Bağımsız Türkiye Partisi Trabzon'un ardından Akçaabat'ta da bir miting düzenledi. BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, bağrından çıktığı Akçaabat'ın Akcamii meydanını dolduran, balkonlardan, camlardan kendini izleyen onbinlerce hemşehrisine hitap etti. Kendini, "Sarıkaş mahallesinden eski adıyla Ali Başoğullarından, Kibarlardan, Çarıkçı Rasim'in torunu Hasan'ın oğlu Haydar Baş" olarak tanıtan ve hemşehrileriyle bu muhteşem buluşmasını, Cenab-ı Hakk'ın lütfuyla, ülkemizin sivil ve askeriyle, devleti ve milletiyle tek bilek-tek yürek olmasının işareti, alameti ve ilk adımı olarak niteleyen Prof. Dr. Haydar Baş, Türkiye'yi hiç kimsenin tahmin etmediği kadar kısa süre içinde lider ülke yapacak, işsizliğe, aşsızlığa, açlığa son verecek projelerini anlattı.
Tütünde tahdite son verilecekProf. Dr. Haydar Baş, herkesi kapsayan, mezardakileri dahi dışarda bırakmayan projelerini anlatmaya tarımdan başladı. IMF'nin dayatmasıyla getirilen tütüne tahdit(sınırlama) yasasını rafa kaldıracaklarını söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, şöyle devam etti:
"Akçaabatlım! İstediğin kadar tütün dikeceksin. Dikmeden 6 ay evvel devlet babanıın kapısına geleceksin. %50 avans alacaksın. Geri kalanı da tütün satışını yaptığın günün akşamı elinde-cebinde bulacaksın. Sadece tütünde değil, fındıkta, çayda, tarım kesiminin tamamında %50 avans desteği geçerli olacak. Tarım kesimi her şartta devlet tarafından desteklenecek. Tarım, hayvancılık, madencilik v.s ürünlerine pazar bulunacak. Milletvekilleri ülke ülke, kıta kıta dolaşacaklar, ürünlere pazar arayacaklar. Tarım kesiminin borç faizleri sıfırlanacak. Ana borç ise, verilecek avans ile 5 yılda ödenecek. Hayvancılıkla uğraşanlara faizsiz kredi verilecek. Bizim bölgemizde büyük mandıralar kurulacak. Süt ve et mamulleri tesisleri hayata geçirilecek. Uzun vadeli faizsiz kredi uygulamamızdan balıkçılarımız, denizcilerimiz, nakliyecilerimiz, otobüs ve taksi taşımacıları, sanayicilerimiz, esnafımız, KOBİ'lerimiz, kısaca tüm üretecilerimiz de istifade edecek."
Şimdiye kadar görülmedik sosyal reformlarVergisiz bir Türkiye oluşturacaklarını, 100 milyarın altında geliri olan hiç kimseden vergi almayacaklarını söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, reform niteliğindeki porjelerinin sosyal boyutundan şöyle bahsetti:
"Emekli maaşlarında kesintilere son verilecek. Böylece emeklinin maaşı ikiye katlanacak. Ev hanımlarına emekli olma hakkı temin edilecek. Kimsesiz yaşlılar dilenmekten kurtarılacak, kendilerine maaş bağlanacak. Lise mezunları imtihansız üniversiteye alınacak. Dershane kadroları ise lise, yüksekokul ve üniversitelere yerleştirilecek. Öğrencilere burs adedi ve miktarı arttırılacak. Gençlere uzun vadeli faizsiz evlenme kredisi verilecek. Evi olmayan vatandaşlarımıza 15-20 yılda kira öder gibi ödemek şartıyla faizsiz taksitlerle konut temin edilecek. Sırf bunun için imar ve Mesken Bakanlığı kurulacak. Cezaevlerindeki mahkumlar eğitilecek, meslek sahibi yapılacak. Çalıştırılarak ailelerinin nafakasına katkıları ve vicdan azabından kurtulmaları sağlanacak. Yeni doğan her çocuk için ailesine vasat bir memurun maaşının dörtte biri oranında maaş bağlanacak. Bu maaş reşit olmasına kadar çocuğun, ailesine, sonraki dönemler için de öğrenci bursu olarak devam edecek. Ayrıca doğumu teşvik için her aileye bir maaş miktarı ikramiye verilecek. Şehit ailelerinin ve çocuklarının her türlü barınma, eğitim, sağlık ve sosyal hizmetleri devletimizin tam garantisi altında olacak. Mezardakiler de haklarını, yetiştireceğimiz hayırlı evlatlar ile alacak."
Özürlüler için BakanlıkBTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, BTP iktidarında, cumhuriyet tarihinde ilk defa olmak üzere bir özürlüler bakanlığı kurulacağını söyleyerek, nüfusumuzun %10'una yaklaşan özürlü vatandaşlarımızla ilgili şu düzenlemelerin yapılacağını ifade etti: "Ailesinden başlamak üzere toplumun tüm kesimlerinde özürlü vatandaşlarımızın bizden biri oldukları bilinci geliştirilecek. Eğitimi mümkün olanların tamamına her türlü eğitim imkanı sağlanacak. Özürlülerimizin tüm çalışma ve işçilik hakları geliştirilecek.
Tedavi edilmesi veya eğitilmesi mümkün olmayan özürlü kardeşlerimiz devletin koruması ve garantisi altında olacak. çalışma imkanı olmayan, emek ve üretim kabiliyeti bulunmayan tüm özürlü vatandaşlarımız devletin garantisi altına alınacak."
