logo
16 NİSAN 2024

Skandal emir

03.10.2006 00:00:00
Radikal gazetesi Beykoz Devlet Hastanesi Başhekimliği'nin, doktorlardan, gerekmese bile yatarak tedaviye yönelmelerini ve fazla tetkik talep etmemelerini isteyen skandal emri sütunlarına taşımış Beykoz Devlet Hastanesi Başhekimliği'nin yayımladığı iç tamim, Türkiye'de sağlıkta gidilen kısıtlamanın boyutunu gösteriyor. Maliye Bakanlığı'nın artan sağlık harcamalarına yönelik olarak 1 Temmuz'da yayınladığı 8 No'lu tebliğe dayanarak hazırlanan resmi yazıda doktorlardan, 'hastane döner sermayesi gelirlerini artıracak, giderleri de azalacak' şekilde işlem yapmaları isteniyor.  Beykoz Devlet Hastanesi Başhekimi Uzman Dr. Selami Öksüz imzalı yazıda, 1 Temmuz Tebliği'yle getirilen kısıtlamalar hatırlatılıyor, ayakta tedavi hizmetlerinde 'ayakta paket fiyat tarifeleri' üzerinden bedel ödendiği, buna aynı branştan 10 güne kadar muayene, konsültasyon ücretleri, USG teknikleri, radyolojik tetkikler, laboratuvar tetkikleri, ayaktan girişimsel tüm müdahale tetkik ve tahlillerinin dahil olduğu anlatılıyor. Sağlık Bakanlığı'nın belirlediği ayakta paket fiyat tarifesine göre, birinci basamak sağlık kuruluşlarına vaka başına 11 YTL ödeniyor. Sağlık ikinci planda Ayakta paket fiyat tarifeleri üzerinden ödenen bedeller standart olduğu için istenen her tetkik hastane giderlerini artırıyor. Başhekim de bu nedenle doktorların dikkatli olmasını, üstelik bu fiyata 10 güne kadar muayene de dahil olduğu için bu sürenin sonuna kadar kullanılmasını, gelir getirdiği için yatarak tedavinin benimsenmesi gerektiğini belirtiyor. Hatta ayaktan yapılabilecek bazı tedavilerde bile doktorların hastayı yatırmasını istiyor. Gelirleri artırmak için hazırladığı liste şöyle: 1- Kesi stürasyonları, acil alçılar, redüksiyon, atel tespitler, abz, hematom drenajları, tırnak çekimleri, büyük yara ve yanık pansumanları, burun tamponları, acil branş kesi süturları (ortopedi, genel cerrahi, KBB, göz vs) gibi girişimsel işlemlerin acil polikliğine barkod aldırılarak acil üzerinden yapmaları (Acil Servis üzerinden yapılan işlemlerde hizmet başına ayrıca faturalandırma yapılıyor) 2- Lipom, kist, beningtümör ekstırpansyonu, büyük kesi süturları, büyük komplike yabancı cisim çıkartılmaları, cerrahi biyopsileri, özofagoskopi, gastroskopi, duodonoskopi, sistoskopi gibi girişimsel tanısal tetkiklerde hastaların yatırılması ve hem yapılan işlemlerin ücretlendirilmesi, hem yatak doluluk oranlarının yükseltilmesi (Söz konusu işlemleri yaptırmak için hastanın yatırılmasına gerek yok. ) 3- Konsültasyon ücretleri alınmadığına göre mutlak endikasyon dışında, hasta arzusu ile istenilen konsültasyonların asgariye indirilmesi veya 10 günlük süre göz önüne alınarak düzenlenmesi, (Tebliğe göre vaka başına yapılan ödemelere muayene, konsültasyon, girişimsel işlemler ve radyolojik görüntüleme işlemleri dahil. Vaka başı ödeme ise birinci basamak sağlık hizmetlerinde 11 YTL. Tetkik için yapılan işlem sayısı artsa da Sağlık Bakanlığı'nın vaka başına ödemesi aynı olduğu için hastane gideri artıyor) 4- Kontrol hastalarında ve kontrol tetkiklerinde mutlak endikasyonların dışında 10 günlük sürecin sonuna kontrol günü verilmesi (10 günlük süre dolduktan sonra hasta ödeme yapmak zorunda). 