logo
19 NİSAN 2024

Türkiye'nin geleceği turizmde

05.03.2005 00:00:00
Turizmin Türkiye'nin geleceğinde yaşamsal önem taşıyan bir sektör özelliği taşıdığına dikkat çeken TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy, Türkiye ekonomisinin gelişimine, istihdama etkisine ve ihracat rakamları içindeki yerine ait göstergelerin bu gerçeği açıkça teyid ettiğini söyledi.

*Acentalar KOBİ kapsamına alınmalı

Türkiye turizminin dünyada dikkati çeken bir gelişim göstermesine rağmen olağanüstü çeşitlilikteki çok yüksek ülke potansiyelinin büyük bir kısmının değerlendirilmemiş olduğuna işaret eden Başaran Ulusoy, istenen düzeye ulaşmak için seyahat acentalarının mutlaka KOBİ kapsamına alınması gerektiğini belirtti.

*18 Mart'ta Çanakkale'deyiz

Ulusoy'un başkanı olduğu TÜRSAB, turizme sadece ekonomik boyuttan bakmıyor. Sosyal boyutu da ihmal etmiyor. Bu çerçevede tarih ve kimlik şuuruna katkı için 2000 öğrenciyi 18 Mart'ta Çanakkale'ye götürecek olan TÜRSAB'ın Başkanı Ulusoy; "Bu yıl 18 Mart'ta yine Çanakkale'deyiz. Gelenek haline gelen bu faaliyetlerimizi, Kurtuluş Savaşımızın önemli olaylarının cereyan ettiği Samsun, Sivas, Erzurum gibi tarihî mekan ve yerlerde de devam ettireceğiz" dedi. Teşbihte hata olmaz. Medyanın, demokrasilerde yasama, yürütme, yargı erklerinden sonra dördüncü kuvvet olarak telakki edildiği, bazen de birinci sırada algılandığı gibi turizm sektörünün de tarım, sanayi, ticaret gibi ekonomik faaliyetler içerisinde çok önemli bir yer işgal ettiği aşikârdır. Özellikle yeraltı, yerüstü kaynakları, tarihî ve kültürel birikimi, coğrafi yapısı, stratejik konumu, insanının inanç sistemi ve değer yargıları, örf, adet, gelenekleri ile dünyada eşine ender rastlanan, belki de bir eşi daha bulunmayan bir ülke kimliği taşıyan Türkiye için turizmin hayatî önem taşıdığına bile dikkat çekiliyor. Bu görüşü beyan edenlerden biri de 28 Eylül 1972'de yürürlüğe giren 1618 Sayılı Yasa gereği kurulan Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Başkanı Başaran Ulusoy. 1949 yılında Trabzon Of'ta doğan Başaran Ulusoy, 1970'de İstanbul İktisadi Ticari İlimler Akademisi'ni bitirdi. Turizm sektöründen önce inşaatçılık, müteahhitlik, taşımacılık, ulaşım, sigortacılık gibi bir dizi alanda faaliyet gösteren Ulusoy, 1981 yılında TÜRSAB Yönetim Kurulu Üyeliğine seçildi. 1991-1993 döneminde TÜRSAB Yönetim Kurulu Başkanlığı görevine gelen Başaran Ulusoy, 3 dönem aradan sonra 1999'da yeniden başkan oldu. Halen bu görevini sürdürmekte olan Başaran Ulusoy ile turizmi konuştuk. Tsunami felaketi için gittiğiniz Güney Asya'da yaptığınız bir açıklama medyaya yansıdı. "Bizdeki turizm kalitesi dünyanın her yeri ile çok rahat rekabet eder. Dünyanın tüm ülkelerinde tanıtıma girmemiz gerek. Türkiye, turizmin BM'si gibi. İyon, Hitit, Frigya, Roma/Bizans, Selçuklu, Osmanlı uygarlıkları bizden geçmiş" diyorsunuz. Ayrıca Türkiye dört mevsimin yaşandığı ender ülkelerden biri. Denizi, dağı, doğası, kültürel boyutu, insanının misafirperverliği gibi çok şeyi var. Peki buna rağmen biz bu potansiyeli yeterince değerlendirebiliyor muyuz? Değerlendiremiyorsak neden?

