logo
16 NİSAN 2024

Türkiye elimizden kayıyor

25.08.2002 00:00:00
Kahramanmaraş'ta halka hitap eden BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, "Bizim projelerimizi ve anlattıklarımızı çalıyorlar. Bunların ne bir projesi ne de konuşacakları bir şeyleri var" dedi

Bağımsız Türkiye Partisi'nin (BTP) Kahramanmaraş'ta düzenlediği mitingde, 2. Kuvay-ı Milliye'nin önderi ve BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ı bağrına bastı. Hafız Ali Efendi Meydanını dolduran on binlerce Kahramanmaraşlı, "Biz hiçbir zaman uşak olmadık. Hep önder olduk. Bizi uşak yapmak isteyen AB'cilere, 3 Kasım'da hadlerini bildireceğiz" dedi. Borçsuz, vergisiz, zamsız, tam bağımsız Türkiye için yola çıkan BTP'ye ve Prof. Dr. Haydar Baş'a gerekli desteği vereceklerini belirtti.

Kul bunalmayınca Hızır yetişmezBTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş ise Hafız Ali Efendi Meydanını dolduran onbinlerce Kahramanmaraşlıya hitaben yaptığı konuşmada, "Kul bunalmayınca Hızır yetişmez. Milletimiz çok ama çok yoruldu. Duası kabul oldu. Şimdi fezaya çıkma, semalara dahi hükmetme dönemi geldi" dedi.

Türk milletinin insanlık ailesinin en şerefli, en izzetli milleti olduğunu, onun hakimiyeti döneminde hiç kimsenin burnunun kanamadığını, bütün insanlığa can, mal, namus, din ve vicdan emniyetini doya doya yaşattığını, bu milletin bunu tekrar gerçekleştirecek birikime, geçmişe, medeniyete sahip olduğunu söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, şöyle devam etti. "Bu kadar büyük bir millet nasıl olur da tıkanır ve 'Biz, AB olmadan olamayız" der. Bizi idare eden siyasiler, 'AB olmadan işimiz, aşımız olmaz" diyorlar. Bu nasıl mantıktır ki sen, onlarca yıl idareci ol, milletin karının doyurma, ona iş bulma, ondan sonra da, 'gelin karnınızı AB sayesinde doyurayım' de yazık, günah, ayıp değil mi?"

Ayasofyalar cami olarak açılacakKavurucu sıcağa rağmen, istirahat etmeyip, 45-50 dereceye varan sıcaklıkla memleketi karış karış dolaştığını söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, şunları söyledi: "Bir hesap var. O hesabı verebilmek için, alnımın açık olması için dolaşıyorum. Dolaşmaya da devam edeceğim. Haberiniz yok, ülke elimizden kayıyor, gidiyor. Bu da AB Uyum Yasaları adı altında gerçekleşiyor. Avrupa Parlamentosu, İstanbul'da suriçinde Vatikan modeli bir Ortodoks din devleti kurulmasını istiyor. insan haklarını bahane ederek İstanbul, Trabzon ve İznik'teki Ayasofyaları kilise olarak açmamız için talimat, emir veriyor. Şimdi Maraş'ın bu meydanından Sütçü İmam'ın torunu olarak haykırıyorum. Ayasofyaları cami olarak açmaya var mısınız? Açmayan namerttir. Var mısınız? İşte ben bu ruhu, bu manayı ayağa dikmek için yazın sıcağında dolaştım, dolaşıyorum. Hesap vermek öyle kolay değildir. Bu millet bize emanet edildi. Bu millet öyle basit millet değildir. Bu milletin ilminin, edebinin, zenginliğinin zekatı bin tane Avrupa'ya yeter. Bütün partiler, 'AB olmadan olmaz' diyor. Sonra da 'Sevr geliyor' diyorlar. Sevr'i geriye getiren AB değil mi? 'AB'siz olmaz' diyen de sensin. Peki senin hangi sözün doğru? Kimin adına, nasıl konuşuyorsun? Sevgili kardeşlerim! Çok ciddi oyunlar oynuyorlar. Ondan sonra da milletin huzuruna gelip ağlıyorlar. Ama yalancının mumu yatsıya kadar yanar. Bütün bunların hesabını, 3 Kasım'da, bu büyük millet görecektir. İşte ben bu büyük vazifeyi sizlere duyurmak ve hep beraber bu işi halletmek için kapınıza geldim. Zannetmeyin ki alelade bir politika ile geldim. Batan bir ülkeyi dimdik ayağa dikmek için geldim."

