Prof. Dr. İsmail Çelik, Türkiye'deki kanser vakalarının yüzde 10'unun mesleksel kanser olduğuna işaret ederek, buna rağmen Sağlık Bakanlığı'na bildirilen mesleki kanser olmadığını söyledi
YENİ MESAJ - ANTALYA
Antalya'da düzenlenen 4. Prevantif Onkoloji Sempozyumu'nda konuşan Sempozyum Başkanı Prof. Dr. İsmail Çelik, mesleksel kanserler ile ilgili şu çarpıcı açıklamaları yaptı: "Türkiye'de yıllık 150 bin kanser vakası beklediğimizi geçen yıllarda söylemiştik. Biliyoruz ki, tüm dünyada böyle, ülkemizde de bundan farklı değilse eğer bunların yüzde 10'u mesleksel kanserler. Yani 15 bin kadarı mesleksel kanser. Bir meslekte çalışan işçi uzun süre çalışıyor ve o meslek ortamının yarattığı kansere yakalanabiliyor. Ülkemizde veba, HIV gibi durumları bildirmek zorunludur, ancak kayıtlarımızı inceledik, çok sevindirici bir haber var Türkiye'de, ülkemizde bildirilen mesleki kanser yok! Hiçbir işyeri ve işyeri hekimi, orada tanımlanmış meslek grubuna dahil kanser türü bildirmemiş. Yorumu size bırakıyorum, kayıt altına alınmamış yani. Doktorlarımız tanıyamamış, hastaya hangi meslekte çalışıyorsun diye sormamışız. Biz akciğer kanseri deyip geçmişiz. Birçok kanserojen madde ülkemizde hemen her gün gördüğümüz endüstriyel sektörlerde çalışan binlerce insanın maruz kaldığı maddelerdir ve bunlar tartışmasız kanserojendir. Türkiye'de işyeri güvenliği, bireysel korunma, eldiven, maske gibi uygulamaların ne kadar yüksek olduğunu düşünürseniz mesleksel kanserlerin 'SIFIR' olma şansı yoktur."
İşçiler kanserojen madde ile yıkanıyor
Prof. Dr. Çelik, şöyle devam etti: "Biz Hacettepe Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü ile Ankara Meslek Hastalıkları Hastanesi ile ortak bir çalışma yürüttük. Bu çalışmada şuna baktık; hastaneye kadar gittik kanser riski anketlerini doldurduk. Bu işçilerin yüzde 65'i sigara içiyor. Hem işyerinde o ağır maddelere maruz kalıyorlar hem de sigara içiyorlar. Bu yüksek bir oran. Gene çok sevindirici bir haber var, hiç kadın meslek hastası da yok! Kadınlar çalışmıyorlar mı, çalıştıkları halde hasta mı olmuyorlar, yoksa bazı şeyleri gene atlıyor muyuz. Bu konuda biz çalışmayı başlattık, peşini de bırakmaya niyetimiz yok. Anketten şu sonuç da çıktı, kanser tarama yöntemleri ile ilgili de en küçük bir bilgileri yok bu hastaların. Bu, her yerde görebileceğiniz bir sonuç gibi görünse de burada önemli bir fark var, bu insanlar her gün kansorejen madde ile yıkanıyorlar, onun içinde yaşıyorlar, teneffüs ediyorlar."
YENİ MESAJ - ANTALYA
Antalya'da düzenlenen 4. Prevantif Onkoloji Sempozyumu'nda konuşan Sempozyum Başkanı Prof. Dr. İsmail Çelik, mesleksel kanserler ile ilgili şu çarpıcı açıklamaları yaptı: "Türkiye'de yıllık 150 bin kanser vakası beklediğimizi geçen yıllarda söylemiştik. Biliyoruz ki, tüm dünyada böyle, ülkemizde de bundan farklı değilse eğer bunların yüzde 10'u mesleksel kanserler. Yani 15 bin kadarı mesleksel kanser. Bir meslekte çalışan işçi uzun süre çalışıyor ve o meslek ortamının yarattığı kansere yakalanabiliyor. Ülkemizde veba, HIV gibi durumları bildirmek zorunludur, ancak kayıtlarımızı inceledik, çok sevindirici bir haber var Türkiye'de, ülkemizde bildirilen mesleki kanser yok! Hiçbir işyeri ve işyeri hekimi, orada tanımlanmış meslek grubuna dahil kanser türü bildirmemiş. Yorumu size bırakıyorum, kayıt altına alınmamış yani. Doktorlarımız tanıyamamış, hastaya hangi meslekte çalışıyorsun diye sormamışız. Biz akciğer kanseri deyip geçmişiz. Birçok kanserojen madde ülkemizde hemen her gün gördüğümüz endüstriyel sektörlerde çalışan binlerce insanın maruz kaldığı maddelerdir ve bunlar tartışmasız kanserojendir. Türkiye'de işyeri güvenliği, bireysel korunma, eldiven, maske gibi uygulamaların ne kadar yüksek olduğunu düşünürseniz mesleksel kanserlerin 'SIFIR' olma şansı yoktur."
İşçiler kanserojen madde ile yıkanıyor
Prof. Dr. Çelik, şöyle devam etti: "Biz Hacettepe Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü ile Ankara Meslek Hastalıkları Hastanesi ile ortak bir çalışma yürüttük. Bu çalışmada şuna baktık; hastaneye kadar gittik kanser riski anketlerini doldurduk. Bu işçilerin yüzde 65'i sigara içiyor. Hem işyerinde o ağır maddelere maruz kalıyorlar hem de sigara içiyorlar. Bu yüksek bir oran. Gene çok sevindirici bir haber var, hiç kadın meslek hastası da yok! Kadınlar çalışmıyorlar mı, çalıştıkları halde hasta mı olmuyorlar, yoksa bazı şeyleri gene atlıyor muyuz. Bu konuda biz çalışmayı başlattık, peşini de bırakmaya niyetimiz yok. Anketten şu sonuç da çıktı, kanser tarama yöntemleri ile ilgili de en küçük bir bilgileri yok bu hastaların. Bu, her yerde görebileceğiniz bir sonuç gibi görünse de burada önemli bir fark var, bu insanlar her gün kansorejen madde ile yıkanıyorlar, onun içinde yaşıyorlar, teneffüs ediyorlar."