Amerika, Türkiye'yi kullanabildiği ölçüde kullanıyor, figüran olarak en ince ayrıntısına kadar rolünü biçiyor, kum tanesi gibi oradan oraya savuruyor ama Beyaz Saray ortaya koyduğu güvenlik stratejisinde "Türkiye'yi yok sayıyor!" M.BAYRAKTAR'ın yazısı...
Türkiye, yenilenen Milli Siyaset Belgesi'nde İsrail ve Amerika'nın istekleri doğrultusunda, İran'ın Şahap füzelerini tehdit olarak algılayarak "İran'ı yeni tehdit konsepti içine soktu." "Amerika ve İsrail" emir buyurdular ve İran Türkiye'yi tehdit eden bir ülke halini aldı! Aslında Dışişleri Bakanlığı'ndan aylar öncesinden gelen açıklamalarda bunun işaretleri veriliyordu. Türkiye'nin eski Washington Büyükelçisi Faruk Loğoğlu "İran'ın nükleer çalışmalarından dolayı Türkiye'nin duyduğu rahatsızlığı" ifade eden bir açıklamada bulunmuştu. Türkiye, Amerika'nın bir dostu ve müttefiki olarak İran'ın yeni bir tehdit olduğunu Milli Siyaset Belgesi'ne soktuğunu açıkladığı saatlerde ABD Dışişleri Bakanı Condolezza Rice, Avustralya'da yaptığı açıklamada "İran, terörizmin merkez bankasıdır!" ifadesini kullanıyordu. Amerika'ya göre "terörizmin merkez bankası!" olan İran ile Türkiye arasındaki dostluk tam da doğalgaz anlaşmalarıyla pekişirken; doğudaki komşumuz birdenbire Türkiye için de 'tehdit' oluvermişti. Ve daha vahimini söyleyelim: Türkiye 'dost ve müttefik' bildiği Amerika'nın istekleri doğrultusunda bu kararları alırken, ABD'nin yeni ulusal güvenlik stratejisi yayınlandı. Beyaz Saray tarafından 49 sayfalık raporla açıklanan strateji belgesinde, "İran, ABD'nin güvenliğine yönelik en büyük tehdit oluşturan ülkedir" tespitinde bulunuluyor. Çok ilginç bir tesadüf: ABD'nin yeni Ulusal Güvenlik Stratejisi'ni açıkladığı zaman dilimi ile Türkiye'nin yeni Milli Siyaset Belgesi'ni açıkladığı zaman dilimi neredeyse aynı. Amerika, Ulusal Güvenlik Stratejisi'ni 16 Mart'ta açıkladı, Türkiye ise 20 Mart'ta! Yani birkaç gün ara ile ABD ile Türkiye, ortak tehditlerinin İran olduğunu 'bir devlet politikası' olarak ilan ettiler! Türkiye kendini "dost ve müttefiki olarak gördüğü" Amerika için bütün fedakarlıklarda bulunurken, Beyaz Saray'ın açıkladığı yeni Ulusal Güvenlik Stratejisi'nde Amerika'nın müttefikleri arasında Türkiye gösterilmiyor. Sözkonusu raporda Amerika, Türkiye'den hiçbir şekilde 'müttefik' olarak bahsetmiyor. Yine bu yeni güvenlik stratejisinde Türkiye'nin adı, ne Genişletilmiş Ortadoğu ne Kuzey Ortadoğu ne de Büyük Ortadoğu projesinde Amerikanın safında yer alan bir müttefik olarak adı geçiyor. Yani ABD ortaya koyduğu bu güvenlik stratejisinde, Türkiye'yi dost ve müttefik olarak hiçbir şekilde yer almıyor! Amerika, Türkiye'yi kullanabildiği ölçüde kullanıyor, figüran olarak en ince ayrıntısına kadar rolünü biçiyor, kum tanesi gibi oradan oraya savuruyor ama Beyaz Saray ortaya koyduğu güvenlik stratejisinde "Türkiye'yi yok sayıyor!" Bu olay, Amerika'nın kulu-kölesi olmayı büyük bir fazilet sayanların, eğer onurları varsa şapkalarını önlerine koyup, bu 'rütbesiz kölelikten' vazgeçmelerini gerektirir. İnşaallah vazgeçerler!
