logo
09 MAYIS 2024

Yüce Divan değil İstiklal Mahkemesi

12.10.2005 00:00:00
Hüseyin Mümtaz, Giresun Işık gazetesindeki son yazısında, çuval hadisesine ve gündemdeki AB tartışmalarına bir başka boyuttan yaklaşıyor "Kurtlar Vâdisi" film haline de getirilecekmiş ve konusu Irak'ta geçecek olan senaryosunda vâdinin 'ağır abi'si Polat Alemdaroğlu çuval'ın intikamını alacakmış.Eğer bu ülkede milletin vicdanını derinden yaralayan çuval olayının intikamını almayı; demokratik düzen içinde sadece kendisine söylenilen görevin sınırları içinde kalma mazeretiyle bedel ödemekten kurtulacağını varsayan anayasal bilumum kurum ve kuruluşlar filmcilere, senaristlere ve artizlere bırakıyorlarsa yüce divan tartışmalarının hakikaten yeri ve zamanı gelmiştir ey millet.Bu açıdan ben Bahçeli'nin çıkışıyla başlayan ve Erdoğan'ın cevabıyla devam eden Yüce Divan muhabbetinin son derece gerekli ve yararlı olduğunu düşünüyorum. Ancak vücudu tepeden tırnağa saran bu kanser illetini kökünden halletmenin de sadece Yüce Divan olgusu ile çözülmeyeceğine inanıyorum.İstiklâl Mahkemeleri gereklidir.Özel şartlar, özel çözümler gerektirir.Bakın 5 Ağustos 2005 tarihli ve "İspanyol kadar Türk Olamamak" başlıklı yazımızda ne demişiz:* "Karar vereceksin.Türksen, bağımsız devletsen, bağımsız kalmak istiyorsan?İçeride ve dışarıda?Dahili ve harici bedhahlara karşı..Ona göre davranacaksın.Bağımsızsan ve bağımsızlığını korumak istiyorsan..Bağımsızlık Mahkemeleri kuracaksın..Eski dilde bağımsızlık, İstiklal demektir.Yâni İstiklal Mahkemeleri..Sonra da "tek dişi kalmış'' AİHM filan dinlemeden adam asacaksın? Kararlı duracaksın, adam gibi duracaksın, adam olacaksın..Sevr'e değil, Lozan'a sahip olacaksın". Ya 31 Temmuz 2004 günü yazdığımız "Van'da Devlet" başlıklı yazımızda neler söylemişiz?"Akepe, ANAP'lı bakanlar ve başbakanı da yine "akçalı konular'' yüzünden yüce divana sevkediyor.Ülkeyi bölüp-parçalamayı öngören ilk üç uyum paketini çıkardıkları için değil. Öcalan'ı asmadıkları için değil. Ben şaşırmadım..Biz 44 sene önce don-bebek yüzünden Menderes-Zorlu-Polatkan'ı asmış bir milletin çocuklarıyız. Başbakanlıktaki kasadan bilmem kimin donu çıkmış. Salim Başol Kore'ye neden asker gönderdi de şu kadar vatan evlâdının sebepsiz yere şehit olmasına yol açtığı sorusunu hiç yöneltmemiş. Biz hep politikacının ahlakını sorgulamışız. Uyguladığı politikanın ahlâksızlığını değil." ("Cumhuriyet'in En Uzun 6 Ayı". Hüseyin MÜMTAZ. Kum Saati Yayınları. İstanbul Aralık 2004. Sayfa 141.)Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğü ayaklar altına alınıyorsa... Anayasa'nın; devletin nitelikleri, bayrağı, başkenti ve milli marşı ile ilgili ve değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek başlangıç maddeleri tartışmaya açılıyorsa?İstiklal Mahkemelerinin kurulması elzem hâle gelmiş demektir.Hem İstiklâl Mahkemeleri kurulmalıdır..Hem de kapısının üzerine.."Yalnız Allah'tan Korkar" yazılmalıdır.Tıpkı Kurtuluş savaşı'nda olduğu gibi.