logo
25 NİSAN 2024

Yazı Dizisi

17.11.2001 00:00:00
Endülüs'ten 11 Eylül'e Reconquista ve Küresel Engizisyonİslam, modern çağa intiharvari tepkilerin kaynağı imiş

Dün Müslümanlık, Yahudilik ve Hıristiyanlıktan sapma "şeytani bir hareket" olarak görülürken bugün de modern uygarlığa direnen "barbar bir hareket" olarak sunulmaktadır.

Ortaçağ'da Yuhanna Dimeşki de İslam'ı, Hıristiyan kaynaklı bir sapıklık ve Hazret-i İsa'ya karşı çıkacağı bildirilen Deccal olduğunu ileri sürer.

Çağımızda Hıristiyan ilahiyatçılar arasında İslam'ın haşa şeytanın dini ve Deccal'in günümüzdeki tehlikeli tezahürü olarak görme eğilimi devam etmektedir.

PAVLOV'UN KÖPEKLERİ

Rus fizyolog Pavlov, köpekler üzerine yaptığı deneylerle "Klasik koşullama"yı geliştirmiştir. Pavlov, et ile zili eşzamanlı olarak sunduğu için kobay olan köpek, birkaç denemeden sonra ete verdiği tepkiyi zile de vermeye başlamıştır.

Klasik koşullamada, refleks, korku ve heyecan gibi daha çok irade dışı tepkiler koşullanır. Bu nedenle, klasik koşullama sürecinden geçen denek insan da olsa, koşullanmanın mantıksızlığının farkında olsa da koşullu tepkilerini kontrol edemez.

Hep örnek verilir, Amerikalı bir profesör çocukluğunda evinin biraz ötesindeki demir yolunun kenarında yürürken trenin buharından haşlanmıştır. Söz konusu profesör yetişkinlik çağında bile yaşadığı evden ya da yakın çevresinden uzaklaşması gerektiğinde yine olağanüstü korku yaşamaktadır.1 Diğerlerinden farklı olarak korku ile ilgili konularda koşullanmanın gerçekleşmesi için olayın bir kez yaşanması yeterlidir.

AMERİKA'DAN PAVLOV STRATEJİSİ

11 Eylül süreci ile Amerika başta olmak üzere Batı'da politikacıların, medyanın ve akademisyenlerin İslam hakkındaki icraatı budur. Batılı politikacılar, medya ve akademisyenler birbirinden tümüyle bağımsız olan İslam ile terörizm arasında "korku (daha doğrusu) dehşet koşullaması" ile bir bağ kurmaktadırlar.

Amerika, elinde dünya kamuoyunu ikna edebileceği bir kanıt olmadığı halde 11 Eylül'ün sorumluluğunu geçmişinde CIA bağlantısı da olan Usame bin Ladin'i göstererek müslümanlar üzerine yıkmaktadır. Bu sayede terörizme yönelik nefretin İslam'a da yönelmesi sağlamaktadırlar.

ORTAÇA?'DAN BUGÜNE BATI'NIN ZİHNİNDEKİ ÇARPIK İSLAM İMAJI

Dün Müslümanlık, Yahudilik ve Hıristiyanlıktan sapma "şeytani bir hareket" olarak görülürken bugün de modern uygarlığa direnen "barbar bir hareket" olarak sunulmaktadır. Muhammed ismi bozularak meydana getirilen İngilizce'deki "Mahound" kelimesinde de anlaşılacağı gibi bizzat Hz Muhammed'e şeytan diyorlar.2 Çağımızda Hıristiyan ilahiyatçılar arasında İslam'ın haşa şeytanın dini ve Deccal'in günümüzdeki tehlikeli tezahürü olarak görme eğilimi devam etmektedir.3

Watt, İslam'ı, yeni bir din olarak değil de "Sapık bir Yahudi ve Hıristiyan mezhebi" olarak görmek ister. 4 H. Masse ve Lammens de bu görüşü savunur.5

K. Ahrens, R. Bell ve Tor Andrea da, Kur'an için Hıristiyan kaynaklar uydurur. Ortaçağ'da Yuhanna Dimeşki -Batı'da Jean Damascene alarak bilinir (ö. 749)- de İslam'ı, Hıristiyan kaynaklı bir sapıklık ve Hazret-i İsa'ya karşı çıkacağı bildirilen Deccal olduğunu ileri sürer. Dımişkî'nin bu hezeyanları Batı'daki daha sonraki görüşlerin kaynağı olmuştur.6 Kilise atalarının sonuncusu sayılan Dımeşkî'nin dedesinin Emevilerde maliye bakanlığı yapacak kadar kendisine imkan tanındığını da hatırlatalım.