5- Daha çok cildiye polikliniklerinde rastladığımız birden çok lezyonlarda yapılan ayakta kriyoterapi, elektrokoter gibi girişimlerde ya hasta yatırılmalı ya da lezyon sayısının elverdiği durumlarda birden çok seanslar (10 günlük süre gözetilerek) halinde yapılması.  Tüm hekimlerimizin konuya gereken hassasiyeti, hastaları ikna ederek göstermeleri ve ayaktan paket uygulamalarının döner sermayemizde yaratacağı olumsuz etkileri asgariye indirmede idareye yardımcı olmaları hususu önemle rica olunur.
Ayhan Bora Kaplan'ın 15 Temmuz pişmanlığı
'En büyük hatam o kareye girmekti'
'Suistimalleri engellemeye yönelik tedbir'
Şimşek'ten KDV açıklaması
Erdoğan'dan 31 Mart yorumu
'İlk kazanan sandık olmuştur'
Tasarruf genelgeleri kağıt üstünde, vergi artışları gerçek
Kamu ne kadar tasarruf yaptı?
Bakan Şimşek'ten açıklama geldi
'Söylentilere inanmayın'
Yeni imajıyla ilk grup toplantısını yaptı
'Teşekkür önce örgütümüze'
75 kişi hayatını kaybetti, 10 bin 810 kişi yaralandı
Bayram trafiğinin acı bilançosu
Ticaret Bakanlığı'ndan çimento açıklaması
9 Nisan'dan önce gümrüklemesi yapıldı
Yerel seçimi kazanan CHP'yi uyardı
Bahçeli'den yeni anayasa çıkışı
Yargıtay'da başkanlık krizi sürüyor
17 turda da sonuç çıkmadı
Ölümden dönen Zehra nine konuştu
'Parçalayacaklardı, zor kurtuldum'
Sadece karın doyurmanın maliyeti
Minimum 16 bin 646 TL
Tarımda maliyetler yükselmeye devam ediyor
Tarım ÜFE yıllık yüzde 61.87 arttı
Metin Cihan'dan İsrail'le ticaret konusunda yeni belge
'Bize yalan söylediler'
Altınok'u memleketinde bile geride bıraktı
Yavaş AKP'nin kalelerini de yıktı!
Ayhan Bora Kaplan'ın 15 Temmuz pişmanlığı
'En büyük hatam o kareye girmekti'
'Suistimalleri engellemeye yönelik tedbir'
Şimşek'ten KDV açıklaması
Erdoğan'dan 31 Mart yorumu
'İlk kazanan sandık olmuştur'
Tasarruf genelgeleri kağıt üstünde, vergi artışları gerçek
Kamu ne kadar tasarruf yaptı?
Bakan Şimşek'ten açıklama geldi
'Söylentilere inanmayın'
Yeni imajıyla ilk grup toplantısını yaptı
'Teşekkür önce örgütümüze'
75 kişi hayatını kaybetti, 10 bin 810 kişi yaralandı
Bayram trafiğinin acı bilançosu
Ticaret Bakanlığı'ndan çimento açıklaması
9 Nisan'dan önce gümrüklemesi yapıldı
Yerel seçimi kazanan CHP'yi uyardı
Bahçeli'den yeni anayasa çıkışı
Yargıtay'da başkanlık krizi sürüyor
17 turda da sonuç çıkmadı
Ölümden dönen Zehra nine konuştu
'Parçalayacaklardı, zor kurtuldum'
Sadece karın doyurmanın maliyeti
Minimum 16 bin 646 TL
Tarımda maliyetler yükselmeye devam ediyor
Tarım ÜFE yıllık yüzde 61.87 arttı
Metin Cihan'dan İsrail'le ticaret konusunda yeni belge
'Bize yalan söylediler'
Altınok'u memleketinde bile geride bıraktı
Yavaş AKP'nin kalelerini de yıktı!