Şimdi de geliyoruz nedenlerine.. MGK'nın yapısı yine değişecekEskiden elimiz yüreğimizde MGK Toplantılarını beklerdik, kimi 7.5, kimi de 9 saat süren. Önce ekmekler değil ama MGK 'bozuldu'. MGK'nın 'olağan' toplantıları iki aya çekildi. Sonra yapısı değiştirildi, AB'ye uyduruldu. Sırada asker üyelerin sayısının azaltılması değil, külliyen kaldırılması var, hiç şaşırmayın. Çerçeve Belge pazarlıklarının; ilk defa Genelkurmay Başkanı'nın dillendirdiği gibi "bedel ödeme" bâbında Parti Genel Merkezinde yapılmış olması uzun vâdede onun işareti değil de nedir? Şimdi ise hacıyolu bekler gibi AB'nin bilmem ne raporlarını gözlüyoruz. Erdoğan, Gül ve çiçek boşuna dememişler meğer "17 Aralık'tan sonra yeni bir düzen başladı" diye..Önce 2004'ün 6 Ekim İlerleme raporlarını bekledik.Sonra yine 2004'ün 17 Aralık'ını, şimdi de 2005'in 3 Ekim'ini.Duyduk ki hükümet bu defa gözünü 9 Kasım'a dikmiş.. 9 Kasım'da yeni ilerleme raporu yayınlanacakmış. Çünkü yeni "özel komiser" Rehn'in özellikle üzerinde durduğu dört başlık var ve bunlar şöyle sıralanıyormuş: İfade özgürlüğü, Kadın hakları, Sendikal özgürlükler ve azınlık vakıflarının malları. Eğer bir ilerleme olmazsa bu dört başlıktaki sıkıntının Türkiye ile ilgili ilerleme raporunda yer alması bekleniyormuş, bu da bu noktada müzakerelerin kesintiye uğrama ihtimali ortaya çıkarıyormuş. Çünkü Avrupa Konseyi geçen seneki 17 Aralık zirvesinde kalıcı insan hakları ihlalleri ve demokrasi zafiyeti olması durumunda müzakerelerin kesilebileceğini hükme bağlamışmış.Asker devreden çıkıyorEvet Dengir birisinin dediği gibi asker artık bizi bağlamıyor ama AB bağlıyor. Lâf aramızda ey millet "Mustafaoli" iyi ki geldi.Neler öğrendik, neler. Mantı yemeğe gittiği Kayseri'de "Tören bitti, şimdi çalışma zamanı" dedikten sonra iki büyük edepsizlik yaptı.1. "Ek protokolün Mecliste onaylanacağı teminatını hükümetten aldım" dedi.2. Avrupa'da iktidar ile muhalefetin anlaşmasının bir uzlaşma kültürü olduğunun altını çizdikten sonra muhalefete de seslenerek, hükümetle uzlaşma çağrısında bulundu. Yâni hem Yasama'nın işine karıştı, hem demokratik sistemimizi sorguladı, muhalefete talimat verdi. Bahçeli ne diyor? "Başbakan polemik yapmasın. Madem öyle Abdullah Öcalan hainini asmadığım için beni Yüce Divan'a göndersin".Erdoğan cevap veriyor: "Ana muhalefet lideri veya diğer marjinal gruplar kendilerine göre bazı şeyler oluşturuyorlar. Artık yetişemedikleri için üzüme... Bundan sonra kendilerine göre işte 'bu yol Yüce Divan'a çıkar' diyorlar. Bir yerden kendilerini tatmin edecekler. Başka çareleri kalmadı. Biz siyasetin ne olduğunu çok iyi biliriz. Biz siyasetin dilini çok iyi bilir, anlarız. Bu yola çıkarken, biz bunun bedelinin ne olduğunu bilerek çıktık.Eskiden anayasayı tağyir, tebdil ve ilgaya teşebbüsün sonu belliydi.