Suriye ve Irak politikası Türkiye'ye yakışmıyor
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, "Hükümet, Irak'a karşı düşünmeden, bir devlete yakışmayan tarzda politika uyguladı" dedi. BTP Lideri, Suriye'de çekildiği öne sürülen fotoğrafların da gerçekleri
yansıtmadığını, bunları gündeme taşımanın devlet ci
yansıtmadığını, bunları gündeme taşımanın devlet ci
24.01.2014 00:00:00
RECEP BAHAR / İSTANBULBağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi. İlk olarak Irak'ın Necef-i Şerif kentindeki İmam Ali'nin kabrine geçtiğimiz Salı ve Çarşamba günleri yaptığı ziyareti değerlendiren Prof. Dr. Haydar Baş, bu konuda şunları söyledi: "İslam dünyasına müteaddit defalar seyahat etmeme rağmen maalesef Necef'e gidip İmam Ali Efendimizi ziyaret etmemiştim. Arkadaşlarımızla yaptığımız değerlendirmede oradaki ulema sınıfıyla görüşmemizin faydalı olacağını düşündük. Geniş bir kadroyla o dünyaya gittik. Necef'te 30 yıldan bu yana devam eden savaş nedeniyle virane haline dönmüş bir şehir gördük. 1987 yılında Hacca giderken Kerbela'ya uğramıştık ama Necef'e gidememiştik. O günden bu yana ülke devamlı kavga, gürültü, anarşi, savaş içinde. Hakikaten huzur yok... Ancak Necef ili hepsinden daha farklı zira orası kurtarılmış bölge sadedinde ama orada da şehircilik namına bir şey yok. Necef'te bizi Irak'ın en meşhur ailelerinden, İmam Ali Efendimizin soyundan gelen, Irak genelinde de saygınlığı olan El Hekim ailesi karşıladı ve ağırladı. Onların orada medreseleri var. Bize söylediklerine göre 70 bin yetim ve öksüz çocuğu bakıyorlar. Medreselerde çok sayıda talebeyi okutuyorlar. Ciddi bir ilim ve sosyal hizmetleri gerçekleştiren kadroları bulunuyor. El Hekim ailesinin en yaşlısı Ayetullah El Hekim'in bir saati aşkın bir sohbetini dinledik. Peygamber sülalesinden olması ve İmam Ali Efendimizi tanıması da ayrı bir özelliği... O sohbette Hz. Ali, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'in olaylar karşısındaki tavrını o kadar mükemmel bir şekilde izah etti ki, bugüne kadar 'zühd ve takva konusunu' bu kadar canlı bir şekilde anlatan bir insan görmedim. Zaten 90 küsur yaşlarında bir pir-i fani, ahlak-ı hamide sahibi, olgun kişilikli bir zat. Çocukları devamlı Türkiye'ye gidip geliyordu, bizim Ehl-i Beyt sempozyumlarımıza katılıyordu. Bizi aldılar, İmam Ali'nin kabrini ziyaret etmemizi sağladılar. Orası bir âlem... Mekke ve Medine'de olan yasaklardan, vesileye sarılmaya olan tepkiden burada eser yok! Kabre gidip istediğiniz gibi yüzünüzü sürüyorsunuz, elinizle tutup dua ediyorsunuz, size kimse karışmıyor. Dedim ki buradaki demokrasi keşke Mekke ve Medine'de de olsa! Mükemmel bir hava. Çok da feyizli ve mübarek bir ziyaret oldu. İmam Ali hayatta bizi karşılar gibi manevi bir atmosferin içinde olduk. Bunu arkadaşlarım bana söyledi."Vatikan'ın oyunlarına dikkat!Prof. Dr. Haydar Baş, Vatikan'ın Necef'e de dinlerarası diyalogla nüfuz etmeye çalıştığına dikkat çekerek, şu önemli tespitlerde bulundu: "Bunun dışında akşamleyin bir toplantıya iştirak ettik. Toplantıda genelde Kufe Üniversitesi'nin rektörü, dekanı, hocalarından; medresede hocalık yapanlardan oluşan 200 kişilik bir misafir kitlesi vardı. Bizden de bir konuşma yapmamızı rica ettiler. Bazı konuları istişare ettik. Vatikan'ın Necef'e dahi el attığını, orayı kuşatmak üzere olduğunu hissettim. Bu konuda ilgili arkadaşlarımızı, bilhassa üniversitede öğretim üyeleri olan arkadaşlarımızı ayıktırdık. 