BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, mukaddes vatanımızın gerçek sahiplerinin gazilerimiz ve şehitlerimiz olduğunu belirterek, "vatanımızı binlerce yıllık geçmişten bugüne, aziz şehitlerimizin ve kahraman gazilerimizin onurlu fedakarlıklarına borçluyuz" dedi. Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş Gaziler Haftası münasebetiyle bir mesaj yayınladı. "Binlerce yıllık geçmişten bugüne, aziz şehitlerimizin ve kahraman gazilerimizin onurlu fedakârlıklarına borçlu olduğumuz mukaddes vatanımızın ve üzerinde yükselen demokratik, laik Türkiye Cumhuriyeti devletimizin zorlu bir süreçten geçtiği âşikardır" diye Baş, mesajında şunları kaydetti: Görünen şu ki, mukaddes vatanımız, bir yandan "müttefikimiz" diye kabul edilen devletler tarafından şımartılan terör odaklarının, öbür yandan da politik hilelerle donanmış mandacı siyaset erbabının at oynattığı bir alan haline dönüştürülmüştür. Ülkemiz adeta Milli Mücadele döneminden daha vahim bir risk ortamına doğru sürüklenmektedir.Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Gençliğe Hitabe'sinde herkesin anlayacağı açıklıkta ikaz ettiği vatan manzarası, adeta günümüzü tasvir eder gibidir. Nitekim cebren ve politik hileler ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmeye kalkışılıyor, bütün tersanelerine girilmeye çalışılıyor, bütün orduları dağıtılmaya ve memleketin her köşesi kuşatılmaya veya bilfiil işgal edilmeye doğru sürükleniyor. Bu bağlamda Türkiye'nin AB uyum süreci dikkatle tahlil edilmesi gereken bir süreçtir. Bütün bu şartlardan daha elim ve daha vahimi ise, memleketin dahilinde iktidara sahip olanlar, iç politikada, dış politikada, ekonomide ve sair Türkiye Cumhuriyeti devletinin en temel politikalarında maalesef kimi zaman gaflet ve kimi zaman da dalalet olarak nitelenebilecek icraatlar ortaya koymaktadırlar.Müttefikimiz diye kabul elden devletlerce şımartılmış besleme terör odakları, kimi aydınlarımızın ve siyasilerimizin basiretsiz ve gafilce çıkışlarından istifade ederek cüretlenmişlerdir. Milletimiz, fakr ü zaruret içinde harap ve bitap düşmüş vaziyettedir.Hiç şüphesiz, Türk Milletinin yüce medeniyetinden, insanlığa can, mal, namus, din ve vicdan emniyetini doya doya yaşatan asaletinden ve adaletinden, şanlı tarihinden, dininden ve mukaddes değerlerinden, kimlik ve kişiliğinden yeterince nasiptar olmayanlar, milletimizin âli menfaatlerini ve mukaddes vatanımızı gereği gibi koruyamazlar. Onurlu bir politik duruş sergileyemezler. Onların kudret ve kabiliyetleri, ancak müstevlilerin veya farklı iştahlı azınlıkların siyasi emellerine alet olmaya yarar, etnik bölücüleri ve terör odaklarını cüretlendirir.Şehitlik ve Gazilik, mukaddesatı uğruna her şeyini feda eden ve gerektiğinde yine edebilecek olan kahramanlara Yüce Allah'ın ve dinimiz İslam'ın verdiği en büyük rütbedir. Bu rütbe, bizim medeniyetimize ait ve peygamberlikten sonraki en büyük rütbedir.Türk milletinin medeniyetinden, dininden, asalet ve karakterinden yeterince nasiptar olamayanlar, vatanı alelade bir toprak parçası, bayrağı alelade bir bez parçası ve aziz Türk Milletini alelade bir insan topluluğu olarak algılarlar. Bağımsızlık ise, onlar için bir karakter değil; bilakis iğretidir, sömürgeci küresel odaklarla entegrasyona engelleyen bir karakterdir. Dolayısıyla, onların nezdinde gazilik ve şehitlik rütbesi de alelade bir değer ifade etmektedir. İşte bu kumaşı taşıyanlardan, kahraman gazilerimize sahip çıkmalarını ve aziz şehitlerimizin ruhlarını şâd edecek icraatlar ortaya koymalarını beklemek zor, belki de imkansızdır. Kahraman gazilerimizi ve aziz şehitlerimizi vatanımızın gerçek sahibi ve değişmez tapusu olarak gören Bağımsız Türkiye Partisi, Türk Milleti'ne sunduğu Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet projelerinde, gazilerimizi, şehitlerimizi ve onların ailelerini birinci derecede korunması gereken mukaddes varlıklar olarak görmekte, onların her türlü ihtiyaçlarını devlet garantisi altına almaktadır.Bu vesile ile, bu mukaddes vatanı ve bağımsız, demokratik ve laik Türkiye Cumhuriyetini bize emanet eden başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve onun Milli Mücadele arkadaşları olmak üzere, aziz şehitlerimizi ve ebediyete intikal eden gazilerimizi rahmetle anarken, hayatta olan gazilerimize ve onların saygıdeğer ailelerine ve yüce Türk Milletine minnet, şükran ve saygılarımı arz ederim.