Şimdilerde nasıldır hiç haberim yok.Bakın Bahçeli ne yapmıştı.Ocak 2000'de 57'inci Hükümetin koalisyon ortakları, üç kafadarlar; başbakanlıkta 7.5 saatlik bir toplantı yapmışlar ve Öcalan dosyasını başbakanlıkta bekletme kararı almışlardı. Bağımsız Türk yargısının kesinleşmiş idam kararını onay için Yasamaya göndermemişlerdi.Yürütme'de bile görüşmeye gerek duymamışlardı. Üç ahbap çavuşlar kendilerine, anayasada olmayan bir yetkiyi vehmederek; hâttâ açıkça anayasayı ayaklar altına alarak dosyayı bekletmişlerdi.Anayasada "liderler zirvesi" diye bir kurum, kurumsallaşmış bir yapı var mıdır? Demek ki anayasa 57'inci hükümet zamanında bizzat ortaklar eliyle rafa kaldırılmıştır.Peki anayasada "Parti Genel Merkezi" diye bir kurum var mıdır?Erdoğan da Çerçeve Belge pazarlıklarını Başbakanlık'ta, Bakanlar kurulu'nda değil, MYK'da yürütmüştür. Bırakınız devletin diğer "bedel ödemeyeceğini" zanneden kurumlarını; fakat Yüce Meclisi bile kaale almamıştır. Almadığını Finli Mustafa'dan, Mustafa Oli'den öğreniyoruz.Olli Rehn, Kayseri Ticaret Odası'nda düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'nin imzaladığı gümrük birliğini AB'nin yeni 10 üyesine genişleten ek ptorokolün Meclis tarafından onaylanması için hükümetten güvence aldığının söylüyor ve bu onay olmazsa, katılım müzakerelerin olumsuz etkileneceğini belirtiyor.Yâni hükümetten (Yürütme); Meclis (Yürütme) çalışmalarını etkileyeceği konusunda söz almış, teminat, güvence almış.Anayasamıza göre hükümetin böyle bir yetkisi yoktur ey okuyucu..Ek protokol ne? GB Ek Protokolü; Rumların da diğer 24 AB ülkesi gibi Türkiye tarafından tanınmasını öngörüyor. AB, hükümetin mektubunu yeterli görmüyor, meclisten de çıkmasını istiyor.Ve iş(p)in ucu gelip Kıbrıs'a dayanıyor.Daha düne kadar Erdoğan "Önce çözüm sonra tanınma" diyordu.3 Ekim'den sonra ise bir adım gerileyerek "Önce izolasyonların kaldırılması, sonra tanıma" demeye başladı. (NTV)Mustafa Oli ânında cevap verdi: Evet, izolasyonların kaldırılması için çalışıyoruz ama tanımayı buna bağlamak yanlış. Bu yeni bir durum olur, müzakereler türbülansa girer.Derken Erdoğan ile Rehn Havaalanı'nda "karşılaşıyorlar".45 dakikalık karşılaşmanın arkasından bir gazetecinin, "Ek protokol'ün TBMM'ye getirilmesi konusunda bir mutabakata varıldı mı? Bu konu görüşmede gündeme geldi mi?" şeklindeki sorusu üzerine bir gün önce Murat Akgün'e "gereği yok" demiş olduğu için sıkıntısı yüzüne vuran Erdoğan, "Bu konuyu Bakanlar Kurulu'nda arkadaşlarla görüşeceğiz. Onun 'timing'i noktasında kararı ondan sonra vereceğiz" diyor. Erdoğan, "Bir an önce gelmesi noktasında bir ısrar var mı?" sorusuna ise "O konuda, bir süre noktasında Rehn'in böyle bir açıklaması olmadı. Ama 'tabii bir an önce geçerse isabetli olur' diyorlar" şeklinde karşılık veriyor. Bize de bu son derece çapraşık Türkçeyi çözmek kalıyor.Oli Rehn Kayseri'de "sınır sorunları çözülmeli"derken; canım yurdumun bir başka köşesinde aynı anda denetlemelerde bulunan Avrupa Parlamentosu İnsan Hakları Alt Komitesi Başkanı Helene Flautre, Kürtçe'nin devlet okullarında rahatlıkla okutulabilmesi gerektiğini savunuyor.Olli Rehn Orhan Pamuk'u ziyaret ediyor.Hrant Dink'i neden etmiyor?Olli Rehn kadın derneklerinin dertlerini dinliyor.