logo
23 NİSAN 2024

Şiddet kaynağı Batı

16.12.2001 00:00:00
Bugün Analiz'de 11 Eylül'deki saldırılardan sonra kaleme alınan en dikkat çekici, en anlam yüklü makalelerden biri olan bir yazıya yer vereceğim. Belki bu uygulama basın alanında pek görülen bir durum değil ama bu makaleyi Siz aziz okuyucularımın ilgisi sunabilmenin başka bir yolunu da bulamadım. Aşağıda dikkatinize sunduğum makale İran'da 1979 yılındaki İslam Devrimi sonrasında cumhurbaşkanlığı görevini yürütmüş Ebul Hasan Beni Sadr'a ait. 1980-1981 yıllarındaki İran Cumhurbaşkanı olan, ardından Humeyni ile anlaşamadığından Fransa'ya giden ve hala orada yaşayan Sadr'ın bu yazısı bundan bir süre önce etkili Fransız gazetesi Le Monde'da yayınlandı. Entellektüel bir kimliği olan Beni Sadr, 11 Eylül'deki saldırıları farklı zaviyelerden ele alıyor ve şiddetin kaynağının Batı dünyası olduğunu açık bir şekilde, müdellel olarak ortaya koyuyor:

"Reagan 1980 başkanlık seçimini Humeyni'yle yaptığı gizli anlaşma sayesinde kazandı. Reagan'ın danışmanları Carter'a karşı yürütülen kampanya sırasında İranlı yetkililerle temasa geçip seçim gününe kadar rehinelerin serbest bırakılmamasını istemişti. Lübnan'daki Fransız rehineler de 1988 yılındaki seçimlere malzeme yapıldı.

Bugün de New York ve Washington'a yapılan saldırılar Bush ve Blair tarafından hem dış hem de iç politikada kullanılıyor. Fransa'nın önümüzdeki başkanlık seçimlerinde de güvenlik konusu muhtemelen seçmenlerce en önemli konu sayılacak.

Şiddet eylemlerine karşı yapılan konuşmalar, köktendinci görüşlere bu eylemlerin gerekçesini açıklamaları için bir açık kapı bırakmış oldu. Böylelikle, Batılılarla köktenciler arasında kaçınılmaz bir işbirliği de doğmuş oldu.

Reagan'la Humeyni taraftarları arasında gizli bir anlaşmanın yapılmış olması bir raslantı değil. Afganistan'da da Taliban'ın siyasi güç haline gelmesi, hem ABD'nin hem de Britanya'nın dış politikadaki ihtiyaçlarına cevap veriyordu: bölgede kendi çıkarları yönünde hareket edip iç politikada köktennciliğe 'tarla korkuluğu' gibi davranmak. Benazir Butto'nun da dediği gibi, Taliban fikri İngilizlerin, yönetimi Amerikalıların, parası Suudilerindi, hayata geçirmek de Pakistan'ın işi oldu!

Berlusconi biliyor

Şiddete karşı egemen bakış açısı, köktenci bakış açısından besleniyor. Köktenci bakış açısı sadece diğerini güçlendiriyor. Egemen ise köktencilere referans yaparak genel kargaşa ortamında destek topluyor. Bu anlamda, Silvio Berlusconi, ne dediğini çok iyi biliyor.

Köktennci bakış açısı diğer taraftan da, şiddetin Batı'ya ithal edildiği duygusunu yaratıyor. Oysa gerçekte kaynağı Batı olan şiddet sonunda kaynağına dönmüş bulunuyor. ABD'ye göre, uyuşturucu ticaretinin yüzde 90'ı Afganistan tarafından yapılıyor. Ama, afyon savaşı ilk olarak İngilizler tarafından Çin'de başlatıldı. CIA ve ISI (Pakistan gizli servisi) Sovyetler'e karşı Afganistan'daki savaşı finanse etmek için uyuşturucu ticaretini destekledi. Uyuştucu ticaretinden elde edilen 500 milyar dolarlık paranın çoğu Batı ekonomisine gitti.