Ayhan Bora Kaplan'ın 15 Temmuz pişmanlığı: En büyük hatam o kareye girmekti

"Ayhan Bora Kaplan" suç örgütü sanıklarının yargılanmasına devam edildi. Duruşmada, örgüt yöneticiliğiyle suçlanan Bora Kaplan savunma yaptı.
16.04.2024 22:11:00
Anadolu Ajansı
Ayhan Bora Kaplan'ın 15 Temmuz pişmanlığı: En büyük hatam o kareye girmekti
Ayhan Bora Kaplan'ın 15 Temmuz pişmanlığı: En büyük hatam o kareye girmekti
"Ayhan Bora Kaplan" suç örgütüne ilişkin 28'i tutuklu 61 sanığın yargılanmasına devam edildi.

Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, müştekiler ve tarafların avukatları katıldı.

Duruşmada, suç örgütü lideri olmakla yargılanan Bora Kaplan savunma yaptı.

Kaplan, 8 aydır suçsuz yere cezaevinde olduğunu, kendisine iftira atıldığını öne sürdü.

Türkiye'den kaçmak üzereyken yakalandığına ilişkin iddiayı reddeden Kaplan, "Ben geri zekalı mıyım? Niye bilet alayım. Ben o gün ofisimden çıkarken kendi aracımla çıktım. Bana ait olan aracımla havaalanına geldik ve orda yavaşladım. Silahlı kişileri gördüm. Araçtan iner inmez beni yere yapıştırdılar." dedi.

Aracında bulunan 50 bin avroyu, yurt dışına çıkacağı için yanına aldığını söyleyen Kaplan, iş adamı olduğu için bu parayı yanında bulundurduğunu savundu.

"Limon satarak işe başladım"

Kaplan, iddianamenin ön yargıyla hazırlandığını, gözaltına alındıktan sonra 8 saat ifade verdiğini, savunmasının baskıyla aldığını iddia etti. Dosya kapsamında birlikte yargılandığı sanıklardan bazılarını ticari ilişkilerinden dolayı tanıdığını, kişisel ilişkilerinin örgüt ilişkisi olarak iddianameye yansıtıldığını iddia eden Kaplan, savunmasına şöyle devam etti:

"Limon satarak işe başladım. Liseyi bitirdim kuruyemişçi açtım. Sonra bir arkadaşım 'Telefonculukta daha çok para var' dedi. Kapattım kuruyemişçiyi, telefoncu açtım. Sonra bir arkadaşım limon pazarında bana bir yer aldı vergi levhası falan da var. Sonra DVD satmaya başladım. 4 tane yerde ayrı ayrı CD dükkanı açtım. Kardeşim de duruyordu başında. Korsan CD'ler çıkınca satışlar düştü. Ben de kadın kıyafeti satmaya başladım. Ardından İstanbul Merter'den aldığım kıyafetleri yine İstanbul'da satmaya başladım."

Kaplan, bir süre sonra Ankara'da gece kulübü açtığını ve mekanında ünlü sanatçıların sahne aldığını anlatarak, "Ardından polislerin anlamsız bir baskısı başladı. Polisler geliyor, ardından Genel Bilgi Toplama (GBT) yapmaya başlıyorlar. 2 saat sürüyor ve insanlar bir şey içemediği için hesap ödemeden gidiyor, iflahımı kuruttular." diye konuştu.

