Üniversiteye sınavsız giriş projesi BTP'ye aittir. Yüzlerce, binlerce defa hem televizyon ekranlarından hem de meydanlardan milletimize açıklanmıştır. A.KARACA'nın yazısı
GEL DE YAZMATercüman'dan Ö. Lütfü Mete, üniversite sınavlarını eleştirdiği yazısına, bizce de çok isabetli olan; "Evlat kurban etme ayini" başlığını koymuş ve konu ile ilgili olarak Erkan Mumcu'nun söylediklerinden alıntılar yapmış.Bir gazeteci olarak sayın Mete, üniversite sınavları konusunda ilk kez Mumcu'nun söylediklerine vakıf olmuş da takdirlerini dile getiriyorsa bu kendisi için bir eksikliktir. Çünkü hemen belirtelim ki; 3 Kasım 2002 seçimleri için Erkan Mumcu, bugünkü iktidar partisinin saflarında dolaşırken, bu konuda bir kelimelik dahi projesi olmayan AKP için milletten oy isterken, Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş Bey, aynı seçim arefesinde miting meydanlarında haykırıyordu: ...Lise öğrencisi gençlerimize müjde, BTP iktidarında üniversite sınavları kaldırılacak, isteyen her gencimize yüksek tahsil imkanı sağlanacaktır. Dershanelerdeki öğretmenler de bu projede değerlendirilecektir."O günlerde sayın Mete belki de Haydar Hoca'yı dinlemiş ve O'nun bu projesini alkışlayan yazılar yazmıştır. Eğer yazmamışsa şimdi bekliyoruz, bilsin ki kendisinin de haklı olarak çok hassas olduğu bu konuda parti programında ayrı bir başlık açan BTP'dir ve il il dolaşıp gençlerimizi müjdeleyen BTP lideri sayın Haydar Baş'tır.Bağımsız Türkiye Partisi, siyaset dünyasına adım atar atmaz, medya tarafından özellikle üstü örtülmeye, milletten saklanmaya çalışıldı fakat siyaset esnafının hasseten dikkatini çekti. Çünkü, plan, proje, program ve orijinal tesbit ve teşhisler bu partinin programında vardı. Liderler meydanlara çıkıp insanlara bir şeyler söyleyeceklerdi ve hemen tembel öğrencilerin başvurdukları kopya yöntemi imdada yetişiyordu. Öyle ki; bir gün önce bizzat BTP liderinin ağzından dinlediklerimizi bir gün sonra bir başka parti başkanından aynı cümlelerle dinliyorduk. AKP iktidarının dördüncü yılını tamamlamak üzere, o da Haydar Baş'ın projelerinin ucundan kulağından çalıp duruyor fakat İMF programlarını kamçısız uygulamaya yeminli olduğu için sadra şifa olacak bir netice alamıyor.Şimdi tekrar başa dönersek; üniversiteye sınavsız giriş projesi BTP'ye aittir. Bu kamuoyuna arzedilmiş, yüzlerce, binlerce defa hem televizyon ekranlarından hem de salon ve açık hava programlarında milletimize açıklanmıştır. Diğer partiler alırken, seslendirirken elbette ki kaynağını belirtmelidirler.Sayın Mumcu şöyle demiş: "- Düzen o kadar vahşi bir düzen ki bu çocukların başarı düzeyleri ne olursa olsun; sonunda bunlardan sadece 200 bin adedi göreceli olarak kabul edilebilir, makul denilebilir eğitim programlarına yerleştirilirken; 1 milyon 500 binine bir şekilde 'sen işe yaramazsın kardeşim' denilecek. Düzen öyle vahşi bir düzen, düzen öyle akıl dışı bir düzen ki çocukların yüzde 99'u başarı gösterse, yine sadece yüzde 1'ine 'siz işe yararsınız' denilecek; yüzde 99'una da 'siz işe yaramazsınız' denilecek. Bu çocuklara ve onların on milyonlara ulaşan anne babaları, hısım akrabaları, kardeşleri, aile çevresine bu vicdansızlığı yapmaya ne hakkınız var? Dünyanın neresinde bu kadar vahşi bir düzen var? Dünyanın neresinde bir insana bir tek