Haber Hürriyet'te yer aldı. Gazetenin deneyimli Atina Muhabiri Nur Batur'un imzasını taşıyor. Habere göre, Başbakan Tayyip Erdoğan, Atina'nın merkezinde Osmanlı döneminden kalan 'Mustafa Voyvoda Camii'nin 2004 Olimpiyatları için açılması yolundaki Hürriyet'in teklifine sahip çıkmış... Erdoğan, Yunanistan'ın bağımsızlığından sonra kapatılıp, minareleri sökülen caminin açılması teklifini, geçen hafta Ankara'da görüştüğü ve kendisinden Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılmasını isteyen Fener Rum Patriği Bartholomeos'a yapmış...
Erdoğan'ı ziyaret eden Patrik'in yanında, birkaç yıl önce Patrikhane'nin restorasyonunu yaptıran ünlü Yunanlı işadamı Theodoros Angelopulos'la Türk avukatlar ve hukuk profesörleri vardı. Patrik 1972'de kapatılan Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılmasını isteyince Erdoğan, ''Siz Ruhban Okulu'nun açılmasını istiyorsunuz ama adımlar karşılıklı olarak atılır. Bakın Atina'nın merkezinde Osmanlı'dan kalan Mustafa Voyvoda Camii var. Yunanistan neden bunu Olimpiyatlar için açmıyor'' demiş.
Patrik YÖK'e karşı çıkıyor
Haberde Erdoğan'ın görüşmede Ruhban Okulu'nun YÖK bünyesinde faaliyete geçebileceğini söylediğine işaret ediliyor. Bunun üzerine, Bartholomeos okulun YÖK'e bağlanması halinde mesleki okula dönüşeceğini savunmuş ve okulun özerkliğinin korunmasında ısrar etmiş. Erdoğan ise soruna bakacağını belirterek, söz vermemiş. Erdoğan, Batı Trakya'daki Türk azınlığın sorunlarını da gündeme getirmiş, İskeçe'deki müftünün görevini yapmakta güçlüklerle karşılaştığını, Batı Trakya'daki Türk azınlığın sorunlarının çözülmesi halinde, Patrikhane'nin karşılaştığı sorunları çözmek için harcayacağı çabaları güçlendireceğini vurgulamış.
Tam karşılığı o mu?
Şimdi meseleyi Uluslararası Özel Hukuk'un temel kavramlarından biri olan "mütekabiliyet" esası açısından irdeleyelim.
1) Ruhban Okulu'nun dini kimliğinden öte siyasi bir anlamı vardır. Caminin siyasi bir mesajı bulunmamaktadır. Ruhban Okulu'nun karşılığı olsa olsa Batı Trakya'da bağımsız bir ilahiyat fakültesi olur.
2) Yunanistan'ın başkenti Atina'da ayakta kalan tek cami bulunmamaktadır. Böyle bir durum Türkiye'deki Rum kiliselerinin varlığını tartışma konusu haline getirir. Türkiye acaba bu konuda ne yapıyor?
Yunanlılar İslam'ın izlerini sildi
Yunanistan1821'de Osmanlı yönetiminden bağımsızlığını kazandığı zaman tüm ülkedeki Türk eserlerinin sayısı 3 bin 370'di. Bunlardan 2 bin 336'sı ise cami ve mescitti. Ayrıca 182 medrese, 315 mektep, 7 dárülkurra, 307 tekke, 65 imaret, 171 han, 134 hamam, 30 türbe, 25 köprü, 22 kale, 10 kervansaray, 10 çeşme, 6 su kemeri, 5 saat kulesi ve 142 muhtelif hayır eserleri vardı. Atina'da ise 15 cami vardı. Aradan geçen 182 yıl içinde sadece Fatih-Fethiye (Çarşı) camii, Aşağı Çeşme (Cistaraki) camii ve kalede Akropolis içindeki Kale Camii ve 1764 tarihli Mustafa Voyvoda Camii ayakta kaldı. Bağımsızlıktan sonra bu camilerin minareleri söküldü ve uzun süre depo olarak kullandı. Hürriyet'in Olimpiyatlar için açılmasını teklif ettiği Mustafa Voyvoda Camii, halen Kültür Bakanlığı'na bağlı müze olarak kullanılıyor.
Peania'da cami arazisine haç
Simitis hükümeti 2004 Olimpiyatları öncesinde Atina'da yıllardır süren cami sorununu çözmek için 25 kilometre uzaktaki Peania semtinde bir araziyi seçti. Semt sakinleri cami yapılmasına karşı çıkarak, araziye kocaman bir haç diktiler. Caminin yapımının önlenmesi için Danıştay'a da başvuruldu. Yunan Ortodoks kilisesi de ağır baskı yapmaya başladı.