Tarih tekerrür ediyorMezardakiler bile dahil hiçkimseyi açıkta bırakmayan projelerle yola çıktıklarını söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, bir durum tespiti için Mustafa Kemal Atatürk'ün şu sözlerini aktardı: "Bu düşüşün çıkış noktası korku ile, acz ile başlamıştır. Türkiye'nin fikir adamları adeta kendilerine hakaret ediyorlardı. Diyorlardı ki, 'Biz adam değiliz ve olamayız. Kendi kendimize adam olmamıza ihtimal yoktur'. Bizim canımızı, tarihimizi, varlığımızı, bize düşman olan, düşman olduğundan hiç şüphe edilmeyen Avrupalılara kayıtsız şartsız bırakmak istiyorlardı. ' Onlar bizi idare etsin' diyorlardı." Prof. Dr. Haydar Baş, bu sözün 1922'de irad edildiğini, o günkü bu zihniyet ile "AB'siz olmaz" diyen siyasi irade arasında fark olmadığını vurguladı. Prof. Dr. Haydar Baş, "İşte bundan dolayıdır ki bu yüce milletin yeniden bir kurtuluş mücadelesi verme zarureti ortaya çıkmıştır" dedi.

Türkiye'yi bayat ekmeğe muhtaç ettilerTürkiye'yi Kıbrıs'ta işgalci gören ve askerlerini çekmesini isteyen, 'Ege'de söz söyleme hakkımız olmadığını belirterek Ege'yi bir Yunan gölü haline getirmeye çalışan, sözde Ermeni soykırımını tanıyarak Türkiye'ye dayatan kararlarını açıklayarak AB'nin kesinlikle karşısında olduklarını belirten BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, insanımızın bir bardak suya, bir dilim ekmeğe hasret kalışının, bayat ekmekle karının doyurmaya çalışışının, milleti zeval derecesine indiren uygulamaların "AB'ye gireceğiz" diye IMF talimatlarına "evet" demenin bir sonucu olduğunu söyledi. Prof. Dr. Haydar Baş, şöyle devam etti:

"Dünyada Amerikan ülkeler emisyonunu genişletip, milli gelirinin yüzde 30'unu para olarak piyasaya çekerek kalkınmıştır. Bize ise enflasyon artar" yalanıyla "emisyonu genişletme" demişlerdir. Açığı kapatmak için de yüzde 12 faizle borç verdiler. Bu borcun faizi bugün 45 katrilyona ulaştı. Gelecek yıl 55 katrilyon olacak. Bu kadar faiz veren bir ülkenin ayakta kalması mümkün müdür? Bize müstemleke ülkelerde uygulanan kuralları uyguluyorlar. Bunları kaldırmaya ve tam bağımsız bir iktisadi hayata geçmeye var mısınız? 55 katrilyonu ödemek için vergi üstüne vergi salıyorlar. Uyum yasaları adı altında borçları ödemek için tavizler vermeye başladık. 30 bin insanı şehit edeni, nasıl affettiler? "Mecbur kaldım' diyor. Elbette, borçlar üst üste yığıldı 'ya öde, ya affet' dediler. Cepte para olmadığı için af geldi. Bunlar hain değil ama gafil. Şimdi var mısınız, işi ehline teslim etmeye, var mısınız?".

