BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar BAŞ, Sivas ve Tokat'ta verdiği konferanslarda, "Türk milletine Avrupa Birliği kapısında dilenciliği reva görenler kenara çekilsinler. Bu millet kısa sürede, üretecek ve zengin olacaktır" dedi
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) bir taraftan mitinglerle 3 Kasım'da iktidar yürüyüşüne devam ederken diğer taraftan yeni yeni stratejileri de devreye sokuyor. İl il konferanslar düzenleyerek, biraraya getirdiği binlerce vatandaşı, BTP'nin Türkiye'yi ayağa kaldıracak projeleri hakkında bilgilendiriyor, eğitiyor, donanımlı bir hale getiriyor. Sonra da, her bir ildeki bu binlerce donanımlı BTP gönüllüsünü seçmenin ayağına gönderiyor. Medyanın gizlemek için çaba sarfettiği BTP'nin iktidara yürüyüş gerçeğinde önemli bir fonksiyon gören bu uygulamada, önemine binaen konferansları bizzat Genel Başkan Prof. Dr. Haydar Baş veriyor.
Türk Milleti'nin önemiBTP lideri Prof. Dr. Haydar Baş bu çerçevede Ege'den sonra Orta Anadolu'da konferanslar verdi. Sivas ve Tokat'ta verdiği konferanslarında Prof. Dr. Haydar Baş, Türk milletinin birer ferdi olarak konferansa katılan vatandaşların, nasıl büyük, izzetli, erdemli, şerefli bir milletin mensubu olduklarının farkında olmaya çağırdı. Türk milletinin dünya coğrafyasında tasarruf sahibi olduğu dönemlerde bütün insanlığa can, mal, namus, vatan, din ve vicdan hürriyetini, emniyetini doya doya yaşatmış bir millet olduğunu söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, "Bugün dünyada can, mal, namus, vatan, din ve vicdan emniyeti yoksa bu milletin eli dünya coğrafyasından çekildiği içindir" dedi ve "Bütün dünyada bu emniyetleri tekrar tesis etmeye var mısınız?" şeklinde konuşarak nasıl bir hedefin Türkiye'sini oluşturmak için yola çıktığını gösterdi. Türk milletinin gerçek boyutu bu olduğu halde, "kamu giderleri çok oluyor" gerekçesiyle, "devleti ve orduyu küçültelim" dendiğine işaret eden, bunun, güçsüz, kuvvetsiz bir Türkiye isteyenlerin oyunundan ibaret olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Haydar Baş, "Bu milletin güçlü olabilmesi, hayatını ilanihaye devam ettirebilmesi, güçlü bir devlete ve güçlü bir orduya sahip olmasına bağlıdır" dedi.
AB uşaklığına hayırHamasi duygulardan dolayı değil, aramızda bir kan uyuşmazlığı bulunduğundan, maddi ve manevi irademizi yok eden, bizi bölüp, parçalamak, sonra da yutmak isteyen bir irade ile karşı karşıya olduğumuzdan dolayı AB'ye karşı olduğunu söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, "AB olmadan vatandaşımıza iş bulamayız. Aş bulamayız" diyen siyasetçilere dikkat edilmesi gerektiğini belirterek şöyle devam etti: "Bunu söyleyenler aslında, 'Biz şu ana kadar sizi idare ettik. Ama iş de aş da bulamadık. Sizi Avrupa kapısında dilenci, uşak konumuna getirdik' itirafında bulunmaktadırlar. Bunu yapanlar şimdi ne yüzle vatandaştan oy istiyorlar. Şaşırmamak mümkün değil. Milletin idaresinden çekilin! Bu millete iş de aş da bulacak irade var."
Türkiye'nin Filistin olmaması içinKonferanslarında, Türkiye'yi çok yakından ilgilendiren Irak'a müdahale konusuna da değinen Prof. Dr. Haydar Baş, Irak'a müdahale isteğinin arka planında çok farklı ve özellikle Türkiye'nin coğrafyasını değiştirmeye yönelik planların yattığını belirtti. Prof. Dr. Haydar Baş, "Bu bölge Fizik'teki bileşik kaplar misali gibidir. Irak'ta bulunan etnik gurup, İran'da da vardır. Suriye'de de vardır. Türkiye'de de vardır. Bu gerçekten hareketle ABD, Kuzey Irak'ta meydana getireceği bir yapılanma ile bölgemizi cadı kazanına çevirmek istemektedir. Hicaz'da Osmanlıyı arkadan vuran oyun devam etmektedir. Osmanlı bu bölgeden çıktıktan sonra Filistin'in hali nicedir? Filistin'in halinden memnun olan bir Filistinli var mıdır? Yarın Suriye, İran, Irak ve Türkiye de birer Filistin olacak. Bizim siyasetçilerimiz bunu görmeyecek kadar kör ve sağır durumda. Halbuki bizim siyasetçilerimiz, Körfez'de bir adım atıldığı zaman bunun Türkiye için atıldığını bilmek zorundadır" dedi. Prof. Dr. Haydar Baş, bu açıdan da bakıldığı zaman Türk milletinin ne kadar güçlü bir devlet ve güçlü bir orduya ihtiyacı bulunduğunun görüldüğünü söyledi.