sınavla hayatıyla ilgili, hayatının geri kalanıyla ilgili bu kadar vahşi bir uygulama yapılıyor? Tam bir 'kırk katır mı kırk satır mı' imtihanı. Lise mezunu çocuklarımız 'biz artık belli mesleki alanlarda yetkinleşmek istiyoruz, bilgi sahibi olmak istiyoruz' diyorlar. Onlara 'bir dakika, seni hele bir imtihan edelim' deniyor. Çocuk çaresiz, 'hayatım sınavla geçti benim. Daha suya bu demeye başladığım zamandan beri beni imtihan ediyorsunuz. Niye beni bu kadar imtihan ediyorsunuz? Benim insan vasıflarımla bu hayatta normal bir insan gibi yaşayabilmek için imtihansız yaşamaya hakkım yok mu?' diyor. 'Dur bakalım sen sıra arkadaşından, sınıf arkadaşından, komşunun çocuğundan, dayının oğlundan, halanın oğlundan önde misin arkada mısın?' Yapılan imtihanın manası bu ve aileler başlıyorlar yarışmaya. Anlamsız, gayesiz, tek amacı olsa olsa çocuklara değersizlik duygusu vermek üzere planlanmış bir düzen. Şimdi diyorum ki Türkiye'nin üniversite imtihanına ihtiyacı yok..."Bilindiği gibi sayın Mumcu, bahsettiği bu vahşi düzeni dört yıldır devam ettiren AKP listelerinden meclise girmiştir. Sadece meclise girmekle kalmamış hem Milli Eğitim hem de Kültür Bakanlığı koltuklarında belli bir süre oturmuştur ve Milli Eğitim Bakanlığı şu an tartıştığımız konu ile direkt ilgilidir. Bakanlıkları döneminde bu konularda bir çalışma yapmış mıdır? Bir kanun taslağı hazırlayıp Meclise sunmuş mudur bilemem ama, belki AKP'den ayrıldıktan sonra ve partisini başkanı olduktan sonra kendi ifadesi ile bu düzenin vahşiliğini fark etmiş ve çarketmiştir. Olabilir, o zaman da erdem odur ki, yıllar evvel böyle projeyi geliştirmiş ve kamuoyu ile paylaşmış olan kaynağa atıfta bulunsun.
AZİZ KARACA / azizkaraca@yenimesaj.com.tr
GEL DE YAZMATercüman'dan Ö. Lütfü Mete, üniversite sınavlarını eleştirdiği yazısına, bizce de çok isabetli olan; "Evlat kurban etme ayini" başlığını koymuş ve konu ile ilgili olarak Erkan Mumcu'nun söylediklerinden alıntılar yapmış.Bir gazeteci olarak sayın Mete, üniversite sınavları konusunda ilk kez Mumcu'nun söylediklerine vakıf olmuş da takdirlerini dile getiriyorsa bu kendisi için bir eksikliktir. Çünkü hemen belirtelim ki; 3 Kasım 2002 seçimleri için Erkan Mumcu, bugünkü iktidar partisinin saflarında dolaşırken, bu konuda bir kelimelik dahi projesi olmayan AKP için milletten oy isterken, Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş Bey, aynı seçim arefesinde miting meydanlarında haykırıyordu: ...Lise öğrencisi gençlerimize müjde, BTP iktidarında üniversite sınavları kaldırılacak, isteyen her gencimize yüksek tahsil imkanı sağlanacaktır. Dershanelerdeki öğretmenler de bu projede değerlendirilecektir."O günlerde sayın Mete belki de Haydar Hoca'yı dinlemiş ve O'nun bu projesini alkışlayan yazılar yazmıştır. Eğer yazmamışsa şimdi bekliyoruz, bilsin ki kendisinin de haklı olarak çok hassas olduğu bu konuda parti programında ayrı bir başlık açan BTP'dir ve il il dolaşıp gençlerimizi müjdeleyen BTP lideri sayın Haydar Baş'tır.Bağımsız Türkiye Partisi, siyaset dünyasına adım atar atmaz, medya tarafından özellikle üstü örtülmeye, milletten saklanmaya çalışıldı fakat siyaset esnafının hasseten dikkatini çekti. Çünkü, plan, proje, program ve orijinal tesbit ve teşhisler bu partinin programında vardı. Liderler meydanlara çıkıp insanlara bir şeyler söyleyeceklerdi ve hemen tembel öğrencilerin başvurdukları kopya yöntemi imdada yetişiyordu. Öyle ki; bir gün önce bizzat BTP liderinin ağzından dinlediklerimizi bir gün sonra bir başka parti başkanından aynı cümlelerle dinliyorduk. AKP iktidarının dördüncü yılını tamamlamak üzere, o da Haydar Baş'ın projelerinin ucundan kulağından çalıp duruyor fakat İMF programlarını kamçısız uygulamaya yeminli olduğu için sadra şifa olacak bir netice alamıyor.