Prof. Dr. Haydar Baş, son olarak, bütün bunların olabilmesi için AB ve IMF'ye karşı tek parti olan BTP'nin tek başına iktidar yapılması gerektiğini belirtti. Prof. Dr. Haydar Baş; "Hangi partiden olursanız olun bu dönem için, bir dönem için sizden vekalet istiyorum. Türkiye'nin bu badireden kurtulma imkanı vardır. Bu imkanı sağlayacak olan BTP'dir" dedi.
Ayhan Bora Kaplan'ın 15 Temmuz pişmanlığı
'En büyük hatam o kareye girmekti'
'Suistimalleri engellemeye yönelik tedbir'
Şimşek'ten KDV açıklaması
Erdoğan'dan 31 Mart yorumu
'İlk kazanan sandık olmuştur'
Tasarruf genelgeleri kağıt üstünde, vergi artışları gerçek
Kamu ne kadar tasarruf yaptı?
Bakan Şimşek'ten açıklama geldi
'Söylentilere inanmayın'
Yeni imajıyla ilk grup toplantısını yaptı
'Teşekkür önce örgütümüze'
75 kişi hayatını kaybetti, 10 bin 810 kişi yaralandı
Bayram trafiğinin acı bilançosu
Ticaret Bakanlığı'ndan çimento açıklaması
9 Nisan'dan önce gümrüklemesi yapıldı
Yerel seçimi kazanan CHP'yi uyardı
Bahçeli'den yeni anayasa çıkışı
Yargıtay'da başkanlık krizi sürüyor
17 turda da sonuç çıkmadı
Ölümden dönen Zehra nine konuştu
'Parçalayacaklardı, zor kurtuldum'
Sadece karın doyurmanın maliyeti
Minimum 16 bin 646 TL
Tarımda maliyetler yükselmeye devam ediyor
Tarım ÜFE yıllık yüzde 61.87 arttı
Metin Cihan'dan İsrail'le ticaret konusunda yeni belge
'Bize yalan söylediler'
Altınok'u memleketinde bile geride bıraktı
Yavaş AKP'nin kalelerini de yıktı!
Ayhan Bora Kaplan'ın 15 Temmuz pişmanlığı
'En büyük hatam o kareye girmekti'
'Suistimalleri engellemeye yönelik tedbir'
Şimşek'ten KDV açıklaması
Erdoğan'dan 31 Mart yorumu
'İlk kazanan sandık olmuştur'
Tasarruf genelgeleri kağıt üstünde, vergi artışları gerçek
Kamu ne kadar tasarruf yaptı?
Bakan Şimşek'ten açıklama geldi
'Söylentilere inanmayın'
Yeni imajıyla ilk grup toplantısını yaptı
'Teşekkür önce örgütümüze'
75 kişi hayatını kaybetti, 10 bin 810 kişi yaralandı
Bayram trafiğinin acı bilançosu
Ticaret Bakanlığı'ndan çimento açıklaması
9 Nisan'dan önce gümrüklemesi yapıldı
Yerel seçimi kazanan CHP'yi uyardı
Bahçeli'den yeni anayasa çıkışı
Yargıtay'da başkanlık krizi sürüyor
17 turda da sonuç çıkmadı
Ölümden dönen Zehra nine konuştu
'Parçalayacaklardı, zor kurtuldum'
Sadece karın doyurmanın maliyeti
Minimum 16 bin 646 TL
Tarımda maliyetler yükselmeye devam ediyor
Tarım ÜFE yıllık yüzde 61.87 arttı
Metin Cihan'dan İsrail'le ticaret konusunda yeni belge
'Bize yalan söylediler'
Altınok'u memleketinde bile geride bıraktı
Yavaş AKP'nin kalelerini de yıktı!

Ayhan Bora Kaplan'ın 15 Temmuz pişmanlığı: En büyük hatam o kareye girmekti

"Ayhan Bora Kaplan" suç örgütü sanıklarının yargılanmasına devam edildi. Duruşmada, örgüt yöneticiliğiyle suçlanan Bora Kaplan savunma yaptı.
16.04.2024 22:11:00
Anadolu Ajansı
Ayhan Bora Kaplan'ın 15 Temmuz pişmanlığı: En büyük hatam o kareye girmekti
Ayhan Bora Kaplan'ın 15 Temmuz pişmanlığı: En büyük hatam o kareye girmekti
"Ayhan Bora Kaplan" suç örgütüne ilişkin 28'i tutuklu 61 sanığın yargılanmasına devam edildi.

Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, müştekiler ve tarafların avukatları katıldı.

Duruşmada, suç örgütü lideri olmakla yargılanan Bora Kaplan savunma yaptı.

Kaplan, 8 aydır suçsuz yere cezaevinde olduğunu, kendisine iftira atıldığını öne sürdü.

Türkiye'den kaçmak üzereyken yakalandığına ilişkin iddiayı reddeden Kaplan, "Ben geri zekalı mıyım? Niye bilet alayım. Ben o gün ofisimden çıkarken kendi aracımla çıktım. Bana ait olan aracımla havaalanına geldik ve orda yavaşladım. Silahlı kişileri gördüm. Araçtan iner inmez beni yere yapıştırdılar." dedi.