Fakir bırakmayan, zengin üreten ekonomik modelSeçmenle yüz yüze gelecek gönüllüleri enflasyon konusunda da bilgilendiren, "enflasyonu düşüreceğiz" diye büyük bir oyunun da bu alanda oynandığını söyleyen, vücuttan kan çekilir gibi piyasadan paranın çekilerek borç bataklığına itildiğimizi ifade eden Prof. Dr. Haydar Baş, Türkiye'de bir talep değil maliyet enflasyonu olduğu açıklamasında bulunarak, enflasyonu düşürmenin yolunun maliye-sigorta vergilerini düşürmekten, hammadde ve enerji girdilerini aşağı çekmekten, kredi faizlerini sıfırlamaktan geçtiğini belirtti ve "BTP iktidara geldiğinde bunu yapacak. Bu meyanda 100 milyarın altında geliri olan vatandaşımızdan bir tek kuruş da vergi almayacak" dedi. BTP iktidarında uygulanacak milli ekonomik model hakkında bilgi veren Prof. Dr. Haydar Baş, devrim niteliğindeki bu uygulamada toplumu üreten ve tüketen olmak üzere iki sınıfa ayıracaklarını, 100 milyarın altında geliri olanları tüketen sınıf olarak niteleyerek, emisyonun genişletilmesi suretiyle ceplerinin para ile doldurulacağını, bunlar daha fazla tüketeceği için de şimdilerde bir üretip bir satan üreticinin 5 üretip 5 satacak hale geleceğini, bu çarkın süratle dönmesi suretiyle de toplumda fakir diye bir sınıf bırakılmayacağını, Türkiye'nin zengin üreten bir mutlu insanlar ülkesi haline dönüşeceğini söyledi.
İşçi, memur, emekli rahat edecekBTP iktidarında, Mustafa Kemal Atatürk'ün, 1923 ila 1938 yıllarına arasında temelini attığı sosyal devleti de hayata geçireceklerini söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, bu çerçevede yapılacakları özetle şöyle anlattı: "Tarım kesimine avans uygulaması başlatılacak. Tarım kesiminin borç faizleri silinecek.Tarım kesimi her şartta devlet tarafından desteklenecek. Tarım, hayvancılık, ormancılık, denizcilik ürünlerine pazar bulunacak. Milletvekilleri elinde çantası dünyayı dolaşacak ve pazar arayacak. Sanayicilere, KOBİ'lere, esnafa, nakliyecilere, şoförlere faizsiz kredi verilecek. Emekli, memur, işçi maaşından kesintilere son verilerek maaşları iki katına çıkartılacak. Ev hanımlarına bir tek kuruş ödemeden emeklilik hakkı verilecek. Kimsesiz yaşlılara maaş bağlanacak. Üniversitelere giriş imtihansız olacak. Dersane kadroları lise, yüksek okul ve üniversitelerde istihdam edilecek. Burs adedi ve miktarı arttırılacak. Üniversiteden atılmış olanlar af getirilecek. Doçentlik sınavındaki yabancı dil sınavı kaldırılacak. Yardıma muhtaç çocuklara yatılı öğretim hakkı verilecek. Parasızlıktan evlenemeyenlere uzun vadeli faizsiz evlilik kredisi verilecek. Cezaevlerindeki mahkumlara zanaat öğretilerek iş mikanı ve ailelerinin nafakalarına katkı imkanı sağlanacak. Her doğan çocuğa maaş bağlanacak. Aileye bir maaş doğum ikramiyesi verilecek. Özürlüler ve şehit aileleri devletin garantisinde mutlu bir hayata kavuşturulacak. Hastanelerde çileye son verilecek. Herkese sağlıklı bir bağlık hizmeti sunulacak. Muhtarların maaşları üçe katlanacak. İki dönem üst üste muhtarlık yapanlara emeklilik hakkı verilecek. Bölge bakanlıkları kurularak mahalli idarelerin süratli hizmet vermeleri temin edilecek. Evsizler ev sahibi yapılacak. Topraksız köylüye hazine arazisi tahsis edilecek."
