Başörtüsü karşıtlığı nüksetti
Sezer, "Türkiye'nin önüne çeşitli dönemlerde getirilmeye çalışılan türban sorunu, demokrasiye sığınılarak, demokratik atılımların gölgelenmesinden başka bir anlam taşımamaktadır" dedi. Sezer, başörtüsü yasağının aynen sürmesi gerektiğini savunarak, şu ifadeleri kullandı: Dinsel simgelerin, siyasal düşüncelerin aracı olarak kullanılmasına ve kutsal din duygularının kötüye kullanılmasına hoşgörüyle bakılamaz. Böyle birdurum, laik demokratik yapının özüne, gerçek inanç özgürlüğüne, eşitlik ilkesine olduğu kadar, ulusal birlik ilkesine de aykırı düşer. Belirli siyasal düşüncelerin, din ve vicdan özgürlüğü ile insan haklarını gerekçe göstererek inançları kullanmasına, demokrasinin korunması ve toplumsal barış adına izin verilemez. Din ve vicdan özgürlüğünün gerçek güvencesi, laiklik ilkesidir."
Dindan kadınlar için 'demokrasi' yok
Demokrasi ve insan haklarının gelişmesiyle; ırk, dil, din, cinsiyet ayrımı gözetilmeksizin insanların eşit haklara sahip oldukları düşüncesinin devlet ve toplum yaşamında yerleştiğini, kadınların da üretime, yönetime ve yaşamın tüm alanlarına katılmaya başladığını belirten Sezer, şunları kaydetti: "Bununla birlikte, kadını erkeğin arkasında gören sosyo-kültürel düşünce yapısının kırılması da çok büyük önem taşımaktadır" dedi.