Aracında bulunan 50 bin avroyu, yurt dışına çıkacağı için yanına aldığını söyleyen Kaplan, iş adamı olduğu için bu parayı yanında bulundurduğunu savundu.

"Limon satarak işe başladım"

Kaplan, iddianamenin ön yargıyla hazırlandığını, gözaltına alındıktan sonra 8 saat ifade verdiğini, savunmasının baskıyla aldığını iddia etti. Dosya kapsamında birlikte yargılandığı sanıklardan bazılarını ticari ilişkilerinden dolayı tanıdığını, kişisel ilişkilerinin örgüt ilişkisi olarak iddianameye yansıtıldığını iddia eden Kaplan, savunmasına şöyle devam etti:

"Limon satarak işe başladım. Liseyi bitirdim kuruyemişçi açtım. Sonra bir arkadaşım 'Telefonculukta daha çok para var' dedi. Kapattım kuruyemişçiyi, telefoncu açtım. Sonra bir arkadaşım limon pazarında bana bir yer aldı vergi levhası falan da var. Sonra DVD satmaya başladım. 4 tane yerde ayrı ayrı CD dükkanı açtım. Kardeşim de duruyordu başında. Korsan CD'ler çıkınca satışlar düştü. Ben de kadın kıyafeti satmaya başladım. Ardından İstanbul Merter'den aldığım kıyafetleri yine İstanbul'da satmaya başladım."

Kaplan, bir süre sonra Ankara'da gece kulübü açtığını ve mekanında ünlü sanatçıların sahne aldığını anlatarak, "Ardından polislerin anlamsız bir baskısı başladı. Polisler geliyor, ardından Genel Bilgi Toplama (GBT) yapmaya başlıyorlar. 2 saat sürüyor ve insanlar bir şey içemediği için hesap ödemeden gidiyor, iflahımı kuruttular." diye konuştu.

İddianamede adı geçen hiç kimseyle bir örgüt kurmadığını öne süren Kaplan, "Ben kurulu bir mekan almadım, kimsenin mekanına çökmedim." şeklinde konuştu. Kaplan, telefon kayıtlarında geçen "büyük abi" tabirinin kendisine ait bir sıfat olmadığını, gizli tanık ifadelerinin de gerçeği yansıtmadığını savundu.

Kaplan, hiçbir cinayet işlemediğini ve cinayeti azmettirmediğini öne sürerek, 2016'da gerçekleştirilen silahlı saldırıda hayatını kaybeden Mahfuz Tatar'ın, kendisinin talimatıyla suç örgütü üyelerince öldürüldüğü iddiasını da kabul etmedi. Bora Kaplan, Mahfuz Tatar cinayetiyle ilgisinin bulunmadığını, yalan tanıklarla kendisinin suçlandığını iddia etti.

"En büyük hatam o kareye girmekti"

FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi gecesi TRT Genel Müdürlüğü binası önündeki fotoğrafının hatırlatılması ve "TRT'ye gittiğinizde uzun namlulu silahları nereden buldunuz?" sorusu üzerine Kaplan, silahları nasıl elde ettiğini söyleyemeyeceğini belirtti. Bora Kaplan, şöyle devam etti:

"15 Temmuz'da herkesi topladım, sokağa davet ettim. Ardından TRT'ye gittim. Tanıdık, tanımadık fotoğraf çektiriyordu, bana da gel dediler ben de çocuklarıma anı olsun diye o kareye girdim. Keşke girmeseydim. Sonra lanetlendim. Sonra muhalifler ve sözde gazeteciler hakkımda 'Soylu'nun gizli adamı' gibi şeyler söyledi. En büyük hatam o kareye girmekti."

"Soylu ile bağlantım yok"

​​​​​​​Kaplan, dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile herhangi bir bağlantısının olmadığını da ifade etti.

"Ayhan Bora Kaplan" isimli bir suç örgütünün olamayacağını da savunan Kaplan, "Çevremden kimse ailem haricinde bana 'Ayhan' demez, hep 'Bora' derler. Ayhan ismini amcam koymak istemiş, olmamış. Ben sonradan Ayhan ismini kimliğime ekletmek istedim fakat avukatım sabıkam olduğu için böyle bir çelişki yaratmayalım dedi." diye konuştu.

