Adalet Bakanı Cemil Çiçek, "Adalet Bakanı olmasam şu günlerde yaşananlardan dolayı söylenecek çok şey var" dedi
Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Kızılcahamam'daki Patalya Oteli'nde düzenlenen "Adalet Kavramı ve Spordaki Uygulamaları" konulu toplantıda yaptığı konuşmada, Türkiye'de adalet mekanizmasının nasıl çoktüğünü yalın bir dille ortaya koydu.
Türkiye soyuluyor
Çiçek yaptığı konuşmada şunları söyledi: "Adalet Bakanı olmasam şu günlerde yaşananlardan dolayı söylenecek çok şey var. Ama bir yanlış anlamaya meydan vermemek için o bahsi kapatıyoruz. Türkiye soyuluyor, hukuk bir şey yapamıyor, devletin iki yakası bir araya gelemiyor, hukuk bir şey yapamıyor, Türkiye göz göre göre fakirleştiriliyor, hukuk hiçbir şey yapamıyorsa oturup düşünmemiz lazım. Çünkü hukuk devletinin ve adalet sisteminin işlemediği yerde alternatif adalet modelleri ortaya çıkmaya çalışır. Buna mafya modeli diyoruz. Türkiye zaman zaman bunları da yaşadı. İnsanlarımız ihtilaflarını yargıya götürmek yerine mafyaya götürüyorsa hukuk devleti adına Türkiye bu ayıbı uzunca süreli yaşadı. Artık bundan sonra yaşamaması gerekiyor."
Adalet böyle yürütülmez
Adalete ayrılan payın bazı bakanlıkların genel müdürlüklerine ayrılan paydan bile az olduğunu belirten Çiçek, "Adalete ayrılan pay ile Türkiye'de adalet hizmeti yürütülmektedir ya da yürütüldüğünü zannetmekteyiz" diye konuştu.
Adaletin içine ideoloji de girdi
Adalet sistemine zaman zaman ideolojinin de girdiğini belirten Çiçek, şöyle devam etti: "Önümüze gelen davaları hak, hukuk açısından değil, kararı verenlerin ideolojileri açısından ya da siyasi iktidardan yana ya da karşı olmak açısından bakıldığı için bu da yürütme gücü ile yargı gücü arasındaki soğukluklara sebebiyet vermektedir. Zaman olmuştur ki bir yürütmeyi durdurma kararı davanın sahibine göre bazen iki senede karara bağlanamamıştır, bazen iki saatte karar alınmıştır. Bu da Türkiye'de yargıyı tartışılır hale getirdiği için iktidar da (mademki sen benim tasarrufuma iki saatte yürütmeyi durdurma kararı getirdin ben de senin ödeneğini keserim) tarzında tavırların içerisine girilmiştir. Nedeni ne olursa olsun Türkiye'de ciddi ölçüde adalet hizmetlerinde bir dağınıklık vardır. Onun için de toplumda şöyle bir kanaat hasıl olmuştur; bu ülkede her şey yapanın yanına kar kalır... İşte böyle denilince bundan da en büyük yarayı adalet kavramı alır."
Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Kızılcahamam'daki Patalya Oteli'nde düzenlenen "Adalet Kavramı ve Spordaki Uygulamaları" konulu toplantıda yaptığı konuşmada, Türkiye'de adalet mekanizmasının nasıl çoktüğünü yalın bir dille ortaya koydu.
Türkiye soyuluyor
Çiçek yaptığı konuşmada şunları söyledi: "Adalet Bakanı olmasam şu günlerde yaşananlardan dolayı söylenecek çok şey var. Ama bir yanlış anlamaya meydan vermemek için o bahsi kapatıyoruz. Türkiye soyuluyor, hukuk bir şey yapamıyor, devletin iki yakası bir araya gelemiyor, hukuk bir şey yapamıyor, Türkiye göz göre göre fakirleştiriliyor, hukuk hiçbir şey yapamıyorsa oturup düşünmemiz lazım. Çünkü hukuk devletinin ve adalet sisteminin işlemediği yerde alternatif adalet modelleri ortaya çıkmaya çalışır. Buna mafya modeli diyoruz. Türkiye zaman zaman bunları da yaşadı. İnsanlarımız ihtilaflarını yargıya götürmek yerine mafyaya götürüyorsa hukuk devleti adına Türkiye bu ayıbı uzunca süreli yaşadı. Artık bundan sonra yaşamaması gerekiyor."
Adalet böyle yürütülmez
Adalete ayrılan payın bazı bakanlıkların genel müdürlüklerine ayrılan paydan bile az olduğunu belirten Çiçek, "Adalete ayrılan pay ile Türkiye'de adalet hizmeti yürütülmektedir ya da yürütüldüğünü zannetmekteyiz" diye konuştu.
Adaletin içine ideoloji de girdi
Adalet sistemine zaman zaman ideolojinin de girdiğini belirten Çiçek, şöyle devam etti: "Önümüze gelen davaları hak, hukuk açısından değil, kararı verenlerin ideolojileri açısından ya da siyasi iktidardan yana ya da karşı olmak açısından bakıldığı için bu da yürütme gücü ile yargı gücü arasındaki soğukluklara sebebiyet vermektedir. Zaman olmuştur ki bir yürütmeyi durdurma kararı davanın sahibine göre bazen iki senede karara bağlanamamıştır, bazen iki saatte karar alınmıştır. Bu da Türkiye'de yargıyı tartışılır hale getirdiği için iktidar da (mademki sen benim tasarrufuma iki saatte yürütmeyi durdurma kararı getirdin ben de senin ödeneğini keserim) tarzında tavırların içerisine girilmiştir. Nedeni ne olursa olsun Türkiye'de ciddi ölçüde adalet hizmetlerinde bir dağınıklık vardır. Onun için de toplumda şöyle bir kanaat hasıl olmuştur; bu ülkede her şey yapanın yanına kar kalır... İşte böyle denilince bundan da en büyük yarayı adalet kavramı alır."