Türk markalarındaki tehlike
İhracat yapan 60 bini aşkın Türk şirketinden sadece 6 bininin uluslararası tescilinin olduğu ortaya çıktı. Bu nedenle çok sayıda Türk markası, dünyaya açılamıyor
23.04.2012 00:00:00
YENİ MESAJ - İSTANBUL
Avrupa Birliği (AB) başta olmak üzere dünyanın birçok ülkesine ihracat yapan 60 bini aşkın Türk firmasından 54 bininin uluslararası marka tescilinin olmadığı ortaya çıktı. Zamanında marka tescili yaptırmayan Vakko New York'a giremiyor. Türk firmaları, yabancı ülke gümrüklerinde mallarına el konulması, marka tecavüzü ve tazminat davaları riskiyle karşı karşıya!
Fikri mülkiyet alanındaki uluslararası davalardan ve bu alandaki akademik çalışmalarıyla tanınan Avukat Dr. Cahit Suluk, ihracat yapan ve yurtdışına açılmayı düşünen Türk firmalarını tescil konusunda uyardı. Suluk, bir firmanın hangi ülkelerle ticaret yapıyorsa o ülkelerin tamamında markasını, buluşunu ve tasarımını tescil ettirmesi gerektiğini söyledi.
Marka tescilinde sınıfta kaldık
Yurt dışında sadece 6 bin Türk markası uluslararası marka tescili yaptırırken, yabancıların Türkiye'deki yıllık marka başvurusunun 12 bine ulaştığına dikkati çeken Dr. Cahit Suluk, “Bugün küresel ekonominin geldiği durum itibariyle hali hazırda ya da orta vadede yurtdışında bir şekilde var olmayı, ticaret yapmayı düşünen tüm firmaların, markalarını yurtdışında tescil ettirmeleri adeta bir zorunluluktur. Ülkemizde tescilli marka sayısı yüzbinlere ulaşmasına rağmen yurt dışında sadece 6 bin adet Türk markası için uluslararası marka tescili yaptırılmıştır. Ülkemizde ihracat yapan firma sayısının yaklaşık 60 bin adet olduğu düşünüldüğünde, 54 bine yakın Türk firmasının, ihracat yaptığı markasının uluslararası tescilinin olmadığı ortaya çıkmaktadır. Bir diğer deyişle ülkemizde her on ihracatçı firmadan dokuzu gümrüklerde mallarına el konulması ve kendisine karşı marka tecavüzü, tazminat davaları açılma riskine rağmen ihracat yapmaktadırlar” dedi.
Dünyaca ünlü kot firması GAS ile saat firması U-BOAT markalarının başkaları tarafından tescillendiği için Türkiye'ye giriş yapamadığını, buna karşılık ünlü Türk markalarının da uluslararası piyasalara geremediğini vurgulayan Dr. Suluk, yaşanan kötü tecrübeleri şöyle anlattı: “1962 yılında Beyoğlu'nda ilk mağazasını açan Vakko zaman içerisinde dünyanın en çok bilinen Türk markalarının arasına girdi. Vakko, dünya markası olmak üzere yurt dışında da mağazalar açmaya başladı. Londra'dan Abu Dabi'ye kadar dünyanın bir çok kentinde mağaza açan Vakko, moda dünyasının merkezi New York'a da şube açmak için harekete geçti ancak olmadı. Vakko bir başkası tarafından tescil edilmişti bile. Vakko için ABD kapısı kapandı. ABD'den Vakko markalı bir ürün alan tüketici, ürünün kalitesiz olması halinde bir daha Avrupa ya da Türk pazarında Hakko Ailesi'ne ait Vakko markalı ürünleri de almayacaktır. Kötü tecrübeler Vakko'yla sınırlı değil. Kiğılı Ukrayna'da, Kale Kilit Çin'de, Giovane Gentile Azerbaycan'da, Vigos Ukrayna'da marka sorunu yaşadı. Bazı firmalar kendi markasını geri kazanmak için, yurtdışındaki tescili yaptıran üçüncü kişilere yüksek miktarlarda devir ücreti ödemiştir. Bir kısmı ise markasını devralma şansını bulamamış ve yıllardır tanıttığı markası ile ilgili piyasaya girmekten vazgeçmek zorunda kalmıştır.”
Tek başvuru ile 27 ülkde koruma
Dr. Cahit Suluk, markanın uluslararası tescili ve korunması için ortalama her ülke için 1.500-2.000 dolar harcama yapılması gerektiğini, buna karşılık 15 yıldır faaliyette olan Avrupa Topluluğu Marka ve Tasarım Ofisi (OHIM)'ne sadece 2.000 Euro ödeyerek 27 ülkede birden koruma sağlanabildiğini söyledi.
Dr. Suluk, artık Türk firmalarının daha fazla vakit kaybetmeden AB başta olmak üzere yurtdışında markalaşmaları gerektiğini sözlerine ekledi.