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) bir taraftan mitinglerle 3 Kasım'da iktidar yürüyüşüne devam ederken diğer taraftan yeni yeni stratejileri de devreye sokuyor. İl il konferanslar düzenleyerek, biraraya getirdiği binlerce vatandaşı, BTP'nin Türkiye'yi ayağa kaldıracak projeleri hakkında bilgilendiriyor, eğitiyor, donanımlı bir hale getiriyor. Sonra da, her bir ildeki bu binlerce donanımlı BTP gönüllüsünü seçmenin ayağına gönderiyor. Medyanın gizlemek için çaba sarfettiği BTP'nin iktidara yürüyüş gerçeğinde önemli bir fonksiyon gören bu uygulamada, önemine binaen konferansları bizzat Genel Başkan Prof. Dr. Haydar Baş veriyor.
Türk Milleti'nin önemiBTP lideri Prof. Dr. Haydar Baş bu çerçevede Ege'den sonra Orta Anadolu'da konferanslar verdi. Sivas ve Tokat'ta verdiği konferanslarında Prof. Dr. Haydar Baş, Türk milletinin birer ferdi olarak konferansa katılan vatandaşların, nasıl büyük, izzetli, erdemli, şerefli bir milletin mensubu olduklarının farkında olmaya çağırdı. Türk milletinin dünya coğrafyasında tasarruf sahibi olduğu dönemlerde bütün insanlığa can, mal, namus, vatan, din ve vicdan hürriyetini, emniyetini doya doya yaşatmış bir millet olduğunu söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, "Bugün dünyada can, mal, namus, vatan, din ve vicdan emniyeti yoksa bu milletin eli dünya coğrafyasından çekildiği içindir" dedi ve "Bütün dünyada bu emniyetleri tekrar tesis etmeye var mısınız?" şeklinde konuşarak nasıl bir hedefin Türkiye'sini oluşturmak için yola çıktığını gösterdi. Türk milletinin gerçek boyutu bu olduğu halde, "kamu giderleri çok oluyor" gerekçesiyle, "devleti ve orduyu küçültelim" dendiğine işaret eden, bunun, güçsüz, kuvvetsiz bir Türkiye isteyenlerin oyunundan ibaret olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Haydar Baş, "Bu milletin güçlü olabilmesi, hayatını ilanihaye devam ettirebilmesi, güçlü bir devlete ve güçlü bir orduya sahip olmasına bağlıdır" dedi.
AB uşaklığına hayırHamasi duygulardan dolayı değil, aramızda bir kan uyuşmazlığı bulunduğundan, maddi ve manevi irademizi yok eden, bizi bölüp, parçalamak, sonra da yutmak isteyen bir irade ile karşı karşıya olduğumuzdan dolayı AB'ye karşı olduğunu söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, "AB olmadan vatandaşımıza iş bulamayız. Aş bulamayız" diyen siyasetçilere dikkat edilmesi gerektiğini belirterek şöyle devam etti: "Bunu söyleyenler aslında, 'Biz şu ana kadar sizi idare ettik. Ama iş de aş da bulamadık. Sizi Avrupa kapısında dilenci, uşak konumuna getirdik' itirafında bulunmaktadırlar. Bunu yapanlar şimdi ne yüzle vatandaştan oy istiyorlar. Şaşırmamak mümkün değil. Milletin idaresinden çekilin! Bu millete iş de aş da bulacak irade var."
Türkiye'nin Filistin olmaması içinKonferanslarında, Türkiye'yi çok yakından ilgilendiren Irak'a müdahale konusuna da değinen Prof. Dr. Haydar Baş, Irak'a müdahale isteğinin arka planında çok farklı ve özellikle Türkiye'nin coğrafyasını değiştirmeye yönelik planların yattığını belirtti. Prof. Dr. Haydar Baş, "Bu bölge Fizik'teki bileşik kaplar misali gibidir. Irak'ta bulunan etnik gurup, İran'da da vardır. Suriye'de de vardır. Türkiye'de de vardır. Bu gerçekten hareketle ABD, Kuzey Irak'ta meydana getireceği bir yapılanma ile bölgemizi cadı kazanına çevirmek istemektedir. Hicaz'da Osmanlıyı arkadan vuran oyun devam etmektedir. Osmanlı bu bölgeden çıktıktan sonra Filistin'in hali nicedir? Filistin'in halinden memnun olan bir Filistinli var mıdır? Yarın Suriye, İran, Irak ve Türkiye de birer Filistin olacak. Bizim siyasetçilerimiz bunu görmeyecek kadar kör ve sağır durumda. Halbuki bizim siyasetçilerimiz, Körfez'de bir adım atıldığı zaman bunun Türkiye için atıldığını bilmek zorundadır" dedi. Prof. Dr. Haydar Baş, bu açıdan da bakıldığı zaman Türk milletinin ne kadar güçlü bir devlet ve güçlü bir orduya ihtiyacı bulunduğunun görüldüğünü söyledi.
