Sonunda acı haber geldi. Gelinim olur musun'un Ata'sı bir otelde ölü olarak bulundu. Medya şimdi timsah gözyaşları döküyor... "Muharrem Bayraktar yazıyor..."
Halkı, ülkenin gerçek gündeminden ve sorunlarından soyutlamak, reyting yarışının bir unsuru haline getirmek için birbiri ardına programlar yayına koydu televizyonlar.Kadının sesi, gelinim olur musun, ikinci bahar gibi bir sürü program yayına girdi. Anadolu'nun değişik yerlerinden yüzlerce kadın, aile sorunlarını yansıtmak için bu programlara akın etti. Ağladılar, sızladılar, toplumu da ağlattılar. Ama ortada çözüm için değil, reyting için yapılan programlar vardı.Sonuçta ekranlara çıkıp derdini anlatan bu kadınların bir çoğu saldırıya uğradı, ya eski eşi, ya kayınpederi tarafından öldürüldü. Günlere "Kadının Sesi" türünden programlara katılan kadınların uğradığı saldırıları dinledik medyada.Medya, kadınları önce kullandı, sonra, onların akan kanlarını manşete taşıyarak ekranlardan flaş haber olarak vererek yine kendine malzeme yaptı.Kontrolsüz ve ölçüsüz bir yayın bombardımanı, reyting için her şeyi yapmaya hazır bir medya sonunda kan dökmeye başlamıştı.Son kurban "Gelinim olur musun" programına katılan Ata adlı yarışmacı. Annesi Semra Hanım, haftalarca Türkiye'nin gündemine sert kaynana olarak oturdu. Bağırdı, çağırdı "Ben oğlumu o kızla asla evlendirmem" diye kükredi.Vatandaş bütün bu olup biteni evde kuruyemiş çıtırdatarak zevkle izliyordu.Bağıranlar, çağıranlar, birbirine saldıranlar, hakaret edenler, gelin adayları, damat adayları, kaynanalar, hepsi geniş bir tiyatro sahnesinin birer oyuncularıydı.İzleyiciler ise, en büyük oyuncu grubuydu.Sonunda acı haber geldi. Gelinim olur musun'un Ata'sı önceki gece Adana'da bir otelde ölü olarak bulundu. İlk bilgiler, uyuşturucu ya da alkol komasına girerek öldüğünü anlatıyordu.Medya bir kurban daha verdirdi.Şöhret olmak için ekranlara koşan gençlerin biri daha, genç yaşta mezarla buluştu."Gelinim olur musun"vari programların aslında "tabutum olur musun" sorusuna doğru adım adım taşıyan tuzaklarla dolu bir yola soktuğu bir kez daha ortaya çıktı.Ne o programlarda evlenenler mesut oldu (çoğu boşandı) ne katılanlar huzur buldu.Kadının sesi türü programlara katılanlarda aynı acı sona doğru giden ve en vahimi "kullanılıp paçavra gibi bir kenara atılan kitleler arasında yer almaktan öteye geçemediler.Bugün bütün Türkiye "bağıran kaynana Semra'nın evladının acı ölümünü konuşuyor.Bayrampaşa'nın varoşlarından başlayan, şöhret olma tutkusunun ekranlara taşıdığı bir ailenin hikayesi feci bir dramla sonlandı.Bu sonu hazırlayan kuşkusuz medya idi. Olup biteni planlayan, hazırlayan ve hatta olup bitene sebep olan medya şimdi ortadaki cenazelerin, kalkan tabutların haberini manşetlere taşıyor. Timsah gözyaşları döküyor. Utanmadan, sıkılmadan.Muharrem BAYRAKTAR / GÖZLEM