Bakan Yerlikaya: Bayram tatilindeki trafik kazalarında 75 kişi hayatını kaybetti, 10 bin 810 kişi yaralandı

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 6-14 Nisan tarihlerini kapsayan Kurban Bayramı tatili sebebiyle yurt genelinde meydana gelen 6 bin 530 trafik kazasında 75 kişinin hayatını kaybettiğini, 10 bin 810 kişinin ise yaralandığını bildirdi.
16.04.2024 13:42:00
İhlas Haber Ajansı
Bakan Yerlikaya: Bayram tatilindeki trafik kazalarında 75 kişi hayatını kaybetti, 10 bin 810 kişi yaralandı
Bakan Yerlikaya: Bayram tatilindeki trafik kazalarında 75 kişi hayatını kaybetti, 10 bin 810 kişi yaralandı
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Ankara'da yer alan Polis Müzesi'nde 9 günlük Ramazan Bayramı tatiline ilişkin trafik verileriyle ilgili basın açıklaması düzenledi.

Açıklanan verilerin 2016 ve 2019 yıllarındaki bayram tatili verileriyle kıyaslayan Bakan Yerlikaya, şunları aktardı:

'Bugün, yıllara göre 9 günlük bayram tatillerini kıyaslıyoruz. 2019'da 16 bin 651 personelimiz denetimlerde görev aldı. 2024'te ise 26 bin personel görev aldı. Aktif olarak 1 günde çalışan personel sayımız ise 18 bin civarındaydı.'

'2024'te 3 milyon 642 bin 538 araç denetlenmiş'

Denetlenen araç sayısıyla ilgili bilgi veren Bakan Yerlikaya, '2016'da 895 bin, 2019'da bir milyon 431 bin, 2024'te ise 3 milyon 642 bin 538 araç denetlenmiş. Bu denetimler sonucu 2016'da 225 bin, 2019'da 290 bin, 2024'te toplam ise 485 bin 710 işlem yapılmıştır. Bunun 207 bin 407'si hız nedeniyle yapılan işlemler. Diğer nedenlerle de 278 bin işlem yapıldı' ifadelerine yer verdi.

'8 sene içerisinde 7 buçuk milyonluk bir sürücü artışı oldu'

Araç ve sürücü artışına rağmen verilerde olumlu düşüşler yaşandığını kaydeden Bakan Yerlikaya, '2016'da 6 bin 291, 2019'da 5 bin 780, 2024'te 6 bin 530 kaza yaşandı. Bu 8 sene içerisinde 7 buçuk milyonluk bir sürücü artışı oldu. Araç sayısı ise 9.3 milyon arttı. Kazalarda 2016'da 152, 2019'da 86, 2024'te 75 kişi hayatını kaybetti. 2016'da 11 bin 265 kişi yaralanırken, 2024'te ise bu sayı 10 bin 810'a düştü' diye konuştu.

'Selektörle radar uyarısı yapan sürücülere uygulanan cezalar iptal edildi'

Düzce'de 14 sürücünün trafikte birbirlerine selektör yaparak radar uyarısı yapması sebebiyle uygulanan cezaların iptal edildiğini bildiren Bakan Yerlikaya, 'Biz hiçbir vatandaşımıza işlem yapmaktan hoşlanmıyoruz. Vatandaşlarımızın ölüm veya yaralanmalı sonuçlara neden olacak kazalara karışmasını asla istemiyoruz. Denetimlerin de bunun için olduğunu söylüyoruz. Düzce'de trafikte selektör yaparak sürücülere radar uyarısında bulunanlar olmuş. Bu sürücülere de işlem yapılmış. Talimatımızı verdik, o işlemlerinin tamamını iptal ettik' şeklinde konuştu.

Ticaret Bakanlığı'ndan Metin Cihan'ın ortaya çıkardığı sevkiyat hakkında açıklama: 9 Nisan'dan önce gümrüklemesi yapıldı

