Yeni Çağ'dan Hasan Demir, dünkü yazısında Türk Milleti üzerine oynanan oyunlardan çok önemli birini konu edindi Yıl 1987'dir.İlker Çınar 17 yaşında Müslüman bir Türk çocuğudur ve bir gazetede gördüğü, "Ücretsiz İncil gönderilir" ilânı ile Türkiye'de faaliyet gösteren misyonerlerin tuzağına düşer; bir müddet sonra da Hıristiyan olur. Yıllar içerisinde Papaz ve Başpapazlık konumuna yükselir. Türkiye'nin her yerinde misyonerlik faaliyetlerinde bulunur, Hıristiyanlığa ettiği hizmeti ile şöhreti Avrupa'ya, İngiltere'ye, Amerika'ya kadar uzanır. 37 yaşına geldiğinde, yaptıklarından pişman olur; tövbe eder, tekrar İslâm'a döner. Yıllar içerisinde şahit olduğu misyonerlik ihanetlerini, "Ben bir misyonerdim" üst başlığı ile, "Şifre Çözüldü" isimli bir kitapta toplar (Ozan Yayıncılık). Her Türk evladının bence mutlaka okuması gereken bu kitabın, "Derslerde Bölücü ve Yıkıcı Sözler (s,30)" ara başlığı altında yer alan, "Misyoner öğretmenlerin sloganları arasında; 'Türkiye'nin Yeni İsrail halkı olması gerekiyor' sözleri hep vardır." Ve, "Hıristiyanlığı kabul eden her kişiye, 'sen Yeni İsrail halkından oldun' sözü söylenir (s,31)" satırlarını okuduğumda, doğrusu pek bir şey anlayamamış; "Misyonerlik faaliyetleri ile İsrail'in bu kadar doğrudan ne ilgisi var?" diye düşünmeye başlamıştım. Elbette Evangelistlerle falan ilgi kuruyordum amma, hakikati konuşmak gerekirse, Türkiye'deki misyonerlerin Hıristiyanlaştırdıkları her Müslüman Türk evladına, "Sen Yeni İsrail Halkından oldun" demelerindeki "hikmetin" doğrusu Vatikan'la ve tabii bir "Vatikan Projesi" olan "Dinlerarası Diyalog" la bir ilgisi olabileceğini hiç aklıma getirmemiştim. Biz böylesi bir tuzağın Vatikan'dan ve "Dinlerarası Diyalog" tan rotalandığını nereden bilebilirdik ki.. Bir şeyler sezip şüphelerimizi sizlerle paylaşsak, yazdıklarımızı da, 20 yılını misyonerler içerisinde Hıristiyanlığa hizmet ederek Başpapazlığa kadar yükselmiş İlker Çınar'ın yazdıkları ile desteklesek, ihanet ve fitnelerinin fark edilmesinden rahatsız olan misyonerler ve Türkiye'deki misyonerlik faaliyetlerini karartmayı "Diyalog" un gereği gören kimi akıl ve kalemler, her zaman yaptıklarını yapar, bizi meseleyi abartmak ve komplo teorilerimize eski bir papazdan delil getirmekle itham ederlerdi..Amma Allah yapacak, bizi ve tabii eski Başpapaz İlker Çınar'ı, tuttu Vatikan doğruladı. Evet, Bologna Başpiskoposu Kardinal Carlo Caffara'nın 14 Aralık 2006 tarihli Corriere della Sera gazetesinde tam sayfa yer alan demecinde söylediklerini kastediyorum. Bu demecinde 68 yaşındaki Kardinal Carlo Caffara, "Dinlerarası diyalog sadece Yahudilikle mümkündür. İslam ile ancak makuliyet ve eğitim düzlemlerinde görüşebiliriz" dedi ve ardından, "Benim bir Hıristiyan olarak İsrail ile olan bağlarım, diğer dinlerle kurabileceğim ilişkiyle hiçbir suretle kıyaslanamaz" deyiverdi...Misyonerler Alevi ve Kürtlerle ilgileniyorEski Başpapaz İlker Çınar bahsettiğimiz kitabında Türkiye'de faaliyet gösteren misyonerlerin Aleviler ve Kürtlerle özel olarak ilgilendiklerinin de altını çiziyor ve, "Genellikle Diyarbakır'da bir araya geliyor; her konuda işbirliği yapıyor ve devlet tarafından gelecek engellemelere karşı stratejiler geliştiriyorduk. Bu çalışmalarımız sırasında karşılaşacağımız problemlere çözüm getirebileceğini söyleyen bir de konsolos devreye girmişti. Konsolos eğer bizim karşılaşacağımız bir sorun olursa kendilerine hemen haber verildiği takdirde bize yardımcı olabileceklerini söylüyordu" diyor.Peki, kim bu konsolos?Bu sorunu cevabını da eski Başpapaz İlker Çınar'ın kitabından öğreniyoruz:"- Bu konsolos Adana ABD Başkonsolosuydu." Görüyorsunuz, "Diyalog" diye, bu toprağın çocuğu tek Allah'tan teslise, Kur'an'dan, tahrif edilmiş İncil'e, Hz. Muhammed(s)'ten, "Allah'ın oğlu" iftirası atılan İsâ'ya çalınıyor. Yetmiyor; 'sen artık Yeni İsrail vatandaşı oldun' denilerek, milli kimliğine de sırt çevrilmesi sağlanıyor..İşte Vatikan..İşte "diyalog" ..Ve işte "Dost ve Müttefik ABD" konsolosu...