Şehit Aileleri ile neden görüşmüyor?Ve iş kıymetli okuyucu gelip "timingine sonra karar verilecek. olan" Ek Protokolün onayına dayanıyor.Yâni Kıbrıs'a?Ve kritik sorularVe "Yüce Divan" bu işi kesmez ey okuyucu..Ancak İstiklâl Mahkemeleri paklar..Râmazan-ı şerif dolayısı ile üç mübarek iftar vakti sorusu..Bilene 'icazet' verilecektir.1. Hıristiyan Büyükelçiler acaba Ankara gibi başka "Müslüman ülke" başkentlerinde de Ramazan boyunca Müslümanlara, Müslümanlar da onlara ahkâmlı iftar yemekleri veriyorlar mı?2. "Dinlerarası diyalog" ve cemaati olmayan harap kiliseleri onarıp cemaat icat ettikten sonra yeniden ibadete açma modası diğer Müslüman ülkelerde de mevcut mu?3. Filistinli Baş Müzakereci Nebil Şaat'a 2003 yılında Mısır'ın Şarm El Şeyh beldesinde "Tanrı bana, George Afganistan'daki teröristlerle savaş, dedi. Gittim savaştım. George Irak'taki despotluğu bitir, dedi. Bitirdim. Şimdi bana, Filistinliler'in devlet kurmasını sağla ve Orta Doğu'ya barış getir, dediğini hissediyorum. Bunu da yapacağım..." diyen Bush ile bizdeki "İbrahimî dinli" ve kerameti kendinden menkul birtakım nevzuhur şeyhlerin büyük bir işbirliği sergileyerek 'stratejik ortak' olmaları tamamen tesadüf mü yoksa "amentüde birleşmeleri"nden mi?
Trabzonspor finale yükseldi
Beşiktaş ile kupa için mücadele edecek
Atanmayan öğretmenlere çağrı yaptı
'Saraçhane'ye bekliyoruz'
Okula silahla girip cinayet işlemişti
Öğretmen katili tutuklandı
Özgür Özel geri adım atmayacak
'Tepkiler maksatlı ve örgütlü'
Cezaevinde intihar ettiği açıklanmıştı
Cem Garipoğlu'nun son görüntüsü
Kamu görevlileri 10 yıl sonra yargı karşısına çıktı
Adalet Soma'ya çok uzak!
'4 aydır dükkana musallat oldular'
Pilavcıya haraç kurşunu!
Dervişoğlu ilk grup toplantısında
Küskünlere çağrı yaptı
İstanbul Valisi, 2024'ün ilk 4 aylık asayiş verilerini açıkladı
"576 operasyonda 1256 şüpheli yakalandı"
Türkiye'de besiciliğin geldiği durumu
Diyanet İşleri Başkanı itiraf etti
Yabancı uyruklu bir öğrenci okul müdürünü öldürmüştü
Eğitimciler cuma günü iş bırakacak
İsrail'in saldırıları Refah'ı mezarlığa çevirebilir
İsrail acilen durdurulmalı
Komşu kavgasında vahşet
Arabaya bağlayıp sürükledi!
İstanbul Havalimanı'nda kaza
Uçak gövde üzeri iniş yaptı
İBB personelinden Özgür Özel'e tepki
Haddinizi bilin lütfen!
Trabzonspor finale yükseldi
Beşiktaş ile kupa için mücadele edecek
Atanmayan öğretmenlere çağrı yaptı
'Saraçhane'ye bekliyoruz'
Okula silahla girip cinayet işlemişti
Öğretmen katili tutuklandı
Özgür Özel geri adım atmayacak
'Tepkiler maksatlı ve örgütlü'
Cezaevinde intihar ettiği açıklanmıştı
Cem Garipoğlu'nun son görüntüsü
Kamu görevlileri 10 yıl sonra yargı karşısına çıktı
Adalet Soma'ya çok uzak!
'4 aydır dükkana musallat oldular'
Pilavcıya haraç kurşunu!
Dervişoğlu ilk grup toplantısında
Küskünlere çağrı yaptı
İstanbul Valisi, 2024'ün ilk 4 aylık asayiş verilerini açıkladı
"576 operasyonda 1256 şüpheli yakalandı"
Türkiye'de besiciliğin geldiği durumu
Diyanet İşleri Başkanı itiraf etti
Yabancı uyruklu bir öğrenci okul müdürünü öldürmüştü
Eğitimciler cuma günü iş bırakacak
İsrail'in saldırıları Refah'ı mezarlığa çevirebilir
İsrail acilen durdurulmalı
Komşu kavgasında vahşet
Arabaya bağlayıp sürükledi!
İstanbul Havalimanı'nda kaza
Uçak gövde üzeri iniş yaptı
İBB personelinden Özgür Özel'e tepki
Haddinizi bilin lütfen!