BATI'DA ÇARPIK İSLAM İMAJI DERS KİTAPLARINDAN BESLENİYOR

Watt'ın da belirttiği gibi (7) bu çarpıtılmış imaj Batılıların kafasında henüz değişmemiştir. Fred R. Von Der Mehden'in "Amerikalıların İslam'ı Algılayışları"8 okuduğumuzda ise İslam ve Müslümanlar hakkındaki çarpık imajın değişmesini beklemek hayal olduğu sonucu çıkmaktadır. Yetişkin Batılıların zihnindeki çarpık imajı değiştirmek gerçekten çok zordu. Çünkü bu çarpık imaj, kültürün yanısıra Din dersi kitaplarından da beslenmektedir.9

İSLAM, MODERN ÇA?A İNTİHARVARİ TEPKİLERİN KAYNA?I İMİŞ

Bu nedenle Batı'da İslam, modern çağa fanatik hatta intiharvari bir tepkilerin kaynağı"10 olarak görür. Demek ki Ortaçağ'dan bu yana değişen pek birşey olmamış. Ortaçağ'da Hıristiyanlar, ellerine düşen Müslümanları zorla hıristiyanlaştırılmış olsalar bile tam olarak yola getirmek için Engizisyon vahşeti uygularken bugün de Batı'da Engizisyon yeniden hortlatılmaktadır. Engizisyon'un sunduğu iki temel seçenek vardı: Ya sürgün ya da ölüm.

DANİMARKALI BAKAN: MÜSLÜMANLARI SINIR DIŞI ETMELİYİZ

Bakın Danimarka'nın eski Bakanlarından Svend Bergstein ne diyor: "Artık Müslümanları aramıza almamalıyız. Gerekirse Müslümanları sınır dışı etmeliyiz." Bunun adı sürgündür. Ya ölüm, onu Filistinli, Afganlı çocuklara sormak gerek! Saddam hala dimdik ayakta dururken, nahak yere canlarına kasdedilen Iraklı çocuklar, Amerika'yı tehdit eden biz miydik Saddam mıydı diye sormuyor mudur?

Ezcümle 11 Eylül süreciyle Batı'daki zaten ta baştan beri var olan İslam ve Müslüman düşmanlığını alabildiğince körüklenmektedir. Bütün bir Batı medyası bu konuda Batılı politik çevrelerle tam bir ittifak halinde hareket etmektedir. (Batıcılar hakkında söz söylemeye gerek var mı? Efendiler dururken hizmetlilerin konuşması gerekir mi? )

Tüm sekülarizasyon sürecine rağmen Batılı politikacıların bilinçaltında hala Haçlı zihniyeti egemendir. 11 Eylül sonrasında Başkan Bush'un "Haçlı seferi" çağrısı aslında böyle bir bilinçaltının kendini ele vermesi idi.

Batılı akademisyenler ve entelektüeller de dillerinden düşürmedikleri en büyük yalanları objektiflik iddilarına rağmen yangının üstüne körükle gitmektedir. Modern bilimin Batı'da nasıl da bencil bir ideolojiye dönüştürülebileceğini görmek isteyenlere uluslararası politika üzerine yazılan sözde bilimsel çalışmaları salık veririz.