Başaran Ulusoy- Gerçekten Türkiye, dünyanın her yeri ile rekabet edebilsek çok yüksek potansiyele sahip, turizm alanında en şanslı ülkelerden biridir. "Bu potansiyeli yeterince değerlendirebiliyor muyuz?" şeklindeki sorunuzla ilgili olarak "bardağın dolu ve boş taraflarını" görmek gerekir. Aksi halde haksızlık ederiz.

Çok yüksek potansiyelin büyük kısmı değerlendirilmemiş durumda

Türkiye turizmi son yirmi yıldır son derece başarılı, dünyada da dikkati çeken bir gelişim göstermiştir. Ancak Türkiye'nin sahip olduğu olağanüstü çeşitlilikteki bu çok yüksek potansiyelinin henüz büyük bir kısmı değerlendirilmemiştir. Biz dünya turizminde en üst noktalara tırmanma doğrultusunda, en ileri hedeflere ulaşmayı amaçlıyoruz. Bugünkünden çok daha ileri amaç ve hedeflere ulaşabilmek için turizm alanında, öncelikli sektör olarak gerek sektörün gelişimi ve gerekse tanıtım için imkanların daha geniş olarak seferber edilmesi gerektiğini düşünüyorum.

n Turizm sektörü Türkiye için "stratejik" bir sektör müdür? Eğer stratejik sektör ise bu stratejiklik dikkate alınarak oluşturulmuş bir turizm stratejimiz var mı?

Ulusoy- Turizm, Türkiye ekonomisinde, gelişiminde, istihdamda bugün çok önemli noktada bulunan ve Türkiye'nin geleceğinde yaşamsal önem taşıyan sektördür. Turizmin ekonomik etkisi, ihracat içindeki yeri, istihdam etkisi v.s. olumlu etkilerine ilişkin göstergeler bunu açıkça teyid etmektedir.

Biliyorsunuz sektörlerle ilgili hedef, strateji ve uygulama araçlarını içeren resmi dökümanlar Beş Yıllık Kalkınma Planları, yıllık programlar, yatırım programları ve tedbirleridir. Yine muhtemelen bildiğiniz gibi 59. Hükümetin Turizm Politika ve Hedefleri Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın 10 Ocak 2004 tarihinde İstanbul'da yaptıkları basın toplantısında açıklanmış ve dağıtılmıştı. Birliğimizce ayrıca, kısa ve orta vadeli amaç ve hedef, strateji ve araçları içeren, zaman ve mekan boyutunu içeren; ne zaman, nerede yapılacağını gösteren bir plan ve programın hayata geçirilmesinde yarar görülmektedir.

Seyahat acentaları KOBİ kapsamına alınmalı

n Birinci soruya temel teşkil eden açıklamanızda da değindiğiniz "tanıtım" ve "rekabet" konusunda devletin yapması gerekenler nelerdir?

Ulusoy- Son yıllarda, eskiye oranla bir hayli arttırılmış olan kaynaklarla bir turizm destinasyonu olarak ülke tanıtımının etkin şekilde yürütüldüğünü düşünüyoruz. Ancak turizmde ürün ve pazarlarımızın çeşitlendirilmesi politikası çerçevesinde, global ölçekte ve Türkiye turizmi açısından potansiyel gösteren öncelikli pazarlarda etkin bir tanıtım faaliyetinin gerçekleştirilebilmesi için, tanıtım ve pazarlamaya ayrılan kaynakların arttırılması gerekir. Bu bağlamda seyahat acentalarımızın pazarlama faaliyetlerinin de desteklenmesi, KOBİ kapsamına alınması, ihracat teşviklerinden tam olarak yararlandırılmaları gerektiği görüşündeyiz.

n Turizm organizasyonlarında Türk seyahat acentalarının geldiği nokta nedir?

Ulusoy- Seyahat acentalarımız, uzun bir gelişim sürecinde, zaman zaman kriz boyutuna varan faktörlerle de mücadele ederek, değerli bir birikim ve tecrübe düzeyine gelmişlerdir. Acentalarımız uluslararası alanda verdikleri hizmetlerle başarılı bir rekabet sürdürmekte olup her türlü tur operasyonu ve seyahat acentacılığı hizmetini, kaliteli olarak sağlayabilmektedirler.

n Türkiye, turisti ağırlamada eleman ve tesis açısından yeterli kapasiteye ulaştı mı?

