Hidroelektrik santrallerinin Türkiye'deki durumu 17. Uluslararası Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansı kapsamında tartışıldı. Su Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı ve İTÜ Öğretim Üyesi Zekai Şen, Türkiye'nin enerji çeşitliliği zengin bir ülke olduğunu ancak bu enerji çeşitliliğinin hayata geçirilmesi için gerekli alt yapının sağlanmasına gerek olduğunu söyledi
YENİ MESAJ - İSTANBULİstanbul'da Cuma günü sona eren 17. Uluslararası Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansı - ICCI 2011 kapsamında Hidroelektrik Santralleri Sanayi İşadamları Derneği (HESİAD) tarafından düzenlenen özel panelde hidroelektrik santrallerinin Türkiye'deki durumu tartışıldı. HESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Fahrettin Arman'ın açılış konuşmasıyla başlayan panelin oturum başkanlığını Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi Başkanı Süreyya Yücel Özden yaptı. Panele Su Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Zekai Şen, ETKB Enerji İşleri (Emekli) Genel Müdürü Budak Dilli, ERE Enerji'den N. Nadi Bakır, Cuhruk Hukuk Bürosu'ndan Avukat Nihat Cuhruk, Birecik HES'ten Sami Sevinç ve Bereket Enerji'den Ceyhan Saldanlı konuşmacı olarak katıldı.
Türkiye'nin enerji üretimi açısından olumlu durumdaSu Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı ve İTÜ Öğretim Üyesi Zekai Şen panelde "Dünya ve Türkiye'de Hidroelektrik Temelinde Gelişmeler, Politikalar ve Önermeler" başlıklı bir sunum yaptı. Şen konuşmasında Türkiye'nin enerji çeşitliliği zengin bir ülke olduğunu ancak bu enerji çeşitliliğinin hayata geçirilmesi için gerekli alt yapının sağlanmasına ve kanun mevzuatlarının düzenlenmesine gerek olduğunu söyledi. Türkiye'de enerji çeşitliliğinin yanı sıra iklim çeşitliliğinin de olduğuna dikkat çeken Şen, Türkiye'nin enerji üretimi açısından olumlu bir durumda olduğunu ve doğru kaynakların doğru bir şekilde kullanması gerektiğini vurguladı. ETKB Enerji İşleri (Emekli) Genel Müdürü Budak Dilli ise "Bugüne kadar HES'ler için DSİ'ye verilen ödenekler doğru bir şekilde kullanılmamıştır. 2002'de Dünya Bankası'ndan alınan 200 milyon kredi doğru bir şekilde kullanılarak 700 milyon dolarlık yatırım elde edildi" dedi.Yüksek Mühendis Nadi Bakır ise Türkiye'nin yüksek potansiyeline rağmen DSİ'nin kuruluşundan itibaren yıllık 200 MW (megavat, yaklaşık 1 milyar kilovatsaat elektrik) üretim yaptığını söyledi. Bakır şöyle devam etti: "Üretim için özel sektörün teşvik edilmesi gerekmektedir, eğer özel sektöre fırsat verilirse üretime önemli katkı sağlayacaktır. Son zamanlarda tartışma konusu olan HES'lerin genel özellikleri göz önünde bulundurulduğunda yararları zararlarından oldukça fazladır. Örnek olarak; ekonomik açıdan Türk özel sektörünün gelişmesi ve çevreye verecek zararların minimum seviyede olmasını gösterebiliriz."Birecik HES'ten Sami Sevinç ise HES konusunda söylenenin aksine Türkiye'de yeterince planlı bir program ve stratejiler olduğunu belirtti. 2023 yılına kadar gerekli çalışmalar yapıldığı takdirde elektrik üretiminde önemli artışlar sağlanabileceğine işaret eden Sevinç, "Yağışların çok olması üretimin de iyi olacağı anlamına gelmiyor. Önemli olan elde edilen suyun iyi bir şekilde üretime çevrilmesidir. 2003 ve 2004 yılında özel sektörde önemli gelişmeler oldu burada biriken finansın akışı ve proje portföyünün etkisi oldukça fazlaydı ama bu gelişmelerin kimseyi hayalperestliğe sürüklememesi gerekir" şeklinde konuştu.
HES'lerde problemin kaynağıBereket Enerji'den Ceyhan Saldanlı da Türkiye'de 1960'lı yıllarda nüfusun sadece yüzde 35'i elektrik imkanlarına sahipken günümüzde ise bu oranın yüzde 100'e yaklaştığını anlattı. Elektrik sorununun yerel değil küresel bir sorun olduğuna dikkat çeken Saldanlı, günümüzde dünyada 1.4 milyar kişinin elektrik şebekesinden yoksun durumda olduğunu açıkladı. Saldanlı konuşmasına şöyle devam etti: "Sadece Türkiye'de değil dünyada da tüketim talebi artmaktadır, şu an Çin'in elektrik tüketimi ABD'yi geçti. HES'lerde yaşanan problemler sanıldığı gibi HES'lerin kuruldukları yerlerle, ağırlıklarıyla ve çevreden gelen problemler yüzünden değil; yatırımcıların kendi aralarındaki problemlerden kaynaklanıyor."
