Başkent Berlin'den yapılan açıklamalarda, buluşmanın olağan olduğu ve bir karar alınmasının sözkonusu olmadığı yönünde cümleler sarfedilirken, zirveler öncesinde birkaç liderin buluşmasının normal olduğu belirtildi. Ancak Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Romano Prodi de, açıkça rahatsızlığını belli ederek, üçlü buluşmanın içinde bulunulan zamanda Avrupa Birliği'nin ortak dış politikası açısından yararlı olmadığını belirtti.
40 dakika süren üçlü mini zirveden sonra içerik hakkında bir açıklama yapılmazken, liderlerin askeri konularda birbirlerine danıştığı doğrulandı. Alman, İngiliz ve Fransız liderlerin biraraya gelmesi, Avrupa Birliği'nin yapısı açısından bazı soruları da beraberinde getiriyor. Buluşma bir kez daha Avrupa Birliği üyesi küçük ülkelerin güçlü üyeler karşısında pek bir söz sahibi olmadığını gözler önüne seriyor. Bunun yanından ortak bir dış politika ve savunma kimliği açısından da yarar sağlamadığı ortada.
Diğer yandan bakıldığında, Avrupa Birliği içinde tüm üye ülkelerin askeri konuları tartışacak ortak bir tabanı olmadığı da göze çarpıyor. Birlik üyesi kuzey ülkelerinin Amerika Birleşik Devletleri'nin Afganistan'a saldırıları karşısındaki eleştirel tutumu, Amerika'nın Avrupa Birliği'ne temkinli yaklaşmasına neden oluyor. ABD bu bağlamda İngiltere, Fransa ve Almanya'yı terörizme karşı güvenilir birer ortak olarak belirlerken, Avrupa Birliği'nin ortak bir ordudan yoksun olması, Amerika'ya ortak askeri bir desteği olanaksız kılıyor.
Gent'te yapılan zirvenin sonuç bildirgesi ve Amerika'ya verilecek destek hakkındaki tartışmalar da, Avrupa Birliği'nin kesin bir ortak savunma kimliğine sahip olmadığını gösteriyor. Avrupa Birliği'ne üye ülkeler Almanya, İngiltere ve Fransa dışında teröre karşı mücadeleyi böyle bir kesinlikle desteklemiyor. Bu nedenle bu üçlünün özel buluşması, diğer ülkeleri rencide etmekten çok, reel bir politikanın alametidir.