Fakir bırakmayan, zengin üreten ekonomik modelSeçmenle yüz yüze gelecek gönüllüleri enflasyon konusunda da bilgilendiren, "enflasyonu düşüreceğiz" diye büyük bir oyunun da bu alanda oynandığını söyleyen, vücuttan kan çekilir gibi piyasadan paranın çekilerek borç bataklığına itildiğimizi ifade eden Prof. Dr. Haydar Baş, Türkiye'de bir talep değil maliyet enflasyonu olduğu açıklamasında bulunarak, enflasyonu düşürmenin yolunun maliye-sigorta vergilerini düşürmekten, hammadde ve enerji girdilerini aşağı çekmekten, kredi faizlerini sıfırlamaktan geçtiğini belirtti ve "BTP iktidara geldiğinde bunu yapacak. Bu meyanda 100 milyarın altında geliri olan vatandaşımızdan bir tek kuruş da vergi almayacak" dedi. BTP iktidarında uygulanacak milli ekonomik model hakkında bilgi veren Prof. Dr. Haydar Baş, devrim niteliğindeki bu uygulamada toplumu üreten ve tüketen olmak üzere iki sınıfa ayıracaklarını, 100 milyarın altında geliri olanları tüketen sınıf olarak niteleyerek, emisyonun genişletilmesi suretiyle ceplerinin para ile doldurulacağını, bunlar daha fazla tüketeceği için de şimdilerde bir üretip bir satan üreticinin 5 üretip 5 satacak hale geleceğini, bu çarkın süratle dönmesi suretiyle de toplumda fakir diye bir sınıf bırakılmayacağını, Türkiye'nin zengin üreten bir mutlu insanlar ülkesi haline dönüşeceğini söyledi.
İşçi, memur, emekli rahat edecekBTP iktidarında, Mustafa Kemal Atatürk'ün, 1923 ila 1938 yıllarına arasında temelini attığı sosyal devleti de hayata geçireceklerini söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, bu çerçevede yapılacakları özetle şöyle anlattı: "Tarım kesimine avans uygulaması başlatılacak. Tarım kesiminin borç faizleri silinecek.Tarım kesimi her şartta devlet tarafından desteklenecek. Tarım, hayvancılık, ormancılık, denizcilik ürünlerine pazar bulunacak. Milletvekilleri elinde çantası dünyayı dolaşacak ve pazar arayacak. Sanayicilere, KOBİ'lere, esnafa, nakliyecilere, şoförlere faizsiz kredi verilecek. Emekli, memur, işçi maaşından kesintilere son verilerek maaşları iki katına çıkartılacak. Ev hanımlarına bir tek kuruş ödemeden emeklilik hakkı verilecek. Kimsesiz yaşlılara maaş bağlanacak. Üniversitelere giriş imtihansız olacak. Dersane kadroları lise, yüksek okul ve üniversitelerde istihdam edilecek. Burs adedi ve miktarı arttırılacak. Üniversiteden atılmış olanlar af getirilecek. Doçentlik sınavındaki yabancı dil sınavı kaldırılacak. Yardıma muhtaç çocuklara yatılı öğretim hakkı verilecek. Parasızlıktan evlenemeyenlere uzun vadeli faizsiz evlilik kredisi verilecek. Cezaevlerindeki mahkumlara zanaat öğretilerek iş mikanı ve ailelerinin nafakalarına katkı imkanı sağlanacak. Her doğan çocuğa maaş bağlanacak. Aileye bir maaş doğum ikramiyesi verilecek. Özürlüler ve şehit aileleri devletin garantisinde mutlu bir hayata kavuşturulacak. Hastanelerde çileye son verilecek. Herkese sağlıklı bir bağlık hizmeti sunulacak. Muhtarların maaşları üçe katlanacak. İki dönem üst üste muhtarlık yapanlara emeklilik hakkı verilecek. Bölge bakanlıkları kurularak mahalli idarelerin süratli hizmet vermeleri temin edilecek. Evsizler ev sahibi yapılacak. Topraksız köylüye hazine arazisi tahsis edilecek."