HER yıl temcit pilavı gibi Türkiye'nin önüne getirilen "Sözde Ermeni Soykırımı"nın, bu yıl daha yüksek şiddet ve hararetle ısıtılacağı, romancı Orhan Pamuk'un temelsiz ve anlamsız malum çıkışıyla belli olmuştu.Romanları "çok satan" yazarımızın bir milyon Ermeni'ye ilaveten 30 bin Kürt'ün de öldürüldüğü şeklindeki dahiyane açıklamasının ardından, bu konunun yıllardır "fahri" avukatlığını yapan Amerikalılar, Fransızlar ve diğerlerine ilaveten "soykırımı"nın "tescilli ayıplıları" olmalarına rağmen Almanlar bile, Türkiye'ye yüklenmeye başladılar.Ermeni diasporası ve Ermenistan devleti, şu sıralar ellerini oğuşturup gelişmeleri, daha doğrusu Türkiye'nin sıkıştırılmasının keyfini sürüyor.Türkiye çaresiz, olmayan bir suçun faili olmadığını ispatlamaya çalışıyor.Halbuki en basit hukuk kuralıdır: İddiayı ıspatlama yükümlülüğü, müddeinin, yani iddia sahibinindir.Ama muhatap Türkiye olunca, durum farklı...Onurlu, gururlu ve muzaffer bir millete bir suç yapıştırılmak isteniyor ve "Hadi, kendini akla bakalım" deniliyor.***TÜRKİYE, çaresiz değil şüphesiz. Ama yapılması gerekeni samimiyetle yapıyor:İşte devlet arşivim. İşi tarihçilere bırakalım, heyetler kuralım, araştırsınlar, gerçekler neyse ortaya çıkarsınlar.Ama gerçeğe ulaşmak isteyen kim?Maksat, Ermeni meselesini Türkiye'ye karşı siyasi ve stratejik emeller için kullanmak.Fransa kullanacak... ABD kullanacak... Ermenistan kullanacak... Türkiye'ye karşı sempatik duygular taşımayan güçler kullanacak... Ve hatta "içimizdeki" Türkiyeliler kullanacak...Ermeni meselesi aslında bir "oyuncak..."Bunu biz söylemiyoruz. Ermenistan'ın ilk Devlet Başkanı Levon Ter Petrosyan'ın siyasi danışmanı Jirair Liparityan söylüyor:"Soykırımı davası Batılı büyük devletler tarafından hem Türkiye, hem de Ermenistan'a karşı yaptırım oyuncağı olarak kullanılıyor!"Mediamax Ajansı'nın haberine göre, Petrosyan'ın eski danışmanı şöyle devam ediyor:"Avrupa ülkeleri, Türkiye'nin AB'ye alınmaması için soykırımı ile Ankara'nın sabrını taşırmaya çalışıyor."***ERMENİ Jirair Liparityan'ın "oyuncak" tespiti çok doğru. Ancak AB ülkelerinin bunu Türkiye'nin sabrını taşırmak için kullanıp kullanmadığını önümüzdeki süreçte göreceğiz. Alman Federal Meclisi'nin "soykırımı" ifadesini kullanmayacak olması bir "sağduyu" işareti. Aynı sağduyuyu, koparılan bütün fırtınalara rağmen hem ABD Başkanı Bush'un, hem de ABD Kongresi'nin göstereceğini umuyoruz.Nitekim gelen haberler, Bush'un konuşmasında "soykırımı" ifadesini kullanmayacağı, Kongre'nin de diasporanın oyununa gelmeyeceği yönünde.Ancak bütün bunlar, "Bu yılı da atlattık"tan öteye gitmez. Seneye ve dahaki senelerde, bu "oyuncak" birilerinin hep elinde olacak veTürkiye'nin önüne getirilecektir.Çünkü Türkiye'den bir şeyler elde etmek isteyenler, bu sayede emellerine ulaşıyor.Türkiye'ye karşı duranların "tarihi gerçekleri" ortaya çıkarmak veya doğrular adına mücadele etmek gibi bir kaygısı bulunmuyor.Onlar siyasi, stratejik ve dahası ticari menfaatler elde etme gayretinde.Bu işten bazı devletler kazanıyor, lobiler, tüccarlar ve hatta bazı parlamenterler parsayı topluyor.Siyasi ve ticari tavizler vermek zorunda kalan ise hep Türkiye, bu işten hiçbir kazancı olmayan da Ermenistan oluyor.AYDIN CANDABAKO?LU/Tercüman