SSK prim yükünün, işveren tarafından işçiye ödenen net ücretin yarısından fazla olduğu bildirildi. Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) tarafından yapılan "2002 Yılı Çalışma İstatistikleri ve İşgücü Maliyeti" araştırmasına göre, SSK prim yükü 1999 yılında net ücretin yüzde 22.8'ni oluştururken, bu oran 2000'de yüzde 40.7'ye, 2001'de yüzde 52.4'e çıktı. Prim yükü, 2002'de, bir önceki yıla göre 1.5 puan azalmasına karşılık net ücretin yüzde 50.9'u olarak gerçekleşti. Araştırmaya göre, 2002'de işverenin işçi çalıştırmak için ödediği her 100 liranın sadece 53 lirası işçinin cebine girerken, işçinin gelirine yansımayan 47 liranın 38 lirası istihdam vergisi olarak alındı. İşletmelerin işçi başına ödediği yıllık ortalama sosyal güvenlik prim yükü 1999'da 685 milyon lira iken, bu tutar 2000'de 1 milyar 916 milyon liraya, 2001'de 3 milyar 33 milyon liraya, 2002'de ise 4 milyar234 milyon liraya yükseldi. TİSK araştırmasında, 2002'de SSK prim yükünün işveren tarafından işçiye ödenen net ücretin yarısını geçtiği vurgulanarak, bu durumun kayıtdışı istihdamı teşvik ettiği belirtildi. Kayıtdışı istihdam ile mücadele için SSK prim yükünün makul düzeyde tutulması gerektiği belirtilen araştırmada, hükümetin istihdamı teşvik edici adımlar atması istendi. SSK prime esas kazancın alt sınırı halen 458 milyon 15 bin 820 lira, prime esas kazancın üst sınırı ise halen 2 milyar 290 milyon 79 bin 100 lira olarak uygulanıyor. SSK prime esas kazancın alt ve üst sınırları, 4447 sayılı Yasa uyarınca, 1 Nisan 2004 tarihinden itibaren2003 yılında gerçekleşen büyüme ve enflasyon oranlarına göre artırılacak.