Ulusoy- Ülkemiz bugün, uluslararası alanda kolaylıkla rekabet eden bir turizm endüstrisine sahiptir; hatta bu konuda bir kısım rakiplerimize göre avantajlı durumdadır. Mevcut tesisler halen her türlü talebi karşılayacak kapasiteye sahiptir; ancak tabiatıyla bu kapasitenin ilerideki talep artışını karşılayacak şekilde geliştirilmesi gerekmektedir. Personel niteliği ve eğitimine daha da fazla önem vermemiz gerekiyor. Bu bağlamda, bildiğiniz gibi Birliğimizce de turizm eğitimine büyük önem verilmekte olup ilk olarak "Özel TÜRSAB İstanbul Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi"ni açtık, eğitim faaliyeti devam etmektedir.

Çözüm bekleyen sorunlar

n Bir gazeteci gözüyle baktığımızda görebildiğimiz kadarıyla tesis var, eleman var, organizasyon var, Türkiye'nin görülmeye değer potansiyeli biliniyor. Buna rağmen turizm pastasından aldığımız pay yeterli mi?

Ulusoy- Bu sorunuzun cevabını birinci sorunuzda verdiğim cevap içeriyor.

n Turizm sektörünün çözülmesi gereken en önemli sorunu nedir? "Üzerimizden acilen kaldırılması gerekir" dediğiniz bir yük var mı?

Ulusoy- Turizm sektörü, yaşamın her alanı ile ilgilidir. Bu nedenle genel olarak sektörün sorunları yaşamın bütün alanları ile ilgilidir. Turizm değerlerimizin korunması, çevre sorunları, alt yapı iyileştirilmesi ve geliştirilmesi, trafik, turizm alanlarında düzensiz yapılaşmanın, çarpık kentleşmenin önlenmesi ilk bakışta sayabileceğimiz önemli konular arasındadır. Sık sık krizlerle karşılaşan sektörümüzün, acentalarımızın güçlendirilmeleri, ülke tanıtımı ile ilgili imkanların arttırılması önem taşıyan diğer noktalardır. Bunları kuşkusuz çoğaltmak mümkündür. Ancak bu konuların bir çoğuna çözüm getirilmesi de bir süreç meselesidir.

Irak savaşı krizin eşiğine getirdi

n Türkiye'nin yakın çevresinde cereyan eden Irak'taki işgal türü olaylar turizmi nasıl etkiliyor? Bu tür olaylarda Türkiye nasıl bir tavır takınmalı ki sektör menfi yönde etkilenmesin?

Ulusoy- Turizm olumsuz faktörlere karşı en hassas sektördür. Savaş, terör, doğal afetler, tehlikeli ve salgın hastalık riskleri turizmi bir anda etkileyen faktörlerdir. Irak savaşı da ülkemizi bir krizin eşiğine getirmiş, ancak bu kriz çabalarımızla atlatılarak ülkemiz turizmi hızla toparlanmış ve hatta yıl sonunda, savaştan önceki beklentilerimizin altında kalmakla beraber % 5 oranında bir artış kaydedilmiştir.

Bu tür olaylardan turizmin etkilenmemesi mümkün değildir. Bu gibi durumlarda etkilerin asgari düzeye indirilmesi için "kriz yönetimi" teknikleri uygulanır. Biz de geçmiş durumlarda bu yönde çaba gösterdik, mücadele ettik. Sonuçlar da oldukça yararlı olmuştur.

18 Mart'ta yine Çanakkale'deyiz

n 17-19 Mart 2005 tarihlerinde TÜRSAB olarak Çanakkale'ye 2000 öğrenci ve 48 öğretmen götüreceksiniz. Maliyeti siz karşılayacaksınız. Tsunami felaketine de duyarsız kalmayıp hem maddi yardımda bulundunuz hem de bizzat o bölgeye gittiniz. TÜRSAB olarak daha başka bu tür, toplumda "sosyal faaliyet" olarak algılanan faaliyetleriniz var mı?

