YENİ TUZAK
Bugüne kadar Türkiye'nin gündemine Ermeni soykırımı, Pontus soykırımı, Süryani soykırımı gibi iddiaları getirenler, şimdi "Kürt soykırımı" üzerinde çalışıyorlar. Türkiye'de Lozan'dan bu yana hiç kimsenin değiştirmediği azınlık tanımını bile geniş etnik gruplara yayarak yeni bir parselizasyon planı devreye koyan çevrelerin son hedefi, "Kürt soykırımı projesini" hukukilik kazandırmak.
DERİN İŞBİRLİ?İ
Bugüne kadar PKK'yı kollayıp destekleyen Batılı dostlarımız şimdi de "soykırım" tanımında geçen "grubun yaşam koşullarını kasıtlı olarak kötüleştirmek" maddesinden yola çıkarak zehir zemberek bir proje hazırladılar. PKK'nın sözümona siyasal uzantıları ile "AB'li dostlarımız" Kürtlere soykırım yapıldığını belgelemek üzere derin bir işbirliği içine girdiler.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üyelik sürecinde Türkiye'nin gereğinden fazlasını yaptığını belirterek, "Öne sürülen şartlara baktıkça ürperiyorum açıkçası. Türkiye'ye bunlar yakışmaz" dedi.
KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş, Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Akaydın'ı makamında ziyaret etti. Prof. Dr. Akaydın'la bir süre özel görüşen Denktaş, daha sonra basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını cevapladı.
Kıbrıs Rumlara
hadiye ediliyor
Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, bir basın mensubunun Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecinde karşısına Kıbrıs meselesinin çıkarıldığını hatırlatması üzerine, "Bunun Türkçesi, 40 yıldır Yunanlı olmasın diye müştereken vermiş olduğumuz mücadeleye son verip, Kıbrıs'ı Rumlar'a hediye etmek anlamına gelir zannedersem" dedi.
Türkiye'ye yakışmaz
Türkiye'nin öne sürülen şartları kabul edemeyeceğini dile getiren Denktaş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne girmesini kendi çıkarları açısından uygun bulan ülkeler vardır. Bu ülkeler küçük Kıbrıs Rum İdaresi'ne (Boyunun ölçüsüne bak, gerçeklere bak. Sana meşru Kıbrıs Hükümeti dedik ama hangi yasa, hangi anlaşma altında bu ünvanı sana verdiğimizi biz de bilmiyoruz. Türkler'e karşı 40 yıldır yapmış olduğumuz haksızlığa devam edemeyiz. Sen sadece Rum İdaresi'nin hükümetisin. Rum halkının hükümetisin) derler ve Rumlar'ı oylarına göre konuşmaya mecbur ederler. Rumlar'ı ve Rumlar'ın bu tür taleplerini bir sebep olarak kullanmak suretiyle Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne girmesini engellemek isteyen ülkeler de var. Bunlar arasında denge nereye varacak bunu zaman gösterecek. Bu önümüzdeki birkaç ay gösterecek. Herhalde ona göre de Türkiye kendisine göre bir yol çizmiş olacak. Bütün oyun, Türkiye'ye önü açık bir tarih vermek suretiyle başta Türkiye'nin çok kuvvetli olduğu, çok haklı olduğu Kıbrıs meselesini Rumlar'ın lehine halletmek oyunudur. Bunu bilerek biz de kartlarımızı oynarsak zararlı çıkmayız. Ben öne sürülen şartlara baktıkça ürperiyorum açıkçası. Türkiye'ye bunlar yakışmaz."
Kıbrıs meselesinin yıllardır "kasıtlı olarak" Türkiye'nin önüne konulduğunu da söyleyen Denktaş, "Maksatlı olarak yapmışlardır Türkiye vazgeçsin diye. Ama Türkiye vazgeçmedi" dedi.
Kıbrıs'ta Rumlar'ın barış istediği inancıyla hareket edildiğini savunan Denktaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Rumlar'ın Kıbrıs'ı istediklerini anlamamış göründüler ve bu oyuna devam ettiler. Şimdi Türkiye'nin önüne engel olarak koydukları Kıbrıs sorunu konusunda Türkiye, gereğinden fazlasını yapmıştır. Hakikaten beklenmedik bir manevra yapmıştır, Türkiye'nin Kıbrıs üzerindeki haklarını ortadan kaldıran Annan Planı'na hem (Evet) demiştir, hem (Evet) dedirtmiştir bize. Türkiye, Avrupa Birliği'ne (Artık ben görevimi yaptım, Kıbrıs meselesi artık Türkiye'nin önünde değil, Rumlar'ın ve Yunanistan'ın önünde bir engel olmalıdır. Benden Kıbrıs Türkleri'ne, Rumlar'a yamalan, Rumlar'ın azınlığı ol, egemenliğinden vazgeç, devletim vardır deme diye baskı yapmamı bekleyemezsiniz. Çünkü sizsiniz bu insanlara iki ayrı referandum yapmak suretiyle Kıbrıs'ın kaderini tayin hakkı sendedir diyen. O halde onlarla uğraşın, benim önüme Kıbrıs'ı artık engel olarak getirmeyin) demesi lazımdır, ayırması lazımdır. Birkaç ülke bunu yapmıştır, yapacağını söylemektedir. Bazıları da daha düne kadar bize gelen diplomatlar, (Hayır Türkiye, Rum Hükümeti'ni tanımak mecburiyetindedir, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti diye bir devleti de tanıyamaz) demektedirler. Yani dişlerini göstermeye başlamışlardır. Zor bir durumdayız."
Yeni hükümet
kurulmalı
KKTC'de erken seçim ihtimalini değerlendiren Denktaş, şunları söyledi: "İhtimal değil, şarttır. Hükümeti kuramazlarsa 2 ay zarfında seçime gidilmesi gerekir. Ocak ayı içinde seçim öngörülmektedir. Temennimiz, kendi aralarında anlaşıp erken bir seçime gidilmesi gereği üzerinde durarak müşterek bir erken seçim hükümeti kurmalarıdır. En iyisi o diye düşünüyorum. Fakat partilerin sorumluluğudur. Bakalım ne yapacaklar."