Ankara'da politika kulislerine hakim bazı değerli isimlerle bir araya geldim, hepsinin eleştirisi MHP üzerinde odaklanmıştı, diyorlar ki; 'MHP Genel MÜDÜRÜ pardon MHP Genel Başkanı Bahçeli, 3 Kasım seçimleri öncesinde şok bir kararla ki neden böyle bir karar aldığını hâlâ kimseye açıklamadı, ülkeyi seçime götürüp, AKP'nin iktidara gelmesini sağlayan 'yolun açılmasına' destek vermiş oldu. 3 Kasım öncesinde Bahçeli'ye kim/ne dedi, hangi gerekçe ile ülkenin acilen seçime gitmesi sağlanıp AKP'nin iktidara gelmesine yol verildi, hâlâ bilen yok. Ve bugün... Sayın Bahçeli, şahin politikalar, şahin muhalefet sözü ile seçmenden oy alıp, AKP'nin adayını KÖŞK'e taşıyarak bir kez daha AKP'ye büyük destek verenler listesinde yerini almış oldu. Üstelik Sayın Bahçeli, bu defa gelişmeleri izlemeye dahi gerek duymadan, 22 Temmuz seçimlerinden hemen birkaç gün sonra alel acele AKP'nin KÖŞK adayını destekleyeceklerini açıklayıp- kenara çekiliverdi. Şimdi asıl cevabını bulmamız gereken soru budur işte, Bahçeli, sandıklar ortadan kalkalı daha 3-5 gün olmuşken, neden apar-topar kamuoyuna 'AKP'ye destek vereceklerinin' mesajını gönderdi? GÜL'ün yolunu açar iken neyin-nelerin yolunu da baştan kesmiş oldu/yol haritasında ne var?' Tam bu noktada 'bana aktarılan iddiaları' şu anda yazmak istemiyorum, söz konusu iddiaların doğruluğunu araştırmaya devam ederek, seyrediyoruz efendim.İçerideki sıkıcı siyasi gündeme ara verip, Başkent'te akılları kurcalayan bir başka sorunun cevabını irdeleyelelim, akıllara takılan soru şu: 'İran, PKK'nın yan kolu PJAK'ın ülkesindeki faaliyetleri nedeniyle Kuzey Irak'taki bazı bölgeleri bombalıyor. İddialara göre, İran birlikleri sınırı geçti. ABD'den, İran'a hiçbir tepki yok. Peki Türkiye, İran gibi neden Kuzey Irak'taki PKK kamplarını vuramıyor? Sınır ötesi operasyona ne oldu?' Soruyu, perşembe gecesi Genelkurmay Başkanlığı'nın Zafer Bayramı davetinde sohbet ettiğim Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Sayın İlker Başbuğ'a yönelttim, Sayın Başbuğ gayet duruma hakim biçimde konuya netlik kazandırdı; 'Güler Hanım bu sorunun cevabı benim geçtiğimiz aylarda Diyarbakır'da yaptığım açıklamalarda var, bu hassas bir konu, sık sık üzerine konuşma yapılması yanlış, biz söylenmesi gerekeni Diyarbakır'da söyledik.' dedi. Peki, hemen, BAŞBU? PAŞA'nın altını çizerek 'sınır ötesi operasyona dair bütün cevaplar orada' dediği Diyarbakır konuşmasını inceleyelim, MART 2007 tarihli ilgili haberlere bakıyoruz;'Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ, beraberinde Diyarbakır Valisi Efkan Ala, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Işık Koşaner, 2. Ordu Komutanı Orgeneral Hasan Iğsız, 3. Ordu Komutanı İsmail Koçman ve 7. Kolordu Komutanı Korgeneral Cahit Sarsılmaz ile Diyarbakır Asker Hastanesi'nde terör örgütüne yönelik gerçekleştirilen operasyonlarda yaralanan güvenlik güçlerini ziyaret etti. Orgeneral Başbuğ, terör örgütüne karşı mücadelenin esas itibarıyla 4 ana alanda güvenlik, ekonomi, sosyo-kültürel ve bilgi harekatı alanlarında yürütüldüğünü belirterek, 'Karşımızdaki organize bir terör örgütüdür ve bu örgütün de silahlı bir kadrosu vardır. Güvenlik kuvvetlerinin, bu mücadeledeki temel görevi, kırsalda ve yerleşim yerlerinde faaliyet gösteren terör örgütü mensuplarının, yani teröristleri arayıp bulmak ve etkisiz hale getirmektir. Bu ise silahlı mücadeledir. Bu görev etkili şekilde yerine getirilmezse terör örgütünün ve teröristlerin başarı umutlarının yok edilmesi mümkün değildir.' (Bu bölümü, 'PKK ile silahlı mücadele mutlaka devam edecektir-şarttır' olarak okuyabiliriz.G.K)Ve işte 'sınır ötesi operasyon olacak mı' sorusunun cevabının kodlu olduğu bölüm, Sayın BAŞBU? diyor ki: 'Askeri ihtiyaçlar gerektirdiği zaman Anayasa ve yasalar ile uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde, Türkiye, Irak'ın kuzeyindeki bölücü terör örgütüne karşı uygun göreceği tedbirleri her zaman alabilir. Bu konunun kamuoyunun gündeminde gereğinden fazla yer almamasına özen gösterilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir. Türkiye, milli menfaatlerini koruyacak güçtedir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti kaynağı ne olursa olsun, şantajları ve şantajlara dayanan tehditleri ciddiye almaz. ' Güler Kömürcü