logo
20 NİSAN 2024

Tıpatıp aynı plan!

Türkiye, Suriye'de Esad yönetiminin gitmesi için 'aceleci' davranırken, ABD'nin sakin duruşu ve süreci zamana yayması dikkat çekiyor. Washington, 1991'de Kuzey Irak'ta uyguladığı planın aynısını Suriye'de hayata geçiriyor
13.08.2012 00:00:00

RECEP BAHAR - ANALİZ

Hillary Clinton'un İstanbul'da Dışişleriş Bakanı Ahmet Davutoğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile yaptığı görüşmelerin ayrıntıları şekilleniyor. Görüşmelerde Türk tarafı "Beşar Esad'ın biran önce gitmesi gerektiğini" ABD'ye tekrar aktardı. Enteresan olan, ABD Esad'ın gitmesi konusunda o kadar aceleci davranmıyor. 

Clinton ile 2.5 saat görüştükten sonra Davutoğlu'nun şu sözleri bundan sonraki sürece ışık tutar bir mahiyet taşıyor: "Ama artık operasyonel planlamanın detaylarına girmemiz lazım. İstihbarat servislerimiz ve ordularımızın büyük sorumluluğu var ve bunu başlatmak için çalışma gurubu kurduk."

Libya gibi vuralım

Davutoğlu, açıkça Libya'ya yapılan müdahalenin bir benzerinin başta ABD olmak üzere Haçlı dünyası tarafından Suriye'ye de yöneltilmesini amaçlıyor. Bu operasyonun Birleşmiş Milletler kararı olmadan hayata geçirilemeyeceğini Ankara da, Washington da çok iyi biliyor. Libya'ya yönelik müdahale kararı BM'den kısa süre içinde çıkartılmıştı. Bırakın askeri müdahale seçeneğini, Rusya ve Çin, Suriye'ye yönelik hafif yaptırımları içeren kararları bile veto etti. 

Peki, Libya'ya yönelik Hilal destekli Haçlı operasyonun bir benzeri Suriye'de nasıl hayat bulacak? ABD'de Kasım ayında yapılacak seçimler nedeniyle risk almak istemeyen Obama yönetimi, Suriye'deki sürece topyekûn dâhil olmak istemiyor. ABD, Esad yönetimine karşı çatışan Özgür Suriye Ordusu'na aylardır istihbarat, askeri iletişim cihazları, teknik destek, eğitim sağlıyor. Oysa bu destekler Esad'ın düşmesini beraberinde getiremedi. Süreç uzadıkça uzadı. Suriye krizinin derinleşmesi ve zamana yayılması AK Parti yönetimi için büyük bir risk oluşturuyor. Bu nedenle Davutoğlu, operasyonel planlamanın bir an önce yapılmasında ısrarlı. Peki Türkiye'nin kayıpları neler ve bundan sonra Suriye krizi sürüncemede kalırsa  Türkiye ve AK Parti yönetimi ne kaybeder?

1. Krizin devam etmesi Suriye'ye ve Ortadoğu ülkelerine yönelik ihracatımızı olumsuz etkilemeye devam edecektir. Bu durum cari açık riskini derinleştirir, ekonomi kriz hattına sürükler!

2. Türkiye'ye gelen Suriyeli mülteci sayısı 60 bini aştı. Halep'teki çatışma sürdükçe, bu sayının hızla artması mümkün. Her mültecinin çadır gibi altyapı hazırlıkları hariç günlük maliyeti yaklaşık 20 TL. Sayı 200 bine ulaşırsa ve gelenler mesela 6 ay kalırsa bunun Türkiye bütçesine yükü yaklaşık 1 milyar TL olacaktır. Gel de bütçenin büyük açıklar verdiği bir dönemde bu yükün altından kalk!

3. PKK'nın Kuzey Suriye'ye yerleşmesi, PKK terörüyle mücadeleyi zorlaştıracaktır. Nitekim Halep'te çatışmaların başladığı, Kürt grupların Suriye'nin kuzeyinde denetim sağladığı günlerde, PKK Şemdinli'de alan hâkimiyeti kurmak için bugüne kadar görülmemiş bir eyleme girişti.

