1967 sonbaharında bir ay Vietnam'da gelişmeleri Tercüman gazetesi adına izleyen tek Türk gazetecisiydim. Saygon'a gelişimin ertesi günü, Vietnam'a demokrasi getireceği ümit edilen, genel seçimleri izlemiş, Associated Press'in bürosuna uğramıştım. AP yabancı gazetecilere seçim intibalarını soruyordu. Çok yüzeysel olmakla birlikte seçimin halkı pek ilgilendirmediğini, gerçek eğilimi ortaya çıkarmasının zor olduğunu söylemiş, galiba hakkımda biraz düş kırıklığı yaratmıştım. Vietnam'ın ABD destekli yönetimi o günlerde henüz her şeyin çıkmaza girdiği kanısında değildi. Mümkün olduğu kadarıyla Komünist Vietkong güçleriyle mücadeleyi ABD kuvvetlerine bırakmışlardı. Daha sonra Saygon sokaklarında gördüğüm bu havayı, Vietnam içlerindeki görece güvenli bölgelere diğer yabancı gazetecilerle birlikte gittiğimde daha iyi gördüm. O günlerde oradaki ABD kuvvetleri başkomutanı General Westmorland her şeyin iyi gittiği kanısındaydı. Saygon'da izlediğimiz askeri basın toplantılarında sözcüler de aynı inancı yansıtıyorlar, ama görüşleri pek Amerikan gazetecilerince bile paylaşılmıyordu. En hoşa gitmeyen haberleri hemen her gün, Türkiye muhabirliğini yaptığımdan kolayca girebildiğim, New York Times bürosunun elemanlarından da alıyordum. Bir ay sonra Türkiye'ye döndüğümde henüz ABD'nin başına korktuğu gelmemişti. 'Tet saldırısı' adı verilen Vietkong direnişi ortaya çıkmamıştı. Bu saldırıların başlamasından sonra, bütün dünya gibi ABD de artık Vietnam'da kazanacak bir şey kalmadığını anlayacaktı. Şimdi Irak olaylarını Ankara'dan, dünyanın güvenilir medyasından izliyorum. Önce orada uygulanan direniş hareketinin Türkiye açısından dikkate alınması gereken yönlerine dikkat ediyorum. Sonra da, özellikle ABD'nin itibarlı, güvenilir gazetelerine. New York Times ve Washington Post'u okuyorum. CNN'den ABD'nin bu konularaki uzmanlarının katıldığı toplantıları, açıklamalarını izliyorum, bunlardan hiçbiri Bush'un tuttuğu yolun çıkar yol olduğunu söylemiyor. Irak'taki ABD komutanının '12-18 ay arasında Irak kuvvetlerine görevi devredeceğiz. O zamana kadar hazır olacaklar' sözlerini de kimse ciddiye almıyor.Üç buçuk yıla varan Başkan Bush'un 'Irak'a demokrasi getirme ve Saddam'ın olmayan kitle imha silahlarını imha etme' vaadi ile süren istila hareketinin sonuna yaklaştığımız havasını görüyorum. Bu intibaı edinmemde, daha önce Vietnam'da olduğu gibi, genelde Irak toplum ve güvenlik güçlerinin sorunu tamamen ABD-İngiliz öncülüğündeki koalisyona bırakması önemli rol oynuyor. ABD, Irak'ta tam bir çıkmaz içinde. Büyük güç kaydırdığı Bağdat'ta bile duruma egemen değil. İngilizlerin en üst rütbeli komutanları 'Irak'tan bir an önce çekilelim' derken, Amerikalı komutanlar da, yeni kuvvete gereksinim olduğunu ve ne kadar güç durumda kaldıklarını artık saklamıyorlar. Yakında yapılacak kısmi Senato seçimlerinde Demokrat adayların iyi netice alması olasılığı güçlü görünüyor. Buna karşın Bush 'Irak'ı görev tamamlanmadan önce terk etmeyeceğiz' demek zorunda. Bu genel manzaraya bakarak, 40 yıl önce Vietnam'da ortaya çıkan durumun Irak'ta yinelenebileceği, belli oranda düşünülüyor. ABD cephesi için bu durumda ortaya çıkabilecek felaketin önlenmesi, henüz işaretleri görülmeyen mucize gerekecek.Mehmet Ali Kışlalı- Radikal