YENİ MESAJ - İSTANBULİstanbul'da Cuma günü sona eren 17. Uluslararası Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansı - ICCI 2011 kapsamında Hidroelektrik Santralleri Sanayi İşadamları Derneği (HESİAD) tarafından düzenlenen özel panelde hidroelektrik santrallerinin Türkiye'deki durumu tartışıldı. HESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Fahrettin Arman'ın açılış konuşmasıyla başlayan panelin oturum başkanlığını Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi Başkanı Süreyya Yücel Özden yaptı. Panele Su Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Zekai Şen, ETKB Enerji İşleri (Emekli) Genel Müdürü Budak Dilli, ERE Enerji'den N. Nadi Bakır, Cuhruk Hukuk Bürosu'ndan Avukat Nihat Cuhruk, Birecik HES'ten Sami Sevinç ve Bereket Enerji'den Ceyhan Saldanlı konuşmacı olarak katıldı.
Türkiye'nin enerji üretimi açısından olumlu durumdaSu Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı ve İTÜ Öğretim Üyesi Zekai Şen panelde "Dünya ve Türkiye'de Hidroelektrik Temelinde Gelişmeler, Politikalar ve Önermeler" başlıklı bir sunum yaptı. Şen konuşmasında Türkiye'nin enerji çeşitliliği zengin bir ülke olduğunu ancak bu enerji çeşitliliğinin hayata geçirilmesi için gerekli alt yapının sağlanmasına ve kanun mevzuatlarının düzenlenmesine gerek olduğunu söyledi. Türkiye'de enerji çeşitliliğinin yanı sıra iklim çeşitliliğinin de olduğuna dikkat çeken Şen, Türkiye'nin enerji üretimi açısından olumlu bir durumda olduğunu ve doğru kaynakların doğru bir şekilde kullanması gerektiğini vurguladı. ETKB Enerji İşleri (Emekli) Genel Müdürü Budak Dilli ise "Bugüne kadar HES'ler için DSİ'ye verilen ödenekler doğru bir şekilde kullanılmamıştır. 2002'de Dünya Bankası'ndan alınan 200 milyon kredi doğru bir şekilde kullanılarak 700 milyon dolarlık yatırım elde edildi" dedi.Yüksek Mühendis Nadi Bakır ise Türkiye'nin yüksek potansiyeline rağmen DSİ'nin kuruluşundan itibaren yıllık 200 MW (megavat, yaklaşık 1 milyar kilovatsaat elektrik) üretim yaptığını söyledi. Bakır şöyle devam etti: "Üretim için özel sektörün teşvik edilmesi gerekmektedir, eğer özel sektöre fırsat verilirse üretime önemli katkı sağlayacaktır. Son zamanlarda tartışma konusu olan HES'lerin genel özellikleri göz önünde bulundurulduğunda yararları zararlarından oldukça fazladır. Örnek olarak; ekonomik açıdan Türk özel sektörünün gelişmesi ve çevreye verecek zararların minimum seviyede olmasını gösterebiliriz."Birecik HES'ten Sami Sevinç ise HES konusunda söylenenin aksine Türkiye'de yeterince planlı bir program ve stratejiler olduğunu belirtti. 2023 yılına kadar gerekli çalışmalar yapıldığı takdirde elektrik üretiminde önemli artışlar sağlanabileceğine işaret eden Sevinç, "Yağışların çok olması üretimin de iyi olacağı anlamına gelmiyor. Önemli olan elde edilen suyun iyi bir şekilde üretime çevrilmesidir. 2003 ve 2004 yılında özel sektörde önemli gelişmeler oldu burada biriken finansın akışı ve proje portföyünün etkisi oldukça fazlaydı ama bu gelişmelerin kimseyi hayalperestliğe sürüklememesi gerekir" şeklinde konuştu.
HES'lerde problemin kaynağıBereket Enerji'den Ceyhan Saldanlı da Türkiye'de 1960'lı yıllarda nüfusun sadece yüzde 35'i elektrik imkanlarına sahipken günümüzde ise bu oranın yüzde 100'e yaklaştığını anlattı. Elektrik sorununun yerel değil küresel bir sorun olduğuna dikkat çeken Saldanlı, günümüzde dünyada 1.4 milyar kişinin elektrik şebekesinden yoksun durumda olduğunu açıkladı. Saldanlı konuşmasına şöyle devam etti: "Sadece Türkiye'de değil dünyada da tüketim talebi artmaktadır, şu an Çin'in elektrik tüketimi ABD'yi geçti. HES'lerde yaşanan problemler sanıldığı gibi HES'lerin kuruldukları yerlerle, ağırlıklarıyla ve çevreden gelen problemler yüzünden değil; yatırımcıların kendi aralarındaki problemlerden kaynaklanıyor."