Hep o parmak

İran'da 1953 tarihindeki hükümet darbesi CIA tarafından kışkırtıldı. 1981 yılında benim insanıma karşı yöneltilen darbe de ABD'nin katkısı olmadan gerçekleştirilemezdi. Irak'ta, mafya Baas partisinin ve Saddam Hüseyin kabilesinin iktidara gelmesi de ABD'nin desteği olmadan başarılamazdı. Afganistan'da Taliban yönetimi ve Usame bin Ladin de ABD'nin ve ortağı Pakistan'ın yaratımı.

Dünya düzeni, yönetenin ya kendi politikasını ihraç etmesi ya da var olanı yok etmesiyle oluşup gelişiyor. İşte bu nedenle Amerikan gücü bir 'süper adamı' ihraç etti ve ona karşı bütün dünyanın desteğini aldı.

Batı, Usame bin Ladin'i terörist ilan ederek, milyarlarca insanın bu kişinin yakalanmasına ve öldürülmesine yardım edeceğini düşünüyor. Afgan halkı ve bütün dünyanın şu sorunun cevabını bilmeye hakkı var: Niye Taliban şiddetini Afgan halkına yöneltti ve bu şiddet Şah Mesud'u katlederken neden ABD ses çıkarmadı?

Müslüman ülkelerde, ne zaman insan hakları ve halka saygıyla despotizm arasında bir seçim yapılması gerekse hep otoriter rejimler kazandı. İnsanlığın çoğunluğunun, Batı gibi düşünmediği ve Batı'yı şiddetin, aşağılanmanın ve acının kaynağı olarak gördüğünün anlaşılmasının zamanı geldi.

Amerikan süper gücü dünyayı besleyemez. Bu güç artık, halkların kendi kendilerini yönetmeleri gerektiği gerçeğini kabul etmeli. Batı niye, şiddetin ve acının ve Güney'den Batı'ya akan kapitalin bir gün dünyanın başına bela olacağını hiçbir zaman düşünmedi? Batı, zenginlerin egemenliğini haklı çıkarmak için gezegeni farklı kategorilere ayırıyor: siviller, insan haklarına saygı duyma kapasitesine sahip olanlar ve gelişebilenler, diğerleri! Bizim ülkelerimizde, halkın haklarına sahip çıkmaması nedeniyle, haklara saygının olmadığı söylenmek isteniyor.

Ama Batı, halk kendi haklarına sahip çıkamıyorsa, bu zayıflıktan yararlanılmaması, aksine onlara yardım edilmesi gerektiğini unutuyor. Aslında diğerlerinin kapasitesizliği kendilerine yönetme gerekçesi veriyor.

Batı niye şu ana kadar, Saddam Hüseyin'in 1980 yılının eylül ayında İran'a saldırmasından sonra neler kaybettiğimiz, kaç kişinin öldüğü konusunda hiç yorum yapmadı? Thatcher hükümetinin savunma bakanı, bu savaşın ingiliz çıkarları doğrultusunda olduğu, Irak ve İran'ın buna devam etmesi gerektiği açıklamasını yapıyordu. Sekiz sene süren bu savaş milyonlarca kişinin ölümüne neden oldu..

Şiddetin kaynağı

Niye Batı şiddet kullanarak, Filistin topraklarında dine dayalı İsrail diye bir devlet kurdu? Bu devlet, Ortadoğu'da 50 yıldır yaşanan şiddetin kaynağı. Bu devlet, şiddetinin gerekçesini dine dayandırıyordu. Ne diye bu şiddeti sanki İslam ve Müslümanlar yapmış gibi gösteriliyor?