"Kısıtlama kararının alındığı 9 Nisan'dan önce gümrükte ihracat tescili yapılmış herhangi bir yasak kapsamındaki ürünün yola çıkmasını tezvirat haline getirme çabası, sadece uluslararası dış ticaret, gümrükleme, lojistik mevzuatını ve prosedürlerini bilmemekle ya da kötü niyetle açıklanabilir"
16.04.2024 12:45:00
Haber Merkezi
Ticaret Bakanlığı'ndan Metin Cihan'ın ortaya çıkardığı sevkiyat hakkında açıklama: 9 Nisan'dan önce gümrüklemesi yapıldı
Ticaret Bakanlığı'ndan Metin Cihan'ın ortaya çıkardığı sevkiyat hakkında açıklama: 9 Nisan'dan önce gümrüklemesi yapıldı
Metin Cihan'ın İsrail'e çimento sevkiyatının sürdüğünü gemi trafik belgeleri ile ortaya çıkarması üzerine açıklama yapan Ticaret Bakanlığı, yasak kapsamındaki ürünlerin İsrail'e ihracatının kesinlikle yapılmadığını belirterek, "Kısıtlama kararının alındığı 9 Nisan'dan önce gümrükte ihracat tescili yapılmış herhangi bir yasak kapsamındaki ürünün yola çıkmasını tezvirat haline getirme çabası, sadece uluslararası dış ticaret, gümrükleme, lojistik mevzuatını ve prosedürlerini bilmemekle ya da kötü niyetle açıklanabilir." ifadelerini kullandı.

Metin Cihan: Bize yalan söylediler! İsrail'e çimento ihracatı devam ediyor

Bakanlığın sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda, "yasak kapsamındaki ürünlerin İsrail'e ihracatının devam ettiği" yönündeki iddialara yanıt verildi.

Paylaşımda, "İsrail ile ihracat kısıtlamasına tabi olan 54 ürün grubundaki 1019 ürüne 9 Nisan saat 09.00'dan itibaren gümrüklerimizde ihracat tescil işlemi kesinlikle yapılmamaktadır." değerlendirmesinde bulunuldu.

Söz konusu 1019 ürünün, antrepolar, serbest bölgeler, geçici depolama yerleri ve transit ticaret yoluyla dahi İsrail'e gönderilmelerinin kısıtlama kapsamına dahil edildiği vurgulanan paylaşımda, şunlar kaydedildi:

"Kısıtlama kararının alındığı 9 Nisan'dan önce gümrükte ihracat tescili yapılmış herhangi bir yasak kapsamındaki ürünün yola çıkmasını tezvirat haline getirme çabası, sadece uluslararası dış ticaret, gümrükleme, lojistik mevzuatını ve prosedürlerini bilmemekle ya da kötü niyetle açıklanabilir. Türkiye Cumhuriyeti devleti ve hükümetinin bu konuda aldığı karar, üzerinde kötü niyetli spekülasyonlara fırsat vermeyecek kadar açık ve nettir ve sıkı bir şekilde uygulanmaktadır. Vatandaşlarımızın bu tür yalan ve yanlış haberlere itibar etmemelerini ve müsterih olmalarını rica ederiz. Türkiye Cumhuriyeti olarak ilk günden beri yanlarında olduğumuz Filistinli kardeşlerimizin her zaman, her alanda, her platformda yanlarında olmaya devam edeceğiz."

Yargıtay Başkanı seçimi 17. turda da sonuçsuz kaldı

Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca'nın 4 yıllık görev süresinin dolması nedeniyle yapılan başkanlık seçimlerinin 17. turunda da hiçbir aday salt çoğunluğu sağlayamadı

16.04.2024 12:13:00 / Güncelleme: 16.04.2024 12:34:24
AA
Yargıtay Başkanı seçimi 17. turda da sonuçsuz kaldı
Yargıtay Başkanı seçimi 17. turda da sonuçsuz kaldı

Mehmet Akarca, Yargıtay Başkanlığı görevine 24 Mart 2020'de seçildi, 4 yıllık görev süresi 24 Mart itibarıyla doldu.

Bu kapsamda Yüksek Mahkemenin 4 yıl boyunca görev yapacak yeni başkanını belirlemek için Yargıtay üyeleri 25 Mart Pazartesi sandık başına gitti.

Seçimin ilk 16 turunda hiçbir adayın, 348 Yargıtay üyesinin salt çoğunluğu olan en az 175 oyu alamaması üzerine bugün 17. tur oylaması yapıldı.

Oylama sonucu Mehmet Akarca 105, 3. Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Kerkez 104, 3. Ceza Dairesi Başkanı Muhsin Şentürk ise 108 oy aldı. Seçime katılım 328 olarak kayıtlara geçerken, 1 boş oy kullanıldı, oylardan 10'u da geçersiz sayıldı.

Salt çoğunluğun sağlanamaması nedeniyle seçime 18. tur oylamayla devam ediliyor.

Seçimlerde üye tam sayısının salt çoğunluğunun hazır bulunması gerekiyor. 

logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.