AMERİKAN TERÖRÜ

Bu yüzden Batı'da kimse Amerika'nın küresel ölçekte uyguladığı devlet terörünü görmemektedir. Noam Chomsky'nin belirttiği gibi bu durum terörün olgusal olarak değil de "propagandacı bir yaklaşımla" ele alınmasından kaynaklanmaktadır. Propagandacı yaklaşım, bir eylemin terör olup olmadığını belirlemek için eylemin kendisine değil de kimin tarafından icra edildiğine bakar.11

Aktüel çerçevede örneklersek, küresel devlerin (Amerikan ve Batı) çıkarlarını zedeleyen eylemler "terör" olarak tanımlanır. Buna karışılık Amerikan ve Batı'nın küresel cücelere yönelik eylemleri "misilleme" veya "kendini savunma" olarak yorumlanır.

Bu durum Amerikan kamuoyuna da açıkça görülmektedir.. Bunun için 11 Eylül sonrasında Başkan Bush'un "Haçlı seferi" çağrısını ve ardından Amerika'da camilerin kundaklanmasını, sırf müslüman diye kimi Amerikan yurttaşlarının uçaktan zorla indirilmesini hatırlamak gerek. Hiç kuşkusuz bu türden sayısız örnek sergilenmekte Amerika başta olmak üzere Batı'da.

Terör, elbette fiziki müdahalelerden ibaret değildir. 11 Eylül süreciyle birlikte Batı ülkelerinin kendi vatandaşı olan müslümanlara dahi terörist muamelesi yapmaya başlaması "sosyal-psikolojik bir terör" olarak tarihe geçeceği muhakkaktır.

Hadi bütün bunları toplumsal bir reaksiyon deyip geçelim ya Bush'un CIA için terör örgütlerinin yöntemlerini yasallaştırmasını neyle açıklayacağız? Sanki CIA, terör yetkisi veren söz konusu yasalar çıkmazdan önce bir terör örgütünden farklı davranıyordu da!
' Saray'la müzakere edilmez, mücadele edilir'
Zamanlaması manidar uyarı
Kameranın âlâsı üretildi
Ambargolar ASELSAN'ı kamçıladı
Vergi böyle toplanmaz
Eski Bakan Çelebi'den sert eleştiriler
'Tüm Almanya seçimdeki büyük başarınızı biliyor'
Steinmeier, Yavaş'a böyle dedi
Trabzonspor'un eski başkanı vefat etti
Evinde ölü bulundu
Bakan'ın sözlerine tepki gösterdi
'Tam bir Düyûn-ı Umûmiye sistemi'
İlk 3 ayda harcamaları yüzde 120 arttı
CHP: Tasarruf Saray'dan başlasın
Pentagon'dan Irak'a: Bölgedeki ABD güçlerini koru
Hem işgalci, hem koruma istiyor!
Adalet Bakanı mesajı verdi
'DEM Parti kapatılabilir'
Fanatik Yahudiler Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi
Bilinçli olarak gerginliği tırmandırıyorlar
'Saray' ziyareti öncesi kritik randevu
Kılıçdaroğlu, Özel ile görüşecek mi?
ABD'li senatör, İsrail'e desteğe tepki gösterdi
"Artık yeter!"
6 gündür haber alınamıyordu, itfaiye içeri girince şaşırdı
Derin uykudan uyandı!
İsrail devlet televizyonu duyurdu
Ordu yakında Refah'a girecek!
'Orijinalini paylaşıyorum ki ahlaksızlığınız görülsün'
Montajlı fotoğraf polemiği
' Saray'la müzakere edilmez, mücadele edilir'
Zamanlaması manidar uyarı
Kameranın âlâsı üretildi
Ambargolar ASELSAN'ı kamçıladı
Vergi böyle toplanmaz
Eski Bakan Çelebi'den sert eleştiriler
'Tüm Almanya seçimdeki büyük başarınızı biliyor'
Steinmeier, Yavaş'a böyle dedi
Trabzonspor'un eski başkanı vefat etti
Evinde ölü bulundu
Bakan'ın sözlerine tepki gösterdi
'Tam bir Düyûn-ı Umûmiye sistemi'
İlk 3 ayda harcamaları yüzde 120 arttı
CHP: Tasarruf Saray'dan başlasın
Pentagon'dan Irak'a: Bölgedeki ABD güçlerini koru
Hem işgalci, hem koruma istiyor!
Adalet Bakanı mesajı verdi
'DEM Parti kapatılabilir'
Fanatik Yahudiler Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi
Bilinçli olarak gerginliği tırmandırıyorlar
'Saray' ziyareti öncesi kritik randevu
Kılıçdaroğlu, Özel ile görüşecek mi?
ABD'li senatör, İsrail'e desteğe tepki gösterdi
"Artık yeter!"
6 gündür haber alınamıyordu, itfaiye içeri girince şaşırdı
Derin uykudan uyandı!
İsrail devlet televizyonu duyurdu
Ordu yakında Refah'a girecek!
'Orijinalini paylaşıyorum ki ahlaksızlığınız görülsün'
Montajlı fotoğraf polemiği

