Yıllardan beri uygulanan yanlış politikalar sonucu, tarım sektöründe ülkemizin içler acısı bir durumda olduğunu belirten Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Hamdi Kepekçi, "Tarımla uğraşan vatandaş, toprağını ekmiyor-ekemiyor. Bin bir zorlukla ürettiği ürününe uygun fiyatta pazar bulamıyor. Ülkemizde, uçsuz bucaksız topraklar atıl vaziyette bekliyor" dedi.
Vatandaş AKP'den desteğini çekiyor
"Vatandaş AKP hükümetinden de artık süratle desteğini çekiyor" diyen Kepekçi şöyle devam etti: "Bu gün ulusal güvenliğimiz açısından da, üreticinin ve tüketicinin güveni, huzuru ve zenginliği açısından da IMF'den bağımsız bir politikanın hayata geçirilmesi şarttır. Bu projeye sahip tek parti, Bağımsız Türkiye Partisi; tek lider de, yıllardan beri bu gerçekleri dile getiren ve ulusal çözüm yollarını gösteren Prof. Dr. Haydar Baş beydir." Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Hamdi Kepekçi Türk tarımının bugün geldiği noktayla ilgili yazılı bir açıklama yaptı.
Yıllardan beri uygulanan yanlış politikalar sonucu, tarım sektöründe ülkemizin içler acısı bir durumda olduğunu belirten Kepekçi, "Tarımla uğraşan vatandaş, toprağını ekmiyor-ekemiyor. Bin bir zorlukla ürettiği ürününe uygun fiyatta pazar bulamıyor. Ülkemizde, uçsuz bucaksız topraklar atıl vaziyette bekliyor" dedi.
Tarım ürünleri
ithal ediyoruz
Uzun yıllar, ürettiği tarım ürünlerinin fazlasını ihraç eden Türkiye'nin artık bu konumundan uzaklaştığını vurgulayan Ahmet Hamdi Kepekçi şu bilgileri verdi: "Tarım ürünleri ihracatının, ithalatı karşılama oranı 1980 yılında yüzde 531 iken, 1995'te yüzde 111'e düşmüştür. 1996 yılında ise, Cumhuriyet tarihinde ilk kez tarımsal ürün ithalatı, ihracatından fazla olarak gerçekleşmiştir. Evet, kendi kendine yeten sayılı devletlerden biri olan ülkemiz artık dışardan tarım ürünleri ithal ediyor."
Milli tarım politikamız yok
"AB'den müzakere tarihi alma adına, tarım politikamız milli olmaktan uzaklaştırılmıştır" diyen Kepekçi, AB'nin kendi ürün fazlasını bahane ederek ülkemizde de ürün kısıtlamasına gidilmesini şart koştuğunu belirterek şöyle devam etti: "Dünya Bankası projeleriyle, IMF'den alınan kredilerle çiftçimize toprağını işlememesi karşılığı dönüm başına ücret veriliyor.
Son nüfus sayımı sonuçlarına göre, ülke nüfusunun yaklaşık % 40'ının kırsal alanda yaşadığını da dikkate alırsak, bu uygulamanın ne boyutta bir istihdam kaybına da yol açtığı görülecektir. IMF'den alınan yüksek faizli borçlarla alınan para, üretmeme karşılığı çiftçiye verilerek hem milli servet olan üretimin önüne geçilmekte hem de Türkiye'nin borcu daha da arttırılmaktadır. İşte AB uyum yasaları ve IMF politikaları ile gelinen nokta bu.
Bir taraftan çiftçiye ürettiği ürün mukabili verilen ücret tatminkar olmadığı gibi, diğer taraftan tahdit uygulamaları ile çiftçi istediği ürünü istediği kadar üretememektedir. Müsaade edilen miktarda üretim yapıldığı zaman da, elde edilen ürün bedeli tatminkâr bir kazancı sağlamamaktadır. Görüntü şu: Eli-kolu, ayakları bağlanmış bir çiftçi; bir başka ifade ile eli-kolu, ayağı bağlanmış bir Türkiye. Bu uygulama kendi ulusal çıkarlarına uygun değildir.
Vatandaş AKP'den
desteğini çekiyor
Vatandaş AKP hükümetinden de artık süratle desteğini çekiyor. "Onları da getirdiğimiz gibi göndereceğiz" diyor. Ayrıca, dikkatten kaçmaması gereken bir nokta, IMF politikaları ile kim gelirse gelsin; tarım kesiminin sorununa çözüm getiremeyecektir.
Bu gün ulusal güvenliğimiz açısından da, üreticinin ve tüketicinin güveni, huzuru ve zenginliği açısından da IMF'den bağımsız bir politikanın hayata geçirilmesi şarttır.
Bu projeye sahip tek parti, Bağımsız Türkiye Partisi; tek lider de, yıllardan beri bu gerçekleri dile getiren ve ulusal çözüm yollarını gösteren Prof. Dr. Haydar Baş beydir."