Politikacılarla yandaşları, yahut "devlet" yönettiklerini iddia eden kadrolar; insan yığınlarını afsunlayıp, milyarlarca bireyi yalan kazıklarına geçirerek; sık sık nutuk ve demeçlerle körükledikleri bir ateşin üstünde, durmadan çevire çevire tarihsel bir şiş kebabına dönüştürmekte ustadırlar...Şu Soğuk Savaş yıllarıSoğuk Savaş yıllarında, Washington - Moskova kutuplaşması, ne kadar da rahat ettirmişti dünya politikacılarını...Washington, kendisini Kabe'leştirmemiş ülke yönetimlerini, "Komünistlik ve Moskova'nın uşaklığı" ile; Moskova da, kendisine karşı dikilenleri "İşçi sınıfı düşmanlığı ve emperyalizmin uşaklığı" ile suçluyordu.Her iki tarafın da, toplamı tüm yeryüzünü 40-45 kez yok edecek güçte, atom başlıklı füzeleri vardı.Uzun menzilli füzeler, orta menzilli füzeler, çok başlıklı füzeler; füze üslerinin hepsini, bir anda vurmaya ayarlanmış füzeler; düşman füzelerine sabit bir hedef olamamak için, sürekli gezinen denizaltılardan atılacak füzeler; sürekli gezinen denizaltılarının, tehlikeli bir yakınlığa gelip gelmediğini kontrol eden "balıkçı tekneleri"... Yani efendim Soğuk Savaş'ın "Islak savaş" dönemi...Paralar silahlara aktıMilyarlarca ve milyarlarca dolarlık bir silah harcaması...Politikacılar hoşnut, silah sektöründe çalışanlar hoşnut, komutanlar hoşnut, onların elinde tespih olmuş yandaşları hoşnuttu.Ve her türlü muhalefeti suçlamak çok kolaydı:- Komünistlik etme...- ...- Emperyalist yardakçılığı etme...Derken efendim Gorbaçov diye bir akıldane çıktı ve kutuplaşmanın yarattığı doruktaki çifte saltanattan birinin, horozluğunu sürdürmek yerine; yarım yüzyıla yakın çift direk arasında kolan vuran bir statükonun içine etti; yıktı götürdü kendi tarafındaki direği...Yeni düşmanlar gerekTek kutuplu bir dünya, aşağı doğru sarkan tek direkli bir salıncağa çevirdi Washington'u...Ne artık silah üretimine o kadar para harcama gereği vardı; ne muhalifleri kolayından suçlama olanağı; ne de iktidar çevresinde, düşmana karşı bir dayanışma bloku pekiştirme harcı...Bir düşman olacak ki, politikacılar da, ordular da, silah yapımcıları da, diplomatlar da, onların çeşitli yan püskülleri de; kitleleri, kendilerine güvenerek sığınan bir dayanışma çemberi içinde tutup, bakabilsinler keyiflerine...Tek kutuplu bir dünya lideri olan Başkan Bush'un, tek direkli kaldığı için aşağıya doğru sarkan salıncağına bir direk daha gerekmiyor muydu?İkinci direğin, yeni bir süper devlet olarak ortayı çıkma olanağı yoktu. O zaman düşman somutlaşırdı ve globalleşen ekonomi, gırtlağını sıkmaya başlardı Başkan Bush'un...İkinci direk, global ekonominin yeni denklemlerini bozmayacak türden; yeri yurdu, bayrağı, ordusu belirsiz bir güç olmalıydı.Fail-i meçhul bombacılarDerken tüm dünyayı dini düzeni içine alma savaşına girişmiş bir El Kaide örgütüyle; onun nerelere sızıp süzüldüğü belirsiz, bombacı fedaileri eylemlere başladılar...Bir de sakallı, çelimsiz görünüşlü, nerede olduğu bir türlü bilinmeyen bir liderleri vardı, Bin Ladin...Artık Başkan Bush, Bin Ladin'e ve El Kaide'ye karşıydı.CNN Türk'te "Editör" programını yöneten Gürkan Zengin, arada sırada El Kaide örgütünün dünyadaki 5 kıtayı birden nasıl tehdit ettiğini gösteren bir haritayı getiriyor ekrana...Vay babooo...Avustralya, Endonezya, Orta Asya, Ortadoğu, Afrika, Avrupa'nın Fransa, İtalya, İspanya, Polonya, Norveç, İngiltere gibi önemli ülkeleri, Amerika Birleşik Devletleri...Hangi kaynaklardan sağlanıyor ki, El Kaide'nin milyarlarca doları bulması gereken finansmanı? Ve bu milyarlarca dolar hangi bankalarda yatıyor ki?Başkan Bush da, artık haklı olmaz mı; El Kaide'ye destek veren ülkeleri vurmaya kalkarsa?Evrensel ve tüm dünyayı şeriat düzeni içine almak için savaşan bir terör örgütüne karşı; tutmak gerekmez mi Başkan Bush'u? Pentagon nasıl göremiyor?Başkan Bush'u tutmayan, El Kaide'den yanadır ve bulur layığını...İnternet'te "Google arama motoru"nda, "Earth" yazıp, küçük bir program yükledikten sonra; dünyanın her yerini, evleri, caddeleri, sokakları, parklarıyla -tepeden kendinize iyice yaklaştırarak- görebilirsiniz.Pentagon ise, arabaların plakalarını ve sokakta dolaşanların yüzlerini bile görebilir.Sadece Bin Ladin'i bulup, göremez.Bin Ladin; Soğuk Savaş yıllarındaki Sovyetler'in ve onun uzun menzilli, çok başlıklı atom füzelerinin, Kızılordusunun, özel gönderilmiş casus uydularının yerini almış süper bir güç artık.Kendisiyle ne bir ticaret anlaşması yapabilir, kendisine ne bir elçi gönderebilirsiniz; çünkü görünen, somut bir güç değil.Başkan Bush, böyle görünmeyen süper bir güçle uğraşıyor işte.Nedense hiç kimse gidip Gorbaçov'la, dünyanın yeni durumunu ve Bin Ladin'in süper gücünü konuşmuyor; dünyadaki yeni dönemi ilk tetikleyen o olduğuna göre; herhalde söyleyeceği bir şeyler vardır onun da...Neden hiç kimse gidip Gorbaçov'la konuşmuyor, siz biliyor musunuz?Bendeniz bilmiyorum...Ve kimbilir daha neler ve neler bilmiyoruz; şayet biraz daha fazla bilseydik; nutuk, demeç ve vatan aşkıyla toprağı, üstünde yaşayanlardan daha çok sevenlerin işi de bir hayli zorlaşırdı.Akıntıya karşı kürek mi çekilir arkadaşlar; bırakalım akıntı sürüklesin sandalı. Kim kazıklarsa kazıklasın, koşullanmış ahmağı, sersemce budalayı, papağanlaşmış aptalı...