Türkiye Gazeteciler Sendikası, Radyove Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun'da yapılması öngörülen değişiklikleri eleştirerek, "Devlet ihaleleri karşılığında basın özgürlüğünün satın alınması amaçlanmaktadır" görüşünü ifade etti. TGS, basın özgürlüğünü teminat altına almaktan uzak olan yasa tasarısının, medya sahipleri ile siyasi iktidarlar arasındaki çıkar ilişkilerini kurumsallaştırmaya hizmet edeceğini vurguladı.

Basın özgürlüğü kalmaz

TGS Yönetim Kurulu, 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun'da değişiklik öngören yasa tasarısının TBMM Genel Kurulu'nun gündemine gelmesi dolayısıyla bir açıklama yaptı.

Radyo ve televizyon kuruluşlarında "yüzde 10'dan fazla" hisse sahibi olan kişilerin "devlet ihalelerine girmesini yasaklayan" hükmün ortadan kaldırılması amacıyla 1997 yılından beri bazı çevrelerin "olağanüstü bir çaba gösterdiği" ifade edilen açıklamada,geçmiş yıllarda bu girişmelerin yoğun tepkiler üzerine başarılı olamadığı kaydedildi.

Açıklamada, tasarıda, gözlerden kaçırılmak istenen en önemli değişikliklerden birisinin de, "belirli bir özel radyo ve televizyon kuruluşunda yüzde 10'dan fazla hissesi olanların devletten herhangi bir taahhüt işini doğrudan doğruya veya dolaylı olarak kabul edemeyeceklerine ve menkul kıymetler borsalarında muamelede bulunamayacaklarına" ilişkin hükmün yürürlükten kaldırılması olduğu belirtildi. Açıklamada, özetle şöyle devam edildi:"Belirli sermaye sahibi medya işverenlerinin, uyguladıkları iç sansür yoluyla, gazetecilik ilkelerinden çok kendi ticari kaygılarını yayın politikalarına yansıttıkları gayet açıktır. Bu yapı içerisinde editoryal bağımsızlıktan söz etmenin olanağı yoktur. Hal böyleyken, radyo ve televizyon sahibi sermaye gruplarına devlet ihalelerine girmekapısının açılması çok tehlikeli bir yolun başlangıcı olacaktır.Tasarı yasalaştığı takdirde, tekelleşmeye olanak sağlayacak, medya sahiplerinin çıkarlarına uygun yayıncılığa, dolayısıyla yeni iç sansür uygulamalarına yol açacaktır."