BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Baş, Patrikhane'nin ekümeniklik iddiasının bir vatan ilan etme anlamına geldiğini söyleyerek, "Eğer bu üniter devletin bulunduğu mekânda ekümenik patriklik ilan edilirse Türkiye resmen bölünüyor, demektir" dedi BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, ekümeniklik olayının iyice tırmanması, Fener Rum Patrikhanesinin işi iyice azıtmasında, Rusya Devlet Başkanı Putin'in Türkiye'yi ziyaret zamanlamasına dikkat çekerek, bu konuda ABD ile Rusya arasında büyük bir savaş yaşanmakta olduğuna işaret etti.
ABD ve Rusya'nın ekümeniklik savaşı
Bu savaştan, Türkiye'nin de savaş alanı olarak nasibini aldığını söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, şöyle konuştu: "Ortodoks dünyanın merkezi kabul etsek de etmesek de İstanbul'dur. Rusya, zamanında bunu görerek yeni bir ekümenik sıfatıyla bir dünya oluşturmak istedi. Merkezi Moskova'da olan bir kilise ile bunu geçmişte ilan etmişti. Ekümenikliğin cemaatler üzerinde etki etmesi siyasi bir nüfuz oluşturmasından kaynaklanıyor. Siz ekümen patrikseniz, alelade bir papazdan farklı olarak siyasi bir yaptırım gücünüz de vardır. Devlet başkanları sizi dinler. Bakanlar dinler. Dediğinizi harfiyyen yerine getirir. Bir defa ıskalar belki, ama iki defa ıskalayamaz. Ekümenikliği bir mânâda bir peygamberin halifesi olarak da kabul edebilirsiniz. İslam dünyasında halifenin tasarruf gücü ne ise Hıristiyanlık dünyasında da ekümenik olmuş Patriğin tasarruf gücü de odur. Böyle bir gücün Balkanlarda mı olsun, yoksa Rusya'nın içinde mi olsun kavgası var. Eğer bu iş Rusya'nın göbeğinde hayat bulursa ABD'nin kendi kurguları zorlaşacak. O bakımdan ABD, 'Bu işin merkezi, Roma döneminde olduğu gibi İstanbul'dur' diyor. Rusya da 'Bu işin merkezi biziz' diyor. Aralarındaki çatışma siyasi bir çatışmadır. Patriğin belki misyon olarak geçmişte böyle bir ünvanı vardı. Ama fiilen şu anda böyle bir imkan yok. Çünkü Rum nüfus 4500. Bu insan 4500 kişinin patriği. Ekümenin tasarruf gücü, etrafındaki cemaatin büyüklüğüyle alakalı bir olaydır. Olmayan bu gücü ABD şu anda İstanbul Patriğine yüklemek istiyor. Dolayısıyla Rusya'nın elinden bu gücü alıp onu bu güçten uzaklaştırmak istiyor. Bu mücadelenin temelinde şu anda bu gerçek var."
Ekümeniklik iddiasının anlamı
"Mustafa Kemal Atatürk, olayın bu siyasi boyutunu bildiği için Türk Patrikhanesini ihdas ederek, Rum Patrikhanesinin tasarrufunu azaltmıştır" diyen Prof. Dr. Haydar Baş, şunları söyledi: "Türkiye'nin bugünkü siyasi iradesi neyin hesabını yapıyor, bunu pek bilemeyiz ama eğer ekümenik patriklik bu üniter devletin bulunduğu mekanda, yani Türk coğrafyasında ilan edilirse Türkiye resmen bölünüyor, Ortodoks dünyasının merkezi haline geliyor, demektir. Çünkü böyle bir oluşum için o patrikhanenin bir coğrafyasının olması lazım geliyor. 10 m2 de olsa kendine ait bir vatan zemininin olması gerekiyor. Şu anda 'ekümeniklik bizim aslî sıfatımızdır, onu kimseye veremeyiz' diyen Bartholomeos'un cesaretli konuşmasının temelinde aslında bu iktidarın bugüne kadar verdiği tavizler yatıyor. Çok enteresandır, şu ana kadar böyle bir şey konuşmayan sayın Patrik, iftar sofralarında Sayın Fethullah Gülen ile beraber dualarda bulunuyordu. Çok masum bir din adamı görüntüsünde, sanki bu vatanın birliğine, bütünlüğüne sahip görüntüsünde bir pozda idi. Ama bir de baktık ki birden yumruğunu ortaya çıkardı, 'Benim vatanım burası' dedi. Ekümeniklik iddiası aynı zamanda bir vatan bulma, vatan ilan etme iddiasıdır. Sen dünyanın en güçlü insanı ol, eğer davanı ilan edecek bir zemin, bir coğrafyan yoksa sana herkes hayalpereset bir Bakırköy hastası olarak bakar."