Ulusoy- Bu yıl 18 Mart'ta yine Çanakkale'deyiz. Gelenek haline gelen bu faaliyetlerimizi, Kurtuluş Savaşımızın önemli olaylarının cereyan ettiği Samsun, Sivas, Erzurum gibi tarihî mekan ve yerlerde de devam ettireceğiz. Büyük acılara neden olan Tsunami felaketine elbette duyarsız kalamazdık. Bu gibi durumlarda yardıma koşmak bir insanlık borcudur ve insanlık erdeminin gereğidir. Bunların dışında bir meslek birliği olarak, acentalık faaliyetlerinin geliştirilmesi ve doğrultusunda, ülke turizminin geliştirilmesi yönündeki her faaliyetin gerisinde ekonomik, sosyal veya işsizliğe çare bulmak gibi sosyo-ekonomik amaçlar vardır. Ayrıca TÜRSAB olarak tabiî bireysel düzeyde ihtiyaç sahiplerine, öğrenime yardım gibi, burada ayrıntılarını vermekte isabet görmediğim sosyal yardım faaliyetlerimiz vardır.
Geçen yılki yatırım tutarı 3.7 milyar dolar
5 yılda 11.2 milyar dolarlık yatırım yaptı
Randevusunu iptal etmeyen yandı
Koca'dan MHRS açıklaması
Seçim sonrası ilk karşılaşma
Özel ve Kılıçdaroğlu aynı karede
Polis aracında ağlayarak pişman olduğunu söyledi
Jandarma üniforması ile GBT yapıyordu
İsviçre'de çıkan haber tartışma yaratmıştı
Beypazarı'ndan 'mevzuat' açıklaması
Yeni seçilen CHP’li başkanların ‘genelge’ sıkıntısı
Liyakat mi sadakat mi?
İsrail, Suriye'nin hava savunma sistemlerini hedef aldı
Saldırıda maddi hasar meydana geldi
Polat çiftine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye
Diğer suçlardan 'tutukluluk' devam ediyor
CHP'den iktidarın arazi satışlarına tepki
'AKP enkaz bırakarak çöküyor'
Yüksek et fiyatı sorunu ithalatla çözülemez
Et ürünlerinde KDV kaldırılsın
Merkez Bankası anketi açıklandı
Dolar, enflasyon, faiz tahminleri belli oldu
Gelecek burada
10 yılda 20 kat büyüyecek
Çocuk nüfusumuz açıklandı
Nüfusumuzun yüzde 26'sı çocuk
İran'dan saldırıya ilişkin açıklama geldi
'3 mini İHA saldırısı püskürtüldü'
Şehit edilen babasının koltuğuna oturdu
29 yıl önce babası o koltuktaydı
Geçen yılki yatırım tutarı 3.7 milyar dolar
5 yılda 11.2 milyar dolarlık yatırım yaptı
Randevusunu iptal etmeyen yandı
Koca'dan MHRS açıklaması
Seçim sonrası ilk karşılaşma
Özel ve Kılıçdaroğlu aynı karede
Polis aracında ağlayarak pişman olduğunu söyledi
Jandarma üniforması ile GBT yapıyordu
İsviçre'de çıkan haber tartışma yaratmıştı
Beypazarı'ndan 'mevzuat' açıklaması
Yeni seçilen CHP’li başkanların ‘genelge’ sıkıntısı
Liyakat mi sadakat mi?
İsrail, Suriye'nin hava savunma sistemlerini hedef aldı
Saldırıda maddi hasar meydana geldi
Polat çiftine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye
Diğer suçlardan 'tutukluluk' devam ediyor
CHP'den iktidarın arazi satışlarına tepki
'AKP enkaz bırakarak çöküyor'
Yüksek et fiyatı sorunu ithalatla çözülemez
Et ürünlerinde KDV kaldırılsın
Merkez Bankası anketi açıklandı
Dolar, enflasyon, faiz tahminleri belli oldu
Gelecek burada
10 yılda 20 kat büyüyecek
Çocuk nüfusumuz açıklandı
Nüfusumuzun yüzde 26'sı çocuk
İran'dan saldırıya ilişkin açıklama geldi
'3 mini İHA saldırısı püskürtüldü'
Şehit edilen babasının koltuğuna oturdu
29 yıl önce babası o koltuktaydı

