Suriye'nin kırmızı çizgileri
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konsei'nin önceki akşam New York'ta yaptığı oturumda Suriye'de yaşanan gelişmeler tartışıldı. Suriye'nin BM Daimi Temsilcisi Beşşar el-Caferi, Güvenlik Konseyi oturumunda yaptığı konuşmada Suriye'nin dış müdahaleyi reddettiğini, ulusal egemenlik, bağımsızlık ve toprak bütünlüğü başlıklarının Suriye için kırmızı çizgiyi oluşturduğunu vurguladı.
Arapların Güvenlik Konseyi'ni hareketlendirmelerinin Arap olmayan devletlerin Suriye'yi yıkmaya hizmet eden proje ve çıkarlarıyla buluştuğuna işaret eden Caferi, Suriye'nin ulusal egemenlik ve bağımsızlığından vazgeçmek istememesi nedeniyle saldırılara hedef olduğunu aktardı.
Batı her zaman Suriye'ye karşı idi
Caferi, Arap Birliği'nin Güvenlik Konseyi'ne gitme kararının, Arap Birliği gözlemci heyetinin başarısını örtme ve hazırladığı raporu atlama anlamına geldiğini belirterek, raporun Arap ve Arap olmayan kimi tarafların çıkarlarına ters düşmesi nedeniyle atlandığını ifade etti.
Batılı kimi ülkelerin Suriye'nin içişlerine müdahale etme yönündeki vahşi eğiliminin yeni ya da acil bir durum olmadığına işaret eden Caferi; bu eğilimin Birinci Dünya Savaşı esnasında hayata geçirilen 1916 tarihli Sykes-Picot ve 1917 tarihli Balfour Deklarasyonundan bu yana süregeldiğini belirterek, Suriye'de yaşanan krizi alevlendirmeye çalışan Arap ve Arap olmayan herkese Suriye halkının kanını akıtmaya son vermeleri ve politikalarını yeniden gözden geçirmeleri çağrısında bulundu.
Bütün Arapların tanıdığı ve beğeniyle okuduğu ünlü Suriyeli Şair Nizar Kabbani'nin yıllar öncesinden bugünleri görürcesine yazdığı “Ey Şam Rüyalarımın Definesi... Araplığa mı şikayet etsem, Arapları sana mı şikayet etsem” dizeleriyle konuşmasına devam eden Caferi, “Akranlarımız hatırlayacaklardır; 1950'lerin sonu ve 1960'ların başlarında biz ilkokuldayken Suriye okullarında sabahları Suriye Ulusal Marşı yerine Cezayir Devrim Marşını okuyorduk, aynı dönemlerde biriktirdiğimiz harçlıklarımızı Körfez ülkelerinde İngiliz sömürü güçlerine karşı mücadele eden Arap Kurtuluş Hareketlerine bağışlıyorduk” dedi.
Dış müdahaleye karşıyız
Suriye'nin bu süreçte tarihinin en zor dönemlerinden birini yaşadığına işaret eden Caferi; Suriye'nin bu süreci sadece halkının iradesiyle aşmak istediğini ve buna büyük bir önem verdiğini vurguladı.
Tarih boyunca gelişmiş bu topraklarda yaşamış uygarlıklardan bugüne gelen Suriye halkının karşılaştığı bütün sorunları hiçbir dış müdahaleye mahal vermeden çözecek güce sahip olduklarını beyan eden Caferi, Suriye halkının tarih boyunca vatanının hiçbir dış müdahaleye maruz kalmasını kabul etmediğini aktardı.
Suriye halkının krizden çıkma ve vatanın geleceğinin inşasına katılmaya hazır olduğunun altını çizen Caferi, vatan topraklarının üzerinde yaşayan bütün halka ait olduğunu bu halkın içinde azınlık ve çoğunluk gibi kavramların yeri bulunmadığını bu topraklarda yaşayan herkesin Suriyeli olduğunu kaydetti.