Tüketici sınıfa vergi yokKonuşmasını, "Bizim bu projelerimiz başkalarının elini öptüğü Avrupa'dan, Amerika'dan altın madalya aldı. Onlar benim elimi öptüler. Şimdi sıra Akçaabatlımın, Türk milletinin elini öptürmede" şeklinde sürdüren BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, şöyle dedi:
"Benim getireceğim iktisadi sistem Keynes'in, Adam Smith'in sistemlerini sıfıra çıkaracak, iflas ettirecektir. Bu sistemlerle dünyayı inim inim inletiyorlar. Biz ise bütün insanlığa hak, adalet ve eşitlik getireceğiz. Bağımsızlığı hediye edeceğiz. Benim iktisat teorimde iki ana sınıf var. Biri üreten, diğeri ise tüketen. Tüketen sınıf kesinlikle vergi vermeyecek. Çünkü zaten tüketmekle asıl vazifesini yapıyor. Üreten sınıf ise önceden bir ürettiğini, tükecinin cebi dolduğu için 10 satacak. Talep fazla olacak. Arz sahibi insan da üretimi arttıracak. Üreten çok kazandığı için vergi verirken, tüketen sıfır vergi verecek."
Projelerin kaynağı hazırBTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, bütün bunları yapmak için gerekli kaynağı şöyle açıkladı:
"Türkiye, dış ve iç dünyadan aldığı borçlara 55 katrilyon faiz ödüyor. Biz, iç ve dış borçlara son vereceğiz. 55 katrilyon kazanacağız. Hortumculardan da hortumladıkları 22 milyar doları (35 katrilyon)) söke söke alacağız. İkisinin toplamı 90 katrilyon eder. Bu para, emeklinin maaşına zamma, anneleri emekli etmeye, gençleri evlendirmeye yetmez mi? Bu para harcamakla bitmez."
"Ayrıca iktisat kuralıdır. Bir ülkenin, milli gelirinin %30'unun para olarak piyasada dolaşması şarttır. Dolaşmazsa işsizler ordusu çoğalır, millet açlığa mahkum kalır. Türkiye'de bu oran % 2'dir. Açığı yabancılardan aldığımız sendikasyon kredileri, IMF kredileri ile karşılıyoruz. Döviz giriyor, TL, piyasadan kovuluyor. TL kendi öz vatanında hakimiyetini kaybetmiş durumda. Böyle ülke olmaz. Ancak esir, müstemeleke ülkeler, efendilerinin paralarını kullanırlar. Biz, Avrupa'nın, Amerika'nın müstemlekesi durumuna düştük. Buna son vermeye var mısınız? Miletin cebinde hiçbirşey yok. Cebimiz delik. Onun için biz bu % 2'yi % 30'a tamamlayacağız. İşçinin, çiftçinin, memurun, avukatın, hakimin, emeklinin, hülasa 7'den 70'e herkesin cebine koyacağız. O zaman millet sıkıntıdan kurtulacak. Hergün döviz kurları artıyor. Milletin emeği-üretimi bedavaya gidiyor. Global sermayenin cebine giriyor. Onun için dalgalı kur sistemine son vereceğiz. Global sermaye sahiplerini iflas ettirip, Türk insanını kalkındırmaya, zengin etmeye var mısınız?"
Atatürk'ten sonra böyle proje görülmediBir yerde konuşma yaptıktan sonra projelerinin A veya B partisi tarafından kopya edilip kendilerine mal edildiğini gördüğünü ancak bu projelerin sistem içinde bir bütünlük arzettiğini unutarak ellerine yüzlerine bulaştırdıklarını söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, "Bütün bu projelerin orjinali bendedir. İddia ediyorum ki, Mustafa Kemal Atatürk hariç, Cumhuriyet tarihinde, hiçbir siyasi idareci, bürokrat v.s bu kadar mükemmel bir proje ile milletinin karşısına çıkmamıştır. BTP iktidarında bu gerçeği göreceksiniz" dedi.
Meda üç maymunu oynuyorBöyle reform niteliğinde projelerle milletin karşısına çıkan bir partinin medya organlarında hiç gündeme getirilmemesine de dikkat çeken Prof. Dr. Haydar Baş, bu gözardı edişin BTP'nin geliyor oluşu gerçeğini değiştirmeyeceğini belirterek şöyle konuştu: "Basının bize yer vermemesine bakmayın. Çünkü onlar da bağımlı. Onları da bağımsızlığına biz kavuşturacağız. İşten atma korkusundan adam yazamıyor ki. Ama yerin kulağı vardır. Bilmiyorlar ki BTP; Türkiye'nin her yerinde patlama yapmak üzeredir. Bütün partiler, biraraya gelseler BTP'nin zekâtı etmezler. Halkımızın BTP'ye bu derece teveccühü, güveni var. Çünkü bütün partiler, "iş-aş bulamayız" diyerek milletimizin AB köleliliğine "evet" derken BTP; asıl maksadı bizi bölmek, parçalamak, haritadan silmek olan AB'ye "hayır" diyor. Ben, Avrupa Parlamentosu kararlarında olduğu gibi, Kıbrıs'ta, kendi öz topraklarında beni işgalci sayan, AB'ye nasıl "evet" diyebilirim?
Nasıl olur da Kıbrıs'ı, Ege'yi Yunanistan'a peşkeş çekmek isteyen, İstanbul suriçinde bir ortodoks din devleti öngören AB'ye "evet" diyebilirim? Tahdit yasalarını dayatarak çiftçimizin üretimine bile engel olan, bizi sömüren IMF'ye evet demek mümkün müdür? Onun için biz "AB ve IMF'ye hayır". "Bağımsız Türkiye'ye evet diyoruz".