İddianamede adı geçen hiç kimseyle bir örgüt kurmadığını öne süren Kaplan, "Ben kurulu bir mekan almadım, kimsenin mekanına çökmedim." şeklinde konuştu. Kaplan, telefon kayıtlarında geçen "büyük abi" tabirinin kendisine ait bir sıfat olmadığını, gizli tanık ifadelerinin de gerçeği yansıtmadığını savundu.

Kaplan, hiçbir cinayet işlemediğini ve cinayeti azmettirmediğini öne sürerek, 2016'da gerçekleştirilen silahlı saldırıda hayatını kaybeden Mahfuz Tatar'ın, kendisinin talimatıyla suç örgütü üyelerince öldürüldüğü iddiasını da kabul etmedi. Bora Kaplan, Mahfuz Tatar cinayetiyle ilgisinin bulunmadığını, yalan tanıklarla kendisinin suçlandığını iddia etti.

"En büyük hatam o kareye girmekti"

FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi gecesi TRT Genel Müdürlüğü binası önündeki fotoğrafının hatırlatılması ve "TRT'ye gittiğinizde uzun namlulu silahları nereden buldunuz?" sorusu üzerine Kaplan, silahları nasıl elde ettiğini söyleyemeyeceğini belirtti. Bora Kaplan, şöyle devam etti:

"15 Temmuz'da herkesi topladım, sokağa davet ettim. Ardından TRT'ye gittim. Tanıdık, tanımadık fotoğraf çektiriyordu, bana da gel dediler ben de çocuklarıma anı olsun diye o kareye girdim. Keşke girmeseydim. Sonra lanetlendim. Sonra muhalifler ve sözde gazeteciler hakkımda 'Soylu'nun gizli adamı' gibi şeyler söyledi. En büyük hatam o kareye girmekti."

"Soylu ile bağlantım yok"

​​​​​​​Kaplan, dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile herhangi bir bağlantısının olmadığını da ifade etti.

"Ayhan Bora Kaplan" isimli bir suç örgütünün olamayacağını da savunan Kaplan, "Çevremden kimse ailem haricinde bana 'Ayhan' demez, hep 'Bora' derler. Ayhan ismini amcam koymak istemiş, olmamış. Ben sonradan Ayhan ismini kimliğime ekletmek istedim fakat avukatım sabıkam olduğu için böyle bir çelişki yaratmayalım dedi." diye konuştu.

Maden sularını içmek güvenli mi?

Maden suyu, doğal kaynaklardan elde edilen ve içerisinde çeşitli mineraller barındıran bir içecek olarak biliniyor. Ancak son zamanlarda bazı maden sularında zararlı maddelerin yüksek oranlarda bulunduğu haberleri tüketiciler arasında endişe yarattı
16.04.2024 16:39:00
Yenal Arman
Maden sularını içmek güvenli mi?
Maden sularını içmek güvenli mi?
Maden suyu, doğal kaynaklardan elde edilen ve içerisinde çeşitli mineraller barındıran bir içecek olarak biliniyor. Ancak son zamanlarda bazı maden sularında zararlı maddelerin yüksek oranlarda bulunduğu haberleri tüketiciler arasında endişe yarattı. Bu durum, maden suyu seçimi ve tüketimi konusunda daha bilinçli olunması gerektiğini gösteriyor.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve diğer sağlık otoriteleri, maden suyunun güvenli tüketimi için bazı standartlar ve rehberler sunuyor. Bu rehberler, suyun kalitesini ve güvenliğini sağlamak için belirli parametreler içerir. Maden suyu, kalp sağlığına katkıda bulunma ve kan basıncını düşürme gibi çeşitli sağlık faydaları sunuyor. Ancak, aşırı tüketim bazı minerallerin vücutta birikmesine ve böbrek taşları gibi sağlık problemlerine yol açabiliyor.
Tüketicilerin, maden suyu seçerken dikkat etmesi gereken bazı önemli noktalar şunlar:

Etiket Bilgileri:

Maden suyunun etiketinde yer alan mineral içeriği ve pH değeri gibi bilgiler, suyun kalitesi hakkında fikir verir. Ayrıca, üretim ve son kullanma tarihleri de kontrol edilmelidir.