Tokat depreminde 5 bina yıkıldı, 15 bina ağır hasar aldı

Tokat'ta incelemelerde bulunan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Refik Tuzcuoğlu, "Şu ana kadar alınan 500 ihbardan 50 yapı incelendi, 5 yıkık, 15 de ağır hasarlı yapı tespit edildi" dedi.
19.04.2024 16:34:00
İhlas Haber Ajansı
Tokat depreminde 5 bina yıkıldı, 15 bina ağır hasar aldı
Tokat depreminde 5 bina yıkıldı, 15 bina ağır hasar aldı
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Refik Tuzcuoğlu, Tokat'ta 5.6 büyüklüğündeki depremin merkez üssü olan Sulusaray ilçesinde incelemelerde bulundu.

Tokat Valisi Numan Hatipoğlu, Bakan Yardımcısı Tuzcuoğlu'na deprem hasarı hakkında bilgi verdi. İlçe hükümet konağı önünde gazetecilere açıklama yapan Tuzcuoğlu, "Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımız olarak da Sayın Bakanımız Mehmet Özhaseki beyin hemen talimatlarıyla biz de kendi bakanlığımızın çalışmaları açısından her türlü önlemi, tedbiri ve gayreti ortaya koyduk. Arkadaşlarımızı çok hızlı bir şekilde bölgeye sevk ettik. Gerek çevre illerden buraya transfer ettiğimiz teknik arkadaşlarla, gerekse bakanlık merkezinden buraya yönlendirdiğimiz teknik ekiplerimize, hasar tespit ekiplerimizle birlikte gerek Yozgat ve Tokat'ta çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Şu anda 20 ekip 50 teknik personelle birlikte bu çalışmalarımız yürüyor, ihtiyaç halinde yine Sayın Valimizin, yine AFAD'ımızın koordinasyonunda teknik ekip sayılarımızı arttırabiliriz. Birkaç gün içerisinde de inşallah bu bölgedeki tüm hasar tespitlerini de tamamlamayı düşünüyoruz" dedi.

"Ağır hasar 99 öncesi yapılan binalarda"

Tuzcuoğlu yaptıkları incelemede depremde ağır hasar alan binaların 1999 yılı öncesi yapılan binalar olduğuna dikkat çekerek, "Gerek Tokat'ta gerek Yozgat'ta baktığımız zaman ağırlıklı olarak hasar gören yapıların yine 1999 öncesi binalar olduğunu tespit ediyoruz. Bunların çoğunluklu olarak 40-50 yıl öncesine ait kerpiç yapılar, yığma yapılar, mühendislik ve fen hizmetlerinden yoksun olan yapılmış olan binalar olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla ülkemiz bir deprem bölgesidir. Gerek kuzeyden geçen fay hatları, gerek Doğu Anadolu ve güneyden geçen fay hatları, gerekse Ege ile Ege'deki fay hatlarını göz önüne aldığınız zaman ülkemizin tamamı çok önemli bir deprem bölgesi oluyor. Himalayalar'dan Alp'lere kadar uzanan bu hat içerisinde bizim ülkemiz depremsellik açısından, risk açısından beşinci ülke konumunda. Öyle olunca muhakkak suretle biz yapılarımızı sağlam, sıkı ve mühendislik hizmetleri çerçevesinde inşa etmek zorundayız. Depremden çok fazla bir şey olmayabilir. Ama yapılarımız eğer ona dayanaklı değilse o zaman maalesef istenmeyen tablolarla karşı karşıya kalıyoruz" diye konuştu.