Eyüpsultan'da okul müdürü İbrahim Oktugan'ı öldüren zanlı tutuklandı

Eyüpsultan'da okuldan atılmasından sorumlu tuttuğu okul müdürünü silahla vurup hayatını kaybetmesine neden olan Y.K. çıkarıldığı nöbetçi hakimlikçe tutuklanarak cezaevine gönderildi.
08.05.2024 19:45:00
İhlas Haber Ajansı
Eyüpsultan'da okul müdürü İbrahim Oktugan'ı öldüren zanlı tutuklandı
Eyüpsultan'da okul müdürü İbrahim Oktugan'ı öldüren zanlı tutuklandı
Eyüpsultan'da 7 Mayıs'ta meydana gelen olayda iddiaya göre yabancı uyruklu öğrenci Y.K. (17), okuduğu özel liseden atılmasından sorumlu tuttuğu ve aralarında geçen tartışma dolayısıyla husumet beslediği okul müdürü İbrahim Oktugan'ı odasında silahla vurarak ağır yaralamıştı. Hastaneye kaldırılan Oktugan hayatını kaybederken, olayın ardından yakalanan Y.K. gözaltına alınmıştı.

Tutuklandı

Emniyetteki işlemleri tamamlanan suça sürüklenen çocuk Y.K., Çağlayan'da bulunan İstanbul Adalet Sarayı'na sevk edildi. Burada Savcılığa ifade veren Y.K., daha sonra çıkarıldığı nöbetçi hakimlikçe 'kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle tasarlayarak kasten öldürme' suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Hayati vücut bölgesine hedef alarak 2 el ateş ettiği belirtildi

Olaya ilişkin detaylar ise Savcılığın sevk yazısında ortaya çıktı. Sevk yazısında, öldürülen Oktugan ile suça sürüklenen çocuk Y.K. arasında okulda ilişiğin kesilmesi ve aralarında geçen tartışma dolayısıyla husumet beslediğinin anlaşıldığı, 2023 Aralık ayında gerçekleşen olay sonrasında suça sürüklenen çocuğun ulaştığı ruhi sükûnete rağmen fiilini planladığı şekilde icra ettiği, böylece Y.K.'nın eğitimci Oktugan'ı silahla hayati vücut bölgesine hedef alarak 2 el ateş ettiği ve hayatını kaybetmesine neden olduğu belirtildi.