ABD neden acele etmiyor?

ABD'nin acele etmemesinin nedenleri yukarıdaki maddelerde yer alıyor. Özetlersek:

1. ABD, 1991'de Birinci Körfez savaşında kolunu kanadını kırdığı Saddam Hüseyin'e Kürtlere saldırma izni vermişti. Bunun sonucunda 400 bin Kuzey Irak Kürdü, çareyi Türkiye'ye sığınmakta bulmuştu. Washington, bunun üzerine Kuzey Irak'ı Saddam'ın uçakları için uçuşa yasak bölge ilan etti. Burası PKK için de halen daha kullandığı güvenlik bir bölge haline geldi, getirildi! Devreye Çekiç Güç girdi. O dönemi bilenler Çekiç Güç'ün PKK'ya hamilik ettiğini hatırlayacaklardır. Şimdi ABD'nin Kuzey Suriye için de Çekiç Güç benzeri bir yapıyı düşünmesi şaşırtıcı değil.

2. ABD, bölgede Büyük İsrail'in altyapısını oluşturuyor. Önceliği Esad'ın gitmesi değil! Bunun için 4 ülkedeki Kürt halkının özerk idarelere kavuşması gerekiyor. Bu çerçevede adımlarını yavaş atıyor ki, Ankara daha iyi hazmetsin! Kuzey Irak'taki yapıyla müthiş diplomatik, ekonomik ve siyasi bağlar kuran Ankara, neden gelecekte Kamışlı merkezli Kuzey Suriye ile benzer bir diyalog geliştirmesin ki?!

3. ABD, Türkiye'nin canını yakmayı seviyor. Mesela Türkiye mülteciler için bugüne kadar 200 milyon TL harcarken ve bundan sonra aylık harcaması 150 milyon TL'yi aşacak bir riski ihtiva ederken, Washington mülteciler için sadece 5.5 milyon dolar kaynak aktaracağını açıklıyor! Yani bedeli Türk halkına ödettiriyor.

4. ABD, Ankara'nın Şam'la iplerini koparmasını sağlarken, İran ile de arasını açtı. Bedava taşla milyar dolarlar harcayarak elde edemeyeceği bir diplomatik ve siyasi yarar sağladı. 

Beşar Esad'ı götürmek o kadar kolay mı?

