ING Bank Baş Ekonomisti Sengül Dağdeviren, ekonomide dış belirsizlikler devam ederken yön bulmanın zorlaştığını ifade etti. Dağdeviren, Türkiye ekonomisine ilişkin olarak da, "Yüksek cari açık baskısının kısa vadede hızla azalmayacağı anlaşılıyor" dedi
YENİ MESAJ - İSTANBULAvrupa ekonomilerinde yaşanan ekonomik kriz karşısında Euro Bölgesi dağılma tehdidiyle karşı karşıya. ING Bank Baş Ekonomisti Sengül Dağdeviren, Türkiye ve dünyada ekonomi gündemine ilişkin beklentileri ve gerçekleşmeleri değerlendirerek, şunları kaydetti: "Ekim ayı AB'nin Yunanistan'ın borç sorunu ve bankaların yeniden sermayelendirilmesi, Avrupa Finansal İstikrar Fonu'nun müdahale gücünün artırılması vb temel konularda çözüm odaklı bir yaklaşıma döndüğü sinyalleri ile uluslararası piyasalarda risk iştahının toparlandığı Türkiye'de de yurtdışı yerleşiklerin portföy satışlarının azaldığı bir ay oldu. Son dönemde ABD'de açıklanan ekonomik veriler yılın ikinci yarısında ekonomik aktivitede beklenen iyileşmeyi teyit ederken temel yapısal sorunlara dair (istihdam yaratılmaması vb) ise umut vermekten uzak kaldı. Kasım başında ise Yunanistan'dan gelen referandum açıklaması ile artan siyasi gerilim hükümet değişimini ve erken seçimi tetiklemiş gibi görünüyor ve daha da önemlisi siyasi gerginlik İtalya'yı da ipotek altına almış durumda." En kötü görülmedi "Kasım başındaki G20 zirvesi de dünya liderlerinin ne yazık ki en kötü görülmeden birlikte hareket etme reflekslerinin çok güçlü olmadığını gösterdi" diyen Sengül Dağdeviren, şunları söyledi: "Siyasi gerilim ve çözüm üretmedeki zorluklar AB'de Euro bölgesinin büyüklüğünün de tartışmalara girmesine neden olmuş gibi görünüyor. Dolayısıyla bu çözümsüzlük ortamında Euro bölgesi için 2012'de pozitif büyüme öngörmek tamamen gerçekçiliğini yitirmiş durumda. Nitekim ING olarak bu yılın ikinci yarısında Euro bölgesinde kendisini gösteren durgunluğun 2012'in ilk çeyreğinde de devam edeceği beklentisi ile 2012 büyüme öngörümüzü yüzde 0.5'ten yüzde 0'a çektik. İngiltere'de de büyüme görünümünün ciddi anlamda zayıfladığı düşünülürse önümüzdeki dönemde özellikle merkez bankaları üzerindeki baskı devam edecek gibi görünüyor (çünkü maliye politikaları borç sürdürülebilirliğine odaklanmak zorunda)." Türkiye'de ise enflasyonun artacağını ifade eden Dağdeviren, "Daha genel bir bakış açısıyla ise aslında Merkez Bankası'nın (MB) esnek bir yapıda kriz yönetimi süreci işlettiğini söyleyebiliriz. Yurtdışında belirsizlikler devam ettiği sürece de bu yaklaşım korunacak gibi görünüyor. Tüm tartışmalı yanlarını bir yana bırakacak olsak dahi bugün Türkiye'de uygulanan ekonomi politikalarının en önemli eksikliğinin net bir sinyal vermekten uzak, çoklu sonuca odaklı bir yapıda yönetilmesi olduğunu söyleyebiliriz" dedi.
YENİ MESAJ - İSTANBULAvrupa ekonomilerinde yaşanan ekonomik kriz karşısında Euro Bölgesi dağılma tehdidiyle karşı karşıya. ING Bank Baş Ekonomisti Sengül Dağdeviren, Türkiye ve dünyada ekonomi gündemine ilişkin beklentileri ve gerçekleşmeleri değerlendirerek, şunları kaydetti: "Ekim ayı AB'nin Yunanistan'ın borç sorunu ve bankaların yeniden sermayelendirilmesi, Avrupa Finansal İstikrar Fonu'nun müdahale gücünün artırılması vb temel konularda çözüm odaklı bir yaklaşıma döndüğü sinyalleri ile uluslararası piyasalarda risk iştahının toparlandığı Türkiye'de de yurtdışı yerleşiklerin portföy satışlarının azaldığı bir ay oldu. Son dönemde ABD'de açıklanan ekonomik veriler yılın ikinci yarısında ekonomik aktivitede beklenen iyileşmeyi teyit ederken temel yapısal sorunlara dair (istihdam yaratılmaması vb) ise umut vermekten uzak kaldı. Kasım başında ise Yunanistan'dan gelen referandum açıklaması ile artan siyasi gerilim hükümet değişimini ve erken seçimi tetiklemiş gibi görünüyor ve daha da önemlisi siyasi gerginlik İtalya'yı da ipotek altına almış durumda." En kötü görülmedi "Kasım başındaki G20 zirvesi de dünya liderlerinin ne yazık ki en kötü görülmeden birlikte hareket etme reflekslerinin çok güçlü olmadığını gösterdi" diyen Sengül Dağdeviren, şunları söyledi: "Siyasi gerilim ve çözüm üretmedeki zorluklar AB'de Euro bölgesinin büyüklüğünün de tartışmalara girmesine neden olmuş gibi görünüyor. Dolayısıyla bu çözümsüzlük ortamında Euro bölgesi için 2012'de pozitif büyüme öngörmek tamamen gerçekçiliğini yitirmiş durumda. Nitekim ING olarak bu yılın ikinci yarısında Euro bölgesinde kendisini gösteren durgunluğun 2012'in ilk çeyreğinde de devam edeceği beklentisi ile 2012 büyüme öngörümüzü yüzde 0.5'ten yüzde 0'a çektik. İngiltere'de de büyüme görünümünün ciddi anlamda zayıfladığı düşünülürse önümüzdeki dönemde özellikle merkez bankaları üzerindeki baskı devam edecek gibi görünüyor (çünkü maliye politikaları borç sürdürülebilirliğine odaklanmak zorunda)." Türkiye'de ise enflasyonun artacağını ifade eden Dağdeviren, "Daha genel bir bakış açısıyla ise aslında Merkez Bankası'nın (MB) esnek bir yapıda kriz yönetimi süreci işlettiğini söyleyebiliriz. Yurtdışında belirsizlikler devam ettiği sürece de bu yaklaşım korunacak gibi görünüyor. Tüm tartışmalı yanlarını bir yana bırakacak olsak dahi bugün Türkiye'de uygulanan ekonomi politikalarının en önemli eksikliğinin net bir sinyal vermekten uzak, çoklu sonuca odaklı bir yapıda yönetilmesi olduğunu söyleyebiliriz" dedi.