"Bu olaydan dolayı yaşananları kendime yediremedim''

Öte yandan suça sürüklenen çocuk Y.K.'nın Savcılıkta verdiği ifadesi ortaya çıktı. Y.K.'nın ifadesinde, ''2023'ün ilk döneminin ortalarında başka bir okuldan bu özel liseye kayıt oldum. Burada çeşitli sebeplerde hakkımda disiplin cezaları yazıldı, ben imzalamak istemedim. Aralık ayında sınıfımdayken disiplin cezalarından dolayı annemin geldiğini öğrendim. Müdür İbrahim Oktugan'ın odasına gittim, annemle oturuyorlardı. Anneme Arapça bir şeyler söylemek istediğim sırada müdür, ''Burası Türkiye, benim okulumda kimse bu şekilde başka dil konuşamaz' dedi. Aramızda sözlü bir tartışma yaşandı. Annemin üzerine yürümesi üzerine polisi de aradık, daha sonra okulu terk ettik ve olaydan sonra bir daha okula dönmedim. Bizden aldıkları parayı da geri vermediler. Bu olaydan dolayı yaşananları kendime yediremedim'' dedi.

''Sabah anneme börek alacağımı söyleyerek çıktım, okula gideceğimden kimsenin haberi yoktu''

Olaydan 1 gün önce aynı okulda okuyan birini gördüğünü ve Aralık ayında yaşadığı olayın aklına geldiğini söyleyen Y.K. ifadesinin devamında, ''Tekrar sinir oldum. Müdürün hala okulda olup olmadığını sordum. Hala orada çalıştığını söyleyince 4 Mayıs günü 10 bin lira karşılığında aldığım tabanca ile okula gitmeye karar verdim. Sabah anneme börek alacağımı söyleyerek çıktım, okula gideceğimden kimsenin haberi yoktu. Kapıya geldiğimde selam verdim, bir anda kapı açıldı. Kimseye bir şey söylemeden hızlı bir şekilde müdürün odasına geçtim. Masada oturuyordu, beni görünce ayağa kalktı. Amacım ayaklarından vurmaktı ama bir anda kolunu havaya kaldırınca bana vuracağını düşünerek koluna doğru ateş ettim. 2 mermim vardı, ikisi de karnına geldi. Bana saldıracağını düşünerek ateş ettim. Sonrasında hızlıca odadan çıkıp geldiğim kapıya yöneldim ve silahı yere doğru tutarak 'peşimden gelmeyin' dedim. Kapıya koşup kapıyı zorladım, açılmayınca birinden açmasını rica ettim. Bir çocuk da kapıyı açtı. Benim amacım öldürmek değildi, dövmekti. Eve geçtim ve börek götürdüm. Üzerimi değiştirdim. Bir süre sonra da silahı ve telefonumu Alibeyköy Barajı'na attım'' ifadelerini kullandı.

Öldürülen okul müdürü İbrahim Oktugan son yolculuğuna uğurlandı

Eyüpsultan'da öğrencisinin silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden okul müdürü İbrahim Oktugan, son yolculuğuna uğurlandı. Cenazede Oktugan'nın eşi ve öğrencileri gözyaşlarına boğuldu.
08.05.2024 18:01:00
İhlas Haber Ajansı
Öldürülen okul müdürü İbrahim Oktugan son yolculuğuna uğurlandı
Öldürülen okul müdürü İbrahim Oktugan son yolculuğuna uğurlandı
Eyüpsultan'da okuldan atılan öğrencisinin silahlı saldırısı sonucu hayatını kaybeden okul müdürü İbrahim Oktugan için cenaze töreni düzenlendi.

