Fransız şovenizmiyle kendinden geçmiş milletvekilleri de alkışlıyor!Olay şu: Mondros Mütarekesi imzalandıktan sonra, İstanbul'u işgal eden İngilizler "savaş suçlularının yargılanması" için mahkeme kurdurtuyor. Sadrazam Damat Ferit de "İttihatçı canileri" ipe çekerek hem kendi siyasi kinini tatmin etmeyi, hem İngilizlerin gözüne girerek diplomatik taviz koparmayı planlıyor.8 Ocak 1919'da çeşitli illerde "Divan-ı Harp" kuruluyor, başına Fevzi Paşa getiriliyor. Mahkemenin bir kukla olacağını gören Fevzi Paşa istifa ediyor... Neticeten, "Nemrut Mustafa Divan-ı Harbi" olarak tarihe geçen mahkeme oluşturuluyor.Nemrut Mustafa DivanıÖnde gelen İttihatçılardan 27 kişi "savaş suçlusu" olarak tutuklanıyor. Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey ve Urfa Mutasarrıfı Nusret Bey asılarak şehit ediliyor. Trabzon Valisi Cemal Azmi Bey ile, lider düzeyinde Enver, Talat ve Cemal Paşalar gıyaben idama mahkûm ediliyor.Talat ve Cemal Paşa'ları ve beraat etmiş olan Sadrazam Sait Halim Paşa'yı Ermeni teröristler suikastla şehit ediyor!Mesele mahkemenin sadece düzmece olması değil. Mahkeme zabıtları günü gününe yayımlandığı halde Ermeni propagandasında bunlara bakılmıyor! Çünkü zabıtlarda, tarifi 1948'de yapılmış nitelikte bir "soykırım kanıtı" yok. Aksine...İngiliz devleti delil bulmak için Amerika'ya, misyoner teşkilatlarına, kiliselere resmi yazılar yazıyor, delil istiyor; yok!Neticede, böyle bir mahkeme bile ancak 6 kişi için 'siyaseten idam' kararı verebiliyor! Beraat edenleri İngilizler Malta'ya sürüyor!Elbette Ermeniler facialar yaşadı, tarihin o kesiti dünyada öyledir. Balkanlar'da ve Anadolu'da bir yerde Türkler, öbür yerde Ermeniler öldürüldü!Bugünkü mesele "tarihin tartışılması" değil, Fransa'da tarihin yasaklanmasıdır!Avrupa'da yükselen milliyetçi ve Hıristiyan bağnazlık yabancı düşmanlığı yaratıyor, ırkçılık yaratıyor, Türkiye aleyhine her şeye kör bir heyecanla sahip çıkıyorlar. Türkiye'nin AB yolculuğunu engellemek için yapmadıkları yok. Fransa bu şovenizmde başı çekiyor. Fransa sadece "eskimiş büyük ekonomilerden biri" değil, aynı zamanda özgüvenini, reform ve açılım yeteneğini kaybetmekte olan bir toplumdur. Onun için "Polonyalı muslukçu"dan korkuyorlar, AB'nin genişlemesinden korkuyorlar... Dün TV'lere çıkıp "Kralımızın başını kesen bir milletiz biz!" diye bu çağda övünebilen Fransız milletvekilleri, kabul ettikleri tasarıyla, fikir özgürlüğünü ve tarih bilimini giyotine gönderdiler!Taha Akyol/ Milliyet