Sodyum Oranı:

Bazı maden suları yüksek sodyum içerebilir, bu da yüksek tansiyon gibi sağlık sorunlarına yol açabilir. Özellikle hipertansiyon hastalarının düşük sodyum içeren suları tercih etmeleri önerilir.

Plastik Şişeler:

Plastik şişelerde satılan maden suları, mikroplastik partikülleri içerebilir. Bu partiküller endokrin bozucu olarak davranabilir ve hormonal sistemleri etkileyebilir. Cam şişeler daha güvenli bir alternatif olabilir.

Metin Cihan: Bize yalan söylediler! İsrail'e çimento ihracatı devam ediyor

Ticaret Bakanlığı'nın açıkladığı 54 ürün arasında yer alan çimentonun İsrail'e sevkiyatının sürdüğü ortaya çıktı.
16.04.2024 10:08:00
Haber Merkezi
Metin Cihan: Bize yalan söylediler! İsrail'e çimento ihracatı devam ediyor
Metin Cihan: Bize yalan söylediler! İsrail'e çimento ihracatı devam ediyor
Gazeteci Metin Cihan, Ticaret Bakanlığı'nın açıkladığı 54 maddelik İsrail'e ihracat kısıtlaması kararına rağmen listede yer alan ürünlerin ihracartının devam ettiğini ortaya çıkardı. Metin Cihan, kısıtlama kapsamındaki çimentonun hala Türkiye üzerinden İsrail limanlarına gittiğini belgeledi.

Kamuoyunun tepkisi üzerine, Gazze'de 35 bin kişiye yakın sivili katleden İsrail ile ticaretin kısıtlandığı iddia edilmişti. Ticaret Bakanlığı'nın 9 Nisan'da açıkladığı kararda, 54 ürünün İsrail'e ihracatına kısıtlama getirilmişti.

"Çimento sevkiyatı devam ediyor"

Gazeteci Metin Cihan, Ticaret Bakanlığı'nın 9 Nisan'da İsrail'e yapılan ihracatı kısıtlama kararı aldığını duyurduğu 54 ürün arasında yer alan çimentonun, gerçekte halen İsrail'e sevk edildiğini açıkladı. Cihan, Çanakkale'deki Akçansa limanından kalkan ve İsrail'in Aşdod limanına doğru yola çıkan "Kazime Ana" adlı geminin güzergahını ve sevkiyat bilgilerini sosyal medya hesabı üzerinden paylaştı. Gazeteci, bu bilgilerin uluslararası deniz trafiği kayıtları ile teyit edilebileceğini de ekledi.

Gazze'deki savaş ortamında İsrail ile ticareti devam ettiren Türkiye'nin bu politikası, kamuoyunda ve muhalefet çevrelerinde büyük tepkilere neden olmuştu. "Utanç sevkiyatını durdurun" çağrılarına rağmen devam eden ticaret faaliyetleri, seçimler sonrası yapılan kısıtlama açıklamalarıyla son bulacağı umulmuştu. Ancak Metin Cihan'ın ortaya koyduğu belgeler, hükümetin bu yöndeki adımlarının yetersiz kaldığını gözler önüne serdi.

Bakan'a çağrıda bulundu

Gazeteci Metin Cihan, toplum adına yapılan çağrılara kulak asmayan ve İsrail ile ticareti sürdürdüğü tespit edilen Türkiye'nin, bu ikiyüzlü politikasına son vermesi gerektiğini vurguladı. Ticaret Bakanı Ömer Bolat'a seslenen Cihan, yaptırımların gerçekten uygulanması gerektiğini ifade etti.