Muharrem BAYRAKTAR / mbayraktar@yenimesaj.com.tr
Türkiye, yenilenen Milli Siyaset Belgesi'nde İsrail ve Amerika'nın istekleri doğrultusunda, İran'ın Şahap füzelerini tehdit olarak algılayarak "İran'ı yeni tehdit konsepti içine soktu." "Amerika ve İsrail" emir buyurdular ve İran Türkiye'yi tehdit eden bir ülke halini aldı! Aslında Dışişleri Bakanlığı'ndan aylar öncesinden gelen açıklamalarda bunun işaretleri veriliyordu. Türkiye'nin eski Washington Büyükelçisi Faruk Loğoğlu "İran'ın nükleer çalışmalarından dolayı Türkiye'nin duyduğu rahatsızlığı" ifade eden bir açıklamada bulunmuştu. Türkiye, Amerika'nın bir dostu ve müttefiki olarak İran'ın yeni bir tehdit olduğunu Milli Siyaset Belgesi'ne soktuğunu açıkladığı saatlerde ABD Dışişleri Bakanı Condolezza Rice, Avustralya'da yaptığı açıklamada "İran, terörizmin merkez bankasıdır!" ifadesini kullanıyordu. Amerika'ya göre "terörizmin merkez bankası!" olan İran ile Türkiye arasındaki dostluk tam da doğalgaz anlaşmalarıyla pekişirken; doğudaki komşumuz birdenbire Türkiye için de 'tehdit' oluvermişti. Ve daha vahimini söyleyelim: Türkiye 'dost ve müttefik' bildiği Amerika'nın istekleri doğrultusunda bu kararları alırken, ABD'nin yeni ulusal güvenlik stratejisi yayınlandı. Beyaz Saray tarafından 49 sayfalık raporla açıklanan strateji belgesinde, "İran, ABD'nin güvenliğine yönelik en büyük tehdit oluşturan ülkedir" tespitinde bulunuluyor. Çok ilginç bir tesadüf: ABD'nin yeni Ulusal Güvenlik Stratejisi'ni açıkladığı zaman dilimi ile Türkiye'nin yeni Milli Siyaset Belgesi'ni açıkladığı zaman dilimi neredeyse aynı. Amerika, Ulusal Güvenlik Stratejisi'ni 16 Mart'ta açıkladı, Türkiye ise 20 Mart'ta! Yani birkaç gün ara ile ABD ile Türkiye, ortak tehditlerinin İran olduğunu 'bir devlet politikası' olarak ilan ettiler! Türkiye kendini "dost ve müttefiki olarak gördüğü" Amerika için bütün fedakarlıklarda bulunurken, Beyaz Saray'ın açıkladığı yeni Ulusal Güvenlik Stratejisi'nde Amerika'nın müttefikleri arasında Türkiye gösterilmiyor. Sözkonusu raporda Amerika, Türkiye'den hiçbir şekilde 'müttefik' olarak bahsetmiyor. Yine bu yeni güvenlik stratejisinde Türkiye'nin adı, ne Genişletilmiş Ortadoğu ne Kuzey Ortadoğu ne de Büyük Ortadoğu projesinde Amerikanın safında yer alan bir müttefik olarak adı geçiyor. Yani ABD ortaya koyduğu bu güvenlik stratejisinde, Türkiye'yi dost ve müttefik olarak hiçbir şekilde yer almıyor! Amerika, Türkiye'yi kullanabildiği ölçüde kullanıyor, figüran olarak en ince ayrıntısına kadar rolünü biçiyor, kum tanesi gibi oradan oraya savuruyor ama Beyaz Saray ortaya koyduğu güvenlik stratejisinde "Türkiye'yi yok sayıyor!" Bu olay, Amerika'nın kulu-kölesi olmayı büyük bir fazilet sayanların, eğer onurları varsa şapkalarını önlerine koyup, bu 'rütbesiz kölelikten' vazgeçmelerini gerektirir. İnşaallah vazgeçerler!
Muharrem BAYRAKTAR / mbayraktar@yenimesaj.com.tr