Bizim halklarımız da kendi sorumluluklarını bilmeli: Dikta rejimlerini devirerek, yerine demokratik rejimler kurabilirler. Nasıl? Kör şiddet, Kuran'ın emirlerinin tam tersi. Afganistan, İran, Irak'taki gerçekler, şiddetin yayılmasıyla bizim ülkelerimizde insan haklarına ve özellikle de kadın haklarına saygı gösterilmemesi arasında doğrudan bir bağlantının olduğunu gösterdi.

Şu bir gerçek ki manevi İslam'ı yasaklarsanız, ortaya Hamaney'in, Bin Ladin'in ve Molla Ömer'in temsil ettiği İslam çıkar.

Çare demokraside

Gerçek mücadele, yönetenlerle yönetilen arasındaki ilişkinin serbestleştirilmesi. Bizim amacımız, bir ekonomi programı, bağımsız politika, sosyal adalet oluşturarak insanların özgürce kendilerini ifade edebildiği bir ortamda, ötekine saygıyı da sağlamak olmalı. Biz, manevi İslam'ın, özgürlüğün bulunduğu demokrasiler oluşturmak durumundayız. Halkımız aynı zamanda, 'Demokrasinizi kuracağız' bahanesiyle, dışarıdan ülkelerini yönetmek isteyenlere karşı da mücadele etmek, onları engellemek durumunda. Afganlar, yönlendirildiler, dış güçlerce bölündüler. Halbuki, yaşamlarını istedikleri gibi sürdürebilme ve özgürlüğe kavuşma hakları var. Aksi takdirde, ne o bölgede ne de başka yerde barış sağlanabilir. Terörizmle mücadele etme adına, Sovyet işgali sırasında zaten katledilmiş bir halkın, yok edilmesi, kabul edilemez.

Ne yapmalı?

Terörizme karşı mücadele şunları gerektiriyor:

ë Daha şeffaf bir yaklaşım benimsenmeli. ABD, kendi süper gücünü koruyabilmek için tam anlamıyla şeffaf olmayan bir tavır takınıyor.

ë İç politikada kazanabilmek için şiddete başvurulmasın. Yıllardır, 'Batı'nın çıkarı olmasa şiddetin şimdiye kadar durmuş olacağı' sözlerini tekrar edip duruyorum.

ë Terörizmin asıl nedenleri ortaya çıkarılsın. Oysa Batılı politikacılar, şiddete karşı konuşurlarken hem Batı uygarlığının üstünlüğünden bahsediyor hem de İslam'ı suçluyor.

ë Adaletin daha iyi işletilmesi için uluslararası bir mekanizmanın oluşturulması gerekiyor. 11 Eylül saldırılarının ertesi günü, ABD meşru savunma hakkından bahsederek, kendini yargıç konumuna soktu. Bir misillemenin koşullarına ilişkin kararı uluslararası bir mekanizma karar verseydi daha iyi olmaz mıydı? Ama ABD, aynı zamanda, Iraklılar, İranlılar, Şilililer vb.. Amerikan politikasının kurbanı olmuş tüm toplumların da meşru savunma hakları bulunduğunu unutuyor mu?

Güce yer yok

Barış ve adalet ve insan haklarına saygı, yönetenlerle yönetilenler arasındaki ilişkilerin düzenlemesi ile mümkün olabilir. Temel ve evrensel hakların korunmasını ve şiddetin önlenmesini ancak güç kullanımını dışlayan bir dünya politikası sağlayabilir."

