Ülkemizin içinde bulunduğu kuşatmadan çıkış yollarını göstermek için Anadolu'yu karış karış dolaşmakta olan Kuvay-ı Milliye ekibi bu kez Şanlıurfa ve Kahramanmaraş'taydı. İleri gelen eşraf, esnaf, sanayici ve işadamları, kuvay-ı milliye ekibini ecdadlarına yakışır tarzda bağırlarına bastılar.
Gazetemiz Yeni Mesaj yazarları ve ilim, fikir, sanayici, işadamı ve akademisyenlerden oluşan kuvay-ı milliye ekibi, ülkemizin içinde bulunduğu vahim şartlardan insanımızı haberdar etmek, çıkış projelerini konuşmak için yurt gezilerine devam ediyor.
Kuvay-ı milliye ruhu ile donanmış ekibin bu hafta sonu çıkarma yaptıkları iller Şanlıurfa ve Kahramanmaraş oldu.
İstiklal Harbinde ortaya koydukları örnek mücadele ile biri "Şanlı" diğeri "Kahraman" ünvanlarını almaya hak kazanan Urfa ve Maraş'ın ileri gelen eşraf, esnaf, sanayici ve işadamları, kuvay-ı milliye ekibini, ecdadlarına yakışır tarzda bağırlarına bastılar. Ülkenin vahim gidişatını can kulağı ile dinlediler. Buna "dur" diyecek "siyasi parti"nin son aşamaya geldiğinden de haberdar oldular. Peygamberler diyarının insanları ve Sütçü İmam'ın torunları olarak kendilerine yakışanı yapacaklarını, desteklerini esirgemeyeceklerini belirttiler. Daha çok insanın, bu müjdeyi duyması için geniş katılımlı toplantılara ev sahipliği yaptılar.
SUN'İ KRİZLERLE TÜRKİYE'NİN GELECE?İNE KASTEDİLİYOR
Şanlıurfa ve Kahramanmaraş'ta yapılan toplantılarda, katılımcılara detaylı bilgiler sunan kuvay-ı milliye ekibinden Yeni Mesaj gazetesi yazarları Baki Bektaş, Ali Değirmenci, Mehmet Emin Koç, Bilal Karamus, Dr. Ahmet Hamdi Kepekçi, Dr. Nuri Kaplan, Ahmet Erimhan, Müslim Karabacak, hattat-şair Recep Şahin, Enerji Stratejileri Uzmanı Fuat Şengül, Bilişim Uzmanı Cemal Baba, Mühendis Selim Kotil, İşadamı Nihat Hekimoğlu, yönetici Hüseyin Engin Çamurdan, Prof. Dr. Ata Selçuk ve Doç. Dr. Ömer Eyercioğlu; Türkiye üzerinde oynanmakta olan senaryolara dikkat çektiler. Dünyanın 20 büyük ekonomik gücü arasında yer alan, dünyanın 3. Büyük ordusuna sahip olan ve müthiş yeraltı ve yer üstü zenginlikleri bulunan Türkiye'nin ekonomik sahada, sun'i krizlerle Düyun-u Umumiye şartlarına sürüklendiğini belirttiler. Bunun, ulusal bağımsızlığımızı yok etmek, Kıbrıs ve Ege konusunda direncimizi kırmak, Karadeniz'de bir Pontus, İstanbul'da Vatikan modeli bir Ortodoks Fener Devleti oluşturmak, kısacası Türkiye'yi haritadan silmek için değişmeyen aktörler tarafından sahneye konulduğunu ifade ettiler.
Amerika'dan icazet alıp Vatikan mayası ile bizim gölümüze maya çalmaya çalışanların varlığından bahsettiler. Yetişmiş genç beyinlerimizin, bize hiç dost olmamış Batı ülkelerinde uşaklık yapmalarını temin için tezgahlanan oyunları anlattılar. Gençlerimize bilinçli bir şekilde aşağılık kompleksi ve yabancı hayranlığı aşılandığına işaret ettiler. Gözü hep topraklarımız üzerinde olanların, 17 Ağustos ve 12 Kasım depremlerinde 2 köpek gönderdi diye bir çırpıda nasıl dost ilan edilerek uyutulduğumuzu, uyuşturulduğumuzu söylediler. Arz-ı mev'ud hayalini gerçeğe dönüştürmek isteyenlerin GAP bölgesindeki toprak satın alma operasyonları hakkında bilgi verdiler. Küreselleşmenin Türkiye'yi sömürgeleştirmek için bir tuzak olduğunu söylediler. Enflasyonu düşürmek için yapılanların, aslında, anlamadığı diller kullanılarak vatandaşı kandırmaktan başka bir şey olmadığı bilgisini verdiler.