"500 ihbar geldi, 5 bina yıkıldı, 15 bina ağır hasar aldı"

Tuzcuoğlu, depremin ardından 500'e yakın ihbar alındığını ifade ederek şunları söyledi:

"Değerli arkadaşlar Tokat ilimizde bakanlığımızın yapmış olduğu çalışmalarda 500 ihbar aldık şu ana kadar. Bu ihbarların sayısı artabilir. Özellikle şu anda hemşehrilerimizin bir kısmı evlerine giremiyorlar. Bunlar giriş yapmaya başladıkları zaman muhtemeldir ki orada birtakım ihbarlar da alınacak. Bu ihbarların sayısı artabilecek ve biz de yapılan her türlü ihbara teknik ekiplerimizle beraber hemen gidip yerinde inceleme, araştırma ve neticelerimizi ortaya koyacağız. Şu ana kadar incelenen 50 yapıdan 5 tanesi yıkık görünüyor. Yine 15 tane ağır hasarlı yapı görünüyor. Az önce de bahsetmiş olduğum gibi bunların büyük çoğunluğu yine kerpiç işte yığma yapılar. Mühendislik hizmetinden yoksula yapılmış olan yapılar. Diğerlerini de yine en kısa sürede tamamlamış olacağız. Kamu binalarımızla alakalı bir hasar görünmüyor. Bu sevindirici bir şey. Aslında depremle alakalı bizi en çok teselli bulduran konu bir can kaybı olmaması."

Beypazarı Maden Suyu firmasından 'İsviçre' açıklaması

Beypazarı Maden Suyu firması, ürün değerlerinin Avrupa Birliği mineralli su kriterlerine ve Türkiye Doğal Mineralli Sular Hakkında Yönetmelik limitlerine uygun olduğunu belirterek, durumun Avrupa Birliği üyesi olmayan İsviçre'de mevzuatın farklılığından kaynaklandığını açıkladı.
19.04.2024 14:17:00 / Güncelleme: 19.04.2024 14:39:00
İhlas Haber Ajansı
Beypazarı Maden Suyu firmasından 'İsviçre' açıklaması
Beypazarı Maden Suyu firmasından 'İsviçre' açıklaması
İsviçre Federal Gıda Güvenliği ve Veterinerlik Bürosu, Beypazarı Maden Suyu firmasının bazı ürünlerinden alınan numune sonrası "ürünlerde bor miktarının yüksek olduğu" gerekçesiyle teslim edilen ürünler hakkında satış durdurma kararının alınmasını istemişti.

Geçtiğimiz günlerde firma tarafından yapılan açıklamada ise sosyal medyada ürün hakkında atılan iddialar yalanlanmıştı.

Firma, tartışmalara konu olan iddialar hakkında talep edilen İsviçre kaynaklı analiz sonucunun taraflarına ulaştığını açıkladı.



Firma tarafından analiz kaynaklarına ilişkin yapılan yazılı açıklamada, "Maden suyumuzun değerleri Avrupa Birliği mineralli su kriterlerine ve Türkiye Doğal Mineralli Sular Hakkında Yönetmelik limitlerine uygundur. Avrupa Birliği üyesi olmayan İsviçre'de yaşanan bu durum Avrupa Birliği ve İsviçre mevzuatının farklılığından kaynaklanmaktadır. Doğal maden suyumuz, Sağlık Bakanlığı ve Ankara İl Sağlık Müdürlüğü denetiminde olup üretim sıklığı ile orantılı olarak düzenli bir şekilde denetlenip, analiz edilmektedir. Yer altında doğal olarak oluşan maden suyumuz tam 68 yıldır aynı kaynaktan, el değmeden şişelenmekte ve bütün ülkelere aynı içerikte ürün gönderilmektedir" ifadelerine yer verildi.

Dilan ve eşi Engin Polat'ın soruşturması şüphelilerine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye

İstanbul merkezli 6 ilde düzenlenen ve Dilan Polat ile eşi Engin Polat'ın da tutuklandığı soruşturma kapsamında, 16 şüphelinin "vergi usul kanuna muhalefet" suçundan tahliyesine karar verildi

19.04.2024 12:08:00 / Güncelleme: 19.04.2024 12:14:38
AA
Dilan ve eşi Engin Polat'ın soruşturması şüphelilerine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye
Dilan ve eşi Engin Polat'ın soruşturması şüphelilerine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye

Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca, Engin Polat ve Dilan Polat'ın aralarında olduğu 16 şüpheli hakkında "Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi, Vergi Usul Kanunu ile Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında Bahis ve Şans Oyunları Düzenlenmesi kanunlarına muhalefet" ile "suç örgütü kurma ve üye olma" suçlarından yürütülen soruşturma sürüyor.

