Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, Birleşmiş Milletler'e (BM) bağlı askerlerin Güneydoğu'da konuşlanması yönündeki teklife ilişkin önemli saptamalarda bulundu. BM askerlerinin Sırpların Bosna'daki etnik temizlik faaliyetleri sırasında Bosna-Hersek'te de görev yaptığını hatırlatan BTP Genel Başkanı, Hollandalı askerlerin gözü önünde Sırpların Srebrenitsa'da 8 bin Müslümanı katledip, toplu mezarlara koyduğuna işaret etti. Prof. Dr. Baş, şöyle konuştu: "Türkiye'yi Bosna'ya mı çevirmek istiyorsunuz? Oynanan büyük bir oyun var. Güneydoğulu kardeşim zannediyor ki, bunlar gelince 'al gülüm, ver gülüm' bir durum ortaya çıkacak. Seni kullanıyor adam. 1850'den sonra İslam - Türk coğrafyasında oynadığı oyunu biliyor musunuz? Tarihten haberleri yok? Kullanacak, kullanacak, ondan sonra da evini basacak. Haberin olsun. Irak'ta farklı bir şey olmadı. İngilizle beraber olup, Müslüman Türk'ün karşısına geçtiler. Şimdi ortaya çıkan tabloyu görüyorsunuz. Saddam'ı bile arıyorlar. Aklımızı başımıza almamız lazım. Hocam bu anayasa paketinin bununla ne ilgisi var? Tamamen ilgisi var. İdareler bazen gaflette ve dalalette olabilir. Nefsi menfaatler insanı öyle bir noktaya sürükler ki, ondan başka bir şey görmezsin."
Bölünmenin önünde Anayasa engel
Anayasa müsaade etmediği için Türkiye'yi bölemediklerini belirten Prof. Dr. Baş, şunları kaydetti: "Anayasa değiştirilip bunlar kalktığı zaman bu süreç tamamlanacaktır. İktidar bunu biliyor mu? Bildiğini zannetmiyorum. Bilse, bu ihanete mümkün değil 'evet' demez. Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, Türk bayrağının yanında Kürt bayrağını istedi. Kaç ay ya da kaç yıl gidecek? Ondan sonra da benimki kâfi değil mi, diyecek. Önce federatif yapıdan yola çıkılacak sonra da bağımsız devlet istekleri gündeme gelecek. Bir tane olmayacak ki 36 tane etnik grup olduğunu söylüyor Avrupa Birliği?
Hükümet tarımı bitirdi
Konuşmasında Türkiye'de tarım ve havyacılığında bitme noktasına geldiğini söyleyen Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, çiftçinin devlet tarafından desteklenmesinin önemine işaret etti. Prof. Dr. Baş şöyle konuştu: "Bu dönemde Türkiye'de tarım bitti. Vatandaş 3'e mal etti 4'e satamadı. Çiftçi kavununu, karpuzunu, üzümünü sokağa döktü. Birçok ürün pazar bulamadı ve tarım bitti. Vatandaş köy kahvesinde borç çay içiyor. Tarım kesimi beni iyi dinlesin. Bakın ben size Pazar da bulacağım, ürünlerinize yaptığınız masrafı da devlet babanın kesesinden vereceğim. Ben bunu söylüyorum, yapmazsam yarın sen benim yakama yapışabilirsin. Başka bir siyasi benim bu dediğimi diyemez. Niye? Çünkü ben bütün bunları nasıl yapacağımın hesaplarını yaptım. Bu milleti nasıl ayağa kaldıracağımın formüllerini ortaya koydum ve ekibimi hazırladım. Biz iktidar olduğumuzda mesela tütün üreticisi için konuşuyorum, kaça mal oldu bu tütün? Örneğin 3 liraya. Vatandaşa bu 3 lira devlet baba tarafından verilecek. Vatandaş kaça satarsa satsın. Rekabet devlet baba çiftçiyi desteklediği zaman vardır. Sen bütün masraflarla çiftçiyi karşı karşıya bırak, serbest piyasa ekonomisine göre pazara sür, sonra da çiftçinin ayakta kalmasını iste. Bu anlayışla vatandaş ancak havasını alır. Ama yarın Haydar Hoca'nın döneminde devlet baba çiftçiyi destekleyecek. Ondan sonra da git istediğin devletle, istediğin tüccarla rekabet et, diyeceğiz. O zaman tarımın çilesi bitecek. Bugün Konya ovası kadar büyüklükte olan Hollanda'nın yılda 500 milyar euro tarımdan kazancı var. Buna göre Türkiye'nin tarımdan en az 2 trilyon dolar girdisi olması lazım. Tarım gibi Türkiye'de hayvancılık da bitmiştir. O bakımdan hayvancılığı ve tarımı bitiren bu iktidara hem Anayasa referandumunda ders vererek 'hayır' diyeceğiz hem de senin güven oylaman sıfırdır diyerek 'hayır' diyeceğiz."