Türkiye dünyanın 4. kömür tehdidi
Enstitüsü (WRI) tarafından yayımlanan Küresel ‘Kömür Risk Değerlendirmesi’
raporu; dünya genelinde üzerinde çalışılan 1200 yeni kömür santrali projesi
olduğunu ve bunun iklim için yıkıcı etkileri olacağını ortaya koydu. Analizde
planlanan projeler ülke bazında detaylandırılıyor. Türkiye de, üzerinde
çalışılan 49 kömürlü santral projesi ile raporda 4. sırada yer alıyor. Eğer
dünya çapında planlanan projelerin hepsi yapılırsa bu, toplam kurulu göce 1,4
milyon MW, yani Amerika’daki mevcut kömür santrallerinin dört katı kapasite
eklenmesi demek. Bu da, iklim değişikliğine neden olan karbon salımlarının,
önümüzdeki 20 yılda dünyayı iki derece daha ısıtacak kadar artması demek.
Türkiye’ye
geniş yer veriliyor
Rapor’da, Türkiye’nin enerji planlarına
ilişkin de geniş bir bölüm var. Bu bölümde, önümüzdeki on yılın özellikle
gelişmekte olan ülkeler için doğru enerji seçimleri açısından çok önemli
olacağına değiniliyor ve şu ifadelere yer veriliyor: “Birçok gelişmekte olan
ülke temiz enerji kaynaklarının uzun dönemli sürdürülebilirlik açısından ne
anlama geldiğini anlıyor ve enerji verimliliği ile temiz enerji politikalarını
destekliyor. Bunun yanı sıra ülkeler ekonomik gelişmede nüfuslarının düşük
maliyetli enerji kaynaklarına erişimini de garanti altına almanın yollarını
arıyor ancak bunu yaparken sağlık ve çevre faktörlerini de enerji seçimlerine
entegre etmeleri gerekiyor.”
Greenpeace Akdeniz İklim ve Enerji
Kampanyası Sorumlusu Pınar Aksoğan, “Dünya Bankası’nın yeni yayınladığı
raporda da 4oC artışın dünya için yok edici olacağı ve önlenmesi gerektiği
açıkça belirtilmişti. Geçtiğimiz beş yılda kömür kullanımı küresel karbon
salımlarının üçte ikisini oluşturdu. İklim değişikliği 0,8oC dereceye
ulaştı ve hali hazırda ciddi etkiler doğurmaya başladı. Yenilenebilir enerji
kaynağı bakımından dünyada üst sıralarda yer alan Türkiye, bunu kullanmak
yerine kirli kömür enerjisi konusunda dünyada ilk 4’te yer almayı seçiyor.
Kömürün hem havamıza, hem suyumuza hem de iklimimize zararı ortadayken, bir an
önce bu yanlıştan dönülmeli ve yenilenebilir enerjiler konusunda bir yol
haritası oluşturulmalı.” HABER MERKEZİ