logo
23 NİSAN 2024

Yeniçağ'ın yazarlarına...

07.10.2005 00:00:00
MHP'nin son mitingini yere göğe sığdıramayan Yeniçağ'ın köşe yazarlarına ithaf  olunur. Müslüm Karabacak'ın yazısı...

Yeniçağ'ın "aslan" köşeyazarlarına...  

Bir anda Bahçeli yanlısı kesilip Ankara'da yapılan ve neticesi AB konusunda hükümete destek olarak tezahür eden mitingi yere göğe sığdıramayan Yeniçağ'ın köşe yazarlarına iki yazıyı ithaf ediyorum. Birinci yazı..."MHP Apo'nun kurtulması için elinden gelen her şeyi yaptı. İdam cezasını yakın savaş ve savaş halleri dışında kaldıran, anadilde yayın ve anadilde öğrenim hakkını getiren ve azınlık vakıflarına mülk edinme kolaylığı sağlayan Avrupa Birliği'ne Uyum Yasa Teklifi, Adalet Komisyonu'nda 14 saat süren görüşme maratonunun ardından kabul edildi. Bununla beraber Apo ipten kurtarılmış, azınlıklara 80 yıldır alamadıkları, istedikleri gibi toprak satın alma hakkı verilmiş, anadilde yayın ve eğitim ile de Türkiye'nin milli bütünlüğünün köküne dinamit konulmuştur. Bütün bu ihanet teklifleri Anayasa Komisyonu'nda görüşülürken MHP'nin tavrı gerçekten ibret verici. Avrupa Birliği'nin en candan savunucusu MHP, AB'ye uyum yasalarının bazı maddelerine (özellikle de idam maddesine) karşı olduğunu ısrarla vurgulamasına rağmen, komisyonda tam tersi bir tutumla milleti kandırabileceği zehabına kapıldı. AB teklifi komisyona gelmeden, AB'ye uyum paketinin bölünmesini isteyen ve idam, anadilde yayın ve eğitim maddelerinin paketten çıkarılmasını isteyen MHP'nin, sıra icraata gelince tam tersi bir tutum içerisine girmekten imtina etmemesi MHP'nin samimiyet açısından hangi noktada olduğunu gösterdi.MHP: İdam pakette kalsınKomisyonda idam cezasını kaldıran birinci maddenin görüşülmesi sırasında Aksaray Milletvekili Ramazan Toprak, maddenin paketten çıkarılması konusunda önerge verirken, bir kısım milletvekili de önergeye "evet" oyu verdi. Ancak komisyonun MHP'li üyeleri çekimser kalarak önergenin kabul edilmemesine destek verirken, MHP'li Mehmet Gül de önergenin oylamasına katılmadı. MHP milletvekillerinin tamamı idam cezasının kaldırılmasını öngören maddenin paketten çıkarılmasını içeren önergeye evet oyu verseydi 10'a karşı 12 oyla önerge kabul edilecekti ve idam cezasının kaldırılması gündemden düşecekti. Böylece Apo'nun kurtulma ihtimali de kalmayacaktı. MHP kendince geliştirdiği taktiğe göre; idamın paketin içinde Genel Kurul'a gelmesini sağlayacak, Genel Kurul'daki oylamada da kendi dışındaki partiler kabul oyu vererek paketin geçmesini sağlayacaklar, diğer bir ifadeyle Apo'yu ipten alacaklar, sonra MHP de çıkıp meydanlarda Türk milletine şunu söyleyecek: "Apo'yu kurtarmak için yapılan oylamada ben "hayır" oyu verdim ama benim oylarım yetmedi. Diğer partiler "evet" dediği için Apo kurtuldu. Apo'yu asabilmemiz için MHP'nin tek başına iktidara gelmesi lazım..." İkinci yazı...Aşağıdaki yazı Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök'ün sayın MHP lideri Bahçeli ile yaptığı röportajın bir özetidir. 