Türkiye'de milli ve dini bütünlüğünü bozmak için çok çeşitli oyunlar sahnelendiğini söyleyen Prof. Dr. Baş, "Milli Ekonomi Modeli'nde yer alan projelerle sosyal adalet sağlanacak ve tüm oyunlar bozulacak" dedi
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş Türkiye'nin yaşadığı sorunları ve bu sorunların çözüm yolları üzerine önemli açıklamalar yaptı. Konuşmasında vatandaşın durumunun içler acısı olduğuna dikkatleri çeken Prof. Dr. Haydar Baş, "işçi mağdur, emekli mağdur, çiftçi mağdur, esnaf mağdur. Bu uygulanan ekonomi anlayışı ile herkes mağdur" dedi. Milli Ekonomi Modeli'nde yer alan sosyal devlet projeleriyle ülkeyi refaha kavuşturacaklarını söyleyen Prof. Dr. Baş, "Sadece batağa giden paraları kurtarıp millete versek bu iş olur. Bu millet bizden bir bardak su istiyor, biz okyanusu veriyoruz. Bizim dışımızda hiçbir sistem tüketim analizli bir model ortaya koyamadı" diye konuştu.
Maaş almayan kimse kalmayacak
"Nasip olursa vatandaşlık maaşı almayan bir tek vatandaş bırakmayacağız" diyen Prof. Dr. Haydar Baş şunları söyledi: "Türk ekonomisi, sahip olduğu değerler itibariyle bizi kıyamete kadar bakabilir. AKP iktidara gelene kadar Türkiye bakire maden rezervlerine sahipti. Şimdi kaynaklarımız dış güçlere teslim ediliyor. Bizim modelimizde bu madenleri milletimizle ortaklaşa işleteceğiz.
Sosyal adaleti biz sağlarız
Konuşmasında Türkiye'nin milli ve dini bütünlüğünü bozmak için sahnelenen oyunlara da dikkat çeken Prof. Dr. Haydar Baş, "Milli Ekonomi Modeli'nde yer alan projelerle sosyal adalet sağlanacak ve tüm oyunlar bozulacak" dedi. Prof. Dr. Baş şunları söyledi: "Biz Altaylardan geldik. Bir dedenin evladıyız. Biri o, biri ben. Biri o, biri Laz. Biri o, biri Çerkez. Hepimiz bir şemsiyenin, bir dedenin evlatlarıyız. Dinimiz bir, milliyetimiz bir, medeniyetimiz bir. Kültürümüz, örfümüz, âdetimiz ve geleneğimiz bir. Bu kadar birlikteliğimiz varken fitnenin aramıza girip bizi bölmesine asla izin vermeyiz."
Büyük Türk milletinin modeli
Milli Ekonomi Modeli'ni fakiri-fukarayı, İşçiyi, memuru, emekliyi düşünerek yazdığını söyleyen Prof. Dr. Baş, "Milli Ekonomi Modeli'nde herkes kendinden bir şeyler bulur. Bu model büyük Türk milletinindir" dedi. Bu kitabı yazarken ilk başta sokaktaki hamalı düşündüğünü belirten Prof. Dr. Haydar Baş şunları söyledi: "Fakiri-fukarayı, İşçiyi, memuru, emekliyi düşünerek yola çıktım. Ben bu işi yaparım. Bunda hiç kimsenin zerre kadar şüphesi olmasın."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Adaylık tartışmalarına noktayı koydu
'Kendi adaylığımı dayatmam'
Şi Cinping ve Macron'dan ortak yazılı açıklama
İki lider, İsrail'in Refah'a saldırısına karşı
Görüşmenin ardından açıklama yapılmadı
Baş başa 45 dakika görüştüler
Bahçeli'den Sinan Ateş davası açıklaması
'Yargılama derhal başlamalı'
CHP'li başkan yeğenini atamıştı
Tepki çeken atamadan vazgeçti
Eylem Tok baskısı yapılan muhabirden genel müdürüne yanıt
'Her şeyden haberiniz vardı'
Mısır'a açılan kapının Filistin tarafı İsrail'in eline geçti
Refah'a kara saldırısı başladı
20 Mayıs'ta başvuru takvimi açılacak
20 bin öğretmen atanacak
Prof. Dr. Osman Bektaş'tan Doğu Karadeniz uyarısı
'3 riskli fay ortasında yer alıyor'
Tarlasını yola çevirenlere kızdı, tabelayı dikti
'Emlakçı geçemez vatandaşa helaldir'
'Tokadımı yersin' diyerek kadının üstüne yürüdü
Taksim'de 'göbeğime vurdun' tartışması
Almanya ve Japonya'da ortak tatbikat kararı
Çin'e gözdağı verecekler
'Kanada'nın Ontario eyaletinde de kaldırılmış'
Yeni müfredatta integral neden yok?
