"Bizler, yüzlerce aydın, akademisyen, bilim insanı, yazar, sanatçı ve her meslek kesiminden barışçılardan oluşan Barış Girişimi üyeleri, bu saldırganlığın uluslararası hukukta meşruiyeti olmadığı gibi ahlaki, insani ve vicdani hiç bir dayanağı olmadığını da biliyoruz. Yerel diktatörlükleri yıkma bahanesi ile küresel diktatörlüğün pervasız dayatmalarına boyun eğmek, ülkemiz için olduğu kadar dünyamızın geleceği için de yıkıcı sonuçlar doğuracaktır. Sizden dünyamızın, bölgemizin ve insanlığın yarınlarını tehlikeye sokacak bu suça ortak olmamanızı, 'Savaşa kayıtsız koşulsuz hayır' demenizi istiyoruz. Milletin yüzde 90'lara varan çoğunluğunun karşı olduğu bir konuda karar verirken milletin vekili olduğunuzu unutmayın. TBMM'de Irak oturumlarının ve bu oturumları sonuçlandıracak oylamaların açık yapılmasını sağlayın. Savaş ile barış, ölüm ile dirimarasında hangi milletvekilinin, hangi tercihi yaptığını ve oyunu ne yönde kullandığını bilmek hakkımızdır." Barış Girişimi'nin mektubunda, Türkiye'nin zorlu bir sınavın eşiğinde olduğu, bu sınavda milletvekillerinin insan olarak ve milletin vekili olarak tercihlerinin belirleyici önem taşıdığı vurgulanarak, "Bunun bilincinde olduğunuza ilişkin inancımızı korumakve diri tutmak dileğimizdir. Sizleri büyük bir dikkatle izlediğimizi bilmenizi istiyoruz" denildi.