25 Haziran 2002'de köşesindeki makalesine göre bakın neler konuşmuş Bahçeli-Özkök. "Başbakan Yardımcısı Bahçeli'yle yarım saate yakın konuşuyoruz. Tabii ana konu, Avrupa Birliği'ne üyelik için gerekenlerin yapılması." "Bazı çevreler Avrupa Birliği'ni destekleyen kişilere, 'Teslimiyetçi' diyor. Bu yanlış. Ama ötekiler de itirazı olan kişileri hemen AB karşıtı olarak damgalıyor. Bu da yanlış. Oysa bu iki suçlama dışında çok geniş bir alan var. Biz işte oradayız." Bu pozisyon nedir? Bahçeli bunu çok net bir şekilde anlatıyor. Önce Avrupa Birliği'ne bildirilen siyasi kriterleri metinden okuyor. Metnin 2.1.8 No'lu bölümü aynen şöyle: "Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'na göre kesinleşmiş idam cezalarının yerine getirilmesi kararı münhasıran TBMM'nin yetkisindedir. Hükümet, TBMM'nin 1984 yılından bu yana yaşama hakkının özüne dokunulmaması yönünde benimsediği uygulamaya saygılıdır. Türk ceza hukukundan ölüm cezasının kaldırılması hususu, şekil ve kapsamı itibariyle TBMM tarafından orta vadede ele alınacaktır." Bahçeli iki noktanın altını özenle çiziyor: "Bir, bizim ölüm cezalarının uygulanmayacağı yolunda bir moratoryum ilan ettik. Buna sadığız. İki, idam cezasının kaldırılmasını orta vadeli bir karar olarak ilan ettik. Buna sadığız." Bahçeli'nin gerçek pozisyonu ne? Öcalan'ın asılmasını mı istiyor? AB'ye karşı mı? "Geçen hafta bana İngiltere'nin yeni büyükelçisi geldi. Türkçe de biliyormuş. Ama yanlış anlama olmasın diye Dışişleri'nin yetkilileri de vardı. Bana açıkça, sizden idam cezasını hemen kaldırmanızı kim istiyor, diye sordu. Kendileri Kuzey İrlanda ile ilgili olarak şu politikayı izlemişler. Terör tamamen sona ermeden hiçbir şeyi konuşmayız." Bahçeli kendi pozisyonunu, bir şemayla büyükelçiye anlatmış. O da elindeki deftere not almış. Bahçeli önündeki bir dosyayı açıp bana gösteriyor. Bu dosyada, AB üyesi ülkelerin idam cezasının kaldırılması yolundaki 6 numaralı protokolü, tam üyelikten ne kadar yıl sonra imzaladıklarını gösteren bir liste var. Öyleyse sorun ne? MHP Genel Başkanı bunu şöyle izah ediyor: "Biz şu soruyu soruyoruz: İdam cezasını kaldırdık. Kürtçe ile ilgili kararları aldık. Peki bütün bunlara rağmen bize tarih verilmezse ne olacak? Bu arada terör örgütü siyasallaşma yolunda epey mesafe alırsa bunun hesabını kim verecek?" Haksız değil. Çünkü bu konuda kimse çıkıp teminat veremez. Öyleyse AB'ye giriş meselesi nasıl çözülecek? MHP bu konuda ne öneriyor? Önerisi şu: "Bize bir tarih verilsin. Ondan sonra görüşmeler için 7-8 yıl var. Görüşmeler yürürken biz de üzerimize düşenleri tam olarak yaparız." Ya Öcalan'ın dosyasının Meclis'e getirilmesi meselesi? "Biz şunu göstermek istiyoruz: Teröristbaşının bir ayrıcalığı yoktur. O nedenle iki isteğimiz var. Biri dosyanın Meclis'e getirilmesi, öteki de F tipi cezaevine nakli." Peki Meclis'e geldiği takdirde, bazı milletvekilleri, biraz da seçim ortamının etkisiyle, "Getirin şu dosyayı Meclis'te oylayalım" derse ne olacak? Bahçeli'nin cevabı şu: "İdam cezaları uygulanmayacak diyen o moratoryumu kim imzaladı? Altında bizim imzalarımız yok mu? Elbette imzamıza sadık kalacağız" Kafamdaki son soruyu soruyorum. "Ya yıl sonunda AB bize tarih vermezse ne olur? Bunun sorumluluğu MHP'nin üstüne yıkılmaz mı?" "Siyaset risk alma sanatıdır. İnandığınız bir konuda elbette risk alacaksınız." Bunun arkasından şu sitemi yapıyor: "Bize hep sadece devlet adamı gibi davranın, hiç parti başkanı gibi davranmayın deniyor. Siyasette