Uzmanlar yeni dolandırıcılık tehditlerine karşı uyarıyor

Teknolojinin getirdiği kolaylıkların yanı sıra, dolandırıcılık gibi tehditler de arttı. Uzmanlar, bu yeni dolandırıcılık yöntemlerine karşı uyanık olmanın ve bilgi sahibi olmanın önemini vurguluyor
24.04.2024 15:30:00
Fahri Fatih Özcan
Uzmanlar yeni dolandırıcılık tehditlerine karşı uyarıyor
Uzmanlar yeni dolandırıcılık tehditlerine karşı uyarıyor
Teknolojinin hızla ilerlemesiyle birlikte, dolandırıcılık yöntemleri de evrim geçiriyor. Uzmanlar, 2024 yılında özellikle dikkat edilmesi gereken yeni dolandırıcılık senaryolarına ve bu tehditlere karşı alınması gereken önlemlere dair uyarılarda bulunuyor.


Yeni dolandırıcılık yöntemleri


1. Büyükanne ve Büyükbaba Dolandırıcılığı: Dolandırıcılar, kişisel ilişkileri hedef alarak ve değer verdikleri biri gibi davranarak insanların duygularıyla oynamakta. Teknolojinin yardımıyla ses kayıtlarını taklit ederek yaşlı bireyleri acil durumda olan bir aile üyesiymiş gibi kandırabilir.

2. Yapay Zeka ile Deepfake Dolandırıcılığı: Yapay zeka araçları, dolandırıcıların gerçeğe çok yakın sahte görüntüler ve videolar oluşturmasına olanak tanıyor. Bu yöntemle, kullanıcılar sahte kişilikler veya olaylarla kandırılabiliyor.

3. Spear Phishing ve Tapjacking: E-posta veya sosyal medya hesaplarını hedef alan bu saldırılar, kullanıcıları istenmeyen tıklamalar yapmaya veya zararlı web sitelerine yönlendirmeye çalışıyor.

4. Quishing: Sahte QR kodlar kullanarak kullanıcıları zararlı web sitelerine yönlendirme yöntemi. Bu kodlar, gerçek gibi görünen ancak kötü amaçlı yazılımlar içeren sitelere bağlantı sağlayabilir.


Uzmanların önerileri


FINRA Yatırımcı Eğitim Vakfı'na göre, insanlar belirli bir dolandırıcılık yöntemi hakkında bilgi sahibi olduklarında, onunla etkileşime girme olasılıkları yüzde 80 daha düşük.

Uzmanlar, özellikle internet üzerinden yapılan işlemlerde dikkatli olunması gerektiğini vurguluyor. Kullanıcıların, tanımadıkları kişilerden gelen taleplere karşı tetikte olmaları ve kişisel bilgilerini paylaşmamaları önem taşıyor.

Uzmanlar ayrıca dolandırıcılık meydana geldiğinde bunu resmi makamlara bildirmenin önemini vurguluyor.

Teknolojinin getirdiği kolaylıkların yanı sıra, dolandırıcılık gibi tehditler de arttı. Uzmanlar, bu yeni dolandırıcılık yöntemlerine karşı uyanık olmanın ve bilgi sahibi olmanın önemini vurguluyor. Tüketicilerin, kendilerini korumak için sürekli olarak güncel bilgilerle donanmış olmaları ve şüpheli durumlarda resmi makamlara başvurmaları gerekiyor.