Şimdi tekrar başa dönersek; üniversiteye sınavsız giriş projesi BTP'ye aittir. Bu kamuoyuna arzedilmiş, yüzlerce, binlerce defa hem televizyon ekranlarından hem de salon ve açık hava programlarında milletimize açıklanmıştır. Diğer partiler alırken, seslendirirken elbette ki kaynağını belirtmelidirler.Sayın Mumcu şöyle demiş: "- Düzen o kadar vahşi bir düzen ki bu çocukların başarı düzeyleri ne olursa olsun; sonunda bunlardan sadece 200 bin adedi göreceli olarak kabul edilebilir, makul denilebilir eğitim programlarına yerleştirilirken; 1 milyon 500 binine bir şekilde 'sen işe yaramazsın kardeşim' denilecek. Düzen öyle vahşi bir düzen, düzen öyle akıl dışı bir düzen ki çocukların yüzde 99'u başarı gösterse, yine sadece yüzde 1'ine 'siz işe yararsınız' denilecek; yüzde 99'una da 'siz işe yaramazsınız' denilecek. Bu çocuklara ve onların on milyonlara ulaşan anne babaları, hısım akrabaları, kardeşleri, aile çevresine bu vicdansızlığı yapmaya ne hakkınız var? Dünyanın neresinde bu kadar vahşi bir düzen var? Dünyanın neresinde bir insana bir tek sınavla hayatıyla ilgili, hayatının geri kalanıyla ilgili bu kadar vahşi bir uygulama yapılıyor? Tam bir 'kırk katır mı kırk satır mı' imtihanı. Lise mezunu çocuklarımız 'biz artık belli mesleki alanlarda yetkinleşmek istiyoruz, bilgi sahibi olmak istiyoruz' diyorlar. Onlara 'bir dakika, seni hele bir imtihan edelim' deniyor. Çocuk çaresiz, 'hayatım sınavla geçti benim. Daha suya bu demeye başladığım zamandan beri beni imtihan ediyorsunuz. Niye beni bu kadar imtihan ediyorsunuz? Benim insan vasıflarımla bu hayatta normal bir insan gibi yaşayabilmek için imtihansız yaşamaya hakkım yok mu?' diyor. 'Dur bakalım sen sıra arkadaşından, sınıf arkadaşından, komşunun çocuğundan, dayının oğlundan, halanın oğlundan önde misin arkada mısın?' Yapılan imtihanın manası bu ve aileler başlıyorlar yarışmaya. Anlamsız, gayesiz, tek amacı olsa olsa çocuklara değersizlik duygusu vermek üzere planlanmış bir düzen. Şimdi diyorum ki Türkiye'nin üniversite imtihanına ihtiyacı yok..."Bilindiği gibi sayın Mumcu, bahsettiği bu vahşi düzeni dört yıldır devam ettiren AKP listelerinden meclise girmiştir. Sadece meclise girmekle kalmamış hem Milli Eğitim hem de Kültür Bakanlığı koltuklarında belli bir süre oturmuştur ve Milli Eğitim Bakanlığı şu an tartıştığımız konu ile direkt ilgilidir. Bakanlıkları döneminde bu konularda bir çalışma yapmış mıdır? Bir kanun taslağı hazırlayıp Meclise sunmuş mudur bilemem ama, belki AKP'den ayrıldıktan sonra ve partisini başkanı olduktan sonra kendi ifadesi ile bu düzenin vahşiliğini fark etmiş ve çarketmiştir. Olabilir, o zaman da erdem odur ki, yıllar evvel böyle projeyi geliştirmiş ve kamuoyu ile paylaşmış olan kaynağa atıfta bulunsun.
AZİZ KARACA / azizkaraca@yenimesaj.com.tr