hep aynı kişiye aynı yükümlülük verilir mi? Başkaları AB konusunu kendi partisi açısından kullanacak, biz ise partimizin verdiği sözleri hiç düşünmeden hep partiler üstü siyasetçi olarak davranmaya mecbur bırakılacağız. Böyle bir siyaset var mı?" Röportaj burada bitse de, deyeceklerim bitmiyor. Bu da meclis tutanaklarından: Başkan (M. Sökmenoğlu): Devam edin sayın Sağlam. Mehmet Sağlam (DYP), (devamla): "Bir şey daha var: Şemdin Sakık ve 39 katil idama mahkûm, onların dosyalarını niye getirmediniz? Getiremezsiniz, yüreğiniz yetmez! Getiremezsiniz!.." (DYP sıralarından alkış, MHP sıralarında gürültüler) Başkan: Sayın Sağlam, teşekkür ediyorum. Mehmet Sağlam (devamla): "Şimdi bütün bunlara rağmen, Türkiye'nin 15 yılına, 35.000 canına ve 100 milyar dolarına mal olan terörist başının, Türkiye'nin geleceğine ipotek koymasına gönlümüz razı olmadığı için, bu teklife (Apo'nun affına) evet diyeceğiz, başka bir şey değil". SP Rize milletvekili Mehmet Bekaroğlu: "30 bin insanımız kaybettik. Devlet intikam almaz. Teröristbaşı Türk Devleti'nin elindedir. Bu barışa katkı sağlar."AKP'li M. Ali Şahin: "Ölüm cezasının kaldırılması durumunda yerine getirilen müebbet hapis cezasının anayasal güvenceye kavuşturulması gerekir". Hani Apo kimlere can borçludur bilesiniz diye yazdım bütün bunları. Müslüm Karabacak  
En çarpıcı deprem uyarısı
'Baza ve koltuk altlarını doldurun'
İstanbul'da kutlamaların merkezi Taksim Meydanı'ydı
Taksim Cumhuriyet Anıtı'na çelenk sunuldu
Esad, Abhazya Dışişleri Bakanı'na söyleşi verdi
'ABD'yle zaman zaman görüşüyoruz'
Bilim adamından korkutan uyarı
'Sıcaklık 4 ila 6 derece arttı'
Erdoğan buradaki törene katılmadı
Devlet erkanı Anıtkabir'de
Erbil ziyareti Metiner'i heyecanlandırdı
'Erdoğan’ı Kürtsüz bırakma operasyonu'
Havaların ısınmasıyla yine ortaya çıktı
Yılın ilk kene vakası görüldü
Arapça soru sorulunca Türkçesini istedi
Erbaş, Arapça bilmiyor mu?
Barzani'den Erdoğan'a teşekkür
'Zor zamanlarımızda yardım etti'
Milli irade 104 yıl önce hakim oldu
23 Nisan kutlu olsun
8 gün önce intihar etmişti
Mezarını açıp cesedi ateşe verdi!
Yatırım değil dizi tavsiyesi verdi
'İzlemeyen kalmasın'
Yükselirse, işi zor
Biden'ın geleceği petrol fiyatlarına bağlı
Vergileri indirin
Çin'in Ankara Büyükelçisi'nden tuhaf istek
En çarpıcı deprem uyarısı
'Baza ve koltuk altlarını doldurun'
İstanbul'da kutlamaların merkezi Taksim Meydanı'ydı
Taksim Cumhuriyet Anıtı'na çelenk sunuldu
Esad, Abhazya Dışişleri Bakanı'na söyleşi verdi
'ABD'yle zaman zaman görüşüyoruz'
Bilim adamından korkutan uyarı
'Sıcaklık 4 ila 6 derece arttı'
Erdoğan buradaki törene katılmadı
Devlet erkanı Anıtkabir'de
Erbil ziyareti Metiner'i heyecanlandırdı
'Erdoğan’ı Kürtsüz bırakma operasyonu'
Havaların ısınmasıyla yine ortaya çıktı
Yılın ilk kene vakası görüldü
Arapça soru sorulunca Türkçesini istedi
Erbaş, Arapça bilmiyor mu?
Barzani'den Erdoğan'a teşekkür
'Zor zamanlarımızda yardım etti'
Milli irade 104 yıl önce hakim oldu
23 Nisan kutlu olsun
8 gün önce intihar etmişti
Mezarını açıp cesedi ateşe verdi!
Yatırım değil dizi tavsiyesi verdi
'İzlemeyen kalmasın'
Yükselirse, işi zor
Biden'ın geleceği petrol fiyatlarına bağlı
Vergileri indirin
Çin'in Ankara Büyükelçisi'nden tuhaf istek