Meteorolojinin renkli kodları ne anlama geliyor?

Meteoroloji, doğanın diliyle konuşur ve bu dili anlamak için renkli uyarı kodlarından yararlanır. Türkiye'de Meteoroloji Genel Müdürlüğü, hava durumu tahminlerinde ve uyarılarda dört farklı renk kodu kullanır: yeşil, sarı, turuncu ve kırmızı. Her bir renk, doğanın bize gönderdiği mesajların şiddetini ve önemini ifade eder
24.04.2024 13:05:00 / Güncelleme: 24.04.2024 13:08:29
Ahmet Haydar Tarhanlı
Meteorolojinin renkli kodları ne anlama geliyor?
Meteorolojinin renkli kodları ne anlama geliyor?
Yeşil (Tehlike Yok): Yeşil kod, hava durumunun sakin olduğunu ve herhangi bir tehlike beklemediğimizi gösterir. Bu renk, günlük yaşantımızı etkileyecek meteorolojik bir hadisenin olmadığını belirtir ve huzurlu bir gün geçirebileceğimizin işaretidir.

Sarı (Az Tehlikeli): Sarı kod, dikkatli olmamız gerektiğini söyler. Hava durumu olağanın dışında olmasa da, bazı faaliyetler için potansiyel riskler taşıyabilir. Bu uyarı, özellikle açık havada yapılacak etkinliklerde daha tedbirli olmamız gerektiğini hatırlatır.

Turuncu (Tehlikeli): Turuncu kod, tehlikenin arttığını ve olası hasarlar için hazırlıklı olmamız gerektiğini bildirir. Bu renk, nadiren gerçekleşen ve can veya mal kaybına yol açabilecek meteorolojik olayların beklendiğini ifade eder.

Kırmızı (Çok Tehlikeli): Kırmızı kod, en ciddi uyarıdır ve çok tehlikeli durumları simgeler. Bu renk, hayatı tehdit edebilecek, geniş alanlarda büyük hasarlara neden olabilecek son derece kuvvetli meteorolojik hadiselerin beklendiğini gösterir. Kırmızı kod gördüğümüzde, güncel meteorolojik koşulları sıkça takip etmeli ve gerekli tüm önlemleri almalıyız.

Bu renk kodları, doğanın bize sunduğu ipuçlarını çözmemize ve kendimizi olası tehlikelere karşı korumamıza yardımcı olur. Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün bu renkli uyarı sistemi, "Haberdar olun, hazırlıksız yakalanmayın" sloganıyla bizlere doğru bilgiyi zamanında sunar ve güvenliğimizi sağlamak için önemli bir araçtır.

Yargıtay Başkanlığı seçiminde 21. turda da sonuç çıkmadı

Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca'nın 4 yıllık görev süresinin dolması nedeniyle yapılan başkanlık seçimlerinin 21. turunda da hiçbir aday salt çoğunluğu sağlayamadı

24.04.2024 12:27:00 / Güncelleme: 24.04.2024 12:31:28
AA
Yargıtay Başkanlığı seçiminde 21. turda da sonuç çıkmadı
Yargıtay Başkanlığı seçiminde 21. turda da sonuç çıkmadı

Yargıtay Başkanlığı görevine 24 Mart 2020'de seçilen Mehmet Akarca'nın 4 yıllık görev süresi 24 Mart itibarıyla doldu.

Bu kapsamda Yüksek Mahkemenin 4 yıl boyunca görev yapacak yeni başkanını belirlemek için Yargıtay üyeleri 25 Mart Pazartesi sandık başına gitti.

Seçimin ilk 20 turunda hiçbir adayın, 348 Yargıtay üyesinin salt çoğunluğu olan en az 175 oyu alamaması nedeniyle bugün 21. tur oylaması yapıldı.

Oylama sonucu Mehmet Akarca 100, 3. Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Kerkez 96, 3. Ceza Dairesi Başkanı Muhsin Şentürk ise 112 oy aldı. Seçime katılım 324 olarak kayıtlara geçerken, 2 boş oy kullanıldı, 14 oy da geçersiz sayıldı.

