Yargıtay 4. Ceza Dairesi, Patrikhane'nin "Türk topraklarında kalmasına izin verilen, azınlık kilisesi statüsünde olduğuna, ekümenik iddiasının yasal dayanağı olmadığına" hükmetti Yargıtay, Fener Rum Patrikhanesi için "Türkiye topraklarında kalmasına izin verilen, tamamen Türk hukukuna tabi azınlık kilisesi" ifadesini kullandı, "egemen bir devletin, kendi topraklarında yaşayan azınlıklara kendi vatandaşlarından farklı bir hukuk uygulayarak çoğunluğa dahi tanımadığı bir takım ayrıcalıkları onlara tanımak suretiyle özel bir statü vermesinin, Anayasa'ya aykırı olduğunu" vurguladı. Yüksek Mahkeme, Patrikhane'nin "ekümenik" (evrensel)iddiasının da yasal dayanağı olmadığını kaydetti. Yargıtay'ın söz konusu kararına, Fener Rum Patrikhanesi görevlileri hakkında "dinlerden birine ait ibadet ve ayinden başkalarını men etmek" iddiasıyla açılan kamu davası yol açtı. Davada Patrikhane görevlilerine verilen beraat kararını onayan Daire'nin gerekçeli kararı önceki gün açıklandı. Patrikhane'nin Türkiye'deki hukuki durumunun irdelendiği gerekçede, Türkiye'deki azınlıklar konusunun Lozan Antlaşması ile düzenlendiği anımsatıldı. Lozan Antlaşması'nın müzakereleri sırasında azınlıkların varlığı ve hakları görüşülürken, antlaşma metninde Fener Patrikhanesi ile ilgili bir hükme yer verilmediğine işaret edilen gerekçede, antlaşmanın sonuç metninde ve konvansiyonun eklerinde, Fener Rum Patrikhanesi'nin ismen dahi zikredilmediği, sadece bir azınlığın kilisesi olarak belirtildiği vurgulandı. Bu nedenle statü olarak bir azınlık kilisesi olduğu kaydedilen gerekçede, anlaşma metninde Patrikhanenin hukuki durumuyla ilgili hiçbir hükme yer verilmediğinden, durumun Lozan müzakerelerinin görüşme kayıtlarının esas alınması suretiyle tamamen Türk iç hukukuna göre belirlenmesi gerektiği ifade edildi.