Antalya'da, Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK) Sağlık İşleri Müdürlüğü'nde görevli doktorların hazırlayıp, Ankara'daki SSK Sağlık İşleri Genel Müdürlüğü'ne ve SSK Başmüfettişi Arif Aytürk'e gönderdiği raporda, korkunç iddialara yer verildi.
Raporda devlet, üniversite ve özel hastaneler ile özel tıp merkezlerine tedavi için giden SSK'lı hastalara gereksiz ameliyatlar yapıldığı, normal doğum yerine sezaryen yöntemi uygulandığı, gerekmediği halde kalça ve diz protezleri takıldığı ileri sürüldü.
SSK sağlık kurumlarının Sağlık Bakanlığı'na devrinden sonra SSK teşkilatının bulunduğu illerde SSK Sağlık İşleri İl Müdürlüğü bünyesinde komisyonlar oluşturuldu. Antalya'da 35 doktor, 30 eczacı, 6 hemşireden oluşan komisyon üyeleri devlet, üniversite ve özel hastaneler ile özel tıp merkezlerine tedavi için giden SSK'lı hastaların faturalarını incelemeye aldı. Komisyon üyelerinden bazıları karşılaştıkları durumu bir rapor halinde geçen nisan ayında SSK Sağlık İşleri Genel Müdürlüğü yetkilileri ile SSK Başmüfettişi Arif Aytürk'e gönderdi.
Devlet hastanelerinde doktorlara yaptıkları işlerden dolayı ek ödeme olarak 'performans' adı altında bir komisyon verildiği belirtilen raporda şu tespitlere yer verildi: "Hekimler buradan elde edecekleri geliri artırmak için yaptıkları işleri abartmakta, yapılmayan işleri yaptı gibi göstermektedirler. Yapılan uygulama suiistimale son derece açıktır. Normal fiziki muayene bulguları olan hastalardan bile ortalama 10 ve üzerinde tahlil istenmektedir. Özellikle üniversite hastanelerinde tahlil sayısı binleri bulmakta, bu konuda belki de dünya rekorları kırılmaktadır. Aynı tetkik üç dört defa yapılmış gibi gösterilmekte ve faturalanmaktadır. Bu tetkiklerin istemden sonra aynı günde randevu alınıp yapılması bile hemen hemen imkansızdır.
Bugün bir çok ülkede ayaktan yapılabilen veya bir iki gün yatırılarak yapılan işlem ve ameliyatlarda bile (fıtık, kolesisitektomi ve laparoskopik işlemler) hastalar 15- 20 günü bulan sürelerle yatırılmaktadır.
Performans uygulaması nedeniyle ve hastaneye gelir temin etmek amacıyla tedavi ve ameliyat gerekmeyen durumlarda bile ameliyat kararları verilmekte ve hastalar gereksiz yere ameliyat edilmektedir.
Bugün hemen hemen normal doğum uygulamadan çıkmış olup, her gebe kadında sezaryen ameliyatı yapılmaktadır.Her hastada yakınma olmasa bile değişik organlarda kanser, hepatit, AIDS gibi hastalıklar rutin aranmakta, öksürse göğüs hastalıkları konsültasyonu, biraz ateşi çıksa mikrobiyoloji konsültasyonu istenmektedir. Neredeyse bir hekim tarafından tedavi edilen hasta artık kalmamıştır. Kalça ve diz protezleri ile protez kullanılan diğer durumlarda da hastalara gerekmediği halde bu ameliyatların yapıldığı ve bu malzemelerin söz konusu hastalarda uygun olmadığı halde kullanıldıkları görülmektedir.''
Raporda devlet, üniversite ve özel hastaneler ile özel tıp merkezlerine tedavi için giden SSK'lı hastalara gereksiz ameliyatlar yapıldığı, normal doğum yerine sezaryen yöntemi uygulandığı, gerekmediği halde kalça ve diz protezleri takıldığı ileri sürüldü.
SSK sağlık kurumlarının Sağlık Bakanlığı'na devrinden sonra SSK teşkilatının bulunduğu illerde SSK Sağlık İşleri İl Müdürlüğü bünyesinde komisyonlar oluşturuldu. Antalya'da 35 doktor, 30 eczacı, 6 hemşireden oluşan komisyon üyeleri devlet, üniversite ve özel hastaneler ile özel tıp merkezlerine tedavi için giden SSK'lı hastaların faturalarını incelemeye aldı. Komisyon üyelerinden bazıları karşılaştıkları durumu bir rapor halinde geçen nisan ayında SSK Sağlık İşleri Genel Müdürlüğü yetkilileri ile SSK Başmüfettişi Arif Aytürk'e gönderdi.
Devlet hastanelerinde doktorlara yaptıkları işlerden dolayı ek ödeme olarak 'performans' adı altında bir komisyon verildiği belirtilen raporda şu tespitlere yer verildi: "Hekimler buradan elde edecekleri geliri artırmak için yaptıkları işleri abartmakta, yapılmayan işleri yaptı gibi göstermektedirler. Yapılan uygulama suiistimale son derece açıktır. Normal fiziki muayene bulguları olan hastalardan bile ortalama 10 ve üzerinde tahlil istenmektedir. Özellikle üniversite hastanelerinde tahlil sayısı binleri bulmakta, bu konuda belki de dünya rekorları kırılmaktadır. Aynı tetkik üç dört defa yapılmış gibi gösterilmekte ve faturalanmaktadır. Bu tetkiklerin istemden sonra aynı günde randevu alınıp yapılması bile hemen hemen imkansızdır.
Bugün bir çok ülkede ayaktan yapılabilen veya bir iki gün yatırılarak yapılan işlem ve ameliyatlarda bile (fıtık, kolesisitektomi ve laparoskopik işlemler) hastalar 15- 20 günü bulan sürelerle yatırılmaktadır.
Performans uygulaması nedeniyle ve hastaneye gelir temin etmek amacıyla tedavi ve ameliyat gerekmeyen durumlarda bile ameliyat kararları verilmekte ve hastalar gereksiz yere ameliyat edilmektedir.
Bugün hemen hemen normal doğum uygulamadan çıkmış olup, her gebe kadında sezaryen ameliyatı yapılmaktadır.Her hastada yakınma olmasa bile değişik organlarda kanser, hepatit, AIDS gibi hastalıklar rutin aranmakta, öksürse göğüs hastalıkları konsültasyonu, biraz ateşi çıksa mikrobiyoloji konsültasyonu istenmektedir. Neredeyse bir hekim tarafından tedavi edilen hasta artık kalmamıştır. Kalça ve diz protezleri ile protez kullanılan diğer durumlarda da hastalara gerekmediği halde bu ameliyatların yapıldığı ve bu malzemelerin söz konusu hastalarda uygun olmadığı halde kullanıldıkları görülmektedir.''