ANALİZ: Recep BAHAR
Erdoğan'dan 23 Nisan mesajı
Bu kez Atatürk'ü andı
Muhammed Uğur'un hayali gerçek oldu
Mansur Yavaş'tan 23 Nisan jesti
En çarpıcı deprem uyarısı
'Baza ve koltuk altlarını doldurun'
İstanbul'da kutlamaların merkezi Taksim Meydanı'ydı
Taksim Cumhuriyet Anıtı'na çelenk sunuldu
Esad, Abhazya Dışişleri Bakanı'na söyleşi verdi
'ABD'yle zaman zaman görüşüyoruz'
Bilim adamından korkutan uyarı
'Sıcaklık 4 ila 6 derece arttı'
Erdoğan buradaki törene katılmadı
Devlet erkanı Anıtkabir'de
Erbil ziyareti Metiner'i heyecanlandırdı
'Erdoğan’ı Kürtsüz bırakma operasyonu'
Havaların ısınmasıyla yine ortaya çıktı
Yılın ilk kene vakası görüldü
Arapça soru sorulunca Türkçesini istedi
Erbaş, Arapça bilmiyor mu?
Barzani'den Erdoğan'a teşekkür
'Zor zamanlarımızda yardım etti'
Milli irade 104 yıl önce hakim oldu
23 Nisan kutlu olsun
8 gün önce intihar etmişti
Mezarını açıp cesedi ateşe verdi!
Yatırım değil dizi tavsiyesi verdi
'İzlemeyen kalmasın'
Erdoğan'dan 23 Nisan mesajı
Bu kez Atatürk'ü andı
Muhammed Uğur'un hayali gerçek oldu
Mansur Yavaş'tan 23 Nisan jesti
En çarpıcı deprem uyarısı
'Baza ve koltuk altlarını doldurun'
İstanbul'da kutlamaların merkezi Taksim Meydanı'ydı
Taksim Cumhuriyet Anıtı'na çelenk sunuldu
Esad, Abhazya Dışişleri Bakanı'na söyleşi verdi
'ABD'yle zaman zaman görüşüyoruz'
Bilim adamından korkutan uyarı
'Sıcaklık 4 ila 6 derece arttı'
Erdoğan buradaki törene katılmadı
Devlet erkanı Anıtkabir'de
Erbil ziyareti Metiner'i heyecanlandırdı
'Erdoğan’ı Kürtsüz bırakma operasyonu'
Havaların ısınmasıyla yine ortaya çıktı
Yılın ilk kene vakası görüldü
Arapça soru sorulunca Türkçesini istedi
Erbaş, Arapça bilmiyor mu?
Barzani'den Erdoğan'a teşekkür
'Zor zamanlarımızda yardım etti'
Milli irade 104 yıl önce hakim oldu
23 Nisan kutlu olsun
8 gün önce intihar etmişti
Mezarını açıp cesedi ateşe verdi!
Yatırım değil dizi tavsiyesi verdi
'İzlemeyen kalmasın'

BTP Beylikdüzü teşkilatı 23 Nisan'ı kutladı

Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Beylikdüzü İlçe Başkanı Mehmet Aksoy ve ilçe teşkilatı Beylikdüzü Yaşam Vadisi'nde gerçekleştirilen 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamalarına katıldı ve Çanakkale rölyef anıtının önüne BTP çelenkini koydu
23.04.2024 13:04:00 / Güncelleme: 23.04.2024 13:11:04
Ahmet Haydar Tarhanlı
BTP Beylikdüzü teşkilatı 23 Nisan'ı kutladı
BTP Beylikdüzü teşkilatı 23 Nisan'ı kutladı
Yurdun dört bir tarafında büyük bir coşkuyla kutlanan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, İstanbul Beylikdüzü'nde de ilçe portokolü eşliğinde Yaşam Vadisi'nde Çanakkale rölyef anıtının önünde kutlandı.

Törene ilçe kaymakamı, ilçe belediye başkanı, ilçe eğitim müdürü, siyasi parti temsilcileri, Atatürk Düşünce Derneği, Murahip Gaziler Derneği gibi sivil toplum örgütü temsilcileri, ilçede bulunan ilkokul, ortaokul ve liseleri temsilen öğrenciler ve vatandaşlar katıldı.



Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) de İlçe Başkanı Mehmet Aksoy ve ilçe teşkilatı ile birlikte saat 09.00'da BTP çelenkiyle törende yerini aldı.