İktidar ayıkmalı
Fener Patrikhanesinin, ekümeniklik iddiası ile İstanbul'un göbeğinde hem de çok daha güçlü bir Vatikan projesi gibi bir proje peşinde koştuğunu belirten BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, "Türkiye, bu olumsuzluklarla çalkalanırken siyaset, sanki 'Ne kadar güzel, iyi oldu' dercesine bir tavır takınıyor. Bir tiyatro oyunu içerisinde ABD Büyükelçisi yemek organizasyonu yapıyor. Sayın Hükümet gitmiyor. Ama Dışişleri Bakanı ilgili insanlarla oturum yapıyor. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu. Kısaca çok ciddi bir oyun var. Bu işin neticesi, aslında ülkenin tam bölünmesi, büyük bir ihanettir. Burada bunu söylemek zamanıdır. Şahsen benim inancım ve ümidim, iktidarın ayıkması ve bu ihanete son vermesidir. Milletin beklediği de budur. Ona oy verirken bunun hesabıyla oyunu vermiştir. Ekümenikliğin arkasından artık her şeyi düşünebilirsin. Ayasofya'nın kilise olmasıydı, bilmem neredeki metruk arazilerdeki kiliselerin açılmasıydı, her şeyi düşünebilirsin. O zaman Patrikhane, cemaati olduğu için değil, devlet olduğu için herşeyi yapma imkân ve hakkına sahip olacaktır" şeklinde görüşlerini dile getirdi.
ABD ve Rusya'nın ekümeniklik savaşı
Bu savaştan, Türkiye'nin de savaş alanı olarak nasibini aldığını söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, şöyle konuştu: "Ortodoks dünyanın merkezi kabul etsek de etmesek de İstanbul'dur. Rusya, zamanında bunu görerek yeni bir ekümenik sıfatıyla bir dünya oluşturmak istedi. Merkezi Moskova'da olan bir kilise ile bunu geçmişte ilan etmişti. Ekümenikliğin cemaatler üzerinde etki etmesi siyasi bir nüfuz oluşturmasından kaynaklanıyor. Siz ekümen patrikseniz, alelade bir papazdan farklı olarak siyasi bir yaptırım gücünüz de vardır. Devlet başkanları sizi dinler. Bakanlar dinler. Dediğinizi harfiyyen yerine getirir. Bir defa ıskalar belki, ama iki defa ıskalayamaz. Ekümenikliği bir mânâda bir peygamberin halifesi olarak da kabul edebilirsiniz. İslam dünyasında halifenin tasarruf gücü ne ise Hıristiyanlık dünyasında da ekümenik olmuş Patriğin tasarruf gücü de odur. Böyle bir gücün Balkanlarda mı olsun, yoksa Rusya'nın içinde mi olsun kavgası var. Eğer bu iş Rusya'nın göbeğinde hayat bulursa ABD'nin kendi kurguları zorlaşacak. O bakımdan ABD, 'Bu işin merkezi, Roma döneminde olduğu gibi İstanbul'dur' diyor. Rusya da 'Bu işin merkezi biziz' diyor. Aralarındaki çatışma siyasi bir çatışmadır. Patriğin belki misyon olarak geçmişte böyle bir ünvanı vardı. Ama fiilen şu anda böyle bir imkan yok. Çünkü Rum nüfus 4500. Bu insan 4500 kişinin patriği. Ekümenin tasarruf gücü, etrafındaki cemaatin büyüklüğüyle alakalı bir olaydır. Olmayan bu gücü ABD şu anda İstanbul Patriğine yüklemek istiyor. Dolayısıyla Rusya'nın elinden bu gücü alıp onu bu güçten uzaklaştırmak istiyor. Bu mücadelenin temelinde şu anda bu gerçek var."