Ankara ile Washington'un Beşar Esad'ı devirmek için yeni planları masaya koyması gerçekte o kadar kolay netice vermeyecektir. Muhalifler beklenildiği gibi Halep'te zafer elde edemedi, hatta ağır kayıplar verdi. Dahası Rusya ve İran, Şam yönetimine askeri ve mali desteğini arttırdı. Bu durum hem Şam'a moral veriyor, hem de Suriye Ordusu'nun mücadele azmini yükseltiyor. Olan ise Türkiye'ye oluyor. Suriyeli mülteciler için milyonlarca dolar harcayan Ankara, şimdi de isyancıların tedavi giderleri için Türk milletinin milyonlarını feda ediyor.
Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz
Beşiktaş 5 maç sonra kazandı
Galibiyet Serdar Topraktepe yönetiminde geldi
Geçen yılki yatırım tutarı 3.7 milyar dolar
5 yılda 11.2 milyar dolarlık yatırım yaptı
Randevusunu iptal etmeyen yandı
Koca'dan MHRS açıklaması
Seçim sonrası ilk karşılaşma
Özel ve Kılıçdaroğlu aynı karede
Polis aracında ağlayarak pişman olduğunu söyledi
Jandarma üniforması ile GBT yapıyordu
İsviçre'de çıkan haber tartışma yaratmıştı
Beypazarı'ndan 'mevzuat' açıklaması
Yeni seçilen CHP’li başkanların ‘genelge’ sıkıntısı
Liyakat mi sadakat mi?
İsrail, Suriye'nin hava savunma sistemlerini hedef aldı
Saldırıda maddi hasar meydana geldi
Polat çiftine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye
Diğer suçlardan 'tutukluluk' devam ediyor
CHP'den iktidarın arazi satışlarına tepki
'AKP enkaz bırakarak çöküyor'
Yüksek et fiyatı sorunu ithalatla çözülemez
Et ürünlerinde KDV kaldırılsın
Merkez Bankası anketi açıklandı
Dolar, enflasyon, faiz tahminleri belli oldu
Gelecek burada
10 yılda 20 kat büyüyecek
Çocuk nüfusumuz açıklandı
Nüfusumuzun yüzde 26'sı çocuk
Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz
Beşiktaş 5 maç sonra kazandı
Galibiyet Serdar Topraktepe yönetiminde geldi
Geçen yılki yatırım tutarı 3.7 milyar dolar
5 yılda 11.2 milyar dolarlık yatırım yaptı
Randevusunu iptal etmeyen yandı
Koca'dan MHRS açıklaması
Seçim sonrası ilk karşılaşma
Özel ve Kılıçdaroğlu aynı karede
Polis aracında ağlayarak pişman olduğunu söyledi
Jandarma üniforması ile GBT yapıyordu
İsviçre'de çıkan haber tartışma yaratmıştı
Beypazarı'ndan 'mevzuat' açıklaması
Yeni seçilen CHP’li başkanların ‘genelge’ sıkıntısı
Liyakat mi sadakat mi?
İsrail, Suriye'nin hava savunma sistemlerini hedef aldı
Saldırıda maddi hasar meydana geldi
Polat çiftine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye
Diğer suçlardan 'tutukluluk' devam ediyor
CHP'den iktidarın arazi satışlarına tepki
'AKP enkaz bırakarak çöküyor'
Yüksek et fiyatı sorunu ithalatla çözülemez
Et ürünlerinde KDV kaldırılsın
Merkez Bankası anketi açıklandı
Dolar, enflasyon, faiz tahminleri belli oldu
Gelecek burada
10 yılda 20 kat büyüyecek
Çocuk nüfusumuz açıklandı
Nüfusumuzun yüzde 26'sı çocuk

Bakan Koca: Randevu sorununu kalıcı şekilde çözeceğiz

"Önümüzdeki günlerde kademeli şekilde tedbirleri hayata geçirecek ve randevu sorununu kalıcı şekilde çözeceğiz." 
19.04.2024 16:30:00
Haber Merkezi
Bakan Koca: Randevu sorununu kalıcı şekilde çözeceğiz
Bakan Koca: Randevu sorununu kalıcı şekilde çözeceğiz
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, "Önümüzdeki günlerde kademeli şekilde tedbirleri hayata geçirecek ve randevu sorununu kalıcı şekilde çözeceğiz." ifadelerini kullandı.

Bakan Koca, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Bakanlığın ilgili birimleri ve hastanelerin yöneticileriyle yaptıkları toplantılarda Merkezi Hekim Randevu Sistemi'ndeki sorunları temel faktörleriyle ele aldıklarını belirtti.


Randevu bulmakta yaşanan sıkıntıları çözmek için yaptıkları çalışmalardan önemli sonuçlara ulaştıklarını aktaran Koca, "Önümüzdeki günlerde kademeli şekilde tedbirleri hayata geçirecek ve randevu sorununu kalıcı şekilde çözeceğiz." değerlendirmesini yaptı.

Randevu sorununa karşı hem vatandaşları hem de hekimleri memnun edecek bir çözüm oluşturduklarını belirten Koca, şunları kaydetti:

"Öncelikle iptal edilmeyen randevulardan kaynaklanan, kullanılamayan kapasitemizi diğer vatandaşlarımızın kullanımına açacağız. Bu kapsamda, gelemeyeceği randevuyu iptal etmeyen vatandaşlarımız söz konusu durumun ilkinde 15 gün içerisinde aynı branşa randevu alamayacak. Aynı şekilde randevusuna ikinci kez gelmediğinde 15 gün içerisinde tüm branşlardan randevu alamayacak. Son dakika iptalleri nedeniyle atıl kapasite oluşmaması için randevu iptal süresini, en geç bir önceki gün saat 23.59'la sınırlandırıyoruz. İptal edilen randevular yerine, muayene saatinden 1 saat öncesine kadar yeni randevu verebileceğiz. Böylelikle daha fazla hastamızın randevu almasını ve kapasitenin verimli kullanılmasını sağlamış olacağız."

