Suudi Arabistan ateşe benzin döktü
30 milyon nüfuslu Suudi Arabistan'da büyük çoğunluğu ülkenin Doğu Vilayeti'nde olmak üzere 4.5 milyon Şii yaşıyor. Ülkede Sünnilerin hakları 'bir' çiğneniyorsa, Şiilerin hakları 'iki' çiğneniyor. Suudi Arabistan'daki Ehl-i Beyt dostları büyük baskı altında. Dönem dönem işkence tezgâhlarından geçiriliyorlar.
Suudi Arabistan, 2 Ocak'ta 47 kişiyi idam ettiğini açıkladı. İdam edilenler arasında ülkenin en büyük Şii âlimi Ayetullah Nemr de bulunuyordu. Nemr'e atfedilen suç, Arap Baharı sürecinde 2011 yılında halkı barışçıl protestolara çağırmak... Suudi Arabistan'da her türlü protesto girişimi zaten ağır cezalara çarptırılarak engelleniyor.
Suudi Arabistan'da geçen yıl da 157 kişi idam edilmişti. Ancak idam edilenler arasında önemli bir şahsiyet bulunmuyordu. Önceki gün infaz edilenler arasında da ise ülkenin en seçkin Şii âlimi Nemr yer alıyordu. Kalan 46 kişinin adı haber bültenlerine bile konu edinmedi.
Şiddete 'hayır' diyen bir isim
Ayetullah Nemr, şiddete karşı çıkan bir âlim olarak biliniyor. Onun lügatinde baskıya direniş var ama şiddete kesinlikle yer yok. Bu nedenle idam edilmesi Batı dünyasında da büyük yankı uyandırdı. Nemr'in yaşadığı, Körfez ülkelerine komşu El Katif vilayeti, Suudi yönetiminin mercek altına aldığı bir bölge zira bu yörenin halkı 1979 yılında İran İslam Devrimi gerçekleştirildiğinde Humeyni'ye destek amacıyla gösteriler düzenlemişti. Benzer gösteriler Arap Baharı sürecinde ilk olarak 2011'de Bahreyn'deki Şii çoğunluk tarafından gerçekleştirildi ama şiddetle bastırıldı. Aynı dönemde gösteriler Suudi Arabistan'ın doğusuna sıçradı, orada da şiddetin dili konuştu. Ayetullah Nemr, direniş çağrısı yaptığı gerekçesiyle 2012'de tutuklandı.
Talepler cevap bulmadı
Iran Nemr'in serbest bırakılması için Suudi Arabistan yönetimine defalarca çağrıda bulundu. Bugüne kadar cinayet ve uyuşturucu suçlarına bulaşan onlarca İngiliz, Amerikalı ve başka ülkelere mensup gayrimüslimi Batı'dan gelen çağrılar üzerine affeden Suudi yönetimi, sıra Nemr'e gelince bir milim geri adım atmadı. Nemr'in idam cezası Ekim 2015'te onaylanınca, İran'ın tepkisi de şiddetlendi. O dönemde Tahran'dan yapılan açıklamada, infazın bedelinin ağır olacağı belirtildi.
Son ziyaretçisi Erdoğan'dı
Suudi Arabistan Kralı Selman, son ana kadar Ayetullah Nemr'i bağışlama gücüne sahipti. Selman'ı son ziyaret eden lider de Cumhurbaşkanı Erdoğan idi. Keşke Erdoğan, bu yönde Kral Selman'ı ikna etmek için girişimde bulunsaydı. Böyle bir girişim hem Ortadoğu için belki de yeni bir dönemin başlamasına, hem de gittikçe kötüleşen Türkiye-İran ilişkilerinin olumlu istikamete dönmesine vesile olurdu ama ne gezer! Bu durum Türkiye-Irak ilişkilerine de olumlu yansırdı. Kısaca bir âlimin idam sehpasından kurtarılması çok şeye kadirdi ancak hayır istikametinde adım atan olmadı. Günümüz İslam dünyasında şerrin taliplisi çok ancak hayrınki maalesef çok az!
Maalesef Türkiye ile Suudi Arabistan bu dönemde gerek Yemen, gerekse de Suriye konusunda aynı safta yer alıyor. Yanına Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkeleri alan Suudi Arabistan, Yemen'deki Şiileri bombalıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan da geçen yıl yaptığı bir açıklamada İran'ın Yemen politikasını şiddetle eleştirmişti. Erdoğan, 26 Mart'ta yaptığı açıklamada, "İran Yemen'deki güçlerini çekmeli" demişti. Cumhurbaşkanı, benzer bir çağrıyı Suudi Arabistan için yapmadı!
İslam dünyası daha da parçalandı
Nemr'in infaz edilmesiyle İslam dünyasının iki önemli devleti Suudi Arabistan ile İran arasındaki fay hatları daha da büyüdü. İran'ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney, Nemr'in idam edilmesini 'büyük bir suç, siyasi hata' olarak niteledi. Irak yönetimi ile Hizbullah da Nemr'in yanında saf tutarken; Birleşik Arap Emirlikleri ile Bahreyn, Suudi Arabistan'a destek verdi. Bu durum İslam dünyasının hem dışarıdan, hem de içeriden ne kadar bölük pörçük bir hale geldiğini ortaya koyuyor.