ÜMİTLERİ YEŞERTEN SİYASİ PARTİ MÜJDESİ
Şanlıurfa ve Kahramanmaraşlılara, Türkiye'nin tam bir kuşatma altında olduğunu, İstiklal Harbi dönemi şartlarını yaşadığı haberini veren kuvay-ı milliye ekibi, bu kuşatmayı yarmak bir yana, Türkiye'nin, ABD ve Avrupa'yı sollayarak lider ülke olması için gerekli potansiyeli bünyesinde barındırdığını söylediler. Asıl meselenin Türkiye'yi nasıl kurtaracağız değil, kiminle kurtaracağız meselesinde düğümlendiğini belirttiler.
Konuşmaları ilgiyle izleyen işadamları ve eşraf, "Türkiye'yi bu badireden çıkaracak, siyasi, kültürel, sosyal, ekonomik vs. bütün sorunlarını çözecek bir Baş lazım" dediler. Konuşmacılar, birebir ve internet ortamında gerçekleştirilen anketler başta olmak üzere daha önce gittikleri illerde hasbihal ettikleri vatandaşların bu başın ismini çoktan koyduklarına, Trabzon, İstanbul ve Ankara mitinglerinde milyonlara hitap ederek "bu memleketin problemlerini 24 saatte çözerim" diye haykıran Prof. Dr. Haydar Baş ismini verdiklerine tanık olduklarını söyleyince, vatandaşlar "Bizim de tek umudumuz O'dur" dediler. İşadamları, Prof. Dr. Baş'ın, ülkenin içinde bulunduğu vahim şartları dikkate alarak insanımızı imar ve ihya, eğitim, sınai, ticari, kültürel, sosyal alanlardaki faaliyetlerini siyasi alana da taşımak için kurulmakta olan partinin başına geçmesini arzuladıklarını belirttiler. Şanlıurfa ve Kahramanmaraşlılar, milletten gelen yoğun talep üzerine siyasi parti çalışmalarının son aşamaya geldiğini, Türkiye'nin tamamında teşkilatlanmanın tamamlandığını öğrenince ülke adına umutlandıklarını ifade ettiler.
PROF. DR. HAYDAR BAŞ
ÖNDERLİ?İNDE KURULACAK PARTİYE DESTEK SÖZÜ
Bu müjdeyi alan Şanlıurfa ve Kahramanmaraşlıların gözleri doldu. "Bu ülke gidiyor. Ülke batıyor. Onurumuz gidiyor. Varlığımız gidiyor. İnsanımız gidiyor. Topraklarımız satılıyor. Harran ovası, aynen Filistin örneğinde olduğu gibi satılıyor. Arazilere asıl değerinden 15 kat fazla para vererek alıyorlar. Tarih tekerrür ediyor. Kimsenin de kılı kıpırdamıyor. Ne olur hocamız başımıza geçsin. Bu gidişata dese dese ancak o ve sizler 'dur' diyebilir" sesleri yükseldi.
76 yaşındaki Ökkeş Taşkıran, "Maraş destanını yazanların evladı olarak bütün ümitlerimi kaybetmiştim. Bu toplantıda konuşulanları dinledikten, ve parti çalışmalarının son aşamaya geldiğini öğrendikten sonra moralim düzeldi. Kaybolan umudum yerine geldi. Şimdi bu ümitten tanıdığım herkesi haberdar edeceğim. Partinin başına da Haydar Baş hocamı getirin ki ülkenin başına geçsin" dedi. Ahmet Polat'ın ağzından ise, Kahramanmaraş kalesindeki, "Maraş bize mezar olmadan düşmana gülzar olamaz" yazısını göstererek, "Prof. Dr. Baş Hocamız siyasette önümüze düşsün, kurulan partinin başına geçsin, bu destanı yeniden yazmaya hazırız" cümleleri döküldü. "Hükümet bizi sağılacak inek gibi görüyor. Habire süt istiyor. Ama otlayacak mera göstermiyor" diyen Esnaf Necati Bulut da, bütün problemlerin hallinin yanısıra halkın sağılacak inek gibi görülmesine son verecek isim olarak da Prof. Dr. Haydar Baş'ı ve kadrosunu gördüğünü belirtti. Bir başka Maraş'lı, gördükleri ve duydukları bu Kuvay-ı Milliye ruhlu yeni siyasi oluşum karşısında bir milletin yeniden dirilmekte olduğu, bu toplantıların tarihe not düşülecek toplantılar özelliği taşıdığı kanaatine vardıklarını ifade etti.