Eyüpsultan Camii'nde düzenlenen cenaze törenine Milli Eğitim Bakanı Yardımcısı Nazif Yılmaz, Eyüpsultan Belediye Başkanı Mithat Bülent Özmen, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Murat Mücahit Yentür, İbrahim Oktugan'ın eşi Fatma Oktugan, oğlu Görkem Oktugan, öğretmenler ve öğrencileri katıldı. Cenazede Oktugan'ın eşi Fatma Oktugan ve öğrencileri gözyaşlarına boğuldu. Kılınan namazın ardından helallik alındı.

İbrahim Oktugan, Eyüpsultan Mezarlığı'na defnedildi.

Kamu görevlilerinin ilk kez hakim karşısına çıktığı Soma Davası 12 Eylül'e ertelendi

Manisa'nın Soma ilçesinde 13 Mayıs 2014 tarihinde meydana gelen ve 301 işçinin hayatını kaybettiği maden faciasında 28 kamu görevlisi yargılanmaya başladığı davanın ilk duruşması yapıldı. Aileler ve ailelerin vekillerinin davaya katılma taleplerinin asıl dosyanın incelenmesinin ardından değerlendirileceğini belirten mahkeme heyeti, baroların ve sendikaların davaya müdahil olma taleplerini reddederek, davayı 12 Eylül tarihine erteledi.
08.05.2024 15:19:00
İhlas Haber Ajansı
Kamu görevlilerinin ilk kez hakim karşısına çıktığı  Soma Davası 12 Eylül'e ertelendi
Kamu görevlilerinin ilk kez hakim karşısına çıktığı  Soma Davası 12 Eylül'e ertelendi
Manisa'da 301 işçinin hayatını kaybettiği Soma Maden Faciasında ihmali olduğu gerekçesiyle 28 kamu personelinin yargılanması için açılan dava Soma 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde başladı.

İlk celsede madenci ailelerin ve vekillerinin mahkemeye katılma taleplerini asıl dosyayı inceledikten sonra karar vereceğini belirten mahkeme heyeti barolar ve sendikaların katılım taleplerini ise reddetti. Heyet duruşmayı 12 Eylül tarihine erteledi.

"Geciken adalet adalet değildir"

Soma Adliyesi önünde bir açıklama yapan Manisa Barosu Başkanı Ümit Rona, "Bugün tam 9 yıl 360 gün sonra yani 10. yıla 5 gün kala maden faciasına sebep olanların ilk ana davada özel şirket mensuplarının yargılandığı bu katliamla ilgili ana davadan çok sonra 9 yıl 360 gün sonra bugün ilgili faciaya sebep olan kamu görevlileriyle ilgili davanın ilk duruşmasına girdik. Koşa koşa gelmesi gereken adalet maalesef düşe kalka, seke seke, topallaya topallaya, yerde yata yata, yuvarlana yuvarlana 9 yıl 360 gün sonra ilk duruşmasına sebep olacak şekilde adalet tecelli etmeye çalışmıştır. Barolarımızın katılma talepleri reddedildi. Burada uzatılmış bir zaman aşımı söz konusudur. Zaman aşımına uğradığı noktasında sanık vekillerinin talepleri oldu ama TCK açık, CMK açık, 66., 67. maddeler açık. Burada zaman aşımı söz konusu değil, zaman aşımının uzaması veya kesilmesi nedeniyle şuan için zaman aşımıyla ilgili bir durum yok. Zaman aşımı konusunda bir sıkıntı yok. Burada uzatılmış zaman aşımı var. iddianamede de bu husus yer alıyor. Burada acı olan şudur ki; Böyle bir faciadan 9 yıl 360 gün sonra kamu görevlilerinin yargılanmasına başlandı. Bu hukuk adına, adalet adına üzerine cübbe taşıyan bizler adına bir ayıptır. Halka olan adalet borcu açısından ayıptır. Vicdanları yaralayıcıdır. Bu kamu görevlileri ile ilgili meslektaşlarımızın suç duyuruları, Danıştay'a itirazları söz konusu oldu. 2019 yılında Enerji Bakanlığıyla ilgili ve 2020 yılında Çalışma, Sosyal Güvenlik Bakanlığı bürokratlarıyla ilgili izin verildi. bu kadar sürüncemede kalan süreçte, meslektaşlarım bu mücadeleyi sürdürdü. Uzama sebebi Danıştay'ın verdiği kararlar neticesinde bozmalar, itirazlar ve ilgili kurumların, bakanlıkların yaptığı dirençtir. Bakanlıkların bu personelleri koruma için yaptığı direnç maalesef bu yargılama bugüne kadar uzamıştır. Soma Cumhuriyet Başsavcılığının bu yönde talepleri olmuştur. Danıştay en son verdiği kararları 2019 ve 2020 yılında vermiştir yani geç vermiştir bu kararları. Geciken adalet adalet değildir." diye konuştu.