2 yıl tecrübeli hakim ve savcıların yanında görev yapacaklar
Kadın cinayetleri, dünya genelinde ciddi bir insan hakları ihlali olarak kabul edilmekte ve birçok ülkede kadınlar, cinsiyetlerinden kaynaklanan şiddetin kurbanı olmakta
07.05.2024 16:34:00 Önder Yılmaz
Kadın cinayetleri, dünya genelinde ciddi bir insan hakları ihlali olarak kabul edilmekte ve birçok ülkede kadınlar, cinsiyetlerinden kaynaklanan şiddetin kurbanı olmakta. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu tarafından yayımlanan 2024 Nisan ayı veri raporuna göre, Türkiye'de 32 kadın öldürüldü ve 13 kadın ölümü şüpheli olarak kaydedildi. Kadın cinayetleri sadece Türkiye'de değil, dünya genelinde de önemli bir sorun. Dünya genelinde kadın cinayetleri oranlarına bakıldığında, Orta Afrika Cumhuriyeti 10.60 ile en yüksek orana sahip durumda. Bu ülkede kadınlar, cinsiyetlerine dayalı şiddetin en yüksek seviyelerine maruz kalıyor.
Türkiye'den kötü durumda olan ülkeler var
2021 yılı verilerine göre Türkiye'de 100.000 kadın başına düşen kadın cinayetleri oranı 1. Bu oran, Türkiye'nin kadın cinayetleri konusunda dünya genelindeki birçok ülkeden daha iyi bir durumda olduğunu gösterse de, her bir cinayetin arkasında yıkılan hayatlar ve aileler olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Dünya Bankası verilerine göre 100.000 kadın başına düşen kadın cinayetleri oranı Jamaika'da 9.3, Günay Afrika'da 9, Meksika'da 6.2, Brezilya'da 3.5, Rusya'da 3.3, Irak'ta 3, Hindistan'da 2.5, Ukrayna'da 1.9, Kazakistan'da 1.5 ve Azerbaycan'da 1.3 seviyesinde. Kanada, Finlandiya, Kosova ve Lübnan Türkiye'yle aynı orana sahipğ ülkelerden.
Önleme için çabalar sürüyor
Kadın cinayetlerinin önlenmesi ve farkındalığın artırılması için ulusal ve uluslararası düzeyde çeşitli çabalar sürdürülüyor. Türkiye'de ve dünya genelinde kadın hakları savunucuları, hükümetleri ve toplumları, kadına yönelik şiddeti sona erdirmek için daha etkili önlemler almaya çağırmakta. Ancak bu çabaların başarılı olabilmesi için yasaların etkin bir şekilde uygulanması gerekmekiyor. Sonuç olarak, kadın cinayetleri sadece Türkiye'nin değil, tüm dünyanın ortak sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır. Her bir kadın cinayeti, toplumların bu konudaki duyarlılığını ve mücadelesini artırmak için bir çağrı niteliğinde Türkiye'de ve dünya genelinde kadın cinayetlerine karşı verilen mücadele, sadece kadınların değil, tüm insanlığın güvenliği ve refahı için hayati önem taşıyor.
Gazze için çadırda kalacaklar
Tekirdağ'ın Süleymanpaşa ilçesinde üniversite öğrencileri İsrail'in saldırısı altındaki Gazze için çadırlı eylem başlattı.
07.05.2024 14:15:00 / Güncelleme: 07.05.2024 14:17:32 İhlas Haber Ajansı
ABD'den destek alan İsrail'in aylardır saldırı düzenlediği Gazze için dünya genelinde direniş eylemleri sürüyor.
Tekirdağ'da üniversite öğrencileri üniversite alanında çadırlar kurarak Gazze için eylem başlattı. Öğrenciler çadırlarda kalarak Gazze'ye destek olabilmek amacıyla 10 gün boyunca eylem yapacak. Alandaki çadırların yanı sıra saldırılarda zarar gören insanların resimleri, oluşturulan mini mezarların üzerine kanlı kefenler bırakılarak acı dramın tablosu sergilenmeye çalışıldı.