-İSTANBUL/YENİMESAJ
Gazetemiz Yeni Mesaj yazarları ve ilim, fikir, sanayici, işadamı ve akademisyenlerden oluşan kuvay-ı milliye ekibi, ülkemizin içinde bulunduğu vahim şartlardan insanımızı haberdar etmek, çıkış projelerini konuşmak için yurt gezilerine devam ediyor.
Kuvay-ı milliye ruhu ile donanmış ekibin bu hafta sonu çıkarma yaptıkları iller Şanlıurfa ve Kahramanmaraş oldu.
İstiklal Harbinde ortaya koydukları örnek mücadele ile biri "Şanlı" diğeri "Kahraman" ünvanlarını almaya hak kazanan Urfa ve Maraş'ın ileri gelen eşraf, esnaf, sanayici ve işadamları, kuvay-ı milliye ekibini, ecdadlarına yakışır tarzda bağırlarına bastılar. Ülkenin vahim gidişatını can kulağı ile dinlediler. Buna "dur" diyecek "siyasi parti"nin son aşamaya geldiğinden de haberdar oldular. Peygamberler diyarının insanları ve Sütçü İmam'ın torunları olarak kendilerine yakışanı yapacaklarını, desteklerini esirgemeyeceklerini belirttiler. Daha çok insanın, bu müjdeyi duyması için geniş katılımlı toplantılara ev sahipliği yaptılar.
SUN'İ KRİZLERLE TÜRKİYE'NİN GELECE?İNE KASTEDİLİYOR
Şanlıurfa ve Kahramanmaraş'ta yapılan toplantılarda, katılımcılara detaylı bilgiler sunan kuvay-ı milliye ekibinden Yeni Mesaj gazetesi yazarları Baki Bektaş, Ali Değirmenci, Mehmet Emin Koç, Bilal Karamus, Dr. Ahmet Hamdi Kepekçi, Dr. Nuri Kaplan, Ahmet Erimhan, Müslim Karabacak, hattat-şair Recep Şahin, Enerji Stratejileri Uzmanı Fuat Şengül, Bilişim Uzmanı Cemal Baba, Mühendis Selim Kotil, İşadamı Nihat Hekimoğlu, yönetici Hüseyin Engin Çamurdan, Prof. Dr. Ata Selçuk ve Doç. Dr. Ömer Eyercioğlu; Türkiye üzerinde oynanmakta olan senaryolara dikkat çektiler. Dünyanın 20 büyük ekonomik gücü arasında yer alan, dünyanın 3. Büyük ordusuna sahip olan ve müthiş yeraltı ve yer üstü zenginlikleri bulunan Türkiye'nin ekonomik sahada, sun'i krizlerle Düyun-u Umumiye şartlarına sürüklendiğini belirttiler. Bunun, ulusal bağımsızlığımızı yok etmek, Kıbrıs ve Ege konusunda direncimizi kırmak, Karadeniz'de bir Pontus, İstanbul'da Vatikan modeli bir Ortodoks Fener Devleti oluşturmak, kısacası Türkiye'yi haritadan silmek için değişmeyen aktörler tarafından sahneye konulduğunu ifade ettiler.
Amerika'dan icazet alıp Vatikan mayası ile bizim gölümüze maya çalmaya çalışanların varlığından bahsettiler. Yetişmiş genç beyinlerimizin, bize hiç dost olmamış Batı ülkelerinde uşaklık yapmalarını temin için tezgahlanan oyunları anlattılar. Gençlerimize bilinçli bir şekilde aşağılık kompleksi ve yabancı hayranlığı aşılandığına işaret ettiler. Gözü hep topraklarımız üzerinde olanların, 17 Ağustos ve 12 Kasım depremlerinde 2 köpek gönderdi diye bir çırpıda nasıl dost ilan edilerek uyutulduğumuzu, uyuşturulduğumuzu söylediler. Arz-ı mev'ud hayalini gerçeğe dönüştürmek isteyenlerin GAP bölgesindeki toprak satın alma operasyonları hakkında bilgi verdiler. Küreselleşmenin Türkiye'yi sömürgeleştirmek için bir tuzak olduğunu söylediler. Enflasyonu düşürmek için yapılanların, aslında, anlamadığı diller kullanılarak vatandaşı kandırmaktan başka bir şey olmadığı bilgisini verdiler.
