Emekli Orgeneral Hurşit Tolon, Kocaeli Üniversitesi'nde bir konferansa katıldı. Tolon Paşa, AB konusunda kalın çizgilerle işaret etti: 'Türkiye, Lozan'ın rövanşını almak, Sevr'i hayata geçirmek isteyen dış kaynaklı saldırıların yoğun siyasi, ekonomik ve psikolojik baskısı altındadır.' Konferansın konu başlığı çok önemliydi...'Kuşatılan Türkiye.'Cumhuriyet'in kuruluşundan seksen küsur yıl sonra, Türkiye'nin en önemli konusunun, 'kuşatma' başlığı altında tartışılması acı vericidir... Yaşanan günler, gerçekten Kurtuluş Savaşı öncesi günlerle örtüşüyor, aynı dayatmalar, düşman çizmelerinin ayak sesleri ve içerideki işbirlikçi sürünün hareketliliği görülebiliyor...Şu yüzden milli hassasiyeti taşıyan konferanslarla kitlelere bilgi aktarımı önemlidir...Tolon Paşa, geçen yıl 1. Ordu Komutanlığı'ndan emekli oldu... Üst komutanlığının büyük bir bölümü Genelkurmay hizmetlerinde geçti... Yurt dışında önemli görevlerde bulundu, diplomat kişiliği ile uluslararası ilişkilerde, öteki ülkelerin siyasiaskeri kimlikleri tarafından görüşleri ön planda tutuldu. Bir keresinde ABD'de resmi seyahatte iken, bu ülkede Türkiye aleyhine beliren bir tavır yüzünden görüşmelerini kesip Ankara'ya dönmesi, muhataplarında soğuk duş etkisi yapmıştı...Çok önemli bilgi birikimi ve tecrübesi olan bu emekli general, ülkenin hali pür melali yüzünden, genç yüreğindeki cumhuriyet ateşinin yetişen nesiller tarafından diri tutulmasını istiyor. Bu yüzden hassasiyetlerini üniversitelerde konferanslarla yansıtıyor...O, Türkiye'nin AB'ye üye kabul edilmeyeceğini söylüyor. Türkiye'nin AB üyeliğinin, Lozan Antlaşması'nın iptalinden ve Sevr'in yeniden yürürlüğe konmasından geçtiğini belirtiyor...İşte bu bilge kişinin sözleri: "AB yolu nereden geçer?' Kıbrıs'ın verilmesinden, Ermeniler'in isteklerinin, Helen ve Rum Pontus soykırımının tanınmasından, Patrikhane'den, ruhban okulundan, etnik dinsel ayrıcalıklardan, Güneydoğu sorunun kendilerince çözümünden, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin etkisizleştirilmesinden geçer. Kısaca Türkiye, Lozan'ın rövanşını almak, Sevr'i hayata geçirmek isteyen dış kaynaklı saldırıların yoğun siyasi, ekonomik ve psikolojik baskısı altındadır. 'Ver Kıbrıs'ı sonu açık olan AB müzakerelerini açalım' diyorlar.' Durum aynen, kısaca böyledir...AB zirvesinden çıkan sonuç, Ankara'nın kucağına en son durumu ile böyle bırakıldı...'Teslimiyete hazır olunca gel!..'İşbirlikçilerin, medya güçleri ile kamuoyuna yumuşatarak sunmaya çalıştıkları 'sonuç' budur...Dönem Başkanı Finlandiya'nın Başbakanı Matti Vanhanen, yükümlülüklerini getiren tüm aday ülkelerin birliğe üye olabileceğini, aday ülkeler için hiçbir yeni kriter getirilmediğini, kimseye kapının kapatılmasının söz konusu olmadığını söyledi.AB kapıları kapalı değilmiş ama kapıyı çalmak istiyorsanız, Tolon Paşa'nın belirttiği şartların yerine getirilimesi de şarttır. Bu 'teslimiyetin' millete kabul ettirilmesi için, ülke içerisindeki egemen güçlerin artık yoğun bir çabası başlayacaktır. Önce Kıbrıs stratejisi için ataklar yapılacaktır. Şu sıralar Gazi Magosa Limanı ile Ercan Havaalanı'nın AB kontrolüne verilmesi gibi bir 'çözüm' dillendiriliyor. AB kontrolünde havaalanları ile KKTC ticaret yapıp refaha kavuşacakmış... Bunun anlamı, KKTC'nin AB ile hüllesi demektir ve ardındaki ilk adımın da Ada'daki Türk askeri varlığına son vermektir...Bu gelişmeye BOP penceresinden de bakabiliriz...Tolon Paşa konferansında, Büyük Ortadoğu Projesi'nden de söz etti:'ABD'nin sahip olduğu petrol rezervlerinin ömrü 12 yıl. Irak ve çevresindeki petrol rezervleri 100 yıllık. Irak'taki savaşın temel nedeni de budur. Demokratikleşme getireceklerini söylüyorlar. Demokratikleşme Suudi Arabistan'a, Katar'a, Sudan'a niye gelemedi?Behiç Kılıç