Başkentteki dev bayraklar havadan görüntülendi

Başkentte kırmızı beyaza bürünen binaların oluşturduğu görsel şölen havadan görüntülendi.
23.04.2024 09:03:00 / Güncelleme: 23.04.2024 09:06:54
İhlas Haber Ajansı
Başkentteki dev bayraklar havadan görüntülendi
Başkentteki dev bayraklar havadan görüntülendi
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla Başkent Ankara'nın bir çok bölgesi dev Türk bayraklarıyla donatıldı.

Çankaya, Keçiören ve Altındağ'a asılan dev ay yıldızlı bayraklar dron ile havadan görüntülendi.



Öte yandan I. ve II. TBMM Binası ışıklandırılırken restorasyonu tamamlanan EGO Genel Müdürlüğünün yeni binasında ise dev Türk bayrağı sarkıtıldı.

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı gün boyunca çeşitli etkinliklerle kutlanacak.

Trump taraftarları petrole oynuyor

 
 
İstanbul Topkapı Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu, Amerikan halkının petrol fiyatlarına duyarlı olduğuna işaret ederek, "Trump'ın gelmesini isteyenler petrol fiyatlarını yükseltmeye çalışıyor çünkü Biden yönetimi petrol fiyatlarının artmasını istemiyor çünkü tüketici güven endeksini olumsuz etkiliyor" dedi.
22.04.2024 23:56:00 / Güncelleme: 23.04.2024 00:01:59
AHMET TURAN YİĞİT
 Trump taraftarları petrole oynuyor
 Trump taraftarları petrole oynuyor


İstanbul Topkapı Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu, İstanbul'da katıldığı bir etkinlikte yaptığı sunumda, Türkiye ve dünya ekonomisini değerlendirdi. İsrail'in Gazze'de yaptığı soykırımı, Rusya'nın Ukrayna işgalini, Çin ile ABD arasında Uzakdoğu'da yaşanan gerilimi ve İran ile İsrail arasındaki gerginliği kastederek jeopolitik risklerin artmasının dünyanın her yerinde konuşulduğunu dile getirdi.

