En fazla beyin göçü veren 34 ülke arasında 24. sırada bulunan Türkiye'nin bu yarasını Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Teknoloji Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Mahmut Kaya ile konuştuk.
p Hocam, siz, Türkiye'de çok önemli bir konuya, beyin göçüne parmak basıyorsunuz. Türkiye'den dışarıya giden beyinlerle ilgili araştırmalarınız var. Öncelikle bize beyin göçünün nasıl bir olay olduğunu anlatın da bilelim. Beyin nasıl göç ediyor? Beyin göçü derken neyi kastediyorsunuz?
Prof. Dr. Mahmut Kaya- Beyin göçünü şöyle tanımlamayı tercih ediyorum. İyi eğitim görmüş, kalifiye, nitelikli, yetenekli, uzman, profesyonel kişilerin, kıt kaynaklarla yetiştikleri az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerden en verimli oldukları çağda gelişmiş ülkelere göç etmelerine veya oraya akmalarına beyin göçü adını veriyorum. Beyin göçünü temelde ikiye ayırmak mümkün: İç beyin göçü, dış beyin göçü. Ülke içinde olan beyin göçüne iç beyin göçü diyoruz. Örneğin kamu kuruluşlarında yetişen mühendislerin, doktorların veya bilim adamlarının kamu kuruluşlarından özel sektöre geçmesi de yine bir beyin göçüdür. Bunu bir kayıp olarak görmüyoruz.
Giden geri dönmüyor
Ülkemiz açısından asıl önemlisi dış beyin göçü dediğimiz olaydır. Ülkemizin, kıt kaynakları ile yetiştirdiği değerli, nitelikli insanları, yurt dışına kaçırmasıyla, bunlara yaptığı bütün yatırım, 15-16 yıllık bir yatırım boşa gidiyor. Bu insanlar master veya doktora için yurt dışına gidiyorlar ve daha sonra geri dönmüyorlar.
p Peki neden geri dönmüyorlar?
Kaya- Dönmeme nedenlerini altı guruba ayırmak mümkün. Ekonomik sıkıntılar var. Siyasi, politik sıkıntılar var. Bilimsel alanda, bilime ve araştırma-geliştirmeye gereken önemi vermememizden dolayı bazı sorunlar var. Eğitim sistemimizde bazı çarpıklıklar var. İşsizlik sorunu maalesef büyük boyutlarda. Bir diğer neden de yabancı dilde eğitimin olması, kişilerin çok rahat şekilde yurt dışına kaçmasına sebep oluyor.
Eğitimde plansızlığın sonucu
p Gençler, gittikleri ülkelerin imkanlarını görüp kendileri mi iş arıyorlar? Yoksa çok kaliteli oldukları için onlara bu ülkeler tarafından çengel mi takılıyor?
Kaya- Aslında mesele arz talep meselesine dayanıyor. Bizim ülkemize nazaran bu ülkelerde nitelikli insan yetiştirmek masraflı bir olay. Bizim gibi gelişmekte olan veya az gelişmiş ülkelerde eğitim plansız ve programsızdır. Yani bize ne kadar mühendis, doktor, bilim adamı lazım, bunun planını, programını yaptığımızı söyleyemeyiz. Plansız programsız bir şekilde yetiştirdiğiniz üniversite mezunlarının, bugünkü istatistiklere göre % 70'i mesleki alanlarının dışında çalışıyor. Ancak % 30'luk kısmı meslekleriyle ilgili iş bulabiliyor. Eğitim sistemimizin bu plansız, programsızlığından dolayı fazla arzımız var. Yani üniversite mezunu nitelikli insanı fazla arz ediyoruz. Buna karşın gelişmiş ülkelerin nitelikli insana talebi var.
p Yani böyle bir taleple karşılaşınca da gençlerimiz hemen gidiyorlar. Japonlar da gidip başka ülkelerde eğitim görüyorlar. Ama geri dönüyorlar.