'Sakin ha, dikkat edin. Sayın Başbakanımızı biz zamanında ayıktıramamıştık. Bizi dinlemedi, eş başkanlıkla iftihar ediyordu ama en sonunda paralel devlet diye şikâyete başladı. Bunları buraya getiren sensin, şikâyet eden de sensin. Böyle bir hal burada olmasın, ciddi tedbirler alınsın'. Bu konuda bilgi sahibi olanlar bizi aydınlatsın, dediler. Gerekirse inşallah tekrar oraya gideceğiz."Irak politikamız Türkiye'ye yakışmıyorTürkiye ile Irak arasındaki ilişkileri de değerlendiren Prof. Dr. Haydar Baş, bu noktaya gelmenin herhangi bir gerekçesi olmadığını ifade etti. BTP Lideri, şunları söyledi: "Irak'a karşı düşünmeden, bir devlete yakışmayan tarzda bir politika uyguladık. Maliki Barzani'yi kabul etmiyor. Merkezi yönetimle yapılan anlaşmaları hasıraltı ediyorsun, ona karşı bir rakip üretiyorsun. Bu adam (Maliki) seni kabul eder mi? Sen 'paralel devlet' diye kendi ortağını reddettin, Maliki seni reddetmeyecek? Zaten hükümetin komşu devletlerle siyaseti iyi gitmedi. Atatürk'ün hilafet politikasını okuyup öğrendikten sonra bize oynanan bir oyunun hükümet kanalıyla yapıldığını hissediyorum. Mustafa Kemal Atatürk, İslam dünyasındaki devletleri bir araya getirerek, bir şura heyeti oluşturacak, bunlar arasından da gerekirse bir halife seçilecekti. Bize senelerce 'hilafeti kaldırdı' denildi. Atatürk'ün ne olduğunu bilhassa İngiltere ve ABD olmak üzere ecnebi devletler bizden daha iyi biliyor. Bana göre endişeleri Türkiye etrafında bir İslam devletleri birliği oluşturursa bir anda bunlar hilafete geçebilirlerdi. Bizim siyasetimize 'sakın bu devletlerle iyi geçinmeyeceksiniz' şeklinde yaklaşıldı. Şimdi aramız Suriye ile, Irak ile, Libya ile, Lübnan ile, Mısır ile, Suudi Arabistan ile kötü... Şimdi böyle bir devletin İslam devletleri ile birlik yaparak -böyle bir niyeti olsa- hilafeti hayata geçirme imkânı olabilir mi? Bu tezi unutturmak için bu politika uygulanıyor ve hükümet de oyuna geliyor." Yalanları bırakın! Suriye'de çekildiği öne sürülen fotoğraflara da değinen BTP Lideri, şöyle konuştu: "Bırakın bu yalanları... Biz bu işin içindeyiz. Çok iyi bir araştırmacıyım ve çok iyi araştırmacı bir ekibim var. Belki de Saddam döneminde çekilmiş fotoğrafları alıp getirmişler... Bir de Özgür Suriye Ordusu'nun yaptığı işkenceler olabilir. Bunu kalkıp dünya kamuoyuna yayıyorsun. İftiradır bu... Böyle bir şey olabilir mi? Bu devlet ciddiyetine yakışır mı? Suriye'ye TIR'larla silah gönderen, TIR'ları aratmayan, vay nasıl arayabilirler diye hesap soran da sensin. Eğer bu insani yardımsa, bunun içinde ne olduğunu vatandaşın bilmeye hakkı yok mu? Kısaca Türk siyaseti Esad'a karşı samimi değil. Bu oyunlar Cenevre-2'ye etki etmez. Bunlar bilakis Türkiye'nin bir oyun içinde olduğunun ispatı olarak iddia edilirse biz bunun altından kalkamayız. Dünyada bu olayları takip eden ajanlar var. Rusya bu konuda dünyada tektir. Rusya Birinci Cenevre Konferansı'nda çok sayıda delil sürmedi mi ortaya? Şimdi sürmeyecek mi? Senin sürdüğün delilleri alt ederse, ne yapacaksın? İftira kampanyası hazırlaman gerekçesiyle dünyanın gözü önünde suçlu duruma düşeceksin. İnşallah cemaate karşı baştan gösterdiği yanlış tavırla nasıl kendisine karşı oynanan bir oyunla ayıkmışsa, bu olayda da Sayın Başbakan ayıkırsa Türkiye'nin başı bu musibetlerden kurtulur."