Tören, Beylikdüzü İlçe Milli Eğitim Müdürü Mustafa Koç'un çelenk koymasıyla başladı. Ardından Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık'ın da çelenk koymasıyda devam etti. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı okundu.

Törene diğer siyasi partilerin çelenk koymasıyla devam edildi.

Kocaeli'nde 23 Nisan coşkuyla kutlandı

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı tüm yurtta olduğu gibi Kocaeli'de de kutlandı
23.04.2024 12:44:00 / Güncelleme: 23.04.2024 12:48:56
Ahmet Haydar Tarhanlı
Kocaeli'nde 23 Nisan coşkuyla kutlandı
Kocaeli'nde 23 Nisan coşkuyla kutlandı
Kocaeli Valiliği'nin önderliğinde İzmit Kent Meydanında 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, Kocaeli Valisi, Belediye Başkanı, İl Eğitim Müdürü, siyasi parti başkanlarının katılımıyla protokol eşliğinde kutlandı.



Geniş katılımın olduğu 23 Nisan programı, saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın ardından mozoleye çelenk sunumuyla devam etti.



Bayram programına Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Kocaeli İl Başkanı Muharrem Can ve İzmit İlçe Başkanı Cahit Barutçu da davetli olarak katıldı.



23 Nisan aynı zamanda 'Çocuk Bayramı' olması nedeniyle BTP İl Başkanı Muharrem Can programda bulunan çocuklarla yakından ilgilendi.

Atatürk'ün yazdığı ve Atatürk'ü yazan kitaplar

Türk milletini esaretten kurtaran ve yıkılmış bir imparatorluğun küllerinden Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Mustafa Kemal Atatürk, onca zorlu işlerinin arasında kitap yazmaya da vakit yaratmıştır. Onun hakkında çok sayıda önemli biyografiler kaleme alınmıştır. Özellikle Prof. Dr. Haydar Baş'ın yazdığı 'Hoş Geldin Atatürk' eseri adeta bir başyapıttır 
23.04.2024 12:02:00
Mehmet Hakan Akkuş
Atatürk'ün yazdığı ve Atatürk'ü yazan kitaplar
Atatürk'ün yazdığı ve Atatürk'ü yazan kitaplar
Mustafa Kemal Atatürk, hayatı boyunca kitaplarla bütünleşmiş ve okuma sevgisiyle bilgi birikimini artırmıştır. Farklı dönemlerde çeşitli konularda kitaplar da yazmıştır. İşte Atatürk'ün yazdığı bazı kitaplar:

1. Nutuk: Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunu ve inkılaplarını anlatan bu eser, Atatürk'ün kendi kaleminden çıkmış ve tarihi bir hitabeye dayanmaktadır. Nutuk, günümüzde bile geçerliliğini koruyan önemli bir kaynaktır.

2. Takımın Muharebe Talimi: Askerlikle ilgili konuları ele alan bu kitap, muharebe eğitimi ve stratejileri hakkında bilgi verir.

3. Geometri Kılavuzu: Atatürk'ün kendi el yazısıyla yazdığı geometri kitabı, matematiksel terimlerin anlaşılmasını kolaylaştırmış ve Osmanlıca geometri terimlerine Türkçe karşılıklar bulmuştur.

4. Yurttaş İçin Medeni Bilgiler: Atatürk'ün yazdığı bu eser, medeni bilgileri anlatır ve vatandaşların bilinçlenmesine katkıda bulunur.

Atatürk'ün bu eserleri, hem tarihi hem de güncelliği olan önemli bilgiler içermektedir. Kendisinin ileri görüşlülüğü ve akılcılığı, yazdığı kitaplarda da kendini göstermektedir.