Soruşturma kapsamında, aylık tutukluluk incelemesi yapan sulh ceza hakimliği, 16 şüphelinin "vergi usul kanununa muhalefet" suçundan tahliyesine karar verdi.

Hakimlik, şüphelilerin "suç örgütü kurma ve üye olma", "suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama" ve "Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında Bahis ve Şans Oyunları Düzenlenmesi Hakkındaki Kanun'a muhalefet" suçlarından ise tutukluluk hallerinin devamına hükmetti.

Ne olmuştu?

İstanbul merkezli 6 ilde 1 Kasım'da ve devamında düzenlenen operasyonlarda, Dilan Polat ve eşi Engin Polat'ın da aralarında bulunduğu 24 şüpheli gözaltına alınmıştı.

Soruşturma kapsamında daha önce şirketlerinde yapılan aramalarda dijital materyal ve defterlere el konulan Polat çiftinin de yer aldığı şüphelilerle ilgili MASAK ön inceleme raporu hazırlanmış, raporda tasfiye halindeki 3 firmadan aile bireylerine ait şirketlere sözde ticaret karşılığında sahte fatura kesilmesi yöntemiyle 200 milyon lira para girişi olduğu belirlenmişti.

Paranın yine aile bireylerine ait şirketler arasında transfer edildiği, son aşamada ise Engin Polat'ın sahibi olduğu Milda Gayrimenkul isimli firmada toplanarak gayrimenkul ve çok sayıda araç alındığının tespitinin ardından İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, şüphelilerin kimliklerini belirlemiş, İstanbul merkezli Ankara, Yalova, Ordu, Kırklareli ve Manisa'da 43 adrese eş zamanlı operasyon düzenlemişti.

Soruşturma kapsamında çalışmalarını sürdüren ekipler, Dilan ve Engin Polat'a ait bir medikal şirketin Ankara'da başka bir firmaya isim hakkını verdiğini, bu firmanın hesabındaki 1 milyon 800 bin liranın da ortakların kişisel hesaplarına aktarılmaya çalışıldığını tespit etmişti.

Dilan Polat, Engin Polat ve Sıla Doğu'nun da aralarında bulunduğu şüphelilerden 16'sı tutuklanmıştı.

Hakimlik, 27 şirkete kayyum atanmasına hükmetmişti.

Soruşturma kapsamında, Dilan Polat'ın 2019'da "şampiyonlar ligi" adıyla sosyal medya hesabından paylaştığı fotoğrafta yer alan bazı kişiler kimlikleri tespit edilip soruşturmaya dahil edilmiş, savcılık, sosyal medya fenomeni olan bu kişiler hakkında yurt dışına çıkış yasağı getirilmesini talep etmişti.

Anadolu 2. Sulh Ceza Hakimliği, sosyal medya fenomenleri Eylül Öztürk Özkan, Feyzanur Başar, İleyda Topal, İlke Ela Göz, Kadir Yiğit, Mervenur Korkut, Muhammet Oğuz Başar, Murat Yiğit, Nurgül Yiğit, Tolunay Topal, Tuğba Demirhan, Yavuz Selim Korkut, Habip Özsefil, Huri Özsefil ve Özge Duman'a yurt dışına çıkış yasağı getirmişti. 

5.6 büyüklüğündeki Tokat depreminde 338 konut hasar gördü

Tokat'ın Sulusaray ilçesinde geçtiğimiz gün etkili olan depremlerde 338 konut hasar gördü.
19.04.2024 10:50:00
İhlas Haber Ajansı
5.6 büyüklüğündeki Tokat depreminde 338 konut hasar gördü
5.6 büyüklüğündeki Tokat depreminde 338 konut hasar gördü
Tokat'ın Sulusaray ilçesinde en şiddetlisi 5.6 büyüklükteki depremler Tokat'ta 3, Yozgat'ta da 3 ilçede hasara neden oldu.

Hasar tespit çalışmaları sürerken şuana kadar yapılan tespitlere göre 338 konut, 99 ahır ve 12 cami ve 1 fırında hasar oluştu.

Panikle kaçmaya çalışan 5 kişi yaralandı.

Yozgat ve Tokat'ta hasar tespit çalışmalarının akşam saatlerinde tamamlanması bekleniyor.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.