Ekümeniklik iddiasının anlamı
"Mustafa Kemal Atatürk, olayın bu siyasi boyutunu bildiği için Türk Patrikhanesini ihdas ederek, Rum Patrikhanesinin tasarrufunu azaltmıştır" diyen Prof. Dr. Haydar Baş, şunları söyledi: "Türkiye'nin bugünkü siyasi iradesi neyin hesabını yapıyor, bunu pek bilemeyiz ama eğer ekümenik patriklik bu üniter devletin bulunduğu mekanda, yani Türk coğrafyasında ilan edilirse Türkiye resmen bölünüyor, Ortodoks dünyasının merkezi haline geliyor, demektir. Çünkü böyle bir oluşum için o patrikhanenin bir coğrafyasının olması lazım geliyor. 10 m2 de olsa kendine ait bir vatan zemininin olması gerekiyor. Şu anda 'ekümeniklik bizim aslî sıfatımızdır, onu kimseye veremeyiz' diyen Bartholomeos'un cesaretli konuşmasının temelinde aslında bu iktidarın bugüne kadar verdiği tavizler yatıyor. Çok enteresandır, şu ana kadar böyle bir şey konuşmayan sayın Patrik, iftar sofralarında Sayın Fethullah Gülen ile beraber dualarda bulunuyordu. Çok masum bir din adamı görüntüsünde, sanki bu vatanın birliğine, bütünlüğüne sahip görüntüsünde bir pozda idi. Ama bir de baktık ki birden yumruğunu ortaya çıkardı, 'Benim vatanım burası' dedi. Ekümeniklik iddiası aynı zamanda bir vatan bulma, vatan ilan etme iddiasıdır. Sen dünyanın en güçlü insanı ol, eğer davanı ilan edecek bir zemin, bir coğrafyan yoksa sana herkes hayalpereset bir Bakırköy hastası olarak bakar."
İktidar ayıkmalı
Fener Patrikhanesinin, ekümeniklik iddiası ile İstanbul'un göbeğinde hem de çok daha güçlü bir Vatikan projesi gibi bir proje peşinde koştuğunu belirten BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, "Türkiye, bu olumsuzluklarla çalkalanırken siyaset, sanki 'Ne kadar güzel, iyi oldu' dercesine bir tavır takınıyor. Bir tiyatro oyunu içerisinde ABD Büyükelçisi yemek organizasyonu yapıyor. Sayın Hükümet gitmiyor. Ama Dışişleri Bakanı ilgili insanlarla oturum yapıyor. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu. Kısaca çok ciddi bir oyun var. Bu işin neticesi, aslında ülkenin tam bölünmesi, büyük bir ihanettir. Burada bunu söylemek zamanıdır. Şahsen benim inancım ve ümidim, iktidarın ayıkması ve bu ihanete son vermesidir. Milletin beklediği de budur. Ona oy verirken bunun hesabıyla oyunu vermiştir. Ekümenikliğin arkasından artık her şeyi düşünebilirsin. Ayasofya'nın kilise olmasıydı, bilmem neredeki metruk arazilerdeki kiliselerin açılmasıydı, her şeyi düşünebilirsin. O zaman Patrikhane, cemaati olduğu için değil, devlet olduğu için herşeyi yapma imkân ve hakkına sahip olacaktır" şeklinde görüşlerini dile getirdi.