Atatürk hakkında yazılmış bazı biyografiler


Mustafa Kemal Atatürk, modern Türkiye'nin kurucusu ve büyük bir devlet adamı olarak, birçok biyografiye de konu olmuştur. Bu biyografiler, Atatürk'ün hayatının farklı yönlerini aydınlatır ve onun tarihteki yerini daha iyi anlamamızı sağlar. İşte Atatürk hakkında yazılmış bazı önemli biyografiler:

- Atatürk: An Intellectual Biography. Yazar M. Şükrü Hanioğlu tarafından kaleme alınan bu eser, Atatürk'ün düşünce dünyasını ve fikirlerinin oluşumunu derinlemesine inceler. Atatürk'ün modernleşme ve ulus devlet inşası sürecindeki rolünü vurgular.

- Atatürk: The Biography of the Founder of Modern Turkey. Andrew Mango'nun yazdığı bu biyografi, Atatürk'ün kişisel yaşamından politik kariyerine kadar geniş bir perspektif sunar. Atatürk'ün liderlik tarzı ve kararlarına odaklanır.

- Atatürk: A Biography of Mustafa Kemal, Father of Modern Turkey. Lord Kinross'un eseri, Atatürk'ün hayatını ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunu anlatır. Atatürk'ün askeri başarılarından siyasi reformlarına kadar geniş bir yelpazede bilgi sunar.

- Atatürk: Leadership, Strategy, Conflict. Edward J. Erickson'un kitabı, Atatürk'ün askeri stratejilerini ve liderlik becerilerini ele alır. Kurtuluş Savaşı ve sonrasındaki dönemdeki kararlarına ışık tutar.


Hoş Geldin Atatürk


Prof. Dr. Haydar Baş tarafından kaleme alınan 'Hoş Geldin Atatürk'eseri, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün hayatının önemli kesitlerine odaklanıyor. Kitap, Atatürk'ün yaşamını ve liderliğini belge ve bilgilerle aydınlatarak, onun gerçek yönlerini gözler önüne seriyor.

Atatürk, Türk Milleti'ni çağdaş uluslar seviyesine çıkarmak için birbirinden önemli devrimler gerçekleştirmiş, vatan toprağını kurtarmak için birçok kutlu zafer kazanmış büyük bir liderdir. Hoş Geldin Atatürk, bu büyük liderin imanına atılan iftiraları, gizlenen gerçekleri ve örtülen yönlerini açığa çıkarıyor.

Kitap, Atatürk ile ilgili düzenlenen sempozyumlarda yapılan iddialı konuşmaları, çarpıcı makaleleri ve önemli yorumlarıyla kamuoyunda ses getiren Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden çıkmıştır. Atatürk hakkındaki tartışmalara son noktayı koymayı hedefleyen bu eser, okuyucuları derinlemesine düşünmeye ve gerçekleri görmeye davet ediyor.

Hoş Geldin Atatürk, Atatürk'ün mirasını anlamak ve onun büyük liderliğini daha iyi kavramak isteyen herkes için önemli bir kaynak niteliği taşıyor.

Başkentteki dev bayraklar havadan görüntülendi

Başkentte kırmızı beyaza bürünen binaların oluşturduğu görsel şölen havadan görüntülendi.
23.04.2024 09:03:00 / Güncelleme: 23.04.2024 09:06:54
İhlas Haber Ajansı
Başkentteki dev bayraklar havadan görüntülendi
Başkentteki dev bayraklar havadan görüntülendi
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla Başkent Ankara'nın bir çok bölgesi dev Türk bayraklarıyla donatıldı.

Çankaya, Keçiören ve Altındağ'a asılan dev ay yıldızlı bayraklar dron ile havadan görüntülendi.



Öte yandan I. ve II. TBMM Binası ışıklandırılırken restorasyonu tamamlanan EGO Genel Müdürlüğünün yeni binasında ise dev Türk bayrağı sarkıtıldı.

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı gün boyunca çeşitli etkinliklerle kutlanacak.

logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.