Enflasyonu düşürmek öyle kolay değil

Küresel ekonominin büyümeye gittiğini dile getiren Aslanoğlu, şunları söyledi: "Bu arada dünyada 320 trilyon dolar borç var, büyüme yavaşlarsa reel sektörün sorunu finans sektörüne yansır. Enflasyonda düşüş var ama takılmalar da var. 'Enflasyon dönüyor mu' sorusu sıklıkla soruluyor. Öte yandan ABD'de büyüme düşecek. ABD ile Çin arasında hegemonya savaşı var. Öte yandan dünya genelinde ülkelerin yakın bölgelerle ticareti büyürken, uzak bölgelerdeki düşüyor. Son verilere göre sanayi üretimi açısından ilk 12 sıradaki şöyle sıralanıyor: Hindistan, Yunanistan, Rusya, Endonezya, Brezilya, Meksika, ABD, Kazakistan, İspanya, Çin, Filipinler, Kolombiya...  Türkiye, dünya ortalamasının gerisinde… Öte yandan Trump yeniden başkan seçilirse, Avrupa ile ticaret savaşına girişebilir. Bu da Avrupa'da büyümeyi düşürecektir. Ukrayna sorununda Avrupa'nın elini zayıflatacaktır. Amerikan ekonomisi yüksek büyüdüğü için bu yıl faiz indirimi zayıf. O nedenle dolar bir süre güçlü gidecektir." Avrupa'nın faiz indiriminin daha yakın olduğuna işaret eden Aslanoğlu, "Petrol fiyatları 100 doları zorlayacak, çünkü yaz nedeniyle ulaşım canlanacak. Trump'ın gelmesini isteyenler petrol fiyatlarını yükseltmeye çalışıyor zira Biden yönetimi petrol fiyatlarının artmasını istemiyor çünkü tüketici güven endeksini olumsuz etkiliyor. Altın yeni dönemde rekor kıracak gibi. Borsalara ya negatif durum ya da yatay durum egemen olacak."

Türkiye'nin işi zor

Türkiye'deki muhtemel ekonomik gelişmeleri değerlendiren Aslanoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ABD ziyaretinin önemli olduğunu belirterek, şunları söyledi: "Ekonomide daralma bekliyoruz. Öyle yıllarca sürecek bir daralma değil. Bir yıl falan sürecek. Faizlerde biraz daha yükselme olabilir. Vatandaşta tasarruf eğilimi var. Türkiye bu yılın tamamında yüzde 2-2.5 büyüyecek. Enflasyon ise yüzde 45-50'ye inecek. Merkez Bankası bu ay faizi sembolik olarak faizi artırabilir. Akabinde yıl sonuna kadar duracak. Enflasyon yüzde 45'e inerse, faiz indirimine başlayabilir. Merkez Bankası son dönemde basılan para miktarını 2.5 trilyon liraya çıkardı. Bu parayı çekmek süper bono gibi enstrüman çıkarabilir. Bu yıl cari açık 15 milyar dolara inebilir. Döviz borcunu çevirmek zor görünmüyor. 900 CDS ile borcu çevirmişiz. Sorun vatandaşların dövize talebi... Merkez Bankası (MB) bu yıl Ocaktan Marta 35 milyar dolar sattı kuru tutmak için… Kurun ne olacağına MB ile ekonomi yönetimi karar verecek. Önümüzdeki günlerde döviz hafif hafif yukarı yönlü gidecek ancak çok değil. Kur artışı yaz aylarına denk getirilerek, enflasyonun düşük olduğu yaz aylarında biraz yüksek gelmesi sağlanacak. Asgari ücret yetmiyor çünkü Türkiye döviz bazında pahalı oldu. Asgari ücret Temmuz'da 20 bin liraya çıkabilir. 400-450 dolarda tutulacak asgari ücret! Yeni vergiler de gelebilir."

Gümrük Birliği'nde AB ipe un seriyor

Türkiye ile Avrupa Birliği arasında 28 yıl önce yürürlüğe giren Gümrük Birliği’nde Türkiye'nin istediği güncellemeye AB yanaşmıyor. Uzmanlar mevcut şartlarda AB lehine işleyen anlaşmada güncelleme konusunun kasıtlı bir şekilde sürüncemede bırakıldığını düşünüyor
22.04.2024 18:16:00
Yenal Arman
Gümrük Birliği'nde AB ipe un seriyor
Gümrük Birliği'nde AB ipe un seriyor
Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasındaki ekonomik köprü olan Gümrük Birliği (GB), 1963 yılında Ankara Anlaşması ile temelleri atılan ve 1996'da yürürlüğe giren bir anlaşmadır. Türkiye yıllardır Gümrük Birliği'nin güncellenmesi gerektiği ifade ediyor, ancak AB bu konuda adım atmaktan imtina ediyor. Bu anlaşmanın Türkiye'nin AB ile entegrasyon sürecinde önemli bir adım olduğunu düşünenlerin yanında, Türkiye ekonomisine zarar verdiğini ifade edenler de az değil. Gümrük Birliği yürürlüğe girdikten sonra, Türkiye-AB arasındaki ticaret hacmi artış göstermiştir. 1996 yılında 33 milyar dolar civarında olan bu hacim, 2022 yılında 196 milyar dolara ulaştı. Ayrıca, GB, Türkiye'nin Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) yükümlülüklerini yerine getirmesinde de önemli bir avantaj sağlamıştır. Ancak kimi uzmana göre Gümrük Birliği anlaşması olmasa dahi bu ticaret artışı gerçekleşecekti.