Metin Cihan'ın sosyal medya hesabı X'ten yaptığı paylaşım şu şekilde:

"Bize yalan söylediler. Maalesef, Ticaret Bakanlığı'nın "İsrail ile ticareti kısıtlama" açıklamasının gerçeği yansıtmadığını tespit etmiş bulunuyorum. Aşağıda kanıtları sunuyorum. Bildiğiniz gibi, İsrail'e düzenli gönderdiğimiz ürünlerden biri çimento idi. Hatta şöyle de diyebiliriz, İsrail'in neredeyse bütün çimento ihtiyacını biz karşılıyoruz. Ticaret Bakanlığı'nın 9 Nisan'da duyurduğu İsrail ile ticareti kısıtlama kararının içeriğinde 54 ürün listelenmiş ve Çimento bu listede yer almıştı. Bugün net olarak görüyor ve gösteriyorum ki, resmi açıklamaya rağmen, İsrail'e çimento göndermeye devam ediyoruz.

Düzenli Çimento gönderen şirketlerden biri de Sabancı Holding'e bağlı Akçansa. Dün Çanakkale'deki Akçansa limanından kalkan Kazime Ana adlı Türk gemisi şu an Ege Denizinde yoluna devam ediyor ve istikameti İsrail. İki gün sonra Aşdod limanına varıp çimentoyu teslim edecek. Akçansa'dan çok sayıda gemi İsrail'e çimento taşıyor. Kazime Ana bunlardan sadece biri ve şimdiye dek 168 kez İsrail'e sevkiyat yapmış. Çanakkale - Aşdod arasında düzenli olarak gidip geliyor. Verdiğim tüm bilgiler uluslararası deniz trafiği kayıtlarından teyit edilebilir. Ekran görüntülerini de paylaştım. Bilgilerin netliği karşısında Ticaret bakanlığı'nın ya da gönderici şirket Akçansa'nın bir yalanlamaya yelteneceğini düşünmüyorum ancak herhangi bir açıklama yaparlarsa burada paylaşacağımı bilmenizi istiyorum. Toplum adına Ticaret Bakanı Ömer Bolat'tan şunu talep ediyorum: Bu ikiyüzlülüğe ve halkı kandırmaya artık son verin. Listelediğiniz ürünler dahil olmak üzere İsrail ile ticaretin devam ettiğini açıkça söyleyin. Yaptırım uyguluyorsanız da gerçekten uygulayın. Uyguluyormuş gibi yapmayın."

Kırmızı bültenle aranan Nurlan Zharımbetov İstanbul'da yakalandı

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, İstanbul'da düzenlenen 'Mahzen-27' operasyonuyla hakkında İnterpol'ün kırmızı bültenle dolandırıcılık suçundan, sarı bültenle 2 ayrı hırsızlık suçundan aranma kaydı bulunan Kazakistan uyruklu Nurlan Zharımbetov'un yakalandığını açıkladı.
16.04.2024 08:44:00
İhlas Haber Ajansı
Kırmızı bültenle aranan Nurlan Zharımbetov İstanbul'da yakalandı
Kırmızı bültenle aranan Nurlan Zharımbetov İstanbul'da yakalandı
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın verdiği bilgilere göre, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat ile Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Başkanlığı koordinesinde; İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü KOM Şube Müdürlüğünce aranan şahıslara yönelik yapılan çalışmalar sonucu Kazakistan tarafından "Dolandırıcılık ve Hırsızlık" suçlarından kırmızı ve sarı bülten ile aranan Nurlan Zharımbetov İstanbul'da düzenlenen "Mahzen-27" operasyonuyla yakalandı.


Bakan Yerlikaya sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, 'Aziz milletimizin bilmesini isterim ki; hangi büyüklükte olursa olsun, hangi bülten ile aranırsa aransın, halkımızın huzurunu kaçıran uluslararası organize suç örgütlerine, zehir tacirlerine nefes aldırmayacağız. Hepsini tek tek adalete teslim edeceğiz' ifadelerine yer verdi.


logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.