Türkiye Kamu-Sen: Okul Müdürü Oktugan için eğitimciler cuma günü iş bırakacak

Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, İstanbul'da özel bir lisenin okul müdürü İbrahim Oktugan'ın, öğrencisinin silahlı saldırısıyla öldürülmesini protesto etmek için Türk Eğitim-Sen öncülüğünde, 10 Mayıs Cuma günü okullarda iş bırakma eylemi yapılacağını bildirdi

08.05.2024 12:32:00 / Güncelleme: 08.05.2024 12:40:07
AA
Türkiye Kamu-Sen: Okul Müdürü Oktugan için eğitimciler cuma günü iş bırakacak
Türkiye Kamu-Sen: Okul Müdürü Oktugan için eğitimciler cuma günü iş bırakacak

Kahveci, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, İstanbul'un Eyüpsultan ilçesinde özel bir lisede okul müdürü olan İbrahim Oktugan'ın, okuldan atılmasından sorumlu tuttuğu yabancı uyruklu bir öğrencinin silahlı saldırısı sonucu hayatını kaybettiğini hatırlatarak, Oktugan'a Allah'tan rahmet, öğrencilerine, eğitim camiasına ve yakınlarına baş sağlığı diledi.

Her türlü şiddetin kabul edilemeyeceğini vurgulayan Kahveci, "Hayatımızı emanet ettiğimiz sağlık çalışanlarımız, geleceğimizi emanet ettiğimiz öğretmenlerimiz, postacılarımız, zabıtalarımız, güvenlik görevlilerimiz sokak ortasında, kurumlarında, iş yerlerinde, görevleri başında darp ediliyor, hayatları ellerinden alınıyor. Böyle bir vandallığa izin veremeyiz." değerlendirmesinde bulundu.

Kurumlarda bu tür hadiselerin önüne geçebilmek için güvenlik sorununun çözülmesi gerektiğine işaret eden Kahveci, bunun için okullarda yetkin güvenlik görevlisi kadrosunun tahsis edilmesi, kamu çalışanlarına yönelik şiddeti önleyici ve faillere yönelik caydırıcı müeyyideleri içeren yasal düzenlemelerin hayata geçirilmesi gerektiğini bildirdi.

Kahveci, şunları kaydetti:

"Türk Eğitim-Sen'in aldığı karar gereğince 9 Mayıs Perşembe günü kamu çalışanlarına yönelik şiddeti protesto etmek amacıyla öğretmenlerimiz ilk derslere girmeyecek, cuma günü ise iş bırakma eylemi yapılacaktır. Sendikamızın aldığı bu kararı destekliyor, imkanı olan tüm kamu çalışanlarımızın da bu haklı protestoya destek vermesini bekliyoruz.

Toplumumuzda kamu görevlilerimizin hak ettiği değeri ve saygıyı görmesi için yetkililerimizi gerekli tedbirleri almaya, eylem ve söylemlerinde daha hassas davranmaya davet ediyoruz."

logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.