Alandaki grup adına bir açıklama yapan Hukuk Fakültesi Öğrencisi Baran Dursun, 'Tarihteki tüm önemli dönüm noktalarında olduğu gibi bugün de Gazze'de, yıllardır süregelen ve 7 Ekim'den beri had safhaya ulaşan katliam ve direniş, doğruyu yanlıştan, haklıyı zalimden, izzeti zilletten ayırt eden bir örnek olarak karşımızda duruyor.
İşgalci İsrail, Filistin'de sadece bir halkı değil, aynı zamanda insani tüm ilke ve değerleri sistematik bir şekilde katlediyor. Batılı devletler ise bu katliama göz yummanın da ötesinde, insan hakları ihlallerinde sınır tanımayan İsrail'i açıktan desteklemeye devam ediyor. Zulümle, hasta, yaşlı, kadın, çocuk demeden insanları, hayvanları ve tabiatı katlederek abad olacağını zanneden İsrail'i soykırım silahlarıyla teçhiz eden ABD ve diğer batılı ülkeler, Gazze'deki zulmün bizatihi faili konumunda olmayı sürdürüyor' dedi.
Milli Eğitim Bakanı Tekin: 20 bin öğretmen ataması yapılacak
"20 Mayıs'ta başvuru takvimi açılacak."
07.05.2024 09:43:00 / Güncelleme: 07.05.2024 11:41:44 Anadolu Ajansı
Prof. Dr. Osman Bektaş: Doğu Karadeniz 3 riskli fay ortasında yer alıyor
Doğu Karadeniz Bölgesi'nde dolgu ve heyelanlı alanlarındaki yapılaşma deprem riskini büyütüyor. Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, bölgenin 3 tane fay arasında bulunduğuna dikkat çekerek yerel yöneticilerinin deprem algısını benimsemeleri gerektiğini söyledi.
07.05.2024 09:34:00 İhlas Haber Ajansı
Doğu Karadeniz Bölgesi'nin dik ve engebeli arazi yapısı tehlikeli yapılaşmayı beraberinde getirdi. Son yıllarda dolgu ve heyelanlı alanlarda yükselen yüksek katlı binalar deprem riskini arttırdı. 3 riskli fay ortasında bulunan Doğu Karadeniz Bölgesi'nde uzmanlar özellikle dolgu ve heyelanlı alanlara yapılan yüksek katlı binalara karşı uyarılarda bulundu.
Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, Trabzon'daki yapı stokunun depreme dayanıklı olmadığını belirterek 'Yerel yöneticilerin Doğu Karadeniz'in deprem tehlikesini kabullenmesi gerekir. Maalesef yıllardan beri burada deprem olmaz buranın deprem tehlikesi yoktur diye Doğu Karadeniz'in yapı stoku maalesef depreme dayanıklı değildir.
Yani hem şu andaki yapı stokumuz depreme dayanıklı değil hem şehirleşme, heyelan sahaları üzerinde, yamaçlarda veya kumsal alanda yapılaşmalar mevcut. Kumsaldaki bir apartman üç depremi hissetti. Şimdi bu durumda burada deprem tehlikesi yok demek mümkün mü' Mümkün değil. Yani her şeyden önce yöneticilerin bu deprem algısını benimsemeleri lazım. Halkın daha duyarlı olması lazım. Toplum ve yöneticiler ile el birliği verirsek bu gelecek kuşağı daha sağlıklı, daha güvenli bir yaşam ortamı bırakmış oluruz' dedi.
Trabzon'da Yomra, Beşirli ve Akyazı'da riskli yapıların olduğuna dikkat çeken Bektaş, 'Deprem açısından eğer değerlendirecek olursak en riskli yerlerden bir tanesi Yomra'da Şana mevkii. Kumsal alan üzerindeki binalar veya dere yatağındaki büyük binalar. Ayrıca Beşirli ve Akyazı mahallelerinde heyelan sahaları üzerinde dikilmiş çok katlı binalar. Bunlar her an sallanıyor. 10 kilometre açıkta kuzeyimizde Karadeniz fayı var. Deprem kaynağı. Güneyimizde 100 kilometre uzaklıkta Kuzey Anadolu fayı var. Türkiye'nin en büyük fayı. Doğumuzda Kuzeydoğu Anadolu fayı var. Bu üç tane deprem kaynağı arasında ben kumsalın üzerindeyim ve her depremi de hissediyorum. O zaman deprem tehlikesi yok demek ne kadar doğrudur'' ifadelerini kullandı.
Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.