlam yapıların yanına saklanmamız gerekiyor. Mesela işte sandalye destekli sağlam masaların altı olabilir. Veya geniş hacimli koltukların dibi olabilir. Kendimize bir yaşam üçgeni oluşturmamız gerekiyor. İş yerimizde başımızı ve ensemizi kapatarak, koruyarak elimizle veya işte elimizdeki kapalı veya bir yastıkta da başımızı koruyarak bir yaşam üçgeni oluşturmamız gerekiyor. Bu yaşam üçgeni içerisinde diz çökerek, kapanarak ve çöp kapan tekniğiyle yerden de tutunarak düşmemek için bu şekilde bir kendimize yaşam üçgeni oluşturmamız gerekiyor. Kapı ve pencerelerden kesinlikle uzak durmamız gerekiyor. Deprem anında paniğe kapılıp kaçmaya çalışmak çok doğru bir davranış olmayacaktır. Merdivende özellikle asansörü kesinlikle kullanmamamız gerekiyor. Merdivenleri kullanmamamız gerekiyor. Yaşanan Maraş depreminde yani mesela dikkat çekiliyor. Evlerimizdeki bazaların, koltukların altlarının mesela dolu olması önemlidir. Bir tavan çöktüğü anda zamanla bazaların altındaki boşluk kapanana kadar çökebiliyor. Orada bir yaşam üçgeni kaybolabiliyor. O yüzden bazaların ve koltukların altlarına destekli malzemeler koymamız önem arz ediyor. Onun dışında avize varsa avizelerin altından kesinlikle kurmamamız gerekiyor. Üzerimize devrilebilecek raflar, dolaplar, bu tarz duvara sabit olmayan eşyalardan da yine uzak durmamız gerekiyor. Dediğimiz gibi deprem alanında kesinlikle eğer bina içinde yani yere yakın değilsek, kaçmaya müsait bir yer değilse bina içerisinde kalmamız ve kendimize bu yaşam üçgenini oluşturmamız önem arz etmektedir' dedi.

'Enkaz altında toz yutmamaya özen gösterin'

Enkaz altındaki yaşam üçgeninde de dikkat edilmesi gerektiğini söyleyen Osmanoğlu, 'Olası bir enkaz altında alma durumunda çok fazla hareket etmemeye özen göstermemiz gerekiyor. Çünkü hava açısından sıkıntılı bir ortam olabilir. Hareket ettiğimizde de toz kalkabilir. O tozları mümkün olduğunca az solumaya dikkat etmemiz gerekiyor. Ağzımızı mendil benzeri bir şey varsa veya elbisemizle, kıyafetimizle ağzımızı kapatarak nefes almamız gerekiyor. Yardım isterken duvarlara veya borulara vurarak yerimizi belli etmeye çalışmalıyız. Bağırmak yine çok fazla toz yutmamıza neden olacağından bağırmak yerine ıslık daha avantajlı olabilir' diye konuştu.

'Enkaz altında çakmak yakmak faciaya neden olabilir'

Dediğimiz gibi en enkaz altında kalma durumunda öyle bir durum varsa kesinlikle çakmak gibi ateşten uzak durmalıyız. Kesinlikle yakmamalıyız. Yine elektrik düğmesini açma, kapama işlemlerini kesinlikle yapmamanız. Herhangi bir patlama riskine karşı uzak durmamız gerekiyor. Yine sarsıntı geçtikten sonra fırın gibi böyle yangın tehlikesi bulunan eşyaları kapatmamız gerekiyor. Sonrasında güvenli bir şekilde dışarıya çıkmamız gerekiyor' dedi.

Bina çıkışlarında da dikkatli olunması gerektiğinin altını çizen Osmanoğlu, 'Binaları terk ederken de dışarıya çıktığımızda binadan malzemeler düşebilir. Taş düşme riski olan yerler olabilir. Binayı tahliye ederken yine başımızı koruyarak hızlı bir şekilde binayı terk etmemiz gerekiyor' diye konuştu.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.