Yalancılar!

Hiç kimse üzülmesin, göz yaşı dökmesin! Hükümetle malum güç odaklarının ilişkilerinde bir sıkıntı yaşanmadığının ispatı AİHM'nin Kıbrıs konusunda verdiği karara gösterilen tavırda gizlidir. Baksanıza şanlı (!) medyamız nasıl evirerek-çevirerek AİHM kararını bir büyük başarıya döndürüyor. Eğer zat-ı muhteremlerin attığı manşetlere bakarsanız AİHM, Türkiye'ye büyük bir hediye ihsan buyurdu. AKP'nin zorlamasıyla hafta başında KKTC hükümetinin tek taraflı olarak çıkardığı "İsteyen Rum, Türk tarafında kalan malına, mülküne sahip olabilir" yasası da muhteşem bir buluş! Nasıl oluyorsa 1974 Barış Harekatı'nı bir işgale çeviren ve Rumları kuzeye buyur eden bir yasa sayesinde AİHM böyle karar veriyormuş ve bu harika bir durummuş! İnsanın oturup ağlaması geliyor. Yada bir Anadolu atasözü ile konuşmak gerekirse "İki karnımız yok ki, birini yırtıp atalım." Ortada nerden tutarsanız elinizde kalacak, buram buram siyaset, buram buram strateji kokan bir karar var; ama kalpleri mühürlenmiş güruh kalkıyor bunu "zafer" diye yutturmaya çalışıyor! Yani Rum'a toprağı-malı-mülkü AHİM değil de biz kendi ellerimizle verdiğimiz-vereceğimiz için bunun adına zafer diyorlar. İnsanın yuh olsun size diyesi geliyor! Tabii malum hükümet medyasını memnun eden şey şu: AHİM tartışmaya açmadan biz kendi ellerimizle Kıbrıs'ı satmayı başardığımız için ortada bir zafer var. Öyle ya AİHM bu konuda 1. elden adres olsaydı, daha doğrusu 1. elden adres olması aleni bir şekilde ortaya çıksaydı vatandaş uyanabilir, bunların ne menem şey olduğunu anlayabilirdi! Ama şimdi bir tiyatro ile büyük satışı karartabiliyorlar üstelik  AİHM'de taçlandırabiliyorsunuz! İşte zafer denilen şey bu! Ve belli ki bu hükümetin "AB'yi, ABD'yi sevdirecek, bunlardan gelecek kötülükleri halka hissettirmeyeceksiniz" misyonu tam da buralarda devreye giriyor! XXXGelelim  AİHM'in kararındaki hiçbir yerde bulamayacağınız gerekçelere ve kalın çizgilere... Madde 1:  AİHM ne diyor? Diyor ki Rumların mülkiyet hakkı haklıdır. Ancak bunun nasıl ifa edileceğini, içinde Rumların da bulunduğu heyet 3 ay içinde halletsin. Kuzey Kıbrıs bu konuda bir yasa çıkarak, hiç bir zorluk oluşturmayacağını ispat ettiği için onlara bu şansı tanıyalım. Hatta AİHM konusunda bu iş için bu süre de tanınıyor. Deniliyor ki; 3 ay içinde bu iş halledilsin. Aksi takdirde ben buradayım! Şimdi ey gözleri kör, kulakları sağır insanlar bu kararın neresi başarı ve neresi zafer! Adam 74 Barış Harekatı'nı bir işgal olarak tarif ediyor, Rumların mülkiyet hakkını onaylıyor. Ama sen de aynen bu istikamette olduğun için sana 3 aylık şans tanıyor. Yani deyim yerindeyse ve hiç kimse kusura bakmasın pisliği kendi elinle yemeni istiyor! Kararın aslı-astarı bu iken sen tutturuyorsun bundan bir zafer şarkısı yazıyorsun. Gelelim Madde 2'ye: AHİM, Türkiye'yi ilgili davada bir tazminat ödemeye mahkum etmiyor! Evet bu da çok doğru ve Rumlarda zaten tam olarak bunu istiyorlar! Yani Rumlarla ilgili mülk iddialarının para olarak tazminini kabul etmiyorlar. Mutlaka mülklerin kendisini talep ediyorlar! Hatta Rum tarafı bu iş için bir yasa dahi çıkardılar. Eğer bir Rum vatandaşı kendilerine ait olduklarını iddia ettikleri menkul ya da gayrı menkulü Türklere satarlarsa cezalandırıyorlar. Hatta bu işin cezası 2 yıl hapis! Yani Rum hükümeti adamın malları üzerindeki tasarruf hakkını dahi sınırlandırıyor. Adamlar bu kadar akıllı ve ısrarlılar! İşte AHİM tazminat yolunu kapatarak Rum hükümeti ile aynı frekansta buluşuyor! Rumlar mallarının karşılığını para olarak almasının önünü kapatıyor! Git mülkünde otur, çünkü 1974 Harekatı bir işgaldir ve buna boyun eğmeyeceksin diyor. Ve bizimkiler bu kararı bize şimdi "40 milyar dolardan kurtulduk" filan gibi manşetlerle duyuruyorlar! Türkiye bu davaların tarafı olmaktan kurtuldu, iddialarına gelince... Buna da ancak kargalar güler diyorum! Mahkeme masraflarını kim ödemeye mahkum edildi acaba? El cevap Türkiye! Peki bunun anlamı ne? Yazık ki ne yazık! Satılıyoruz ama bu satışı dahi gizlemeyi başarıyorlar. Çalınan minareye kılıfı çoktan hazırlamışlar ve 70 milyon göz göre-göre yalancılar al-da-tı-yor-lar