Tek istisna Türkiye

AB'de temel kural tam üyelikle birlikte Gümrük Birliği'ne girilmesidir. Hal böyleyken Türkiye üye olmadan AB ile Gümrük Birliği oluşturan Andorra ve San Marino gibi şehir devletleri dışındaki tek ülke oldu. Ekonomisi zayıf yeni üyelere kolaylık niteliğinde uygulanan istisnai kural ise, tam üyelikten bir süre sonra GB'nin başlamasıdır. Örneğin Yunanistan 1981'de tam üye olduğu halde, GB'ye 1986'da girmiştir. İspanya ve Portekiz ise 1986'da tam üye oldukları halde GB'ye 7 yıl sonra yani 1993'te girmişlerdir. AB tarihinde önce GB sonra üyelik hiç olmamıştır. Şu halde bu konuda tek istisna Türkiye'dir.

Gümrük Birliği'nin getirdiği zorluklar

Gümrük Birliği'nin Türkiye açısından olumsuz sonuçları olmuştur. Türkiye, gümrük politikalarını doğrudan belirleme yetkisini kaybetmiş ve AB'nin serbest ticaret anlaşmaları nedeniyle bazı ülkelerle haksız rekabet riskleriyle karşı karşıya kalmıştır. Ayrıca, AB'nin karar alma mekanizmalarına yeterli düzeyde dahil olamaması da eleştirilen noktalardan biridir. Gümrük Birliği'nin bazı sorunlu tarafları şöyle sıralanabilir:
Gümrük Birliği, Türkiye'yi AB'nin tam bir açık pazarı durumuna getirmiştir.
Gümrük Birliği'yle Türkiye dış ticareti yönlendirmede devletin elindeki önemli kozlardan biri olan gümrük politikalarını doğrudan belirleme yetkisini kaybetmiştir. Bu anlaşmaya göre örneğin Türkiye ithalat üzerine istediği gibi ek bir vergi koyamaz.
Teşvik politikalarımızı da kendi ekonomik çıkarlarımıza ve ihtiyaçlarımıza uygun şekilde belirleme imkanı GB yüzünden kalmamıştır. Bu alanda da AB'nin mevzuatına uymak zorundayız.
AB'nin serbest ticaret anlaşması imzaladığı bazı ülkelerin, AB üzerinden pazara girme avantajının da etkisiyle ülkemizle benzer bir anlaşma imzalamada isteksiz kalmasıyla oluşan ticaret sapması ve haksız rekabet risleri.
Gümrük Birliği'ni ilgilendiren alanlarda AB'nin karar alma mekanizmalarına Türkiye'nin yeterli düzeyde dahil olamaması.