Kaya- Japonya'nın ekonomik, siyasi sistemi ile bizim ekonomik ve siyasi sistemimiz birbirinden çok farklı. Kendi ülkemizin insanlarını dışa göç etmeye iten bazı sebepler var. Ayrıca gelişmiş ülkelerin de bu insanları çeken, cazip bir takım özellikleri var.
p Bu beyin göçü sadece göçü veren ülkedeki şartların ağırlığından mı kaynaklanıyor? Yoksa göçü alan ülkelerin böyle bir stratejisi mi var?
Kaya- Dünyada en güçlü devlet olmak istiyorsanız mutlaka dünyanın en iyi beyinleri ile çalışmak zorundasınız. Ben, en güçlü devlet olmak istiyorsam, dünyadaki tüm en iyi beyinleri kendime çekmek isterim. Amerika'nın yaptığı da bu. Belki, planlı bir şey yok ama belli bir hedefi var, vizyonu var.
Yalnız değiliz
p "Bizim gibi ülkeler de beyin göçü veriyor" diyorsunuz. Bizim gibi ülkeler, hangi ülkeler?
Kaya- Gelişmekte olan ülkelerin veya 3. Dünya ülkelerinin hemen hemen hepsi beyin göçü veriyor. Beyin göçü sadece gelişmekte olan ülkelerde yok. Gelişmiş ülkelerde de var. Örneğin, ben 7 sene Kanada'da eğitim gördüm; mühendisler, doktorlar, gelişmiş bir ülke olan Kanada'dan, ABD'ye göç ediyorlardı. Çünkü, ABD'de daha fazla maaş alabiliyorlardı. Ödeyecekleri vergi Kanada'ya nazaran daha düşüktü. Dolayısıyla yaşam standartları daha yüksek olacaktı. Benzer şey İngilizler için de geçerli. Bir çok İngiliz, İngiltere'den Amerika'ya göç ediyor. Beyin göçünün cazibe merkezi, dünyadaki beyin göçünün % 54'ünü çeken ülke ABD.
p Kaç gencimiz, yetişmiş beyin olarak başka ülkelerde?
Kaya- Benim edindiğim bilgilere göre 50 bin civarında öğrencimiz yurt dışında eğitim görme aşamasında. Bunların bir kısmı bitiriyor. Bir kısmı bitirmek üzere. Bunun da yaklaşık % 59'u geri dönmüyor. Yani her giden 100 kişinin 59'ununun ülkemize dönmediğini söylemek mümkün.
p Yani 30 bin kişi dönmüyor. Bu çok büyük bir rakam mı?
Kaya- Büyük rakam. Bizden çok daha kötü olan ülkeler var. En fazla beyin göçü veren ülkeler olarak 34 tane ülke sıralanmış. Türkiye, 24. sırada. Örneğin Mısır, Çin, Hindistan, Pakistan, Nijerya bizden çok daha kötü durumda.
Beyinleri karşılıksız hibenin faturası
p Bu olay, tehlikeli görmemiz gereken bir olay mı? Yoksa, "Bizim gencimiz çok. Yunanistan'ın nüfusundan daha fazla gencimiz var. Yetiştiririz" mi dememiz lazım.
Kaya- Tabii, bu, karşılıksız hibe oluyor. Zaten Türkiye'de kıymetli beyin diyebileceğimiz kesim çok fazla değil. Bunun da büyük bir kısmını yurt dışına kaçırırsanız veya kaptırırsanız, ülkemizde, sosyo-ekonomik alanda çok ciddi sorunlar yaşamamız mümkün.
p Yani her şey beyine bağlı, öyle mi?