ÜMİTLERİ YEŞERTEN SİYASİ PARTİ MÜJDESİ
Şanlıurfa ve Kahramanmaraşlılara, Türkiye'nin tam bir kuşatma altında olduğunu, İstiklal Harbi dönemi şartlarını yaşadığı haberini veren kuvay-ı milliye ekibi, bu kuşatmayı yarmak bir yana, Türkiye'nin, ABD ve Avrupa'yı sollayarak lider ülke olması için gerekli potansiyeli bünyesinde barındırdığını söylediler. Asıl meselenin Türkiye'yi nasıl kurtaracağız değil, kiminle kurtaracağız meselesinde düğümlendiğini belirttiler.
Konuşmaları ilgiyle izleyen işadamları ve eşraf, "Türkiye'yi bu badireden çıkaracak, siyasi, kültürel, sosyal, ekonomik vs. bütün sorunlarını çözecek bir Baş lazım" dediler. Konuşmacılar, birebir ve internet ortamında gerçekleştirilen anketler başta olmak üzere daha önce gittikleri illerde hasbihal ettikleri vatandaşların bu başın ismini çoktan koyduklarına, Trabzon, İstanbul ve Ankara mitinglerinde milyonlara hitap ederek "bu memleketin problemlerini 24 saatte çözerim" diye haykıran Prof. Dr. Haydar Baş ismini verdiklerine tanık olduklarını söyleyince, vatandaşlar "Bizim de tek umudumuz O'dur" dediler. İşadamları, Prof. Dr. Baş'ın, ülkenin içinde bulunduğu vahim şartları dikkate alarak insanımızı imar ve ihya, eğitim, sınai, ticari, kültürel, sosyal alanlardaki faaliyetlerini siyasi alana da taşımak için kurulmakta olan partinin başına geçmesini arzuladıklarını belirttiler. Şanlıurfa ve Kahramanmaraşlılar, milletten gelen yoğun talep üzerine siyasi parti çalışmalarının son aşamaya geldiğini, Türkiye'nin tamamında teşkilatlanmanın tamamlandığını öğrenince ülke adına umutlandıklarını ifade ettiler.
PROF. DR. HAYDAR BAŞ
ÖNDERLİ?İNDE KURULACAK PARTİYE DESTEK SÖZÜ
Bu müjdeyi alan Şanlıurfa ve Kahramanmaraşlıların gözleri doldu. "Bu ülke gidiyor. Ülke batıyor. Onurumuz gidiyor. Varlığımız gidiyor. İnsanımız gidiyor. Topraklarımız satılıyor. Harran ovası, aynen Filistin örneğinde olduğu gibi satılıyor. Arazilere asıl değerinden 15 kat fazla para vererek alıyorlar. Tarih tekerrür ediyor. Kimsenin de kılı kıpırdamıyor. Ne olur hocamız başımıza geçsin. Bu gidişata dese dese ancak o ve sizler 'dur' diyebilir" sesleri yükseldi.
76 yaşındaki Ökkeş Taşkıran, "Maraş destanını yazanların evladı olarak bütün ümitlerimi kaybetmiştim. Bu toplantıda konuşulanları dinledikten, ve parti çalışmalarının son aşamaya geldiğini öğrendikten sonra moralim düzeldi. Kaybolan umudum yerine geldi. Şimdi bu ümitten tanıdığım herkesi haberdar edeceğim. Partinin başına da Haydar Baş hocamı getirin ki ülkenin başına geçsin" dedi. Ahmet Polat'ın ağzından ise, Kahramanmaraş kalesindeki, "Maraş bize mezar olmadan düşmana gülzar olamaz" yazısını göstererek, "Prof. Dr. Baş Hocamız siyasette önümüze düşsün, kurulan partinin başına geçsin, bu destanı yeniden yazmaya hazırız" cümleleri döküldü. "Hükümet bizi sağılacak inek gibi görüyor. Habire süt istiyor. Ama otlayacak mera göstermiyor" diyen Esnaf Necati Bulut da, bütün problemlerin hallinin yanısıra halkın sağılacak inek gibi görülmesine son verecek isim olarak da Prof. Dr. Haydar Baş'ı ve kadrosunu gördüğünü belirtti. Bir başka Maraş'lı, gördükleri ve duydukları bu Kuvay-ı Milliye ruhlu yeni siyasi oluşum karşısında bir milletin yeniden dirilmekte olduğu, bu toplantıların tarihe not düşülecek toplantılar özelliği taşıdığı kanaatine vardıklarını ifade etti.
-İSTANBUL/YENİMESAJ