Türkiye güncelleme istiyor

Türkiye uzun zanadır Gümrük Birliği'nin güncellenmesi ve modernize edilmesini talep ediyor. Ancak mevcut şartların AB lehine olduğu için muhataplarımız buna pek yanaşmıyor. Güncelleme talebinde Türkiye'nin AB ticaret politikası oluşturulurken danışma prosedürlerinin güçlendirilmesi, uyuşmazlıkların çözümü için etkin bir mekanizma oluşturulması ve karayolu taşımacılığındaki engellerin kaldırılması gibi konular öne çıkıyor. Uzmanlar, bu sürecin başarıyla tamamlanması halinde, Türkiye'nin AB pazarına daha etkin bir şekilde entegre olabileceğini ve karşılıklı ticaretin daha da artacağını öngörüyorlar.Yine Gümrük Birliği ile ilgili olarak görülen bir diğer konu da vize serbestisi. İş görüşmeleri yapma, iş anlaşmaları imzalama, ticaret fuarlarına katılma gibi sebeplerle AB ülkelerine seyahat etmek isteyen iş insanları için vizenin hem maddi bir külfet, hem zaman kaybı hem de psikolojik bir bariyer oluşturması Gümrük Birliği'nin işleyişini olumsuz etkiliyor. Ancak vize serbestisi AB ve Türkiye arasında ayrı bir çerçeve içinde görüşülüyor. İkinci önemli konu ise sanayi ürünleri ticareti ile kısıtlı olan Gümrük Birliği'nin kapsamının yeni alanlara genişletilmesi. Bu alanlar ise tarım ürünleri, hizmet sektörleri ve kamu alımları olarak öngörülüyor. Büyük ihtimalle bu alanlar ile ilgili düzenlemeler için ayrı araçlar kullanılabilecek. Yani Gümrük Birliği kararını revize etme ve ekleme yapmaktan öte ayrı anlaşmalar ile bir ikili ticaret paketi oluşturulacak.

Müşteriye ayar veren Patiswiss CEO'su Elif Aslı Yıldız Tunaoğlu istifa etti

Sosyal medya üzerinden küflü çikolataları paylaşan bir tüketiciyi "Karşında dev Migros ve biz varız" ifadeleriyle tehdit eden Patiswiss CEO'su Elif Aslı Yıldız Tunaoğlu görevinden istifa etti.
22.04.2024 14:40:00
Haber Merkezi
Müşteriye ayar veren Patiswiss CEO'su Elif Aslı Yıldız Tunaoğlu istifa etti
Müşteriye ayar veren Patiswiss CEO'su Elif Aslı Yıldız Tunaoğlu istifa etti
Bir sosyal medya kullanıcısının paylaştığı küflü çikolata fotoğraflarına verdiği yanıt ve açıklamalarla gündeme oturan Patiswiss CEO'su Elif Aslı Yıldız Tunaoğlu görevinden istifa etti.

Sosyal medya hesabından paylaşım yapan Tunaoğlu, "Samimi özrümün bir yansıması olarak bugün itibarıyla Yönetim Kurulu Başkanlığı görevimden ayrılıyorum" dedi.

"Savunması yok"

Tunaoğlu şu ifadelerle istifasını açıkladı:

"Her şeyin önüne koyduğum tüketicilerimizden birini, hatalı bir cevapla üzdüm. Özellikle her geçen yıl kadın istihdamını artırmayı, iş hayatındaki eşitliğini savunmayı kendine misyon edinmiş biri olarak hemcinsime vermiş olduğum hatalı cevabın savunması olmayacağını elbette biliyorum. Bu yaptığımın çok yanlış bir davranış olduğunu kabul ediyor, yaşanan bu tatsız hadise nedeniyle başta kendisinden sonrasında da tüm tüketicilerimizden ve değerli kamuoyundan samimi bir şekilde özür diliyorum.

Samimi özrümün bir yansıması olarak bugün itibarıyla Yönetim Kurulu Başkanlığı görevimden ayrılıyorum.

Görev değişikliği yönetim kurulunun kararıyla hızlıca ilan edilecektir."



Ne olmuştu?

Ankara merkezli çikolata fabrikası Patiswiss'in yönetim kurulu başkanı Elif Aslı Yıldız Tunaoğlu, bir sosyal medya kullanıcısının paylaştığı küflü çikolata fotoğraflarına tehditle yanıt vermişti.

Tunaoğlu, sosyal medya kullanıcısına "Karşında dev Migros ve biz varız" şeklinde ifadeler kullanmış, marka karalama davası açacağını da ima etmişti.

Tunaoğlu daha sonra da paylaşımını silmişti.

Tunaoğlu'nun verdiği yanıt sosyal medya tepki çekmişti. Tunaoğlu'nun tepki çeken açıklamalarının ardından Migros ve Carrefour Patiswiss ürünlerini raflardan ve internet sitesinden kaldırmıştı.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.