Kaya- Tabii, her şey beyine bağlı. Türkiye'nin gelişebilmesi için en önemli sermayesi bir, yer altı ve yer üstü kaynakları, iki, insan sermayesidir. Biz nitelikli beyinlerimizi, beyin işçilerimizi yurt dışına kaçırırsak mutlaka bunun faturasını öderiz. Kaldı ki halen de ödüyoruz. Şu anda belki ekonomik sıkıntılarımızın en önemli nedenlerinin altında bu beyinleri kaçırmamız geliyor. Bu beyinler ülkemizde olsaydı bilim ve teknoloji şu andakinden çok daha ileri seviyede olacaktı. Bunları kaçırdığımız için maalesef teknoloji satın alan, teknoloji transfer eden ve bunun karşılığında çok büyük bedeller ödeyen, gelişmekte olan bir ülke kategorisinde yer alıyoruz.
Beyinlerimiz başkalarına hizmet ediyor
p Dünya bakıyoruz. Dünya çapında önemli çok Türk isimler var. Bunlar bizim elimizde olsa her halde dünyayı sallarız, değil mi?
Kaya- Mutlaka. Kuzey Amerika'da bulunduğum sırada gördüğüm şey şu: Oraların gelişmesinde temel faktör yabancı bilim adamları. Amerikalı veya Kanadalının, kendi ülkesinde, lisans eğitiminden sonra, pek master, doktora çalışmasına eğilimi yok. Çünkü daha lisans eğitimini bitirmeden yeteri kadar maaşlı, cazip iş teklifleri geliyor. Biraz tahmin olacak ama doktora ve master yapanların % 80'ini yabancı uyruklular, % 20'sini kendi vatandaşları oluşturuyor. Çünkü, onlarda lisans eğitimi yeterli ekonomik getiriyi sağlıyor.
p Bizim yetiştirdiğimiz bu beyinler başka ülkelerin kalkınmasına hizmet ediyorlar.
Kaya- Aslında en önemli noktalardan biri bu. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin arasındaki uçurum, beyin göçü ile sürekli artmakta. Beyin göçünü engelleyemediğimiz sürece gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin arasındaki fark çok daha büyüyecek. Eğilim ise beyin göçünün tüm dünyada artışı yönünde. Çünkü gelişmiş ülkelerin sağladıkları olanaklar gelişmekte olan ülkelerdeki bilim adamlarını cezbediyor.
Beyin göçünü tersine çevirmek şart
p Beyin göçünü tersine çevirmek mümkün mü?
Kaya- Çevirmek zorundayız. Mümkün olmasa da mümkün kılmak için her türlü tedbiri almak zorundayız. Çünkü bunlar, bizim beyin gücümüz. Bunları, geri kazanamadığımız sürece ülkemiz çok büyük tehlikelerle karşı karşıya kalacak. Hem ekonomik, hem siyasi, hem toplumsal açıdan büyük sorunlarla karşılaşacağız. Beyin göçünü ancak kademeli olarak tersine çevirmek mümkün olabilir. Dışardaki şartları ülkemizde birebir sağlayamayabiliriz. Ancak, gidenleri, Türkiye'ye ısındırarak, kısmi olarak çekmek herhalde mümkün olabilir. Burada bilime, araştırmaya, geliştirmeye önem vererek, bütçeleri arttırarak, en önemlisi bu kişilere değer vererek bunu yapabiliriz. Bu kişilerin en büyük sıkıntılarından biri değer verilmemesi, devletlerinin kendileri ile ilgilenmemesi.
p Yani devletin böyle bir derdinin olmaması.
Kaya- Gibi görülüyor. Aslında bu biliniyor. Ama, gereği niye yapılmıyor, bunu bilemiyorum. Örneğin ataşelikler, elçilikler, bunların kayıtlarını tutabilir. Şu anda iletişim çok hızlı. Hepsinin e-mail adresleri toplanır. Belki ülkelerinden kendilerine mesaj gönderilse bunları çok mutlu edecektir. Belki sırf bu sebepten % 10'u geri dönebilecektir. Ama, ben orada bulunduğum süre içinde bunların yapıldığını görmedim.