Dilan ve eşi Engin Polat'ın soruşturması şüphelilerine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye

İstanbul merkezli 6 ilde düzenlenen ve Dilan Polat ile eşi Engin Polat'ın da tutuklandığı soruşturma kapsamında, 16 şüphelinin "vergi usul kanuna muhalefet" suçundan tahliyesine karar verildi

19.04.2024 12:08:00 / Güncelleme: 19.04.2024 12:14:38
AA
Dilan ve eşi Engin Polat'ın soruşturması şüphelilerine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye
Dilan ve eşi Engin Polat'ın soruşturması şüphelilerine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye

Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca, Engin Polat ve Dilan Polat'ın aralarında olduğu 16 şüpheli hakkında "Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi, Vergi Usul Kanunu ile Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında Bahis ve Şans Oyunları Düzenlenmesi kanunlarına muhalefet" ile "suç örgütü kurma ve üye olma" suçlarından yürütülen soruşturma sürüyor.

Soruşturma kapsamında, aylık tutukluluk incelemesi yapan sulh ceza hakimliği, 16 şüphelinin "vergi usul kanununa muhalefet" suçundan tahliyesine karar verdi.

Hakimlik, şüphelilerin "suç örgütü kurma ve üye olma", "suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama" ve "Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında Bahis ve Şans Oyunları Düzenlenmesi Hakkındaki Kanun'a muhalefet" suçlarından ise tutukluluk hallerinin devamına hükmetti.

Ne olmuştu?

İstanbul merkezli 6 ilde 1 Kasım'da ve devamında düzenlenen operasyonlarda, Dilan Polat ve eşi Engin Polat'ın da aralarında bulunduğu 24 şüpheli gözaltına alınmıştı.

Soruşturma kapsamında daha önce şirketlerinde yapılan aramalarda dijital materyal ve defterlere el konulan Polat çiftinin de yer aldığı şüphelilerle ilgili MASAK ön inceleme raporu hazırlanmış, raporda tasfiye halindeki 3 firmadan aile bireylerine ait şirketlere sözde ticaret karşılığında sahte fatura kesilmesi yöntemiyle 200 milyon lira para girişi olduğu belirlenmişti.

Paranın yine aile bireylerine ait şirketler arasında transfer edildiği, son aşamada ise Engin Polat'ın sahibi olduğu Milda Gayrimenkul isimli firmada toplanarak gayrimenkul ve çok sayıda araç alındığının tespitinin ardından İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, şüphelilerin kimliklerini belirlemiş, İstanbul merkezli Ankara, Yalova, Ordu, Kırklareli ve Manisa'da 43 adrese eş zamanlı operasyon düzenlemişti.

Soruşturma kapsamında çalışmalarını sürdüren ekipler, Dilan ve Engin Polat'a ait bir medikal şirketin Ankara'da başka bir firmaya isim hakkını verdiğini, bu firmanın hesabındaki 1 milyon 800 bin liranın da ortakların kişisel hesaplarına aktarılmaya çalışıldığını tespit etmişti.

Dilan Polat, Engin Polat ve Sıla Doğu'nun da aralarında bulunduğu şüphelilerden 16'sı tutuklanmıştı.

Hakimlik, 27 şirkete kayyum atanmasına hükmetmişti.

Soruşturma kapsamında, Dilan Polat'ın 2019'da "şampiyonlar ligi" adıyla sosyal medya hesabından paylaştığı fotoğrafta yer alan bazı kişiler kimlikleri tespit edilip soruşturmaya dahil edilmiş, savcılık, sosyal medya fenomeni olan bu kişiler hakkında yurt dışına çıkış yasağı getirilmesini talep etmişti.