Salt çoğunluğun sağlanamaması nedeniyle seçime 22. tur oylamayla devam edilecek.

Seçimlerde üye tam sayısının salt çoğunluğunun hazır bulunması gerekiyor. 

Meteorolojiden 17 il için sarı kod

Meteoroloji Genel Müdürlüğü, 17 il için toz taşınımı uyarısında bulunarak vatandaşlara dikkatli olmaları konusunda çağrı yaptı. Peki toz taşınımı neden olur ve toz taşınımının sağlık üzerindeki etkileri nelerdir 
24.04.2024 12:18:00 / Güncelleme: 24.04.2024 12:21:49
Fahri Fatih Özcan
Meteorolojiden 17 il için sarı kod
Meteorolojiden 17 il için sarı kod
Meteoroloji Genel Müdürlüğü, yurdun batı ve iç kesimleri için toz taşınımı uyarısında bulunarak vatandaşlara dikkatli olmaları konusunda çağrı yaptı.

Bu hafta Libya üzerinden gelen çöl sıcağı etkili olacak. Sıcağın yanı sıra çöl tozları da yurtta etkisini gösterecek.

Meteoroloji Genel Müdürlüğü, tarafından Afyonkarahisar, Ankara, Antalya, Aydın, Balıkesir, Bolu, Burdur, Çanakkale, Denizli, Eskişehir, Isparta, İzmir, Konya, Kütahya, Manisa, Muğla ve Uşak için sarı kodlu uyarı yapıldı. Marmara, Ege, Batı Akdeniz ve İç Anadolu'nun batısı ile Batı Karadeniz'de yer yer toz taşınımı beklendiğinden, görüş mesafesinde düşme, hava kalitesinde azalma ve ulaşımda aksamalar gibi olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunması istendi.


Toz taşınımı nedir?


Toz taşınımı, atmosferdeki toz partiküllerinin hareket etmesi veya taşınması sürecidir. Bu partiküller genellikle rüzgar, termal hareketler, fırtınalar veya insan etkisiyle atmosferde taşınabilirler.

Toz taşınımı, çoğunlukla çöllerden veya kuru arazilerden kaynaklanan toz fırtınalarıyla ilişkilendirilir, ancak sanayi, tarım faaliyetleri veya araç trafiği gibi insan faaliyetleri de toz taşınımına katkıda bulunabilir. Mineral toz partiküllerinin atmosferde belirgin varlığının ana nedenleri arasında kuraklık ve çölleşme yer almaktadır.


Toz taşınımının sağlık etkileri nelerdir?


Toz taşınımının sağlık üzerindeki etkileri, özellikle solunum yolu rahatsızlıkları olan kişiler için önemli olabilir.

Toz partikülleri, astım, KOAH ve kronik bronşit gibi solunum yolu hastalıkları olan kişilerde rahatsızlıkları tetikleyebilir veya kötüleştirebilir.

Toz partikülleri, özellikle astım hastalarında alerjik reaksiyonlara ve astım ataklarına neden olabilir.

Toz taşınımı sırasında hava kalitesinin düşmesi, görüş mesafesinde azalmaya yol açabilir.

Toz taşınımı dönemlerinde, hava kalitesinin düşmesi nedeniyle halsizlik, kırgınlık, solunum sıkıntısı ve baş ağrısı gibi genel sağlık sorunları yaşanabilir.

Yaşlılar ve çocuklar gibi hassas gruplar, toz taşınımından daha fazla etkilenebilir ve ciddi sağlık sorunları yaşayabilir.

Bu nedenle, toz taşınımı beklenen dönemlerde, özellikle solunum yolu rahatsızlığı olanlar, yaşlılar ve çocuklar için evde kalmak ve dışarı çıkarken maske kullanmak gibi önlemler almak önemlidir. Ayrıca, evdeyken pencere ve kapıların kapalı tutulması ve dışarıdan eve gelindiğinde duş alınması gibi koruyucu önlemler de önerilmektedir.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.