Anadolu 2. Sulh Ceza Hakimliği, sosyal medya fenomenleri Eylül Öztürk Özkan, Feyzanur Başar, İleyda Topal, İlke Ela Göz, Kadir Yiğit, Mervenur Korkut, Muhammet Oğuz Başar, Murat Yiğit, Nurgül Yiğit, Tolunay Topal, Tuğba Demirhan, Yavuz Selim Korkut, Habip Özsefil, Huri Özsefil ve Özge Duman'a yurt dışına çıkış yasağı getirmişti. 

Mersin'de şafak operasyonu: 78 gözaltı

Mersin'de haklarında çeşitli suçlardan yakalama kararı bulunan şahıslara yönelik sabah saatlerinde gerçekleştirilen şafak operasyonunda 78 kişi gözaltına alındı
19.04.2024 11:20:00
İhlas Haber Ajansı
Mersin'de şafak operasyonu: 78 gözaltı
Mersin'de şafak operasyonu: 78 gözaltı
Mersin'de haklarında çeşitli suçlardan yakalama kararı bulunan şahıslara yönelik sabah saatlerinde gerçekleştirilen şafak operasyonunda 78 kişi gözaltına alındı.

İl Emniyet Müdürlüğünden yapılan açıklamaya göre, dolandırıcılık, yaralama, hakaret, hırsızlık ve tehdit gibi suçlardan haklarında yakalama kararı bulunan şahısların yakalanmasına yönelik Asayiş Şube Müdürlüğü Aranan Şahıslar Büro Amirliği koordinesinde operasyon düzenlendi. İl genelinde 30 adrese düzenlenen şafak operasyonunda 78 kişi yakalanarak gözaltına alındı.

Gözaltına alınan şahıslarla ilgili işlemlerin sürdüğü bildirildi.

Türkiye nüfusunun yüzde 26'sı çocuk

Türkiye'nin, geçen yıl sonu itibarıyla 22 milyon 206 bin 34 olarak belirlenen çocuk nüfusu, ülke nüfusunun yüzde 26'sını oluşturdu
 

 
19.04.2024 10:34:00 / Güncelleme: 19.04.2024 10:43:28
AA
Türkiye nüfusunun yüzde 26'sı çocuk
Türkiye nüfusunun yüzde 26'sı çocuk

Türkiye İstatistik Kurumu, 2023 yılına ilişkin çocuk istatistiklerini açıkladı.

Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi sonuçlarına göre, 2023 yıl sonu itibarıyla Türkiye nüfusu 85 milyon 372 bin 377 kişi iken bunun 22 milyon 206 bin 34'ü çocuk olarak kayıtlara geçti.

Çocuk nüfusun yüzde 51,3'ünü erkek, yüzde 48,7'sini kız çocuklar oluşturdu.

Birleşmiş Milletler tanımına göre, 0-17 yaş grubunu içeren çocuk nüfus, 1970 yılında toplam nüfusun yüzde 48,5'ini oluştururken bu oran 1990'da yüzde 41,8 ve 2023'te yüzde 26 oldu.

Nüfus projeksiyonlarına göre, çocuk nüfus oranının 2030'da yüzde 25,6, 2040'ta yüzde 23,3, 2060'ta yüzde 20,4, 2080'de yüzde 19 olacağı öngörüldü.

Avrupa Birliği (AB) üyesi 27 ülkenin çocuk nüfus oranları incelendiğinde, 2023'te çocuk nüfus oranının AB ortalaması yüzde 18 oldu.

AB üye ülkeleri içinde en fazla çocuk nüfus oranına sahip ülkeler sırasıyla yüzde 23,4 ile İrlanda, yüzde 21,1 ile Fransa ve yüzde 20,9 ile İsveç olarak kaydedildi.

Çocuk nüfus oranının en düşük olduğu ülkeler ise sırasıyla yüzde 15,1 ile Malta, yüzde 15,4 ile İtalya, yüzde 15,9 ile Portekiz olarak belirlendi.

Türkiye'nin çocuk nüfus oranının AB'ye üye ülkelerden daha yüksek olduğu görüldü.

 

logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.